ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
merve boluğur'un okşuyorum açıklaması
-
o yazdıklarının yarısını yapsaydı o yazdıklarını yazma ihtiyacı duymazdı. hayat böyle bir şeydir kabul etmek istemeseniz de. iç huzur, tatmin gösterilmek istenen bir şey değildir, tam tersine göstermek zaten bunların eksikliğidir, hepimizde olduğu gibi tıpkı.
1958 yılındaki türk öğrencinin de bulunduğu forum
-
önder'in özgüveni, terbiyesi ve nezaketi beni çok etkiledi.. lafı gediğine oturtması, derdini ifade ediş tarzı ve vatanseverliği falan ilk saydığım hasletlerin ardından gelen, kadayıfın üzerine kaymak diyebileceğimiz mevzular..
ayrıca yukarılardaki bir entride robert kolej ya da başka bir "amerikan" lisesinde okuduğu konusundaki tahmin yanlış.. önder güler bu forumda türkiye'yi temsil etmesi için gönderildiğinde eskişehir lisesi son sınıf öğrencisiymiş.. dönemin amerika birleşik devletleri başkanı ayzınavır'a* hediye etmek üzere lületaşından kendi elleriyle yonttuğu bir satranç takımı getirmiş yanında.. ve bu hediyenin sebebini izah ederken de: "çünkü sizin başkanınız da barışa, özgürlüğe ve tanrıya inanıyor, tıpkı türk halkı gibi" demiş..
adam on sekiz yaşında kırk yıllık diplomat gibi hareket ediyor.. hayran kaldım..
ders seçmeyi bile beceremeyen üniversite öğrencisi
-
ders seçme işlemini kabir azabına çeviren mal sistemlere milyonlar yatıran üniversite yönetimi kadar moron olamazlar...
tgb gençlerinin boğaziçililere yaptığı kapak
-
tgb, vatan partisinin gençlik örgütüdür. vatan partili bir tanıdığım var. 70 yaşlarında. eski bir arkadaşımın babası. doğu perinçek'le falan bir sürü fotoğrafı var. çok eski dava arkadaşı.
neyse, bu amca facebook'ta ekli bende. geçtiğimiz günlerde facebook durumunda bir şey paylaşmıştı.
işte, "ankara'nın bilmem ne mahallesinde aydınlık bulamıyoruz, dağıtımında mı sorun var, gazete okuyamıyoruz" gibi bir yazı.. bunun altına biri yorum yapmıştı, bu olayı görünce aklıma o yorum geldi. yorum mealen şöyleydi;
"aydınlık bulamıyorsan sabah gazetesi al, sonuçta aynı şeyleri yazıyorlar."
cem yılmaz'ın en iyi filmi
-
hayatta çok az şeyi tartışmam:
(bkz: her şey çok güzel olacak)
armine harutyunyan
-
herkes neyin peşinde düpedüz çirkin ya bu kadın.yok şöyle yok böyle vay memleketi filan ne diyosunuz ya siz.net şekilde çirkin fotojenik olmayan bir insan.guccinin anlaşma imzalaması bu gerçeği asla değiştirmez.
tahmini sultan süleyman
-
muhtemel süleyman olarak da anılır.. kaldırım beyazıdın torunudur..
17 mart 2021 covid-19 vaka sayısının 18.912 olması
-
okulları açarak ateşi harlayan milli eğitim bakanı ziya selçuk’un eseridir.
edit:geçen gün arkadaşımın çocuğu okuldan farklı maskeyle gelmiş.arkadaşıyla değiştirmişler. diyeceklerim bu kadar.
2 ağustos 2023 galatasaray zalgiris maçı
-
ya ben de bu türk taraftarını anlamıyorum, on takımlı sikko litvanya liginden kalkmış gelmiş adamlar kısıtlı imkanlarıyla bizim kısıtları pek geniş takımımız ile eşleşmeyi başarmış, her iki turda da çirkeflik etmeden, ellerinden gelen mücadeleyi göstermiş ve elenmiş yollarına gitmek üzere ve sayıca takımdan daha az olan taraftarını selamlamaya gitmiş tribüne, neyini ıslıklıyor neyini yuhluyorsun lan bu adamların. alkışla sen de işte eve mutlu gitsin herkes, ki düşmanın değil senden eksilen bir şey yok, o adamların hayatının unutmayacağı gecelerinden birine ortaksın. yemin ediyorum hıyarlarla bir arada yaşamaktan bıktım ya
ibrahim tatlıses
-
turkiye'de silah sahibi olmanin ne kadar da basit oldugunu bizlere tekrar gosteren bir olayda yaralanan sarkici.
bir de gun gecmesin ki hakkinda chain mailler yollanmasin;
bir inşaat işçisi, ancak yasa dışı yollarla sıfırdan bu noktalara gelebilir.
gazetelerden;
- 1981'de izmir fuarında polise hakaretten tutuklandı.
- 1990'da kokain operasyonu sanığı; 1994'te beraat.
- 1990'da şehmuz iigin'le kaset yüzünden anlaşmazlık yaşadı.
etilerdeki villası kundaklandı.
- 1990'da maksim gazinosunda ayağından vurdular.
- 1991'de urfadan bağımsız aday oldu. seçim kampanyasına havaya 5 el
ateş açarak başladı.
- 1995'te hasan heybetlinin sünnet düğününde "meskun mahalde ateş
açmaktan" gözaltına alındı.
- 1996'da urfada ahmet toptanla tartıştı. yeğeni fevzi tatlı'ya öldürttü.
- 1998'de arabasını kurşunlayan hasan boranın adamı a.uçmak
kurşunlanarak yaralandı.
- eski menajeri hasan boranın müzik şirketi oğlu ahmet tatlı ve
adamları tarafından basıldı.
- 2000'de iki ruhsatsız tabanca için gözaltına alındı.
- 2000'de pilot nusret ertürkü tehditten savcılığa ifade verdi.
- 2002'de derya tuna bacağından vuruldu.
- 2003'te asena bacağından vuruldu.
- 18 yıl hapis isteği ile sauna çetesi üyeliğinden yargılandı.
- yd: anımsadığım kadarıyla 7-8 yıl önce milliyet gazetesini alenen
"yok ederim" gibi sözlerle tehdit etti. (savcı ve basın adeta sus
pus..)
biz böyle birini cumhurbaşkanı, başbakan, devlet ve türk medyası
tarafından adeta kahraman ilan ederek, kimseye gösterilmeyen ilgiyi
gösterdik.
ve suçlarının ne olduğu bilinmeden yüzlerce gazeteci, bilim adamı,
subay tutuklu... haberal, perinçek, balbay, özkan ve niceleri hücrede.
avrupa, amerika, japonya dahil tüm dünyanın her konserini 15 dakika
ayakta alkışladığı fazıl say ve muhalif "gerçek"sanatçılar adeta vatan haini..
halka, gençlere ne güzel örnekler sunuyoruz..
geleceğimizi ne güzel hazırlıyoruz.
--- fin ---
only lovers left alive
-
öncelikle bu kadar uzun yaşamanın ne kadar boktan yok oluşlara, o kadar çok kitap okumanın, o kadar çok enstrüman çalmanın ve o kadar çok hayat kurtarmanın ne kadar sıkıcı ve boş olduğunu vurguladığına inandığım film olmuştur.
kısaca.. bir şeyler üretmeden, tarihteki yeriniz rüzgardaki osuruktan farksızdır. filmdeki 'loki' abimiz de o kadar bunalımdadır ki, ne yaparsa yapsın, ne çalarsa çalsın kendisini tatmin edememiştir. tarihte hep daha güzellerini görmüştür.. sanırım jarmusch abimiz burada balığın karada yürümeye başladığı tarihten bu yana yok olup giden yeteneklere gönderme yapıp selam çakmıştır..
çok uzun uzadıya irdelenmemesi gereken, yeterince yalın bir filmdir.
--- spoiler ---
şimdi de kendi kanlarını kirletmeyi başardılar. sudan hiç bahsetmiyorum.
--- spoiler ---
daha ne olsun...
büyülü gerçekçilik
-
l.p.zamora ve w.b.faris'in magical realism adlı kocaman derleme kitaplarına yazdıkları giriş yazısında belirttiklerine kulak verirsek, "gerçekçilik"le aynı kökenden beslenen, gerçeğin doğası ve temsili göz önüne alındığında "gerçekçilik" akımının (realism) bir uzantısı olarak değerlendirilmesi gereken ancak aynı zamanda aydınlanma sonrası akılcılık ve edebi gerçekçiliğin varsayımlarına da temelden karşı çıkan; zihin/beden, ruh/madde, yaşam/ölüm, gerçek/imgesel, erkek/kadın gibi ikili karşıtlıkların ve bunlar arasındaki sınırların ortadan kaldırılmasını, aşılmasını veya bu kavramların içiçe geçmesini onaylayan ve buna zemin hazırlayan, politik olanla fantastik olanı kaynaştıran, latin amerikanın tekelinde olmamakla birlikte en önemli temsilcilerinin latin amerika edebiyatı içinden çıktığı akım. gogol, kafka, borges, carpentier, paz, calvino, allende, marquez, kundera, rushdie, fuentes, morrison... bu akım içinde adı geçen yazarlardır.