ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gheorghe hagi vs wesley sneijder
-
hagi'nin marshall'lı mavili, bank ekspress parçalı, yine marshall beyaz çizgili ve telsim'li 4 adet forması mevcut bende.
sneijder'e bakıyoruz, henüz sıfır(0).
bu da neyi gösteriyor?
öğrenci olup baba parası yemek gibisi yok amk :/
________________________________________________________________________________
debe hagit: hagi için ibrahim erkal'dan gelsin madem sabah sabah.
https://www.youtube.com/watch?v=c1mjpm-n2wc
sneijder'e yazık sen koşacaklar
sneijder'e yazık sen vuracaklar
tüm 10'lara yazık
senin gibi olmayacaklar...
_________________________________________________________________________________
dayanamadım lan bu da volkan ayısı için gelsin, klipteki vücutçu oğlana(evet oğlan) dikkat ajhsdkhgashdagksaj;
https://www.youtube.com/watch?v=ojgbndatxvw
hasan can kaya
-
benzer formatta 3 adet reklam entry yazılmış, 15-23 tane fav almış üçü de, favlayanlar da aynı yazarlar. reklam olduğu baştan belli .
gökhan gönül
-
https://tenor.com/view/gokhan-gonul-gif-12461655
edit: link düzeltildi.
edit 2: hazırladığım gif sosyal medya'da çarşı'nın facebook sayfası dahil pek çok yerde paylaşıldı. bu kadar beğenileceğini tahmin etmediğim için gif'e bana ait olduğuna dair bir ifade koymayı düşünmemiştim. copy paste, alıntı veya çalıntı değil alın teridir. bu bilinsin yeter. saygılarımla.
debe edit: (bkz: 30 bin lira irem'i felçten kurtaracak)
20 haziran 2021 sedat peker videosu
-
ülkenin mafya lideri "ben iyiyim. beni merak etmeyin." diye video yayınlıyor. video içerisinde kitap önerisi yapıyor.
t.c simülasyonu çok farklı bir seviyeye gidiyor.
sokakta öpüşmek
-
adam "4 yaşında çocuğum var öpüşmeyin kavga çıkarırım" diye tehdit etmiş. yani 4 yaşındaki çocuğunun birbirine sevgi gösteren insanlar görmesinden ödü kopuyor, ama çocuğunun kavga çıkaran, şiddete meyilli insanlar görmesiyle hiçbir problemi yok. işte bu kafalar değişmedikçe ortadoğu bataklığının düzelmesi mümkün değil. sokakta öpüşmek size göre olmayabilir, bunu ayıp karşılayabilirsiniz ama öpüşenlere müdahale etmekten bahsettiğiniz anda toplum için en zararlı birey siz oluyorsunuz. yarın bir gün sizin çocuğunuz da büyüyüp sevgilisiyle öpüştüğünde çomarın teki tarafından saldırıya uğrayıp öldürülebilir. bunun sorumluluğu da sizin üzerinizde olur. inşa etmek istediğiniz toplum bu mu?
sinema tarihinin en dahi karakteri
-
robert de niro.
dikkat ettiyseniz dahi anlamındaki de ayrı yazılmış.
esenler otogarı'nın son hali
-
iki kova boya atmışlar, alt tarafı mazgal sökmüşlermişmiş.
o otogar mafyanın elindeyken içerde otopark haracı kavgası bitmiyordu. otobüs manevra için alt katlara indiğinde midemiz bulanıyordu. tuvaletleri saymıyorum...
e yapılsaymış madem bu kadar kolaysa?
25 sene neden yapılmadı? anca tıraş.
baba parası yemekten rahatsızlık duymak
-
bildik klişe. ama anaya saygısızlık. ayrımcılık, haksızlık bu.
ana yemeği yemekten de rahatsızlık duymak lazım bence. ama kimin umrunda, millet hiç utanmadan yumuluyor hazır sofralara, önlerine getirilmiş soyulmuş doğranmış meyve tabaklarına... babasının 1 lirasını yemekten rahatsızlık duyanların, annesinin 1 tencere dolmasını 1 oturuşta yiyip bitirmekten rahatsızlık duymaması büyük haksızlık bence.
sizi gidi gizli emek sömürücü sinsiler sizi!
(bkz: anne yemeği yemek)
shoegaze
-
1980li yılların sonlarında indie camiasında daha önce görülmedik tipte müzisyenler ortaya çıkıyordu. new musical express* adlı ingiliz müzik dergisi bunları "sahnede kazık gibi durup ya yere ya da pedallarına bakan indie gitaristleri" olmalarından ötürü shoegazers olarak etiketlemişti. görüldüğü gibi bu terim aslında bu gitaristleri aşağılamak amacıyla uydurulmuştu. eleştirilerdeki odak nokta "showman"liğin eksikliğiydi. müziklerini icra ederken seyircilerle sıfır temas kuran bu kişiler özellikle 80lerde iyice ayyuka çıkan müzikte içerikten önce görünüme, içindeki yemekten çok tabağın süsüne önem verme modasının tam da karşısında duruyorlardı. shoegazerlar indie hareketin müzik alanındaki felsefesini gerçekleştirmeye en yakın kişilerdi belki de. çünkü indie olmanın bir şartı da -belki de en önemlisi- şovdan uzak durmaktı. velhasıl nme gibi popüler müziğin yılmaz bekçisi dergilerin yakıştırdığı shoegazer terimi adeta kendilerinin ayağına dolandı, belki o gün değil ama bu janrın önemli grupları kendilerinden sonra gelen pek çok grubu etkiledi.
(bkz: #43016939)
ilber ortaylı'nın 2 bilimsel makalesi olması
-
https://scholar.google.com/…btng=&hl=en&as_sdt=1,31
google scholar'a gore bir cogu ciddi derecede atif almis 286 yayina sahip. kimi turkce kimi ingilizce. bunlarin ne kadari hakemli dergilerde bilmiyorum (ayrica sosyal bilimlerde basilan makalelerin nasil hakem kontrolunden gectigini de bilmiyorum). her seye ragmen saglam miktarda atif aldiklarini da goz onunde bulundurursak ortayli oldukca iyi bir yayin gecmisine sahip.
bunu bir kenera birakirsak su makalesinin ismi cok ilgimi cekti:
[pdf] devenin taşıma maliyeti eğrisi üzerine bir deneme
i ortaylı - ankara üniversitesi sbf dergisi, 1973 - dergipark.ulakbim.gov.tr
insanlar sag sol diye tepinirken ortayli'nin bunlara kafa yormasi ve 40 yil bu cizgiyi surdurmesi etkileyici.
edite edit: sosyal bilimlere akademik anlamda hakim degilim ama "yazdigin kitabi tanimam" demek cok da anlamli gelmedi. bu yaklasimla edward said'e de senin yazdigin kitap (oryantalizm) d&r'da satiliyor, bilimsel degil diyebilirsiniz ama cok ciddiye alan cikmaz. onemli olan atif almak ve zamanin testinden gecmek. bu butun disiplinler icin gecerli.