ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
insanlar büyüdükçe hayallerinin küçülmesi
-
düşündüm benimkiler de büyüdükçe çekti mi diye. çocukken en büyük hayalim neydi, şimdi ne diye... motorlu kanatlardı, yelek gibi giyiyorsun düğmesine basıyorsun çalışıyo. burada yok ama almanyada falan kesin yapmışlardır bunu. bizim de almanyada benim tanımadığım bi akrabamız oluyo, istanbul'a gelirken bana bunlardan getiriyo bi tane. her gün kanatlarımı takıp bizim sokağın üzerinde uçuyorum . bütün çocuklar bi tur istiyo, hiçbirine vermiyorum. yalnız oğuz isteyince onu da yanıma alıp uçuyorum. karşı apartmanın çatısına tünüyoruz beraber, orada çekirdek yiyoruz. çok spesifik olarak çekirdek ama. romantik buluyormuş olmalıyım.
yaklaşık 25 yıl geçti, şimdiki hayalim daha az mekanik. basit bir hamak. limon ağacının altında bir hamak, o kadar. yıldızları gören bir yerde olsun. bir de güzel bir ses sistemi olsun, müzik olsun hep. içimden geçen o anda çalınsın. karşımda bir dağ olsun. mümkünse hep gece olsun, ve hep dolunay yükselsin o dağın tepesinden. limon ağacının dalında bana arkadaşlık edecek bi cırcır böceği olsun yeter. hiç konuşmasın, sadece bi ayağıyla müziğe ritm tutsun sakin sakin, ki bileyim o da seviyor çalanı. karnım hiç acıkmasın ama limitsiz içecek olsun ve ne kadar içsem de hiç çişim gelmesin. bak düşündükçe hayal komplikeleşiyor. oysa haftalardır "sadece bi hamak" deyip duruyordum. belki de insan büyüdükçe hayalleri küçülmüyordur da, hayal kurmaya zaman ayırmadığı için detayları modellememiş, ilk aklına gelen dilekte yorulup bırakmış oluyordur?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"hakemin şortla o saatte dışarıda ne işi varmış ?" *
sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar
-
birilerinin çıkıp "yüksek hızlı trenler" diye böbürlendiği günlerde, pamukova'da 40 kişinin ölümüne neden olan trendeydim.
kesik kollar gördüm, vücutlardan ayrılmış bacaklar, çaresiz bakışlar gördüm.
devrilmiş vagonlar, korkudan çıldırmış kadınlar, çocuklarına sahip çıkmaya çalışan babalar gördüm.
hiç tanımadığı birinin yarasına, elleriyle tampon yapmaya çalışan, kanlar içinde kalan yürekler gördüm.
minik bakışlar gördüm, korkudan ne olduğunu anlamaya çalışan.
ölümün ve sorumsuzluğun "yüksek hızla ulaştığı" yerdeydim. o ölümlerin nasıl ört bas edildiğini gördüm.
oğlunun doğum gününde striptizci çağıran milyoner
-
acilen o çocuğu aileden alın beni verin.
yolcu kızları facebook'tan ekleyen muavin
-
cafe'de kredi kartıyla ödeme yaptıktan sonra fişten erkeğin adını soyadını öğrenip, onun facebook hesabından yanındaki kızın adını bulan ve kızı ekleyip "selam ben x cafedeki garson, nasılsın :)" şeklinde bir mesaj atan garsonu gördükten sonra beni etkilemeyendir.
adamin sinav puani fbi ajani olmayi tutmayinca garson olmuş sanırım.
rakı mezelerinin şarkıcısının ölümüne üzülmek
-
sen üzülme ayıoğlu ayı, biz insan öldüğüne üzülürüz.
soyadı ba ile bitenlerin iyi futbolcu olması
-
(bkz: açacağın ba)
kimse bilmez
-
şiir ömer hayyam'indir ancak 3 tane ayri dörtlukten alinti yapilmiştir...
asillari aynen şöyledir*:
"seher yeli eser yirtar etegini gülün
güle baktikca cirpinir yüreği bülbülün
sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
kopup dallarindan toprak olmadalar her gün"
"bu yildizli gökler ne zaman basladi dönmeye
ne zaman yikilip gidecek bu güzelim kubbe
aklin yollariyla ölçüp biçemezsin bunu sen
mantiklarin, kiyaslarin sökmez senin bu işte"
"bulut gecti, gözyaşlari kaldi cimende
gül rengi şarap içilmez mi boyle günde?
bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
gezecek, bizim topragin yeşilligince"
bbc'nin terör olayından 2 dk sonra yayın yapması
-
bu saldırı beşiktaş gibi ücra, kimselerin uğramadığı adeta bir çölde gerçekleştiği için haklı serzeniştir. hele ki bir beşiktaş maçı sonrası kameraların orada olması kadar anormal bir durum yoktur. gene büyük resmi görenler tarafından sobelendin bbc.
alo simao ben forlan
-
-alo simao ben forlan
+evet
-koyim de horlan eki ekieki
+gelme abi forvetsiz de takılırız biz.
fakirliğin anlaşıldığı anlar
-
ekmek almaya giderken ya yetmezse diye bozuk paraları devamlı saydığınızı anladığınız anlar bütünüdür.
sivas'taki akılalmaz yaya üstgeçiti
-
engelli erişimi için maksimum %6 eğimli olması gereken rampa içeren yaya üstgeçididir. estetik olarak tartışılabilir. işlevsel olarak yapılması standartlar tarafından gerekli kılınmaktadır. asansörler gerek bakım eksikliği, gerek kullanım hataları nedeni ile ülkemizde maalesef yeterli olmamaktadır. yukarıda bir yazarın yazmış olduğu, sinyalizasyonlu kavşakta neden üstgeçit yapılmış sorusu esas sorulması gereken sorudur.