ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
geceleri üst kattan gelen misket yuvarlanma sesi
-
kesinlikle açıklayamadığım olaydır. akşamın ilerleyen saatlerinde özellikle hol bölgesinde sıklıkla duyulan sestir. arkadaş içinden çıkamıyorum! üst katta oturanların çocuğu yok. koca adamla kadın oturup kuyu ya da üçgen oynayamayacağına göre en sonunda "noluyo lan?" dedim. araştırmacı gazeteci kimliğimle etrafıma sorup soruşturdum, bundan muzdarip başkaları da var mı diye. bir kaç arkadaş benzer sesler duymuş ama hiç kimse bunun üzerine kafa yormamış. düşündüm düşündüm ben de bir şey bulamadım. anca rizeli müteahhitlerin eksik koydukları demir yerine betona misket karıştırıyor olmalarıyla açıklayabiliyorum.
versailles sarayı
-
ondorduncu lui tarafindan yaptirilan bu saray marie antoinettein "ekmek bulamazlarsa pasta yesinler" sozlerini sarf ettigi balkonun yer aldigi, av koskudur. paris'in banliyosunde bulunan saray, fransiz krallarini saltanat ve ihtişama doyurdugu ve ustun bir sinif olusturma cabalarindan dolayi halki gormezden gelmeye basladigi donemin bas mekanidir. fransiz ihtilalinin basladigi yerdir. fransizlar bu tarihinden dolayi sarayi gormezden gelmek istedikleri icin olsa gerek uzun yillar kapali tutmuslardir, ancak ozel izinlerle ozel misafirlere gezdirilmistir. daha sonra balayinda gezen zengin ve unlu bir amerikali olan roosevelt tarafindan restore ettirilerek tekrar ziyarete acilmistir. bugun parasini bastiran sarayi bir gunlugune (mesai bitiminden bir sonraki mesai baslangicina dek) kiralama ve orada bir davet verme imkanina sahiptir. pek cok yeri altin kaplama, bazi yerleri de som altin oldugu soylenir. marie antoinettein odasinda yatak ortusu ve perdelerin rengi solmasin die flasli cekim yapmak mumkun degildir.
barış manço
-
ön not: verdiğim youtube linkleri sürekli öldüğündan uğraşılamayacak bir hal aldı. siz şarkı isimlerini aratıp buluverin artık.
doğum günü hatrına, diğerlerinden daha az bilinen 10 harika şarkısı da benden olsun:
1-flower of love (1968-kaygısızlar)
http://www.youtube.com/watch?v=rdnlnmgr2l4
2-anadolu (1969-kaygısızlar)
https://www.youtube.com/watch?v=h1wvby-ah5g
3-dağlar dağlar 2 (1970-ve)
https://www.youtube.com/watch?v=7hzontbe9bc
4-binboğanın kızı (1971-moğollar)
http://www.youtube.com/watch?v=j86ymys3zhq
5-kol bastı (1975-kurtalan ekspres - 2023 albümünden)
http://www.youtube.com/watch?v=vqnibvejc4g
6-yol verin ağalar beyler (1975-kurtalan ekspres - 1975 tarsus konserinden)
http://www.youtube.com/watch?v=jtrku1qbdkq
7-vur ha vur (1976-kurtalan ekspres)
https://www.youtube.com/watch?v=5jdrnph-mj0
8-selahaddin eyyubi (1983-kurtalan ekspres - estağfirullah ne haddimize albümünden)
https://www.youtube.com/watch?v=pr1yt3rxvl0
9-dön desem döner misin (1985-kurtalan ekspres - 24 ayar albümünden)
http://www.youtube.com/watch?v=jc9fk9sehmw
10-rüya (1992 - mega manço albümünden)
http://www.youtube.com/watch?v=vcxawhibgjc
edit: "kol bastı" için 2 adet itiraz geldi. biri eserin adının dere boyu kavaklar olduğunu, kol bastı'nın ise bu türküyle yapılan oyunun adı olduğunu belirtiyor. diğeri de albümde de dere boyu kavaklar olarak geçtiğini söylüyor. ilk itiraz türkünün genel anlamıyla haklı. dere boyu kavaklar, yaylanın çimenine gibi farklı isimleri var ve kol bastı bu türküyle yapılan oyunun adıdır. hatta faroz kesmesi, metelik gibi adlarla da söylenmiştir. lakin burada şarkıları incelerken albümde adı nasıl geçmişse öyle incelemek gerekir. bu eseri o dönem ersen, esin engin ve arif sağ metelik adıyla, orhan gencebay, metelik oyun havası, üç hürel ve barış manço ise kol bastı adıyla plaklaştırmıştır.
ikinci itirazda geçen "albümde de öyle geçiyor" kısmı maalesef yanlıştır. yazarın bahsettiği albüm daha sonra çıkmış olan ben bilirim toplamasıdır. o toplamada ve almanya'da çıkan bazı toplama albümlerde şarkının adı dere boyu kavaklar olarak geçse de barış manço'nun eseri seslendirdiği ana albüm olan 2023'te adı kol bastı olarak geçer.
http://images.gittigidiyor.com/…_1.jpg?_=1374663615
ve hatta (bkz: #43615102)
şarkı ismi demişken, selahaddin eyyubi olarak kastedilen şarkının da asıl adı "selahaddin eyyubi'nin yeğeni, aslan yürekli rişar'ın kız kardeşine karşı" olarak geçer. barış manço'nun böyle bir kaç şarkısının ismi çok uzundur. sonradan toplama albümlerde vs... kısaltılmıştır.
boğaziçi üniversitesi 1995 yıllığı
-
yıllıktan anlaşılıyor ki o dönemlerde çağdaş üniversite öğrencileri siyasi baskılara sadece sözlü olarak ve başlangıç seviyesinde maruz kalıyorlar ve bu baskıları sadece tiye alıyorlarmış.
o insanları değil, tüm insanları kastederek söylüyorum ki; bu tiye alma tavrının bedelini çok ağır ödüyoruz ve ödemeye devam edeceğiz.
yapamazlar denilen her şeyi yaptılar ve yapılamaz denilen diğer tüm şeyleri de yapmaya devam edecekler.
yobazlar yıkmadan, yok etmeden pes etmezler. binlerce yıl kin güder ama yine de yakıp yıkmak için örgütlenir, geri gelir, kaldıkları yerden devam ederler.
tiye alıp eğlenirken unutulan şey de bu olsa gerek...
bayramda kapıya gelen çocuklar
-
ilk 2 bayramda kimse kapımı çalıp şeker istememişti. bu duruma istanbul’da geçirdiğim 4 yılın sonunda alışmak zorunda kalmıştım ama yeni taşındığım bu semtte diğer semtlere göre ‘eski bayramlar’ geleneğinin çok daha az olduğunu bilmek içimdeki heyecanın sönmesine yetmiyordu. tüm bayramı evde geçirdiğim halde kapıma kimse gelmemişti. gerçi önceki 8 bayramdan acı bir biçimde tecrübe edinmiştim alınan şekerlerin kullanılamayacağını. benim de şekerle aram pek yoktu. bu yüzden artık şeker almayı da bırakmıştım.
sonraki bayram da aynı şekilde yalnız geçmişti. ist.da komşuluk ilişkisi gibi bir kavram yok. hele bekarları/öğrencileri kimse komşu olarak bile görmüyor. bu çok umrumda değildi aslında benim için önemli olan çocukluğumdaki bayramları hatırlatan ve bayramı bayram yapan şeker toplama ritüeliydi.
bir sonraki bayram(oturduğum semtteki 3. bayram) kapı çalındı. diafonda “kim o?” soruma verilen “bayramınız kutlu olsun” cevabıyla içime neşe dolmuş ve tek basışta sorunsuz açılıyor olmasına rağmen garantiye almak için defalarca otomatiğin düğmesine basmış ve kapıya dikilmiştim. çocuk kapıya gelip “bayramınız kutlu olsun” deyince evde artık şeker almayı bıraktığım için şeker olmadığını hatırlamış ama bu fırsatı kaçırmamak için çocuğa para vermiştim. sanırım bu ikimize de mutlu etmeye yetmişti.
bir sonraki bayram yine ve sadece o çocuk geldi. bu defa tedbirliydim, şeker almıştım. ondan başka kimsenin şeker toplamaya gelmeyeceğini bildiğim için tüm şekerleri ona verdim. çocuk 3. yıl yanında 6 yaşlarında (sanırım) kardeşini de getirmişti. bu, mutluluğumun iki katına çıkmasını sağlamıştı.
şimdi oturduğum semtteki 7. yılıma giriyorum. bugün geleceğinden hiç şüphem yok. dün gece marketten şekerlerini aldım ve bekliyorum çocuk. bu defa adını da öğrenmek istiyorum. artık senden “çocuk” diye bahsetmek istemiyorum!
edit: çocuk tekrar geldi mi diye soranlar oldu. evet! çocuk geldi. ama büyünün bozulmasından korktuğum için adını sormadım. sonraki yılda da yurtdışına taşındım. benim için o hep "çocuk" olarak kalacak.
abd'nin 3 ayda ağzıma sıçtığı gerçeği
-
özet geçiyorum abd'ye dil öğrenmek için gitmiş 3 aydır alışamamış. aklı sevgilisinde ve ailesinde kalmış.
bu kadar.
debe editi: başlığı açan arkadaş kaçtığı için bu özete bir şey daha ekleyim. arkadaşın bütün ailesi, konu, komşu fetö yüzünden gözaltına alınmış. yazdıkları darbe girişiminden 10 gün önce abd'ye kaçırıldığı izlenimini veriyordu.
linç üzerine yazdığı destanı toplayıp gitti.
ilkokulda resim dersinde çizilen ev
-
yaz-kış bacası tüter.
istediğim eczaneden ilacımı alıyorum
-
eski türkiye'de bir tane eczane vardı, oraya da ulaşım yoktu. yeni türkiye'de duble yollar sayesinde eczaneler yayıldı. ısırırım.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: kız arkadaşım 4 yıldır mesaj atmıyor
1. az işim var ben sana mesaj atarım demişti
bugün tam 4 yıl oldu artık şüphelenmeye başladım
acaba ne yapıyor ki merak ettim
ne işi var bu kadar ya
mesaj atsam mı?
yanlış anlar mı?
ona güvenmediğimi düşünür
of of
pkk'nın anaokulundaki oyuncakları toplayıp yakması
-
pkk'nın bir haftada 26 okul yakması olayının bir boyutu...
http://m.radikal.com.tr/…ini_toplayip_yakti-1213793
--- spoiler ---
siirt merkeze bağlı iki köyde ilk ve orta okullara pkk'lılar tarafından molotoflu saldırı düzenlendi. okullarda çıkan yangın söndürülürken, büyük hasar meydana geldi. valilikten yapılan açıklamada anaokulu öğrencilerinin oyuncaklarının bir araya toplanarak yakıldığı belirtildi.
--- spoiler ---
oğlum siz nasıl insanlarsınız lan?
ya da şöyle sorayım, siz insan mısınız?
görev gereği ben de güneydoğu'da çalışıyorum. her gün işten eve giderken ayağında giyecek ayakkabısı bile olmayan, sokaktan geçen arabaların arkasından koşup ya da ağaca tırmanıp kendi hayatını tehlikeye atmaktan başka oyun bilmeyen çocuklar görüyorum. insanın içi sızlıyor.
onca yokluğun içinde bu çocuklara iyi kötü bir eğitim görsünler diye bir okul yapılmış, içinde gencecik birkaç öğretmen, 5-10 taneden fazla kitabı olmayan bir kütüphane, en fazla iki sepet de oyuncak var...
ben okumayacağım o okulda. sen okuyacaksın...
senin kardeşin, senin kuzenin, senin çocuğun okuyacak...
çocukken anaokulunda ne didişirdik o oyuncaklar için... bir tane kırmızı araba vardı, iki tane tahta at, bacağı kopuk gözü çıkık olmayan iki tanecik bebek...
öğretmen bir şey anlatırdı, benim gözüm tahta atta olurdu, kimse kapmadan ben kapayım diye... hayattan başka bir beklentim, derdim, tasam yoktu ki oğlum. ben varım, at var...
ama sizinki nasıl bir kin, nasıl bir nefret, nasıl bir vandallık?
sizin kendi kendinize, kendi bölgenize, kendi insanınıza verdiğiniz zararı ne asker, ne polis, ne jandarma, dışarıdan gelen hiç kimse vermez, veremez...
terörün her türlüsünü bilirim, anlarım da; oyuncak ayıdan, o ayıdan başka oyuncağı olmayan çocuklardan ne istediniz lan?
duygusal bağ kurulan avm'ler
-
avm ile duygusal bağ mı kurulur amk
japonların depreme o kadar da hazır olmaması
-
evladım. tsunami o. napsınlar deniz kenarlarına 1 km yüksekliğinde tsunami geçirmez duvar mı örsünler. 9.5 depremde bina yıkılmıyorsa yapılması gereken yapılıyor demektir. biz de japonlar kadar hazır olmasak şuan 41000 insan yaşıyor olabilirdi.