ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2 kase kelle paça için 48 lira ödeyen koreliler
-
istanbulda yaşamayana çok gelecektir. bunu istanbulun halini normalleştirmek için değil de amk şehrinin pahalı oluşuna vurgu olarak nitelendirebiliriz.
öyle bir geçer zaman ki (dizi)
türk kızı vücudu
-
tecavüz edilmedik canlı veya cansız nesnenin bırakılmadığı bir ülkede yaşayan erkeklerin aşağıladığı vücuttur.
çok mu reddettiler sizi? kıyamam...
debe editi: (bkz: minik eymen'e yardım ediyoruz kampanyası)
boş geçmeyelim lütfen..
yeni başlayanlar için yalnız yaşama kursu
-
-sakın depresyona girme. gireceğin varsa bir uçak bileti al, tüm kayıtlarını dondur, gazete aboneliklerini iptal et, arkadaşlarından birine evinin anahtarını ver, ve ivedi şekilde ailenin yanına git, orada gir.
-telefonu ve kapıyı açamamak gibi bir hataya sakın düşme! alışkanlık yapıcıdır bunlar.
-açlıktan mide ağrısı çekiyorsan sakın ama sakın kahveye talim etme. seni doyurmayacaktır, aksine mide ağrılarını işkenceye çevirecektir.
-çöplerini düzenli olarak at. git kocaman bir çöp kutusu al, içine en büyük boy torbalardan koy ve tüm çöplerini oraya at. evin içinde yürünmeyecek kadar çöp birikebilir yoksa, aklında bulunsun.
-sakın bilgisayarını yatağına alma. o yataktan bir daha çıkmak istemezsin, kıçında başında yatmaktan yaralar oluşabilir.
-sakın ama sakın mmorpg oynama hatasına düşme. bırak mutlu ve güçlü insanlar oynasın o oyunu. bağımlı olur bir daha hiç çıkamayacak şekilde batarsın.
güzel kıza sevgilim var diyebilen erkek
-
sevgilim var ama aramiz bu aralar bozuk... diye devam eder.
sözlük üzerinden evlilik teklifinde bulunmak
-
(bkz: ver gitsin sedat)
oblomov
-
"zekaca kimseden aşağı değildi. tertemiz billur gibi bir ruhu vardı. asil heyecanları olan bir insandı. ama hiçbir şey yapmadı"
her hatırlandığında tıpkı lise yılları gibi hüzünlü bir tat bırakıyor insanda bu kitap. sayfalar geçtikçe oblomov ile bütünleşiyorsunuz, onu daha iyi anlıyorsunuz. anladıktan sonra da onun, her şeyden vazgeçen bir tembel değil tam tersi hayatta bir anlam arayan ama ne yazık ki bunu bulamayan, bulamayınca da kendi haline dönen bir insan olduğunu keşfediyorsunuz. oblomov'un içinde hala hayata tutunabilmek için bir istek olduğunu ve bunun için sonuna kadar mücadele etmekte kararlı bir heyecana sahip olduğunu görüyorsunuz. bu enerjiyi açığa çıkaran da olga. ama bu son hevesi de yarım kalıyor oblomov'un, bir daha da hiç uğraşmıyor hayatla.
"şu hayat bir türlü yakamı bırakmıyor" sözü bu yüzden çok anlamlı işte.
okuyun, okumadığınız her dakika çok şey kaçırıyorsunuz demektir. mükemmel bir kitap, harika bir felsefe. okuduktan sonra oblomov zaman zaman aklınıza gelecek ve hüzünlendirecek sizi.
ağrı'da kurtlar tarafından parçalanmış insan
-
kurtlar sınırlarını devletten daha iyi korumuş, öldürülen 11 kurt üzdü.
ekşi itiraf
-
misafir çocuklarına ceviz kırıp, kendim yiyorum. oyun sanıyor gerizekalılar.