hesabın var mı? giriş yap

  • “normal yolcu sayısının iki katını aldıkları zamanlarda, ödediğimiz ücretin yarısını iade ettiler mi ki iki kişilik ücret ödeyelim?” diyerek itiraz ettiğim önermedir.

    ps: senin ruhun dolmuşçu.

    düzeltme: anlatım bozukluğu giderildi.

  • korku filmlerinde herhangi bir sahnede gerginlik nasıl yaratılır sorusunun cevabını merak edenler için:

    gerilim yaratmaya başlamak için birkaç temel film yapım tekniği mevcut.

    bunlardan ilki arka plan hareketini göstererek bir tehlike duygusu yaratmak. görsel

    bir sahnede gerilim yaratmanın klasik yollarından biri, izleyiciye arka planda hareket eden bir şey göstermektir. bu teknikle izleyicilere kahramanın sahip olmadığı bilgileri sağlayabilirsiniz. gerilimi arttırmanın hızlı bir yolu, izleyiciye kontrol hissi kaybı yaşatıyor. yapabilecekleri tek şey ise karakter tehlikeli bir duruma girerken çaresizce izlemek oluyor.

    neredeyse herkes film izlerken sesli tepkilere şahit olmuştur. karakter şansını zorlarken "gitme oraya işte..." gibi...

    2- bulanıklaştırma. görsel

    bulanık arka plan nesneleri her zaman korkutma faktörünü arttırır.

    arka planda bir şeylerin sürünmesi korkutucu olsa da, sürünen şeyin ne olduğunu açıkça göremediğinizde daha da korkutucu. sığ bir alan derinliği kullanarak bir şeyi veya birini gizleyin .

    alan derinliğini azaltmak, canavarınızın kendisini izleyicilerden mükemmel bir şekilde gizlemesine izin verecek, ön planı ve arka planı bulanıklaştırmaya yardımcı olacaktır.

    3- doğru müzik kullanımı (en etkili faktörlerden biri bu olabilir bence) görsel

    ruh halini ayarlamak için müzik kullanmak gerekir. sesler, filmlerin çok büyük bir parçasıdır ve çoğu zaman bir sahneyi başarılı kılan belirleyici faktördür. gerilim oluşturmak için güçlü bir araçtır.

    bir şeylerin yolunda gitmediği havasını ayarlamak için müzik kullanılır veya izleyici yaklaşan tehlikeye karşı uyarılır. stresi artırmaya yardımcı olmak için ise ses yavaşça hızlandırılır.

    bunların tersine sessizlik de işe yarar. seyirciyi şaşırtmak için sessizlik kullanılabilir. bu tehlikenin maskelenmesine yardımcı olabilir.

    4- ses efekti ekleme (sfx) link

    doğru ses tasarımı , dinleyicileri dünyanıza çekmenize yardımcı olur. daha dokunsal hale getirir.

    misal, sadece bir kapıya bakmak sizi o kadar germeyebilir. izleyiciyi kapının hemen arkasında bir şey olduğu konusunda uyarmak için burada sesi kullanırız. bunlar; ayak sesleri, kapıya vurulması veya çarpması, gıcırdayan tahta, hareket eden bir kapı kolu veya bunlara benzer herhangi bir şey.

    rahatsızlığın iletilmesine yardımcı olmak için, bir kalp atışı, biraz ağır nefes ve bunlara benzer sesler eklenebilir.

    5- yavaş dönüş görsel

    yavaş dönüş özellikle seyirci için gerilim yaratmakta. bu teknik sinemada neredeyse her zaman kullanılır. alien serisinden herhangi bir film izlediyseniz, yavaş dönüş yapan bir karakter görmüşsünüzdür.

    bununla birlikte, bu teknik sadece ekran süresini tüketmekle kalmaz, aynı zamanda izleyiciyi gergin hale getirmeye de yardımcı olur.

    6- canavarı göstermemek görsel

    canavarı göstermek korkutucu olabilir ama canavarı göstermemek daha da korkutucudur.

    steven speilberg bunu planlamamış olsa da, köpekbalığını göstermemesi jaws'ı yüzyılın en korkunç filmlerinden biri yapmıştır. canavarı göstermemek, her şeyi izleyicinin hayal gücüne bırakır.

    not: 2017 yapımı the ritual filmi buna iyi bir örnek olabilir.

    7- ince kamera hareketi görsel

    izleyicilerin gözlerini korkunun kaynağına yönlendirmek için kullanılır. ince bir kamera hareketi, çerçevenin belirli bir bölümüne dikkat çekmeye yardımcı olabilir. izleyicinin bakması istenilen yere bakmasına yardımcı olması için bu hareket kullanılabilir. doğru müzik kullanımı ile izleyici gerilir.

    8- tepki çekimi görsel

    tepki çekimleri, gerçek canavarı veya başka bir varlığı göstermekten daha korkunç olabilir. canavarı gösterme tekniği yalnızca tepki çekiminin gücünden dolayı işe yarar. bir tepki çoğu zaman neye tepki verildiğini göstermekten daha merak uyandırıcıdır. bu çekimler dramayı daha dramatik ve korkuyu daha korkunç hale getirir. bir olayın gerçekleştiği sırada ya da gerçekleştikten sonra bir kimse ya da şey üzerindeki etkisini gösteren çekim tanımlayabiliriz.

  • o yıllarda öyleymiş yani evet. artık çok şey değişti. son zamanlarda bir hafifleme geldi. artık her şey daha güzel. herkes ülkenin kıymetini bilsin.

  • konya'da kimse kimseyi cumaya gitti diye işten atmaz, bilakis o kişi terfi alır. altında başka bir sebep vardır onun, camiye ayakkabıyla girip bira içmiş olabilir.

  • işveren: neden aliminyum boru ve kontraplak sektörü? sizi bu sektöre çeken nedir?

    aday: aliminyum kontraplaklar küçüklüğümden beri benim hayatımın anlamıdır çünkü. hayatımı kontraplaklar arasında geçirmek, burada sabahlamak, kontraplaklarla gülmek ağlamak ve bu işi yaparken ölmek istiyorum !!

    işveren: (!! vay be.... ! ?? ! )
    (bkz: kontraplak)

  • insanı biber gazı altında bile güldürür.

    inönü stadı'nın orada barikat kurmak için tırı çalıştırmak isteyen bir grup "düz kontak bilen var mı?" diye ortalıkta dolandı. "hırsız var mı kızmayacağız bak valla gel" diye bağırdılar. kimseyi bulamayınca da "ne düzgün bir kitleymişiz arkadaş helal be" diyip tırdan vazgeçtiler.*

    bu kitle bir harika dostum!

  • yine kendilerine yakışan bir açıklama yapmışlardır. yanlarındayız. asla pes etmeyeceğiz.

    "türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, terör örgütü kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görevlendirilenlerin görevlerini yapmalarına engel olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme."
    ne mutlu bizlere ki, isnat edilen bu suçlamalar içerisinde halkı gece - gündüz, çoluk - çocuk, genç - yaşlı demeden gaza boğmak yok !
    bir tenhada acımasızca, hunhar bir şekilde bir genci döverek öldürmek yok !
    "üç tane sıktım" yok !
    çatıdan adam atmak yok !
    ondördünde fırına "ekmek" almaya giden kara kaşlı bir fidanın onbeşinde, onaltı kilo toprağa verilmesi yok !
    hırsızlık, yolsuzluk yok !
    "bir eylemin ahlaki değerini eylemin sonucu değil, eylemin ardındaki niyet belirler."
    yukarda yer alanlar kimin niyetinin ne olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
    hayatın kendisini gerçeğe çok yakın kılmak gibi bir derdi yoktur, hayat gerçeğin ta kendisidir.
    16 aralık'ta deplasmana gidiyoruz;
    adalet için, hukuk için, vicdan için, ülkemizin yarınları için gidiyoruz.
    van'da üşüyen, soma'da ağlayan çocuklar için...
    sokak köpekleri için, yetimler için, yaşlılar için gidiyoruz.
    karadeniz'e dere olmak için gidiyoruz.
    bizi kanser eden bu hukuksuzluğa ilik bulmak için gidiyoruz.
    tribüne çıkmak bizim için bir davadır, beşiktaş davasıdır.
    gittiğimiz her yerde bu dava için haykırmaktan geri durmayız.
    16 aralık deplasmanında da o mahkeme kürsüleri bizim için insanlığın davasını haykıracağımız bir tribündür.
    bu süreçte bizlerden desteğini esirgemeyen herkese teşekkürü bir borç biliriz.
    asla pes etmeyeceğiz, haramilerin sofrasına diz çökmeyeceğiz.
    çarşı"

  • yan yana dizilmiş onlarca koşu bandı. hepsinin üzerinde birbiriyle yarışan ama aynı yerde duran kadınlar. aynı numara saç boyası, aynı marka ayakkabı, aynı kesim eşofman altı. hepsinin önünde aynı mp3 çalar, hepsi aynı şarkıyı çalar: "bu mp3 çalar değil, ipod!", "bu farklı".

    dolaplarda, pardon locker'larda aynı eşyalar. aynı çantaların içinde aynı cep telefonları. asla kullanılmayan yüzlerce fonksiyonu olan, aynı melodiyle çalan oyuncaklar. sahip olmak için aynı insanlarla aynı kuyruğa girilen, "farklı" telefon.

    menüleri birbirinden farklı, masaya konan yemek birbirinin aynı yüzlerce "farklı" cafe. aynı salatayı yiyen, aynı saç modeline sahip yüzlerce insan. adı farklı, huyu suyu, saçı sakalı aynı erkekler hakkında aynı dertleri yanan; isimleri farklı birbirinin aynı kadınlar. aynı diziyi izleyip, aynı şarkıyı dinleyip farklı olduğunu hisseden; buna rağmen kendini iyi hissetmeyen farklı kadınlar.

    herkesinkinden farklı gördüğü çocuğunu, herkesin göndermek için can attığı aynı okulda okutabilmek için çırpınan; kendisi yemeyen, çocuğunu herkesle aynı fast food zincirinde yediren; kendisi giymeyen, çocuğuna herkesle aynı kıyafeti alan aileler.

    aynı gün, aynı saatte, aynı kıyafetlerle aynı işin başına koşan, ve o işi yaptığı için "farklı" olduğunu düşünen aynı servisin yolcuları. aynı marka monitör ve klavyelerin başında, aynı mouse'ı oradan oraya döndürüp tüketilen aynı gençlik.

    aynı farklı insanlarda; aynı stres, aynı bunalım aynı depresyon. ve tüm bunları ortadan kaldırması için gidilen aynı doktor, yutulan aynı kimyasal leblebi.

    aynı malzemeyle yapılmış, birbirinin aynı bloklardan oluşan siteler. aynı mimari, aynı mutfak, aynı salon. aynı ebeveyn banyosunun aynı kabına sıçıp, kendini "farklı" hisseden binlerce insan.

    içiniz rahat olsun,
    hepiniz farklısınız.

  • okurken ben utandım, bu nasıl bir sahtecilik? oha!! demekki adamlar her alanda.... diye başlayan ardı arkası tükenmeyen deli cümleler dönüyor kafamda.

    haberde şöyle bir detay var:

    --- spoiler ---

    "sanığın kullandığı diplomanın sahte olup, bu sahteliği yapanlarla dayanışma içine girdiğine, bu suça katıldığına dair herhangi bir delil yoktur."

    --- spoiler ---

    ya hu güzelim adam kendisinin lise okuyup okumadığını bilmiyor mu? okumadığı lisenin diplomasını kullandığına göre, ne demek "bö söçö kötöldöğönö döür hörhöngü bör dölül yök." daha ne yapsın suç teşkil etmesi için?

    edi büdü: bakın arkadaşlar; “hamza yerlikaya'nın, sahte diploma üretilmesi ile iglili süreçte işbirliği yok, buna dair delil yok. bunu üreten kişi kendisi değil” anlamışım değil mi? :) bu konuda mesaj atmayın artık , minnoş parmaklarınıza yazık.