ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
özcan deniz'li coca-cola reklamı
-
araya reklam alabilirlermiş.
yemeksepeti tarafından mahkemeye verilen yazar
-
mayonez için hakem heyetine gitmek mi daha saçma , yemek sepetinin bu konuyu ciddiye alıp karşı dava açması mı daha saçma karar veremedim.!
yarın birgün ayran yanına pipet gelmedi diye de pideciyi ağır ceza mahkemesinde yargılatmaz inşallah bunlar.
babam iyi ki öldü denen an
-
herkesin babası melek olmuyor, insanlara ergen diye bir şeyler yaftalayıp durmayın. baba var sen hastayken başında endişeden uyuyamaz, baba var bodruma kapatır 15 sene tecavüz eder işkenceyle. ikinci durumda görürüm sizi ben.
debe edit:
ben debe uzerinden sosyal mesaj vermeyi pek sevmiyorum. dua edeyim siz de amin diyin.
ramazan ayi hakkimizda insaallah hayirli gecmistir. allah oruc tutanlarin oruclarini kabul etsin, su guzel dunyaya huzur ve ferah getirsin. din, dil, irk ayirmadan bir garibana bir mazluma bir fakire eziyet edenin, canina kast edenin tez elden belasini versin ve onu kahretsin.
ramazan bayrami oncelikle biz muslumanlara tekrar merhameti hosgoruyu ve sevgiyi hatirlatsin. allah muslumanlarin kalbine kardesligi ve insan sevgisini tekrar tohum misali eksin. o tohum buyusun yesersin, kalplerimizi bir insani insan oldugu icin, sahip oldugu guzel karakter icin sevebilecek misale getirsin. o tohum koca bir agac olsun, meyveleri ile cevremize de bu guzel duygulari asilayabilmeyi saglasin.
aramizdaki onca serefsize, pislige, kotu kalpliye, arsiza, hirsiza, makaraciya inat allah dini dili irki ne olursa olsun hicbirimizden rahmetini esirgemesin.
bu bayram sadece muslumanlar icin degil, gercekten tum insanlar icin bayram olsun.
herkese iyi bayramlar. optum hepinizi.
bereketli demenin laikliğe aykırı sayılması
-
kara cuma denince aklı çıkan müslimiklere dert olmuş. başkasına olunca sıkıntı yok, size girince mağduriyet.
hadi sg.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''57 yaşındaki ali ağaoğlu'nun 20 yaşında sevgilisi var.
72 yaşındaki halis toprağın 18 yaşında karısı var.
63 yaşındaki aziz yıldırım'ın yeni karısı 24 yaşında.
75 yaşındaki aydın doğan'ın sevgilisi 26 yaşında.
benim sevgilim niye yok diye üzülmeyin.. bunun tek sebebi olabilir sizin sevgiliniz henüz dünyaya gelmemiştir...''
hayata dair gülümseten detaylar
-
babamın memleketten eski tamek kavanozunda gönderdiği balın üzerine ispirtolu kalemle 'bal' yazması.. sonra gaza gelip yanına parantez içinde 'hakiki' ibaresini de eklemesi.. yanıldınız, esnaf değil, emekli.
ssg'ye 10 ay hapis cezası verilmesi
-
mustehaktir. o kadar dedik serverini tasi yurtdisinda yasa. bizi dinleyen kim, neymis tr'de dogan'dan reklam parasi alip dombiliyi doyurucam.
al iste verirler boyle eline mahkumiyeti.
mesut özil
-
33 adet asist ne demek lan? biri bana bunu izah etsin. hayattan bezmiş ve her an futbolu bırakacakmış gibi olan koşusu ile olur olmadık anlarda öyle öldürücü paslar atıyor ki real madrid maçlarını izlerken bu adama sanatçı demekten başka bir şey gelmiyor aklıma.
inanmadığı dinin mabedi yanınca üzülen tip
-
aziz nesin'e sorulan soru ve kendisinin verdiği cevap belki birşeyler anlatır;
"alevi değilsin ki sana ne oluyor?” dedi. "insan değilsin ki sana nasıl anlatayım" dedim.
kendisini bağlamayan ne varsa yanıp yıkılsın düşüncesinde ki insanlar umarım birgün gerçek sevgiye iyiliğe kavuşur.
türkiye'de hiç putperest olmaması
auroville
-
auroville, 1940'ların ünlü gurusu sri aurobindo ve annesi olan "görücü anne" tarafından düşünülmüş ve temelleri atılmış kentütopi.
25 sene önce ütopik bir fikir gerçekleştirilmeye başladı. 124 ülkeden gelen konukların katılımıyla hindistan’ın güneyinde "auroville" kuruldu, yani "gelecekdeki insanların uluslararası şehri". bu zihinsel bir deneyimdi. bütün iyi niyetli insanların bir arada yaşayacakları ve sadece en büyük gerçeği dinleyecekleri bir yer. büyük usta yogi sri aurobindo ve görücü anne böyle istemişti. kısacası auroville, barış ve huzur rüyasını gerçekleştirme yolunda atılan bir adım. auroville bir tatil cenneti değildir, ilk bakışta öyle görünse de. auroville’nin gercekten ne olduğu çok zor ifade edilir. resmi adı "toplum projesi" olan auroville’deki yaklaşık 700 sakin orayı zihinsel bir deneyim olarak görmekteler. bu insanlar, yogi ve filozof olan sri aurobindo’nun ve anne'nin fikirlerini gercekleştirmeye çalışmaktadırlar.
28 şubat 1968'de, anne 90 yaşında kuruluşu gerçekleştirmeye adımını atmaktaydı; pondycherry’nin bir kaç kilometre kuzeyinde (bengal körgezi yakınlarında) 124 ülkeden gelen davetlilerle birlikte auroville’nin, yani "gelecekteki insanların uluslararası şehrinin" açılışı yapıldı. anne, ilerlemek ve daha iyi bir yere gelmek isteyenleri davet etmişti. aslında, auroville bir deney yeriydi ve haber tüm dünya basınında yer almıştı. bu yüzden çok ilgi çekti ama son noktaya hiç de kolay ulaşılmamıştı. yetmişli yıllarda 20 kilometrekarelik bölge, perişan bir görüntüdeydi; vicdansız, yakıcı bir güneşin altında olan kurak ve kaskatı bir toprak. sadece bir kaç tane mango, banyan, kaschu ve palmyra ağaçları vardı. 50.000 kişilik bir şehir planlandı, orada insanlığın bütünlüğü gösterilecek ve burası "süper insan" ın doğum yeri olacaktı. işe çok büyük bir umut, heyecan ve hevesle başladı;ilk gelenler çok çalışkandılar, ağaçlar dikip, inşaatları sürdürüp, auroville’nin merkezi için temeli oluşturdular. merkez inanılmaz büyüklükdeki "matrimandir"di, yani yuvarlak bir şekilde olan "tanrının tapınağı". ondan sonra herşey birden duraklamaya başladı: 1973'de herşeyi yöneten ve auroville üzerindeki bütün otoriteye sahip olan anne öldü. yetmişli yıllarda hindistan’a akın akın gelen hippiler auroville’e de gitmeye başladılar ve orada yaşayan normal insanları görünümleriyle ve davranışlarıyla korkuttular. genelde batıdan ve fransa’dan gelmiş olan 400 auroville sakini pondicherry’deki "sri aurobindo derneği" den pek memnun değildiler. ve bu kuruluş auroville’nin yönetimiyle ve bağış toplanmasıyla görevlendirildi, daha doğrusu bu görevi zorla aldı. (bu biraz da bakış açısına bağlıdır.) kötü bir yönetim, ana fikre uzak ve yetersiz bir bağ ve de para dağıtımında kolay yerine getirilemiyecek kurallar, kısacası maddi yardımlar istenildiği gibi ulaştırılamıyordu. bunların hepsi hindistanlı organizatörlerin istenmemelerinin nedenleri oldular.
bu olaylardan sonra auroville’liler kendi aralarında iki gruba ayrıldılar. büyük bir grup ana dernekle ilişkisine tamamen kesmek istemekteydi diğerleri ise, ilişkileri devam ettirmekde iddialıydılar. 80’li yıllarda za tartışmalar sürüyordu. ve inanılmaz ama genelde kaba kuvvetden yararlanıyorlardı, hatta bazen profesyonel dövüşcüler bile tutuluyordu. ziyaretçilere pasaportlarını ve paralarını yanlarında götürmeleri tavsiye ediliyordu, çünkü eve dönüldüğünde orasını soyulmuş olarak bulabilirlerdi. auroville’in o dönemde huzur ve barışla pek bir ilgisi yoktu. tek konuşulan şey, maddi ve politik noktaların önemli olduğuydu. izlenim olarak auroville sıradandı. auroville’liler sonunda mahkemeye başvurdular ve çoğunluk ne pahasına olursa olsun aurobindo derneği'ni istemeyerek çok çiddi bir adım attıktan sonra hindistan hükümeti'nden auroville’yi üzerine almasını istediler. ve bu istek olay 1988’de gerçekleştirildi ve işte o zamandan sonra ortam biraz sakinleşti. devletin araya girmesiyle birlikte bazı sıkıntıların ortaya çıkması ihtimalinden korkulmaktaydı ama avantajların daha fazla olacağı umut ediliyordu. ama herşeyden önce artık iyimserlik ön plandaydı ve yeni bir dönemin başladığı açıkça görülüyordu. matrimandir'in göbeğinde bulunan meditasyon odası nihayet bitmişti, oysa 20 yıldan beri anne'ye göre "auroville’nin ruhu" olan bu odanın bitimi için çalışılmaktaydı. anne orayı bir vizyonda gördüğünü söylüyordu ve buna göre verdiği emirler, tüm kopukluklara rağmen son ayrıntısına kadar yerine getirildi; matrimandir'de beyaz renkli,12 köşeli,12 tane sütunu var, ortasında almanya’da yapılan, 70 santim çapında bir kristal küre bulunuyor. üzerine bilgisayarla kumanda edilen bir ayna yerleştirildi, bu ayna güneş ışınlarını yansıtırken bu odadaki tek ışık kaynağını oluşturmakta. anne ölmeden önce, gücünü bu odaya akıtacağına söz vermişti. şimdi insanlar bunu hatırlıyorlar ve odayı bilinç süreçlerini başlatacak bir yer olarak görmekteler.