hesabın var mı? giriş yap

  • üçü birleşip bedavaya bir temiz sizi dövseler nasıl olur? bence daha iyi olur.

    adam zengin, tuzu kuru. "nizamettin'den aşa kasımpaşa" diye geziyor ortalıkta tabi.

  • milattan önce 98 yılında romalı bir hukukçu aşağıdaki kuralı koymuş :

    “aynı kanun tasarısında birbiriyle yakın ilişkisi olmayan konuların yer alması yasak edilmiştir. bu şekilde, halkın kabul edeceğine inanılan teklifler, tek başına oylanırsa reddedileceği kesin olan tekliflerle beraber aynı kanun tasarısında yer alamaz."

  • ortada "oglumuz kayiptir, yasamindan supheliyiz" dememis bir garipoglu ailesi varken
    ortada cinayet saatinden beri kayip olan bir cem varken
    ortada kesik bir bas, bir de govde varken
    ortada kan kokulu bir villa varken
    ortada her gun, hatta hayatlari boyunca o kesilme olayini hatirlayacak, dusunecek bir karabulut ailesi varken,

    kimse kusura bakmasin, hukukcularla degil karabulut ailesi ile empati kurarim ben.

    ha bir de ben onun hukuken masumiyetini yerim.

  • mallıktır. vazgeçecekseniz yine vazgeçin de memurluğa bok atmanın lüzumu yok.

    dünya turu yapmak için de everest'e çıkmak için de en iyi meslek memurluk türkiye'de.

    siz başka bir ülkede yaşıyorsanız bilemem.

  • içimde bi yerlerde, çok derinlerde gizli kalmış ruh hastası, manyak, psikopat bir ruh halini uyanmaya zorlayan şarkılar barındıran fiona apple albümü. kendisi albümü “bunalımdan özgürlüğe adım atma albümü” olarak tanımlıyormuş, dolayısıyla çoğumuzun başucu albümü olmaya çok müsait bu aralar. çoğumuzun demek hatalı bir kullanım olabilir aslında çünkü herkese hitap edecek bir albüm olmadığı çok açık. zaten albümün öyle bir çabası olmadığı da çok açık. özellikle albüme birkaç kere dinleme şansı vermenizi öneririm. ilk dinlemede alamadığınız tadı dinledikçe alıp, bazı şarkıların hastası olma ihtimaliniz çok yüksek.

    metacritic puanının 100 olduğunu da eklemeliyim, bununla ilgili kısa bir yazıyı da şuraya bırakıp, favori şarkımı bulmaya gidiyorum zira karar veremedim hala. *

  • film midir değil midir ben bilemem

    1. usta'nın hikayesi
    2. usta'nın hikayesi
    3. usta'nın hikayesi
    4. usta'nın hikayesi
    5. usta'nın hikayesi
    6. usta'nın hikayesi
    7. usta'nın hikayesi
    8. usta'nın hikayesi
    9. usta'nın hikayesi
    10. usta'nın hikayesi

    zöge: zamanın ötesine bu kadar hızlı gitmesi de bir o kadar absürt.

    edit: bu entry zamanının ötesine gitmiş geri dönmüş basamakları birer birer tırmanmış ve en beğenilenler arasında yerini almış görmüş geçirmiş bir entrydir.

  • 16 yaşındayken ingiltere kraliçesi olan ancak bu görevde sadece 9 gün kalan, ardından 6 ay hapis hayatı yaşayan ve daha sonra idam edilen kişi.

    kendisi henry grey'in kızı olarak 1537 yılının ekim ayında dünyaya gelmiştir ve ingiltere kralı 7. henry'nin torununun kızı olması sebebiyle kraliyet ailesiyle uzaktan kan bağı bulunmaktadır. ayrıca anne tarafından ise fransa kraliçesi mary tudor'un torunudur. daha sonra lord guildford dudley ile evlenerek ingiltere krallığındaki politik olarak en güçlü kişilerden olan john dudley'in gelini olmuştur.

    john dudley, 1549 yılında warwick eyaletinin kontu olan edward seymour'un isyanları bastıramamasını kendi lehine kullanarak bu eyaletin kontluğunu ele geçirmiştir. dudley'in başarılarını gören 4. edward, dudley'i kendisinin vekili konumuna getirmiştir ve böylece bölgedeki en güçlü politik kişilerden birisi olmuştur. 1551 yılında dudley kendisini northumberland kontluğuna atamış ve kendisine rakip olabilecek herkesi görevden uzaklaştırmıştır. ayrıca kendisinin bu konuma gelmesine sebep olan edward seymour'u da 1552 yılının ocak ayında idam ettirmiştir.

    dudley, kral edward'ın babası 8. henry tarafından yapılan reformları devam ettirmiştir. kral edward ve dudley birlikte çalışmalarda bulunarak ingilterede daha fazla reform yapmayı amaçlamışlardır ancak 1553 yılında kralın tüberküloz hastalığına yakalandığı ve fazla ömrünün kalmadığı ortaya çıkar.

    kral edward'ın babası 8. henry'nin ölmeden önce dile getirdiği bir isteği vardır. eğer edward taht için bir varis dünyaya getiremeden ölürse, edward'ın kız kardeşi mary'nin kraliçe olmasını istemektedir. mary ise koyu bir katoliktir ve kraliçe olması durumunda dudley birçok reformun geriye gideceğini, ilerleyen zamanlarda ise kraliçenin dudley'i idam ettireceğini düşünmektedir.

    bu sebeple dudley, kendisi gibi reformlara önem veren ve ömrünün son günlerini yaşayan kral edward'a giderek kraliçenin mary yerine kendi kuzeni jane grey olmasını önerir. kraliyetin yakın ailesinden gelmeyen birisinin kraliçe olması halk tarafından "planlı veraset" olarak görülür ve meclis oylaması için parlamentoya çıkarılır. parlamento durumda herhangi bir sakınca görmez ve bu durum protestan din adamları başta olmak üzere reform yanlılarını sevindirir. jane grey'in kraliçe oylaması meclise sunulur ve kendisi kraliçe olarak seçilir ancak jane grey olayların bu boyuta vardığının ve kendisinin kraliçe olarak seçildiğinin farkında bile değildir, kimse kendisinin bir sonraki kraliçe olacağını kendisine söylememiştir. kral öldükten sonra kendisinin kraliçe olacağını öğrenen jane grey, bu duruma itiraz etmiş ve kendisinin bu görev için uygun olmadığını söylemiştir.

    kral edward 6 temmuz 1558 gününde hastalığından dolayı ölmüştür. dudley bu ölümü birkaç gün boyunca kimseye söylememiş ve bu sürede jane grey'i kraliçe konumuna getirmekle geçirmiştir. jane grey kraliçe olduğunda henüz 16 yaşındadır. kraliyet konseyi ve parlamento jane grey'in kraliçe olmasını kabul eder ve böylece jane grey 10 temmuz günü kraliçe konumuna getirilir. dudley, jane'in kocasını kral olarak atamasını istese de jane bu isteği yerine getirmez ve kocasını dük konumuna getirmekle yetinir.

    dudley'in büyük özenle yürüttüğü planı engele takılınca mary tudor bunu fırsat bilerek olayları kendi lehine çevirmeye çalışır. mary tudor her ne kadar kraliçe olamasa da kendisinin o dönemde destekçisi oldukça fazladır. dudley, imkanı varken mary'i zindana göndermeyerek hata yapar ve mary kaçarak destekçilerinin çok olduğu norfolk eyaletine gider. kısa süre içerisinde buradan destek toplayan mary, 19 temmuz günü kendisini kraliçe ilan eder. mary, hem soylulardan hem de halktan oluşan ve 8. henry'nin isteğini yerine getirmek isteyen 30.000 destekçisini bulur. halkın gözünde 8. henry'nin uzak akrabası olan birisiyle, yeni ölmüş kraliçenin kardeşi aynı konuma sahip olmadığı için mary kısa sürede yeterince destek toplar. ayrıca planlı veraset isminin verildiği sistem ile ilerleyen dönemlerde ülke içine dışarıdan müdahalenin olacağını düşünen halk, bu karara büyük tepki verir. dudley, konseyden kovulur ve bunun üzerine mary'i yakalamak üzere yola çıkar ancak 21 temmuz günü cambridge yakınlarında ele geçirilir. dudley'in arkasında yalnızca 2000 kişilik destekçisi vardır ve mary'nin destekçilerine karşı gelemezler, dudley'in çoğu destekçisi kaçar. dudley ele geçirilip mary'nin karşısına getirildikten sonra kendisine destek olacağını söylese de mary, dudley'i affetmez ve idam eder.

    mary 3 ağustos 1553 günü londra'da büyük bir kalabalık tarafından karşılanır. bu olaylara istemeyerek dahil olan jane grey, mary'e kraliçeliğini teslim eder ve eski normal hayatına döneceği için mutlu olduğunu söyler. 1 eylül 1553 günü mary, ingiltere kraliçesi olarak ilan edilir.

    jane grey, londra kulesinde hapis tutulur ve dışarı çıkmasına izin verilmez. londra kulesi her ne kadar kraliyet sarayına dahil olsa da, jane grey oradan çıkamadığı için kendisini hapisten farklı görmez. jane, mary'e olayların kendi istediği gibi gelişmediğini ve yaşananlardan dolayı üzüntü duyduğunu açıklayan uzun bir mektup yazar. mektubun özet hali "kimse benim bu yaşananları istediğimi veya yaşananlardan memnun kaldığımı söyleyemez" şeklindedir. dudley bile ölümünden önce mary'e yaptığı açıklamada jane'in olaylarla ilgisi bulunmadığını söylemiştir. mary, kuledeki diğer esir tutulanlarla birlikte jane'in durumunu da düşündüğünü ancak eğer serbest bırakırsa isyan başlatacağını söyleyerek jane'in kuleden ayrılmasına izin vermez.

    mary'nin halk tarafından sevilmesinin sebebi kraliyet soyundan gelmesi olsa da kendisi bunun farkında değildir ve ingiltereye katolikliği getirmekte kararlıdır. 1553 yılının ekim ayında mary, ispanya kralı 5. charles'in oğlu ve katolikliğin bir numaralı düşmanı olarak gördüğü philip'i idam ettiğini duyurunca, ispanyanın ingiltereyi işgal edeceğini düşünen halkın arasında kraliçeye karşı isyan ihtimalleri ortaya çıkmaya başlamıştır. mary, olası bir isyan durumunda başrol oynayacağını ve kendisini tahttan indireceğini düşünen jane için kararını vermiştir. 13 kasım 1553 tarihinde davası görülen jane için vatana ihanet kararı verilir. o dönemde vatana ihanet eden kadınların cezası önceden bellidir, kazığa geçirilerek canlı olarak yakılmak ancak jane için bu ferman değiştirilmiştir ve idam yöntemi olarak boynunun vurulması istenmiştir. kraliçe mary, jane'in ölüm fermanını imzalar ve o belge günümüze kadar gelmiştir.

    jane grey'in kulede geçirdiği 6 aylık süre ziyaretçisi rowland lee tarafından not altına alınmış ve son haliyle kuleye bırakılmıştır. bu kulede genellikle siyasi suçları bulunan kişiler tutulmuştur ve kulede hücre yerine günümüzdeki dairelere benzeyen evler bulunmaktadır. jane'i ziyaret etmesi için hemşire dahil sadece 4 kişiye izin verilmiştir. jane, kulede bulunan kitaplara erişse ve kulenin bahçesinde dolaşsa da, hapis edildikten sonra kocasıyla tekrar görüşememiştir ancak gizli olarak mektuplarla iletişim kurmuştur.

    kraliçe mary, jane'e gönderdiği bir papaz ile protestanlığı bırakıp katolikliğe geçmesini istemiştir ancak jane bu teklifi kabul etmemiştir. jane'e son kez kocasını görmesi sorulduğunda onu da kabul etmemiş ve kısa süre içerisinde başka bir yerde görüşeceklerini söylemiştir. 12 şubat 1554 tarihinde jane grey boynu vurularak idam edilmiştir. normalde idam cezaları tower hill denilen yerde gerçekleşse de jane'in idamı halkın sempatisini kazanmaması için kaldığı kulede gerçekleşmiştir. son anlarında sakince gözlerini bağlamış ardından idam edileceği yere gelmiş ve son olarak "tanrım, ruhumu senin ellerine teslim ediyorum" dedikten sonra boynu vurulmuştur. kraliçe mary ise 1558 yılına kadar hükümdarlığını sürdürmüş ve ingiltereye katolikliği getirmiştir ancak kendinden sonra gelen kraliçe 1. elizabeth tarafından katoliklik kaldırılarak protestanlık kalıcı olarak ingiltereye getirilmiştir.