hesabın var mı? giriş yap

  • isvec, norvec, almanya, hollanda gibi ulkelerde gocmen isciler digerlerinde ise expat muhendis ve yoneticiler oldugu icin son derece normal bir durum.

  • 32 yaşında olduğum için artık kaçırdığımı düşündüğüm fırsat.. erkek olmamın etkisi de olabilir tabi..

  • -ev içinde bakmayın. ne kendinize eziyet edin, ne hayvana. ev içinde canlı bakılmaz, 4 duvar arasına sıkıştırıp psikolojik etki yaratmayan hayvanın üstünde. sonra ayda 1 sefer dışarı çıkarınca sudan çıkmış balığa dönüyor hayvan, neye uğradığını şaşırıyor, eve döndüğünde ise kapalı duvarlar arasında kalacağı için daha çok üzülüyor. benim gibi bahçeniz varsa alın, yoksa dediğim gibi kesinlikle önermiyorum.
    -vakit ayırmanız şart. evden sabah çıkıp akşam geliyorsanız ve hiç ilgilenmiyorsanız olmaz. köpekler kaç yaşına gelirse gelsin, küçük bir bebekten farkları olmuyor. özellikle golden, labrador gibi hassas köpekler çok kafaya takar, diğer cinsleri bilemeyeceğim. kedi gibi değillerdir asla, kedi kendi kendine yetebilen bir hayvan; köpek ise bakıma muhtaç, sevgiye muhtaç, sürekli ilgi-alaka istiyor.
    -oyuncak muamelesi yapmayın hayvana. dişi aldıysanız sakın hemen kısırlaştırmayın! en az 1 sefer, mümkünse 2 sefer annelik duygusunu tatsın, yoksa gerçekten hiç doğurmasana izin vermeden kısırlaştırırsanız köpek üzüntüden ölebilir bile.
    -hava olsun diye de köpek almayın sakın.
    -köpeği hep başının üstünden sevin, mümkünse boyun altından sevmeyin. boynunun altından sevmek, köpeğe ''lider sensin, ben senin köpeğinim'' demek. küçük yaşlarda sıkıntı olmaz ama hayvan yaşını almaya başladığı zaman kendini lider gibi görür ve yeri geldiğinde sahibine bile saldırabilir. egemenliği sizin kurmanız gerek, yoksa iş alırsınız başınıza, bi daha önüne geçemezsiniz.
    -sevin ama çok abartmayın. gereğinden fazla sevgi köpeği aşırı şımartır, her önüne gelene kuyruk sallamaya başlar, sokakta gezdirirken her gördüğü insanın ayakları üzerinde kendini yere serip şımarır. böyle olunca da hayvanda ciddiyetin c'si kalmaz maalesef.
    -komutları 3 ila 9 ay arasında öğretmeye başlayın. lakin bunu yaparken köpeği köleleştirmeyin, bazı yarışma programlarına çıkan köpekler gibi şebeğe dönmesin hayvan. belli başlı komutlar bilse yeter: otur, bekle, hayır!, koş!, getir! ve bir şirinlik olarak ''pati ver bakayım'' komutları yeterli olacaktır. bilhassa hayır komutunu öğretmeniz gerek, nerede nasıl davranacağını bilmesi açısından bu komut çok önemli. bunlar sabır isteyen şeyler, birkaç ayınızı alır en az. birden yapamadı diye şiddet uygulamayın sakın hayvana, bir bok başaramazsınız. 1 sefer öğrenince zaten adam akıllı, bir daha unutmaz hiç. ama tabi unutmaz derken... pratikte uygulayın hep gün ortasında falan.
    -1 yaşına kadar sadece mama ile besleyin derim ben, 1 yaşından sonra normal yemeklere (tabi her yemek değil) geçebilirsiniz, mama ile karışık yemek verebilirsiniz. hiçbir zararı yoktur, ama 1 yaşına kadar sadece mama kullanın.
    -kediniz varsa sıkıntı olmaz. bizde önceden kedi vardı, hala var. köpek ilk geldiği zaman sadece kıskançlık sendromuna girmişti biraz, beni sev diye saçma salak hareketler yapıyordu kedimiz. ama şu an çok çok mutlu ve huzurlular, yeri geldiğinde oyun oynuyorlar, yeri geldiğinde geceleri kuzu gibi yan yana uyuyorlar aynı yatakta. ama tabi kediniz çok çirkef ve aşırı dik başlıysa sıkıntı olur, bizimki çok uysal.

    benim söyleyeceklerim bunlar, aklıma geldikçe eklerim ileride. sormak isteyenlere de mesaj yoluyla yardımcı olabilirim.

  • baba aklı sıra işletecektir... yabancı bir numaradan durmadan çağrı bırakır;
    -kimsin güzelim? derdin varsa ara.
    -beni tanımadın mı? ben ananın kocası.
    -ulan senin... '!^'^+'^++%^&%%&
    -baban ulan baban eşşolueşşek...

  • - her şeyden önce materyalizmin dinamik, idealizmin kendi içinde donuk bir öğreti olduğunu belirtmek gerekir. her ne kadar kendi içinde gelişim gösteriyor gibi gözükse de platon döneminden kalma zırvaları tekrarlamaktan illeri gidememiştir. bu gerçeği bir diğer idealist olan whitehead ifade etmişti. gerçi çağımızda bu eleştiri biraz desteksiz kalıyor. "integral aqal" gibi uçuk teorilerde ilginç düşünceler yakalanabilir.

    - tarihte bilimin geliştiği yerde materyalizmin de geliştiğini görmek mümkündür. bilim durduğunda(mesela ortaçağda batı) materyalizmde zerre ilerleme göremezsiniz. buradan idealistlerin köstekçi, gelişmeye engel ve her şeyi bildiklerini sanan tayfadan olduklarını çıkarabiliriz. anaxagoras ayın taş olduğunu söylediğinde onu ölümle tehtid edip göçe zorlayanlar (yüce demokraside), atomcuların fikirlerinden nefret eden büyük deha platon (atom kavramı modern bilimim tekrarladığı bir şey oluverdiğini görebilmiş olsaydı keşke) hep aynı ülkenin imamlarıdır.

    - maddenin atomlardan oluştuğu fikrini ortaya atmış leukippos,demokritos gibi dehaların zamanlarında yazdıkları 300 kitabın herhangi bir ortalıkta yoktur! egemen görüşün bu eserlere saygı göstermemiş olması idealistlerin aynı zamanda korkak tavuk olduklarını gösterebilir ve işin ekonomik yapıyla bağlantısını açığa vurabilir. din-afyon meselesi.

    - insan kendi iradesini yadsayamaz. bir robot olduğum için böyle düşünüyorum dedikten sonra felsefede tartışma yapmanın bir anlamı olmaz. tanrı her şeyi biliyor ise benim de ne yapacağımı biliyordur. benim ne yapacagimi biliyorsa ben erk sahibi olamam! (yapan ben değilim o'dur çünkü) şayet eğer benim neler yapacagimi bilmiyor ise tanrının dışında kalan bir şey olacaktır. sonuç olarak her seyi bilen tanrı, erk sahibi insan fikri ile çelişmektedir. paradoks ancak tanrıdan ayrı hareket eden bir insan varsayılmadığında yani tanrıya denk insan fikriyle birlikte aşılabilir. bu fikir hoşa gitmediyse geriye her şeyi kapsayan bir varlık varsaymayan maddeci iddia kalır. idealizm kendi paradokslarını çözmeyerek işi duyguların üstüne yıkma eğilimindedir.

    işin esası materyalizm ve idealizm arasında pek fark yoktur. ikisi de düşüncenin kendi kendine yarattığı problemlerdendir. kavga eden iki güruh arasında taraf olmak ile görmek-anlamak arasındaki fark çok daha önemlidir. descartes'a bakan hem bir idealist, hem de bir materyalist görebilir fakat "descartes olmak" bir kelimenin sonuna -izm ekleyerek aktarılamaz.

  • yasananlar mi daha korkunc yoksa olay sonrasi ekiplerin ruya gormussunuzdur ehe mehe, hadi sizi baristiralim tarzi yaklasimi mi daha korkunc. karar veremedim.

  • ''hatırladığınız dünler, hayalini kurduğunuz yarınlardan daha fazla olmaya başlıyor'' şeklinde bir cümle kurarak beni bir kaç dakikalığına kendimden alan söz ve hayat ustası..

  • j.k.rowling açısından değerlendirdiğimde doğruluğuna inandığım açıklamadır.

    zira harry ile hermione , ron ile de ginny evlenseydi unutulmaz bir son olurdu.

    hatta daha sansasyonel bir son için harry ile ron'u, hermione ile de ginny'i evlendirecekti ki o zaman rowling ölümsüz olacaktı.