ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uzaylılar var ama insanlık buna hazır değil
-
yarraam, ne açıklıyosun öyleyse amk?
bir iddiadır.
benzinin litre fiyatının 26 tl olması
-
nedense konuşulmayan konu.
arkadaşlar hepiniz mi zenginsiniz? bu nasıl oluyor ya. ortalama bi depo 1000 liradan fazlaya doluyor artık. ulan hakkaten hepiniz 50k maaş mı alıyorsunuz. bu ne rahatlık.
bi gündeme getirelim şu konuyu artık bir şey yapalım.
abd ile savaşacağız yokum diyen ülkeyi terk etsin
-
amk sayenizde turistik vize bile vermiyolar artık. gidin demesi kolay. şöyle ne bileyim bir iskandinav ülkesi pasaportu verdiniz de biz mi gitmedik?
neden yabancı dil öğrenemiyoruz
-
ingilizce öğretmenlerimizin sürekli hamile kalmasından olabilir mi?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
günün anlam ve önemine binali'yen:
"yaa biz adamlara pedofiliyi anlatamıyoruz, atam gidip bunlara erzurum'da sivas'ta cumhuriyeti anlatmış nasıl ikna etti acaba aq ya"
buram buram sonbahar kokan şarkılar
-
mayis'in 23'unde aklima dusmus sarkilardir. tabi ki bunda guney yarimkure'de olmamin, sabahin serinliginde yerdeki sararmis yapraklara basarak yururken dinledigim "poets of the fall" sarkisinin, ve bu esnada done done onume dusen yapragin etkisi buyuk. ama bu gibi seyler vuku bulmasa da, en sevdigim mevsim olmasindan kelli, bana bu mevsimi hatirlatan, hissettiren sarkilari ara ara dinlemeyi seviyorum. hangileri mi onlar?
myslovitz - sound of solitude
poets of the fall - late goodbye
candan ercetin - onlar yanlis biliyor
mustafa sandal - denize dogru
facebook'tan kişi silme nedenleri
-
durmadan tango, salsa davetiyesi yollaması.
lan ben abimin düğününde oynamamış adamım.
yanlış anlaşılmış şarkı sözleri
-
arkadaşım eşek'de geçen
"ayrılık geldi başa
katlanmak gerek" sözlerindeki katlanmak'ı katlanmak olarak anlardım.
küçüktük o zaman, evler de küçüktü. hiç bir çocuğun kendisine ait yatağı yoktu. her gün yatak yapılırdı, toplanırdı. yer yatağı kablinden bir düzenek. annem sabah erken kalkar, çarşafı katlar, yorganı katlar, battaniyeyi katlardı. yatağın üstünde debelenirken beni de katlardı. ayaklarımı başımın arkasına doğru bastırır, beni iki kat eder, öperdi.
sanırdım ki, katlanmak, öpülmek gibi bir şey. bir nevi sevilmek. yine sanırdım ki barış manço'nun da başına ayrılık gelmiş. köyünden, annesinden ayrılmış. ilk fırsatta gidip annesi tarafından katlanıp öpülmesi gerek.
24 mayıs 2018 cnn türk muharrem ince canlı yayını
-
--- spoiler ---
-partiyi kurarken fethullah gülen'den icazet aldığını biliyorum. yanında 1 kişi ile birlikte gittiler.
-kimdi o?
-cumhurbaşkanı olduktan sonra açıklayacağım. şimdi zor durumda bırakmış olurum.
-cumhurbaşkanı olduktan sonra zor durumda bırakacaksınız yani. (keh keh)
-ben cumhurbaşkanı olunca zaten zor durumda kalmayacak!
--- spoiler ---
muazzam. canlı izlemeden anlayamazsınız.
#evrimgerçekdeğildir
-
twitter'da denk geldiğim popüler heşteg.
on dakika inceledim ve anladım ki bizdeki okulların tamamı işlevsiz.
ben şu gün temel bilimlerden birinin öğretmeni olsaydım kahrımdan oturur ağlardım. bir halkı hiç eğitmesen bile insanlar bu kadar cahil kalmazlar.
demek ki sadece eğitim vermiyor değiliz
aynı zamanda yanlış yönde de dolduruyoruz insanları.
bakın evrim yoktur diyene sussun konuşmasın falan demiyorum. deme hakkını gasp etmiyorum.
dünya düzdür diyen adama da hak gördüğüm fikir ifade etme özgürlüğüne sonuna kadar destek oluyorum. rahatsızlığımın kaynağı, itiraz ettiği olgu hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı halde inatla bilimsel yayınlara kafa tutan inanılmaz bir kitleyle nasıl yaşayacağımı bilmediğim için duyduğum huzursuzluktur.
ben dayanamıyorum birader.
olmuyor.
başımı çevirip bu kitleyi yok sayıp hayatıma devam edemiyorum.
mesele evrim teorisi falan da değil.
bu insanlar diplomasi kurulabilecek uzlaşılabilecek bilgi paylaşılabilecek bir platform bırakmıyorlar. beni onaylasınlar istemiyorum ama oturup konuşalım, saygın bir dialog kapısından iletişim kuralım istiyorum.
bilgiye saygı duyulmuyor, bilgiyi üretene saygı duyulmuyor, idealist öğretmenler giderek ay sonunu bekleyen memurlara dönüştürülüyor.
kalıp bozulmuş bu memlekette ürün çıkmıyor.
biri beni bir şeyle oyalasın yoksa sabaha kadar insanlara laf anlatmaya çalışacağım.
(bkz: evrim yoktur deme hakkı/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrim teorisi/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrimcilerin cevaplayamadığı sorular/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrim gerçekse neden laboratuvarda deneyemiyoruz/@limon kimyon zorro)
(bkz: marmara üniversitesi evrim karşıtı sempozyumu/@limon kimyon zorro)
(bkz: paris'te büyük evrim-yaratılış tartışması/@limon kimyon zorro)
(bkz: onur yıldız/@limon kimyon zorro)
erzurum'da yazılan efsanevi doktora tezi
-
gerektirdiği emekle, çabayla, bilgilerle insanların gözlerini yaşartan efsanevi doktora tezidir.
edit: yök’ten kaldırıldığı için linkten ulaşılamıyor. buradan ulaşabilirsiniz. *
özellikle iyi bir ingilizceyle de açıklama yapılarak bu şaheserden oxford’daki, harvard’daki, cambridge’deki akademisyenlerin de yararlanması istenildiği gözden kaçmamış. helal olsun türk akademisi gelişiyor.
https://twitter.com/…wski/status/937980525221990400
kendi kisisel notumu duseyim. burada tezin sahibinden ziyade hatanin bu teze danismanlik eden kisiye ve bu tezi kabul eden sahislara ait oldugunu dusunuyorum. aslinda benim icim acidi, akademinin bu halini gordugum icin. anlamadigim bir diger nokta ise bu tezin neden yazildigi. egitim bilimleri enstitusunde, ortaogretim sosyal alanlar egitimi anabilim dalinda, tarih egitimi bilim dalinda boyle bir seye gerek var miydi? benim alanim olmadigi icin bunu ictenlikle soruyorum, yukarida saydigim alan olan “tarih egitimi” bilim daliyla ilgili olarak boyle bir tez mi yazilir, konusu bu mu olur? daha ziyade tarih egitimiyle alakali olmasi gerekmez mi? bu soruyu tezin icerigine girerek genisletmek istemiyorum ama boyle bir konuyu bile tez calismasi icin kabul etmek bana garip geldi, cidden alanim olmadigi icin bilemiyorum.
ayrica bu calismayi lisans egitiminizde odev olarak bile verseniz hos gorulmez kanaatimce.
edit: tez sahibininden ziyade hedefin veya asil elestirilmesi gerekenlerin bunu kabul eden akademisyenler oldugunu dusunuyorum. tez yazmak sancili bir surectir ve bu surecten kurtulmak icin insan can atabiliyor, ama buna izin vermemesi gereken tez danismani ve tezi kabul edenlerdir.