hesabın var mı? giriş yap

  • birkaç ay kahve içmeyin, alkol almayın falan tamam ama en önemlisi büyük markete alışverişe gitmeyin derim ben. sigara içseydim şu kadar para harcamış olcaktım diye diye saçma sapan şeylere acımadan para veriyor insan.

    -güney dakota mantarı... hmm.. şekli de ne değişikmiş. köftenin yanına koysam... oha kilosu 60 lira yuh!
    (iç ses: 200 gr alsan iki paket sigara parası eder. sigaraya olunca acımadan veriyodun ama?)

    -bu neymiş pekin inciri.. hmm. hiç yemedim. tadı nası acaba... tanesi 7 lira aherey delimiskiyo be!
    (iç ses: bi paket sigara parası hepi topu. sigarayı bıraktığıma göre...)

    uzatmayayım sonuçta karfurun normalde yanından geçmeyeceğin yok avrupa mutfağı, yok uzak doğu bişeysi raflarında ne kadar pahalı değişik abur cubur varsa, sebze meyve reyonunda ne kadar abidik gubidik ekvator meyvesi varsa, sigara paketi açısından ederini hesaplayıp "e sigarayı bıraktım nasolsa" diyerek alıp dolduruyorsun, bilincin yerine geldiğinde de için yanıyor o verdiğin paralara. bu yüzden ilk birkaç ay şekilli büyük markete sakın girmeyin, mümkün mertebe bakkala, mini markete gidin derim ben, domates, kabak, tat salçadan başka bir şey görmeyin rafta.

  • bi de böyle bir klişe var.
    en son dün gece alper kırşan, avanak kuzenler için söyledi bunu.
    '' biz çekerken çok eğlendik, izleyicilerin de eğleniceğini düşünüyoruz''

    yani her yeni filmde çekenler çok eğleniyor anasını satim. o değil, çekenler eğlendiği için, izleyicinin de eğlenmesi şart oluyor.

    arkadaşım 31 çekerken de eğleniyorsun oysa. senin 31'inin beni eğlendirmesi mi lazım şimdi.

    ayrıca başlık karakter sınırından böyle. ayrıca böyle daha fesat olduğundan hoşuma gitti.
    yazarken çok eğlendim, şukela verin o zaman, ne duruyosuuz.

  • yere düşen hesap makinesinin bozulup bozulmadığını anlamak için 2'yle 2'yi toplamak. 5 çıkarsa düştüğü için olcaktı heralde.

  • başlık: camel fıkrası yazdım beyler toplanın

    camel 6 buçuk lira olduktan sonra iki arkadaş hep camel almaya başlamışlar bir yerde buluşup otururken paketleri karışır olmuş ondan sonra adam arkadaşına senin paketin de camel benimkide bundan sonra seninkinin adı mustafa camel olsun demiş.

  • ücretsiz kargo ile elinize ulaşacak olan bisiklettir. çok rahatladım şu an, elimde tam da 5798tl vardı, bisiklet alacaktım, bütçem kısıtlıydı. kargo ücretleri düşündürüyordu beni ama rahatça bisikletime kavuşabilirim. selesini falan yalarım artık napiyim.

  • herkes koçun karaktersizlik yaptığını yazmış ama bence adam aksine sırf karakter sahibi olduğu için gidiyor. ulan bu kulübün eski başkanı daha bir iki hafta önce sanki basketbol şubesinin hali hazırda koçu yokmuş gibi "şubeyi bana verin yarın obradoviç'i getireyim" dedi aq. ali koç da bunun üstüne "ya kardeş bizim zaten dünya çapında bir koçumuz var sen ne diyorsun" diyeceğine, "teklifinin detaylarını anlat konuşalım" dedi. bu başlı başına bir rezalettir. taraftar zaten obra partizan'la imzalayana kadar her gün kokoşkov'u gönderip obra'yı alalım diye kampanya yapıyordu. şimdi soruyorum, bu adam kıymetinin bilinmediği bir ortamda niye kalsın? kokoşkov öyle hakkında rahatça atılıp tutulabilecek bir koç değil. adam avrupa şampiyonu. üstelik nba tarihinin ilk ve tek avrupalı head-coach'u. birilerinin dediği gibi uyduruk bir asistan pozisyonu buldu diye takımı bırakmıyor yani. koç zaten fenerbahçe'ye nba'deki benzer bir pozisyonu bırakıp geldi. amacı kendini bir kez de euroleague'de ispatlayıp, nba'de tekrar head-coach olmaktı. yani bu adam bu sene fenerbahçe'de amacını gerçekleştirebilecek güzel bir kadro kurmuşken, asistan olarak nba'e gitmek istiyorsa anlayın ki kendisine yapılan saygısızlıklardan bıkmıştır. üstelik yarın kokoşkov değil başka bir koçumuz olsa onun da başına aynı şeyler gelecek muhtemelen. obra travması kulübü yiyip bitiriyor. acilen bu psikolojiden çıkmak lazım. obra gitti işte, kulübe geri dönmeyecek. bari yeni gelenlere huzur verin artık.

  • chernobyl santralinde patlamadan sonra çatıyı temizlerken yere düşen işçinin akıbetinden bile daha kötü sonuçlar verebilecek elim olay.

    düşüncesi bile korkunç.

  • faizleri düşüreceğiz dedi hatta zamanını bile üstü kapalı ima etti. fed'in faiz artırma ihtimali varken bu laf söylenmez, mb'nin elindeki silah aylar öncesinden alenen ilan edilmez, yeri ve zamanı gelince mb ilan eder. özel sektör borcu varken ve eksi rezervlerdeyken faiz indirimi yapamazsın. faiz sonuçtur neden değildir. enflasyon nedendir. enflasyonun üzerinde faiz vermek zorundasın. cds primlerin bu kadar yüksekken zaten gelmeyen yatırımcı faizin düşmesiyle tamamen ülkeyi terk eder. en basit ekonomi bilgisi. bu ülkede faiz lobisi falan yok, anti faizci neo osmanlı iktisat lobisi var. en temel ekonomi bilgisini reddediyorlar. ilkel bir ekonomi görüşü bunlarınki, herhangi bir bilimsel alanda yeri yok. tamamen rant var, tamamen soygunculuk var.
    edit: yaklaşık 20 dakikada 20 kuruş arttı. bilime sırt çevirirsen sonuç bu olur. dünyada bu kadar para bolluğu varken abd bu kadar para basmışken bu döviz kurunu haketmiyoruz. tüm türkiye'ye geçmiş olsun. umarım bu liyakatsizlikten en kısa zamanda kurtuluruz. umarım siyasal islamın olmadığı güzel günler yakındır.

  • kimseyi ilgilendirmeyen kızdır.

    milletin en büyük sorunu bence karşıdakine tanıdık olsun olmasın karışmak.
    ya bırak arkadaşım ister yere otursun, ister amuda kalksın. gürültü yapıyorsa rahatsız ol, senin oturmanı engelliyorsa rahatsız ol. normal oturana karışma, farklı inançta olana karışma, farklı giyinene, farklı düşünene, senden farklı yaşayana,

    karışma

    karışma amk, karışma lan!

    debe edit: teşekkürler arkadaşlar, bir de trafikte araç kullanırken bisikletli sürücülere azami saygı gösterelim, onları yok saymayalım. lütfen...

  • "olga korbut 16 mayis 1955'de, o zaman grodno, simdilerde hrodna olan, o zamanlar s.s.c.b. 'e bagli olan beyaz rusya'da dogdu.
    babasi valentin korbut fabrikada calisan bir insaat muhendisi, annesi valentina ise bir ahci idi. dort kardesin en kucugu olan olga'nin kendisinden iki yas buyuk olan ablasi ludmilla korbut da aynen olga gibi jimnastikciydi ve s.s.c.b. zamaninda prestij odulu sayilan "sporlarin ustasi" (master of sports) kazanmisti.

    olga'nin jimnastik yetenegi henuz kucuk bir kizkan ilkokul zamaninda kesfedilmisti. sinifindaki en kisa cocuk olmasina ragmen; hem erkeklerden hem de kizlardan, hem en hizli kosandi hem de en yuksege sicrayandi.
    olga, ilk jimnastik dersini aldiginda, cok emek ve sabir isteyen bu spora asik oldu. basladigi ilk evrelerde olga cok buyuk gelisme ve gelecege dair basarili olacagina dair ilk sinyalleri verdi. ayrica olga'nin onunde, kendisine her daim rol model olan ablasi ludmilla vardi.
    olga sekiz yasinda iken, renald kynsh tarafindan calistirilan bir spor okuluna basladi. renald kynsh girisimci-yenilikci olmasiyla kendisine hakli bir isim yapmis bir antrenordu.

    1969 yilinda ilk s.s.c.b. ulusal $ampiyonasina katildi. $ampinada, olga, kynsk ile gelistirdikleri ve hic benzeri olmayan, essiz iki jimnastik hareketinin gosterisini yapti. denge aletinde ve paralel barlarda yapilan bu hareketler jimnastik tarihine korbut salto ve korbut flip olarak gecmistir. bu ilk ciddi yarismasindan ancak besinci olarak ayrildi. yarisma esnasinda durmadan alkislayan seyirciye ragmen, bu yapilan essiz hareketler sonucunda juri "sovyet jimnastikcilerinin sahip olduklari belli imaja uymadigi" gibi sebeplerden bu yeni tanistirilan jimnastik hareketleri ile ilgili olarak duruma son derece duygusal yaklasti . ve bu resmi aciklama oldugu icin, yeni yaratilan bu hareketlerinin sadece izlenmesi icin degil ayni zamanda saygi duyulmasi ve kabul edilmesi icin de uzun bir sure ugrasmalari gerekti.

    1970'de, sovyet ulusal sampiyonasini sekizinci olarak, atlama beygirinde (bkz: vault) ise ilk altin madalyasini kazanmistir. daha sonra juri olga'yi tek izlemek istedi ve ondan yeni hareketlerini gostermesini istedi. juri cok etkilendi ve pek cok sakatlik ve hastalik sorununa ragmen 1971'deki sovyet ulusal sampiyonasinda bu defa dorduncu oldu. ayni yil bu defa da kendisi sporlarin ustasi (master of sports) odulunu kazandi. bundan sonraki iki hedefi; ilk olarak ortaokulu bitirmek ve 1972 munih olimpiyatlarinda altin madalya kazanmakti.

    ortaokulu bitirdi ve arkasindan olimpiyatlara gitti. surekli yuzunde olan masum gulumsemesi, teknik olarak mukemmel yaptigi essiz hareketleri ile orda basta juri olmak uzere herkesi kendine hayran birakti. yaptigi pek cok hareket bugun bile kopyalanamamis, ustune baska bir hareket cikartilmamis, yapilmasi zor hareketler. olga olimpiyatlarda uc altin madalya, abc tarafindan verilen "yilin atleti" odulu ve kalbini fethettigi binlerce hayran sahibi olarak dondu..
    ulkesine dondugunde, "spor ustesi onur odulu"nu simdiye kadar verilmis en genc sporcu olarak aldi. bu arada o siralar soguk savas dolayisi ile dusmanlari olan abd'den bile hayran mektuplari almaya baslamisti.
    1973 yilinda bbc yasadigi yer grodno'ya onunla ilgili, onun bir gununu anlatan bir saatlik belgesel yapmaya geldi. bu belgesel ile insanlar onun, normal ve siradan genc bir kadin oldugunu gordukleri gibi; zekasini, canliligini, kararliligini ve olagan ustulugunu de gormus oldular.
    mart 1973'de sagligi iyice duzelince, sovyet kadin jimnastik takimi ile abd'ye ture gitti. olga orda yildiz gibi karsilandiginda "sicak bir ortam bekledim elbette ama bu kadar da degil" diyerek bu durumdan rahatsiz oldugunu ve kendisini bir yildiz gibi gormedigini soyledi ve bu durumu los angeles'da hayranlari ile karsilasinca "kendimi bir star gibi gormuyorum"diyerek iyice vurguladi.
    ayni tur esnasinda new york'ta iki adet daha "yilin atleti" odulunu, odulleri arasina katti.
    1974 yilinda bulgaristan verna'da bes madalya kazandi.
    1977'de olga jimnastikten emekliye ayrildi ve bayaz rusya kadin jimnastik takiminin bas antrenoru oldu.
    1979'da tek cocugu richard dogdu.
    1981'de ailesi ile beraber abd'ye tasindilar. orda kendine ait bir spor studyosu olan korbut jimnastik dersleri vererek, halen jimnastik ile beraber yasiyor."

    http://www.olgakorbut.com/biogr.htm adresinden ceviridir.
    copy-paste degildir, alin teridir...