ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aşk-ı memnu
einstein şair miydi filozof mu
-
okul bahçesinde bir gün geziyordum
hoca çağırdı "albert buraya gel"
"buyrun hocam"
dedi "çıkar kalem"
cebimden plütonyum-239 çıkardım
dedi "çıkar defter"
formul kağıtlarını çıkardım
dedi "çıkar harita"
işte güzelim orada senin
benim vücudumda bıraktığın
üç beş tane foton yarası varya
işte onları çıkardım
hoca dedi "bunlar ney"
hocam üç beş foton yarası
sanki sanırsınız ki piskopatın allahı
ama bilmezsinizki o üçbeş foton yarası
ela gözlü sevdiğimin hatırası
sanirim sair ile filozof arasi biseymis einstein.
çay
-
dun aksam saatleriydi.
kapiyi hizla cekip ciktim. arkamdan birileri bagirdi, duymazdan geldim. yesil bi parkam var. onu giymisim sonra farkettim.
sokak lambalarinin yeni yeni yanmaya basladigi saatler. havaya bir serinlik cokmus ama usumem ondan degil.
sokagin basinda durup, hangi tarafa gitsem diye dusundum bir an.
yukari gitsem, nereye ? asagi gitsem, nereye ?
asagi gittim...
bildigim bir apartmanin bahcesine girdim. banklarina baktim. elimi cebime atip, cikarken aldigim paketten bir sigara cikarttim.
-iyi ki gaza gelip birakmamisim lan seni !
dedim. yaktim.
gecen arabalara, insanlara baktim.
herkesin gidecek yeri var demek diye de biraz kahir yaptim.
sigaramin kullerini bazen yere, bazen havaya biraktim.
usudum bir hafif ruzgarda, yerimden kalktim.
izmariti yeminle cope attim.
yeni yeni yanan isiklara baktim.
bana isaret ettikleri yerlere dogru adimlar attim.
arabalar hizla gecti yanimdan, ve insanlar...
bir yurumek aldi beni, adim ustune adim attim.
bilmedigim sokaklara saptim, bildigim sokaklarda gozlerimi actim...
yurudukce, uzerimden yukler attim.
bir ara hem usudum ama hem bunaldim, parkamin onunu actim.
yurudukce dagildim, usudukce toparlandim.
kendimi kalabalik bir carsida buldum.
oturacak yer aradim.
cok yoruldum, cok dolastim, cok ugrastim, cok konustum icimden, cok da sus dedim disimdan.
bir tahta sandalye buldum, bir yuvarlak mermer masa...
- bir çay !
dedim;
-usta !
icine bir seker attim.
bir yudum, bir yudum daha...
derken...
.
.
.
bunca ezaya iyi geldi cay...
recep tayyip erdoğan'ın tilavet videosu
-
(bkz: recep tayyip erdoğan'ın tuvalet videosu)
(bkz: yaran yanlış okumalar)
töbe töbe ya gece gece.. hey allah'ım..
hayır, madem yanlış okuyorum, bile bile niye tıklıyorum!
düğün yerine wedding demek
-
9 ay sonra da baby shower fotolarını instagramda paylaşıcak insan eylemi
güldür güldür nebati skecinin yayınlanmaması
-
48 saniyelik tanıtımı bile başarılı olan bir skecin yayınlan(a)mamasıdır. yayınlanamama sebebini herkes tahmin edebiliyor zaten.
80'lerin başında o darbe sonrası dönemde bile zeki alasya metin akpınar ikilisinin devekuşu kabaresinde dönemin başbakanı özal dahil hemen hemen tüm liderlerin taklitleri yapılırken, "eleştirel" taklidi yapılan o kişilerin rahatsız olmaktan öte o sanatçıları takdir etmişlikleri vardı.
7 ocak 2021 hilal kaplan tweeti
-
abd'de sağcıların kongre binası basmasından bile mağduriyet çıkarabilmiş.
görüldüğü üzere siyasal islamcılar tüm varlığını mağduriyete borçlu, her koşulda/şartta mağdurlar.
babayla geçirilen mutlu anlar
-
benim için kalp krizi geçirdigi günkü haliydi. babanın kalp krizi geçirdigi ögrenilir ve apar topar memlekete gidilir. yogun bakımda oldugu için hergün yanına bir kisi girebilmektedir. üçüncü gün sonunda (ilk annem sonra abim) nihayet bana sıra gelir. sterilize kıyafetler giyilir ve içeri girilir. ardından baktım ki yatakta neredeyse ölü vaziyette durmaktadır. yanına gidip sarılınır. iyi oldugunu ve yakında çıkacagını kendine dikkat etmesi gerektigi hakkında biraz konusulur. ardından gözlerimin içine bakarak der ki 'seni okutamayacagım diye çok korktum'. o an aglamamak için yapılan bir ton çabadan sonra tekrar sarıldım ve sadece kendisine dikkat etmesini istedim ve ayrıldım. iki gün boyunca rüyalar ve kabuslardan sonra sonunda çıktı ve hayatına ailesi için dört elle sarıldı ve hayatına devam etti. ama o anı asla aklımdan çıkaramam. teşekkürler baba iyi ki varsın.
seren serengil ve yaşar ipek'in ilişki sözleşmesi
sabah 07.00'de uyanacak olmanın verdiği huzur
-
her insanın hayatında en azından bir kere yaşadığı huzur.
güzelce yüzünü yıkıyorsun. pencereyi açıp dışarı doğru geriniyorsun. kuş sesleri... güneşin yavaş yavaş doğuşu. sevdiğin kıyafetleri giyiyorsun...
şaka lan şaka. perdeyi bile açmıyorum, güneş yüzüme vurmasın diye. pantolonu asansörde giyiyorum. sokayım böyle hayata.