ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
turkish citizenship database
-
binali yıldırım "böyle bir şey yok. veriler çalınmadı" açıklaması yapıyor ama ben şu an binali yıldırım'ın tc kimlik nosunu, anne ve baba adını bu database'den görebiliyorum.
lin pesto
-
yananı görür allah ve bebek coverlarıyla beni benden alan güzel sesli, yetenekli insan. herkes gibi ben de jakuzi havası sezdim. ee onu seven bunu da sevdi haliyle. keşke spotifyda da görebilsek kendisini ama telif sorunu yüzünden muhtemelen göremeyeceğiz uzunca bir süre. muazzam coverlarının devamını dileyelim.
aydemir akbaş'ın 20'lik alırım açıklaması
-
gitmeyin lan adamın üstüne adam her erkeğin isteyeceği şeyi delikanlı gibi söylemiş. sunucular olur mu öyle şey falan diyorlar aydemir abimiz "o da razıysa" diye ifadesini tamamlıyor.
pedofili falan diyenler olmuş ama pedofili başka bir şey arkadaşlar. böyle şeylere pedofili derseniz bu kavramı meşrulaştırmış olursunuz.
20 yaşında kızla evlenmek isteyen adama kadın düşkünü denir, zampara denir, kırkından sonra azanı teneşir paklar denir ama pedofil denmez. pedofili çok başka bi durumdur ve insanlık suçudur amk. olayları birbirine karıştırmayın.
türkiye'nin en hoşgörülü şehri
-
şuana kadar gittiğim bütün iller arasından kırklareli demek istiyorum. şehir zaten çoğunlukla emeklilerden oluşuyor küçük bir yer. yerli halkı çok kibar nazik geldi bana ve avrupai bir şekilde burda yaya geçidi olsun olmasın ayağını yola attığın an sen geçene kadar arabalar duruyor isterse 70 80 le gelsin kesinlikle korna çalmak vs yok sağa sola bakmadan gönül rahatlığıyla yola atlayabiliyosun. tabi 2-3 gün orda kalıp buna alıştım istanbula döndüğüm gün zorlanmıştım
eski sevgilinin kafada bitirildiği an
-
bilinçli bir halde "tamam bitti" denilen bir an değildir. yavaş yavaş gerçeklerin görülmesiyle oluşur. an değil, süreçtir.
yıllar sonra edit: ne kadar zaman geçerse geçsin bitiyor emin olun. süreç bazen uzasa da sonu var, inanın.
c.b. konserleri hakkında konuşmanın yasaklanması
-
bir garip yasak. habere göre bir miktar para harcanan (yasak olduğu için miktarını yazamıyorum) cumhurbaşkanlığı konserleri hakkında paylaşım yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacakmış.
haber
edit: bazı aktroll arkadaşlar "konuşmanın neresi yasak, sadece asılsız iddia ve çarpıtma yasak" demiş. oğlum size göre beğenmediğiniz her konuşma asılsız iddia, çarpıtma, yalan zaten; beğenmediğiniz herkes de zillet, hain, terörist. bir günde yalanı doğru, doğruyu yalan ilan edebilen, ülkedeki tüm gerçekliği alt üst etmiş adamlar gelip bana akıl veriyor. bugün bu konser hakkında kötü konuşmak zaten asılsız kılıfıyla suç teşkil edecek, iyi konuşmanın da bir garantisi yok, belki yarın işler değişecek, kandırılmış olacaksınız, bu kez de vay sen nasıl bu konserler hakkında iyi konuşmuştun diyerek suçlu sayacaksınız. o yüzden konuşmamak en iyisi.
jose mourinho
-
akıl oyunlarını seven teknik direktör. ama bize sökmez. çünkü bizde akıl yok.
ecdadımızla dalga geçen o kıza osmanlı şamarı
-
(bkz: kahrol dusman al sana bomba)
sakalsız barış manço fotoğrafı
-
bildigim butun fotograflari oyledir, zira kendisi bıyıklıdır.
türkçe futbol tezahüratlarının ingilizceleri
-
fountain head fold fold
darling darling darling darling aman,
when summer comes my crane bird sings
leylim leylim leylim amman
ı found you in the meadow
ı dont give you to strangers
let me take you to myself
let me cuddle you in my bosom
oooooooo
boy is ours girl is ours
hey hey hey
boy is ours girl is ours
sitede yaşamak
-
20 yıl kadar önceydi. internet falan yok, bizim dünyadan haberimiz yok. amerika'da iyi koşullarda yaşayan işi nedeni ile dünya'yı gezen bir arkadaşımız vardı. bir gün bir sohbette türkiye'de sitelerin olmamasının çok güzel bir şey olduğundan falan bahsetti. anlamadık biz ne demek istediğini.
şöyle açıkladı, toplumda fakirlik arttıkça site yaşamı çoğalıyor. sen insanlar seni görmesin, görüp de kıskanmasın, kıskanıp da sana zarar vermesin diye yüksek duvarların arkasına saklanmak kendini diğerlerinden soyutlamak zorunda kalıyorsun. o parayı son derece legal ya da illegal bir şekilde kazanmış olabilirsin. bu önemli değil önemli olan birileri açlık sınırındayken senin yaşamının onlara batma ihtimali. hindistan, güney afrika gibi örnekler verdi yanlış hatırlamıyorsam. sonra gelişmiş ülkelerden örnekler verdi. ne kadar az site olduğunu insanların cadde binalarında yaşadığını anlattı. bu yüzden de türkiye'nin gelişmiş ülkelere benzediğini bunun da daha kaliteli bir yaşam olduğunu anlattı.
biz tabi o zaman henüz burnumuzun ucunu görmemiştik. geldiğimiz noktada dedikleri çok daha anlamlı geliyor. her gün yükselen siteler ülkedeki gelirler arasındaki uçurumun göstergelerinden biri aslında. sen ekmeğini hakkınla da kazansan, yoksulluğun artması onlarla arana duvar örmek zorunda bırakıyor.
ne kadar yoksulluk o kadar duvar.