hesabın var mı? giriş yap

  • her normal beyinde yüzleri tanımaya yarayan merkezin -ismini öğrenemedim bir türlü- yaptığı şey gözün yakaladığı* bir resmi renk ve parlaklık gibi temel özelliklerinden öte tanımlamak, daha önce gördüğü görüntülerle karşılaştırmak ve bu karşılaştırmaya göre kimliklendirmek. işte prosopagnozisi olanların yapamadığı şey de bu sonuncusu. karşılarındaki yüzü kesinlikle görüyor, daha önce gördükleri yüzlerle kıyaslayabiliyor (büyük-küçük, uzun-geniş, siyah-beyaz gibi özellikleriyle) fakat bu kıyaslamanın sonucunu herhangi bir kişiyle ilişkilendiremiyorlar.

    tıpkı normal insanlar gibi, çok olağanüstü durumlar dışında, birinin yüzüne baktıklarında onun yaşını tahmin edebiliyor, cinsiyetini ayırt edebiliyor, mimiklerini algılayabiliyor, hatta kendilerine bakıp bakmadıklarını bile fark edebiliyorlar. tek fark bu yüzün daha önceki yüz kayıtlarıyla eşleşmiyor olmasında, hatta daha öncesinde hiçbir yüz kaydı bulunmamasında...

  • "mandalina ne güzel ya bıçaksız soyuluyor, çiğnemesi kolay, istersen yüzük oluyor, meyve daha napsın amk. kalkında kabuklarınıda çöpe atıverin."

  • şu haberde görüldüğü gibi, istanbul metro inşaatı için onay üç günde çıkarılırken, kendisine yedi aydır onay çıkmayan metro inşaatıdır.

    http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22840838.asp

    yüklenici firma parasını alamadığı için inşaatı durdurmuş. bakanlığın önünde iki yol var. ya sözleşme feshedilecek 2014'e uzayacak ya da onay verecek, inşaat sürecek. tahmin edin bakalım hangisi olacak. yıllardır izmir'e, izmir belediyesine bok atanlara tokat gibi haberdir kendisi. düşün artık izmir'in yakasından.

  • büyük romantizmdir casillas'ınki. televizyon sahteliğine çalımdır hem de bir kaleciden. kızın yaşadığı dumur ve casillas'ın öpmeden önceki tereddüt hali çok samimidir. evlenir bunlar.

  • bunlardan bir tanesi, hayatım boyunca en unutamadığım sözler kategorisinde ilk üçe giren bir sözdür.. yaptıktan sonra pişman olduğum çok az şeyden bir tanesinin sonucudur..

    lisede aldatılmışsındır, girdiğin depresyon sonucu, bu kötü durumdan kurtulmak için senden hoşlanan random bi kızla, ona karşı hiçbir şey hissetmediğin halde birlikte olursun. sonra da tam bi şerefsiz gibi kızcağızı ortada bırakırsın.. aradan birkaç sene geçer, üniversitede hoşlandığın, hatta aşık olduğun kız, sana umut verip seninle zaman geçirir. sonra seni tek başına bırakır ve gider.. derken bir gün o lisedeki, acı çektirdiğin kızla karşılaşırsın.. "nasılsın" dersin, "çok mutluyum" der.. 1 senelik bi ilişkisi vardır, onu anlatır.. "sen nasılsın?" der; "çok kötüyüm" dersin.. seni bırakıp giden kızı ve hissettiklerini anlatırsın.. dünya üstüme üstüme geliyo dersin, çok sevmiştim.. dersin.. kız hafifçe başını sallar, acı bi tebessüm eder, cevap olarak tek bi kelime söyler ve gider;

    geçer...