hesabın var mı? giriş yap

  • ben dili bilinenin aksine "senin şunu şunu yapman bende şu şu duyguyu yaratıyor" dan ibaret değil. bir iki ön koşulu var.

    öncelikle bu dil anlık olarak kulanılan bir yöntem olmayacak ailenin genel tutumu olacak. bir birey olarak biribirinin ve çocuklarının duygularını, düşüncelerini dikkate almayan bir anne - babanın çocuğu da başkasını duygusunu dikkate almamayı öğrenir. dolayısıyla sen "bu beni çok üzüyor" desen bile önemsemez.

    ikincisi çocuğun senin duygunu anlayacak yaşta olacak. iki ya da altı yaşındaki benmerkezciliğin doruklarında gezinen ve her şeye kendi verdiği değer kadar önem atfeden bir çocuğa "cama vurduğunda üzülüyorum" dersen anlamayabilir.

    üçüncüsü çocuğun daha büyükse bile genel olarak ilişkin iyi olacak. birbirinizi önemsediğiniz bir ilişki içinde olacaksınız. ben şimdi yolda tüküren bir adamı durdursam ve "yere tükürmen beni üzüyor" desem "sana iyi üzülmeler o zaman "deyip çeker gider. çünkü aramızda bir bağ yok. benim üzülmemi neden önemsesin ki. eğer çocuğunla ilişkin sağlam değilse bu dil işe yaramaz. önce ilişkini onarman gerekir.

    son olarak ben dilinin formülü:
    karşıdakinin yaptığı davranışın yorum katılmadan ifade edilmesi (vurma, bağırma, etrafı dağıtma vb.)
    +
    bunun bana olan somut etkisi (ben toplamak zorunda kalıyorum, yoruluyorum, yetiştiremiyorum vb.)
    +
    sende yarattığı duygu (üzülüyorum, telaşlanıyorum, kaygılanıyorum vb.)

    yani;
    kardeşinle kavga ettiğinizde üzülüyorum (yanlış cümle, bana olan etkisini söylemedim.)

    kardeşinle sürekli kavga ettiğinizde ...... (yanlış cümle, çocuğun davranışına yorum kattım)

    kardeşinle birbirinize vurduğunuzda size nasıl yardımcı olacağımı bilemiyorum ve ikinizin arasında kalıyorum. bu sefer kendimi çaresiz hissediyorum. (doğru cümle.tabi sonrasında sorunlarını nasıl çözebileceklerini de zaman içinde öğretmek ve kural oluşturmak gerekecek.)

    umarım biraz yardımı olur.

  • iki kat mesafeye rağmen, 10 öğrenciyle birlikte öğretmenlerin geziye gittiği sırada, okuldakilere farkettirmeden, sosyal ve matematik bölümü hocalarının ve bölüm başkanlarının ofisinin yerini değiştirmek. az buz değil odalarda 8-9 bilgisayar, yazıcı, 5-6 kitaplık, misafir koltuğu, onlarca masa sandalye bulunan odayı kapıdaki tabelaları da dahil yerini değiştirmemiz.

    bu operasyonu yapanları uzun süre aramaları, 10 kişinin işin içinde olmasına rağmen açık vermememiz, odaları geri taşımaya üşendikleri için öyle kullanmaya devam etmeleri :)

  • 3 kisi oldurmek 1 kisi oldurmekten daha fazla ceza gerektirir. bir kisi bunu yapsa kendini kaybetti dersin. ulan 3 kisisiniz biriniz de demedi mi beyler mal misiniz? veya ne haliniz varsa gorun ben bu suca ortak olmam diyip kalkip niye gitmiyor. istek parcani calmadi diye adami oldur. sonra abartiyorsunuz. olum sizin bu dunyada yatacak yeriniz yok. annen seni dogurmamis sicmis.

  • hani bu takimi niye seviyorsunuz diye soruyorlar ya ben size dunku kasimpasa macindan bir kare aktarayim belki anlamaniza yardimci olurum:

    serdar kurtulus dunku hareketinden sonra kirmizi karti gordugu anda olcay sahan serdar kurtulus' a giderek burada bu hareket yapilir mi diyerek sordu ve kimse hakeme itiraz etmedi. tolga kaleden cikarak hakeme dogru gitti hakem kendisini gelme gelme diyerek uyardi. tolga oldugu yerde durdu. hakeme kaptanlik pazubandini gosterdi ve ben bu takimin kaptaniyim dedi. hakem bunun uzerine gel diyerek kendisini cagirdi.

    mac sonunda olcay sahan roportajinda mahcup bir ifadeyle tolga abi'ye bu macta gol yedirmedigimiz icin cok mutluyuz diyor ya orada cok mutlu oluyoruz biz.

    varsin sampiyon olmasin ama bu degerlerinden de vazgecmesin.

    bu takimin pacalarindan efendilik akiyor. biz bu efendiligi ve mulayimligi seviyoruz iste.

  • şimdi 14 ocak günü diyelim ki istanbul'dan sao paulo'ya gitmek istiyoruz.

    skyscanner'dan ve kayak'tan aratıyorum:

    thy'nin sao paulo'ya direkt uçuşu var. ve belirtilen tarihte bilet fiyatı : 2663.59 tl

    http://imgur.com/lrnrz08

    ---

    sonra aynı thy'nin aynı tarihte roma sao paulo uçağına bakıyorum.

    bu uçak roma'dan direkt sao paulo'ya uçmuyor. önce roma'dan istanbul'a geliyor. ondan sonra da istanbul'dan sao paulo'ya giden ve türk vatandaşlarının 2663.59 ödeyerek bindiği uçağa aktarma yapıp sao paulo'ya gidiyor.

    yani ilk uçuşa ek olarak bir 2.5 saat roma-istanbul uçuşu var.

    peki bu uçuşun bileti ne kadar? hazır mısın? tam 1000tl

    http://imgur.com/yr6rpn4

    tam tersi olması gerekirken sözde milli! havayolumuz türk vatandaşlarına %160 kazık bileti layık görüyor.

    bu durumda pegasus'la 250tl'ye önce roma'a gidip. oradan thy ile tekrar istanbula dönüp, oradan sao paulo'ya uçmak bile 1250 tl yani 1400 tl daha ucuz.

    ağıza geleni söyleseeem çok ayıp olacak çok.

  • kucuk olcekli tipik turk esnafidir. alisverise gitmissinizdir ve misal kazak alacaksinizdir. kazagi denersiniz, hosunuza gider ve almaya karar verirsiniz. ancak hemen hemen her turk insani gibi pazarlik yapacaksinizdir dukkan sahibiyle etiket fiyati uzerinden indirim yaptirabilmek icin. olaylar gelisir;

    siz: "bu kazak guzelmis? etiket fiyati uzerinden ne kadarlik bir indirim yapabilirsiniz?"
    esnaf: "valla, biz, bize gelis fiyatiyla satiyoruz bu kazagi" (ic sesiniz: at yalani .... inanani seklindedir)
    siz: "olur mu ya? bu cok pahali. alaman ben bu kazagi bu fiyatiyla. yapin artik bir indirim (israrlar, israrlar, israrlar)."
    esnaf: (imana gelir) "tamam o zaman bakalim ne yapabiliriz" der

    ve hastasi oldugum surec baslar. esnaf, masasinin ustunde duran devase hesap makinesini (devasa hakikatten, boyle kafam kadar, devasa olmasina devasa ancak ironik bir sekilde ancak dort islem yapabiliyor) alir ve diffirential equation cozermis edasiyla bir o tusa bir bu tusa pasar. derin dusunur. ve

    esnaf: "valla en son bu olur, daha azi bizi kurtarmaz" der ve hesap makinesinde cikan sayiyi size gosterir. (ic sesiniz: hani lan size gelis fiyati buydu? seklindedir ve hala inanmazsiniz o kadar cok tusa basip bu sayiyi bulmasina)
    siz: "tamam o zaman aliyorum" der, odemenizi yapar ve iyi gunler dileyerek dukkandan ayrilirsiniz. esnaf ise bir sonraki musterinin gelmesini ve bu baglamda bir sonraki hesap makinesini kullanimini dort gozle beklemeye koyulur.

  • çok sevmem, tutarsız bulurum, mantıksız bulurum, hatalı bulurum, ancak konu eğer buysa, nursultan nazarbayev'dir.

    "biz islamı resmi din olarak kabul ediyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. fakat müslümanlığımızı konu ederek bir yerlere gelemeyiz. diğer müslüman devletlere ve islami yaşama biçimlerine saygımız sonsuz, fakat biz arap değiliz. biz göçebe ve türki bir halkız, araplar gibi kızlarımızı, dini, kültürel ve toplumsal baskılarla kapatıp, bunu müslüman devlet imajı olarak kullanamayız. onları çarşaflara bürüyerek eve hapsetmek bizim yolumuz değildir. tekrarlıyorum, herkese saygımız sonsuz fakat giyim kuşam insanların kendi özelindedir. biz kazağız, halkımız göçebe hayatı süresince, at üzerinde bu günlere kadar kadın-erkek ayrımı yapmadan geldi. kadınlarımız, erlerinin yanında veya ardında değil, aksine önünde yürürdü.
    islam öncesi dönemlerde, kadınlarımız nasıl isterlerse öyle giyinirlerdi, ve toplumu rahatsız etmek gibi bir amaçları hiç olmadı. bu gün ise bir sorun olması, bizim halkımız için mümkün değil. müslüman ve sünni bir halk olmamız, insanların hayatlarına karışmamız için sebep değildir."

    http://www.youtube.com/watch?v=utxsupzuyjq

  • süleyman seba'dan ahmet nur çebi'ye

    fevzi çakmak'tan hulusi akar'a

    mustafa kemal atatürk'ten recep tayyip erdoğan'a

    koltuklar kimlere kalıyor böyle yazık. bir beşiktaşlı olarak utandırıyorsun bizi başkan, sus artık. puanında, kupanın da, şampiyonluğun da amk.