hesabın var mı? giriş yap

  • herhangi bir inancın veya ideolojinin insanlığın bütün sorunlarını çözeceğine körü körüne inanmak ve daha kötüsü bu inancını başkalarına baskı kurarak hakim kılmaya çalışmak.

  • ingilizce konuştuğu sahnelerde dizi, kavak yelleri olmaktan çıkıp bir hollyoaks'a dönüşüyor adeta. bence yapımcılar bu ablamıza bi güzellik yapsın ve o ingiliz elemanı diziden çıkartmasın. o konuşsun, biz dinleyelim.

    özcan deniz ingilizcesinden sonra insana gurur veriyor lan?! bir türk böyle güzel konuşsun bir başka dili. heyret!

    not: biliyoz heralde orada doğup büyümüş hatun. ona bakarsan mahmut tuncer de istanbul'da büyümüş sayılır? o türkçeyle hem de.

  • dönerciler döneri böyle yaprak kadar ince kesip ekmeğin arasına koyuyor ya hani, göze de az geliyor. birgün bütün döner halkasını kocaman, böyle hayvan gibi ısırmak istiyorum sözlük.

  • 1. ticarette kimseye güvenmeyin, güvenmediğinizi de belli etmeyin.
    2. ben bu malı kesinlikle almalıyım diye düşünmeyim. ben bu malı bu şartlarda bana gelirse alırım deyin. (mal alınırken kazanılır)
    3. malınızı sıkışıp geliş fiyatına vs. eşe dosta bile vermeyin. geri plandaki görünmeyen maliyetleri gözettiğinizde zarar yazar. ticarette dost olmaz. çünkü genelde acıdığınız bu tiplerin ticareti söz konusu olunca size acımayacaktır. ticaret iş görmek için değil sadece para kazanmak için yapılır. herşeyin bir maliyeti vardır ve herkes buna katlanmalı.
    4. ticarette prensipleriniz olsun, ticaret savaşılarak kazanılır. bir kişi zaten bir malı alacaksa sizden döner dolaşır yine alır. müşterinin nabzını iyi tutun. onun o mala karşı ne kadar istekli olduğunu sezinlemeye çalışın.
    5. en kötüyü hesap ederek işletmenizde para akışının durmayacağı bir finansal model geliştirin. ekonominin coştuğu, paranın bol olduğu zamanlarda paranın hepsini yiyip sadece elinizdeki malla dikilip kalmayın, kenara köşeye para atın.
    6. işletmenin varlığıyla, kişisel varlıklarınızı ayırın. işletmenin kasasını cebin gibi kullanma.
    7. işinizi devamlı geliştirmeye bakın, amortismanlarını da hesap ederek uzun vadede maliyetlerinizi aşağı çekecek ve ticaretinizi artıracak işlere paranızı harcayın.
    8. çok şaşalı, havalı, paralı gözükmeyin, çok mütevazi olun, ortalama bir arabaya binin, ama iş ticarete gelince mütevazi olmayın, mesela mütevazi görüntünüzle yanda satılan dükkanı peşin para çat diye alırsanız, mütevazi haliniz tam bir karizmaya dönebilir.
    9. size işiniz sorulduğunda, işleriniz süper olsa bile asla ve asla süper şöyle böyle demeyin, insanlar sizin sektörünüze göz dikebilir. gerekirse hep ağlak bir tablo çizin ama paralar kasada bunu da unutmayın :)
    10. sabırlı olun, panik satışlar yapmayın, zaten köşede kenarda bol günlerde attığınız paralar duruyorsa, piyasa düşse bile tekrar çıkmasını bekleyin.
    11. kontrol edemeyeceğiniz kadar borç yapmayın, krizlerde insan piyasanın kötülüğünden hemen borçlarını sıfırlamayı düşünürler ve çok geçmeden piyasa toparlayabilir. ve onların değersiz olduğunu düşündükleri şey başkalarının yüksek karlı ürünü olabilir.
    12. ödemede problem yapmayan dürüstlüğünden emin olduğunuz insanları kesinlikle kırıp küstürmeyin.
    13. sizinle sıkı pazarlık yapan insanlardan çok korkmayın, çünkü genelde borcunu ödeyecek tipler çingene pazarlığı yapar. dolandırıcılar sizin tamahkar damarınızı yakalarsa yüksek fiyat verip sizi tokatlar. siz şöyle sattım böyle çaktım derken bir bakmışsınız o size hepsini çakmış.
    14. dürüstlüğü elden bırakmayın ama dünyanın en uyanık dürüstü olun.
    15. ticaret paradır, parayı zaman ekseninde çoğaltmaya bakın, hep bugünü düşünmeyin, yaptığınız hamlelerin sizi büyüteceğini düşünerek hamle yapın. doğru kararlar almak sizi uzun vadede zengin yapabilir.
    16. realiteyi asla elden bırakmayın. lotocular gibi büyük riskler almayın, küçük riskle büyük getirisi olacak işleri de sezinlerseniz asla kaçırmayın.
    17. eğer insan psikolojisini çok iyi bilen biraz gaddar bir adamsanız ticaret yapın, eğer naif ve duygusal bir insansanız yanından bile geçmeyin.

  • kelime başına ücret mi alıyorlar nedir.. mesela:

    “ya rab! şu anda şu mekanda şu yerde şu mübarek camide seni anmak, seni zikr etmek için toplandık, bir araya geldik, evlerimizden işlerimizden ayrıldık, çocuklarımızdan ayrıldık, buraya geldik, huzurunda hazır nazır olduk, dua ediyoruz, sana el açıyoruz ya rab! ellerimizi şuna buna değil, sana kaldırıyoruz, sana yalvarıyoruz, içimizi sana döküyor ve senin için deşarj oluyoruz.”

    özet: “şimdi buradayız ve dua ediyoruz.”

    bir başka örnek: “demek ki neymiş efenim, maddi imkanı el veren, yeterince parası olan, ekonomik durumu iyi olan kimseler için hacca gitmek artık bir vecibedir, bir görevdir, boynunun borcudur ve bu borç ancak ve ancak bizzat ve bilfiil hacca giderek ödenir, yerine getirilmiş olur. eğer bu kişi, bu tuzu kuru şahıs hacca gitmezse (şimdi hepsini ters çevir) bu vecibeyi ifa etmemiş, görevini savsaklamış, boynunun borcunu ödememiş ve dolayısıyla ne yapmış olur, yapması gereken bir şeyi yapmamış olur (kişi hacdan geldi bu arada cümle bitene kadar).”

    özet: zenginsen hacca gitmen şart.

    biri buna dur diyecek mi, yoksa “dur yapma, etme eyleme” şeklinde eş anlamlı kelimeler mi kullanmamız gerekiyor?

    lâhika edit ilave ek: 500 yıl öncesinden gelen giri özetini de buraya koyalım:

    koyup tesbih-i mercânı* seni kim dinler ey vaiz
    mufassal kıssa başlarsın, garîb efsane söylersin
    bâkî

    ayrıca: bu ortak duygumuzun desteklerinizle gündeme gelmesinden mutlu mesut ve bahtiyar oldum. allah cümlenize sağlık, sıhhat ve afiyet (3in1) versin, bakın benim cümleme verdi bile!

  • yaptığı telefon görüşmesi yüzünden, gözaltına alınabileceğini bilen ahmet hakan'ın bir nevi ön açıklama tadında olan yazısı.

  • halen evrimi aynı canlının doğumu ve ölümü arasında gerçekleşen bir süreç sanan sığırların ataları nasıl hayatta kalabilmiş?