hesabın var mı? giriş yap

  • yapılan bir çalışmaya göre bugünün maddi değeriyle yaklaşık 2.5 trilyon dolarlık zarara neden olmuş olan jeomanyetik fırtına.

    güneş bir yıldızdır ve diğer yıldızlar gibi uzaya plazma savurur. daha resmî adıyla koronal kütle atımı, biraz daha halk diliyle ise patlama olarak adlandırdığımız bu savrulmalar, güneş'in manyetik etkinlikleriyle bağlantılıdır. bu etkinliklerin yaklaşık olarak aynı uzunluğa sahip periyotları vardır. periyot içerisindeki döngü, etkinliğin yavaş yavaş artması, maksimum seviyeye gelmesi ve yeniden yavaş yavaş azalarak bir sonraki döngü başlamadan önce hemen hemen bitme noktasına gelmesi şeklinde gerçekleşir. periyodun etkin olduğu sürelerde güneş üzerinde manyetik lekelerde de artış ya da büyümeler gözlenir. etkinlik ne kadar yoğun olursa, uzaya plazma atımına neden olan patlamalar da o kadar güçlü olur.

    plazma uzaya fırlatılınca ne olur? güneş küresel bir cisim olduğundan, kürenin dünya'ya dönük kısmından fışkıran güneş maddesi dünya'ya ulaşır. dünyanın manyetik kalkanıyla karşılaşır. plazma dediğimiz şey elektrik yüklü parçacıklardan oluşur. bu parçacıklar dünya'nın manyetik alanında birtakım etkileşimlere girerler ve biz bunları ışıma olarak, daha özel adıyla da auroralar olarak görürüz. elbette parçacık akısı ve ona bağlı olan etkileşim ne kadar bolsa auroralar da o kadar belirgin olur ve geçici olarak daha alçak enlemlerden de görülecek kadar yaygın hâle gelirler.

    1859 yılında gerçekleşen carrington olayının bu denli meşhur olmasının nedeni, plazma yoğunluğunun çok fazla olduğu bir döneme denk gelmesidir. ingiliz astronom richard christopher carrington, güneş üzerindeki hareketliliği fark eden ilk kişiydi. bu nedenle olaya da onun adı verildi.

    yukarıda yazdığım gibi auroralar yoğun etkinlik dönemlerinde alçak enlemlerden geçici olarak görülecek duruma gelirler normal şartlarda yüksek enlemlerde çok sık görülür bu olay. carrington olayında ise auroralar dünyanın her yerinden görülecek derecede yoğunlaştı. bazı bölgelerde yaşayan insanların sabah oldu sanarak kahvaltı hazırladığı, gökyüzündeki ışığın gazete okumaya yetecek kadar aydınlanma sağladığı, bilgiler arasındadır.

    görsel şölene ek olarak büyük bir sorun da çıkar ortaya: telgraf ve elektrik şebekeleri arızalanır. başta belirttiğim kadar büyük bir maddi zararla sonuçlanır bu durum.

    günümüzde uzayda güneş'i yakından inceleyen ve internet üzerinden verilerine de erişebileceğiniz uydular var. eğer benzeri bir olay bugün olursa, bunun elektronik aletlere vereceği zararın da oldukça fazla olacağını sanırım tahmin ediyorsunuz. artı olarak bu durum, uzayda bulunan gözlem uyduları için de büyük bir tehlike arz ediyor çünkü elektronik ve hassas aletler olan bu uyduları sarıp sarmalayacak yüksek dozlu bir radyasyondan bahsediyoruz.

    #159668331
    koronal kütle atımlarının dünya'ya ulaşması birkaç gün alır. aşırı büyük ve güçlü atımlarda bu süre saat bazına düşer. 15 saat kadar kısa sürede dünya'ya ulaşarak etkisini gösterebilir. yukarıda bahsettiğim güneş gözlem uyduları sayesinde bunlardan erken şekilde haberdar olmak günümüzde mümkün.

  • teyzem antakya'da yaşıyordu. dün benzine ulaşınca antalya'ya doğru kaçtılar. dün bana dedi ki:

    deprem olalı etrafta tek bir güvenlik gücü görmedim. güvenlik sıfır. suriyeliler tarafından her yer yağmalanıyor. biz de her şeyimizi yağmacılara terk edip kaçıyoruz” dedi. çok üzüldüm ama canları sağ olduğu için de binlerce kez şükrediyorum.

    devlet orada piramidin en alt basamağını karşılamıyor şu anda. o zaman devlet neden var? devlet ne işe yarar? biz insanlar neden kendimizi devlete ait hissedelim? ben şu anda doğu anadolu ve güneydoğu anadolu bölgesinde doğup büyüyen insanları artık çok daha iyi anlayabiliyorum. bir karadenizlinin devletiyle olan bağını koparmak gerçekten güçtür ama bunu başardı devletimiz, sağ olsun.

  • 27 kasım 2021 tarihli resmi gazete'de yayımlanmasıyla kesinleşmiştir. esnaf ve marketler fiyatları artırıyor diye suçlanırken hükümet gelirlerine %36.2 zam yapıyor. bu reel enflasyon bir tek çalışanların maaşına uğramıyor. haliyle fakirleşmeye tam gaz devam ediyoruz. geçmiş olsun.

  • hemen derdini zikeyim butonu diyeceksiniz ama dinleyin once.

    1: abbas sakir'in nisanlisina goz dikmis durumda. sevsin sevmesin gariban olsun ama ne olursa olsun yengesi durumunda.

    2: ictikleri gece sakir'in kiz kardesi odasina geliyor ve abbas yine yakalanacagiz diyor. odasindan tekme tokat kovmasi lazim. ama abbas gidiklamasindan memnun gibi zaten raki masasinda kizin opucuk atmasina da mal mal bakiyor. tersleme, tepki de yok. adam sana is ve oda vermis. adami seversin sevmezsin o ayri ama yaninda kaliyorsan bu konuda yanlis yapmayacaksin.

    3: bir sahnede sakir icin gulmeyin cocugunuz da boyle olur allah korusun diyor. ve minibusu alir almaz sakir'in kopyasi oluyor. yani kinadigi, elestirdigi topluma zararli gordugu sakir'in birebir kopyasi oluyor.

    4: taksit getirme sahnesi var, o kahvede garibanlarin icinde parayi verirken, 2 aylik pesin mi versem, neyse parasi olan var olmayan var gibi laf ediyor. igneleme sakir'e ama toplumun icinde ve o garibanliktan gelen biri olarak yaptigi terbiyesizce.

    4: minibusu gasp etmesi de var. anlasma sartlari belli. neyse bunu gormezden gelelim.

    5: kisisel hirsiyla yolcu alacagim diye ani makas atmasi var ki yolcularin canina mal olabilir ya da sakir'in eski nisanlisinin yerini kimseye vermemi de ayri bir olay. acgozluluk ve hirs var.

    6: ve en onemli serefsizliginden biri. nazli sakir'i sevmiyor ve babasinin zoru, evden gitme istegiyle evlenmeye niyetli ama kizin abbas'ta da gozu yok. sartlar geregi belki de kendi dedigi gibi bir yuvam olsun, kocam para getirsin mantigiyla evlenmek istiyor. abbas bunu bilmesine ragmen tek tarafli bir askla kizi dugunden kaciriyor.

    7: son soz yani abbas bukalemun gibi bir karakter. parayi bulup degisebilen, geldigi yeri unutabilecek bir karakter. sevdigi kiz icin ben bunu seviyorum diyebilecek bir karakterde degil, firsat kollayan, firsatci bir tip. sessiz ve cakal. arada laf dinleyen, karisan. ben bu filmi yonetmen sinan cetin'e de bagliyorum. adam kendinden cok sey katmis. cogunlugun ceyyar sakir'i tuttuguna da eminim bu konuda.

    edit: arkadas uyardi ayrica secdigi kiz iceride sevisirken nobet tutup, sakir'in zamparaliklarini gormezden gelip ortemeye calidan bir tip

    benzer bir baslik varmis simdi gordum. gercekten baktim cunku cok gorunen bir karakter abbas. kusura bakmayin.

  • avustralya'dadır ve uzağın da uzağıdır outback. kıyılardaki büyük şehirler dışında kalan kırsal bölge (the bush) değildir, ondan çok daha ötesi, çok daha uzağıdır.

    anadolu'nun on katı büyüklüğündeki bu uçsuz bucaksız, ıssız bölge dünya üzerinde insan müdahalesinin en az olduğu, doğal yaşamın korunduğu birkaç büyük bölgeden biridir. bu bölgede yaşayanlar havayolu ile acil sağlık hizmeti alırlar, çocukları ise radyo veya uydu iletişimi üzerinden eğitim alır. tam ortasında alice springs adlı yaklaşık 20 bin nüfuslu bir şehir bulunur. sanılanın aksine tamamen çöl değildir. içinde büyük çöller de vardır. güneybatısında britanya adası genişliğinde ormanlar bulunur, orta kesiminde sıradağlar vardır. doğusunda iç içe geçmiş doğal su kanallarıyla dolu iç anadolu bölgesi büyüklüğünde bir bölge bulunur. genel arazi yapısı steplerin ve kızıl toprakların hakim olduğu düzlüklerdir. bölgede ayrıca dünyanın en büyük artezyen havzası bulunur. dünyanın eski zamanlarında bu bölgenin tamamı su altındayken kayaçların altında çokça su hapsolmuştur.

    outback'te ulaşım zordur. kuzey-güney doğrultusunda darwin'den adelaide'a kadar alice springs'ten geçen bir yol yapılmıştır. tüm avustralya adasını kıyıdan dolaşan bir otoyol da vardır. ancak doğudan batıya outback'ten yani iç kesimden geçen otoyol yoktur. var olan yollar genellikle yarım yamalak ve topraktır. ulaşım ilk zamanlarda ingilizler tarafından bölgeye getirilen afgan deve kervancıları tarafından sağlanmıştır. günümüzde ise demiryoluyla ve outback'in uzun, dümdüz yolları ile özdeşleşmiş olan "road train" adı verilen uzun kamyonlarla yük taşınmaktadır.

    son olarak outback, avustralya'da geçen korku-gerilim filmlerinin de temel mekanıdır. klişe olarak gençler dandik bir arabayla outback yolculuğuna çıkarlar, ama outback'in bilinmez korkunç sakinleri vardır ve olaylar gelişir.

  • dün akşam itibarıyla dünya tarihinde ilk defa bir futbolcu ununu eleyip eleğini asarak kazanabileceği her şeyi kazanmış ve ileride oynayacağı tüm maçlara sikini taşağını yaya yaya keyif için çıkacak lükse erişmiştir.

    messi'nin bundan sonraki kariyeri tamamen kendisinin keyfine kalmış durumda. isterse sadece sağ ayağıyla futbol oynama challenge yapar, isterse sadece asal sayı olan dakikalarda gol atma challenge... adam resmen hikayesi ve yan görevleri %100 tamamlanan bir bilgisayar oyununda yapacak bir şey bulamayınca açık dünyada boş boş dolaşıp kendine meşgale arayan bir insan seviyesine gerçek hayatta ulaştı. bu vakitten sonra oynayacağı ilk maça teletabi kostümüyle çıksa neden diye soramayız. çünkü canı öyle istemiştir.

  • oha! yurdu acanin, actiranin, denetlemeyenin; cocugunu o yurda gonderenin, cemaate bu kadar prim verenin; ilceye hizmet ve okul goturmeyen hukumetin, ortbas eden basinin, binayi yapan muteahhidin, ihmalkar davranan yurt yonetiminin... hic sucu yok; ama cocuklari ben yaktim cunku cihangir'de oturan bir ateistim.

    ne guzel lan, adamlar mutlulugun ve sonsuz masumiyetin formulunu bulmus. hep magdur ol, hep baskasini sucla... ne ala memleket.

    olay mahalline sonradan gelen defans oyu'nun ricası üzerine edit:
    yangından kurtulan öğrenciler için bir yardım kampanyası başlatılmış. bundan sonra daha iyi şartlarda eğitim görebilmeleri ve yaşadıkları travmadan az da olsa kurtulabilmeleri amacıyla; elinizin erdiğince, yardımlarınızı bekliyoruz.
    (bkz: #64412380)