hesabın var mı? giriş yap

  • bu konuda da reklam beklediğim kişilerin reklamı.

    "sayıştay’a göre tmsf'nin digiturk satışından elde edeceği gelir aslında 292 milyon 199 bin dolar olacak iken, katar'ın beın medya grubunun yaptığı kesintiler nedeniyle tahsil edilen rakamın ancak ve ancak 162 milyon 668 bin dolar olduğunu anlıyoruz. bunun yanında geçen hafta devlet, katarlı beın sports'un kulüplere ödeyeceği 300 milyon tl'yi cumhurbaşkanı talimatıyla üstlendi. bunu da hesaba katarsak sırf beın sports nedeniyle kamu zararımız, yani halkın tepesine binen yük 1 milyar 570 milyon tl."

    https://www.birgun.net/…milyar-570-milyon-tl-324666

  • napacağız?

    araba pahalı araba alma,
    ev kiraları uçtu eve çıkma,
    iphone pahalı iphone alma,
    et uçmuş, yumurta uçmuş onları da yeme,
    euro uçtu yurtdışında tatil yapma,
    bilgisayarlar pahalı, ekran kartı uçmuş oyun oynama,
    giyim markalarının fiyatları uçmuş onları da giyme,
    ayakkabı alan kerizdir.

    napacağız kolumuza serum bağlatıp acilde mi yatacağız 7 gün 24 saat.
    alacak abicim, cebinde 5 kuruş para kalmayan adam bile gidip istiyorsa iphone da alacak, araba taksidine de girecek.

    çünkü 1 defa yaşıyorsun, canının istediği hiç ama hiçbir şeyi yapamayacaksan niye yaşarsın. o enayilik, bu enayilik.

    ne istiyorsunuz? haftanın 5 günü 6 günü, günde 8-10 saat çalışan insanlar yukardakilerin hiçbirini yapmayacaksa ne için yaşayacak?

  • merhaba,

    sözlük içinde entry’lerinden yola çıkarak varlıklı kadınları hedef alan, maddi ve manevi suistimalde bulunan bir çetenin varlığı iddiası tarafımıza ulaştı. konu ile ilgili tarafımıza başka bir bilgi iletilmediği için olayın doğruluğundan şüpheliyiz. ancak, konunun hassasiyeti sebebiyle tüm boyutlarıyla araştırılması için söz konusu ihbarı emniyet güçlerine ilettik, sürecin takipçisi olacağız.

    siber zorbalığa karşı tüm kullanıcılarımızı uyarmak isteriz. böyle bir durumla karşılaştığınız takdirde kolluk kuvvetleri veya adli makamlarla iletişime geçmenizi önemle tavsiye ederiz.

  • bugun ustsuz guneslenenlere hallenecekler. yarin "bunun bikinisi cok kucuk, avucici kadar" diye kovacaklar. obur gun "hasemadan dizinin yukarsi gorundu aboooov" diye kovacaklar. bu isin matematigi, bunlarin sistematigi bu. hic sasmaz.

  • cem yılmaz bilet fiyatlarına itiraz ettiğinde cinemaximum " yeni yılmazlar çıkarırız " diyordu.

    yeni yılmazlar dediğiniz cumali ceber miydi ?

    siz anca fiyat çıkartırsınız..milyonlarca insanın sinema sevdasını sikip attınız o. çocukları.

    bazıları da hâla " ben evde izliyom " fln yazıyor buraya. biliyoruz kardeşim biliyoruz filmini evde izliyorsun, yemeğini evde yiyorsun, tatilini ülkende yapıyorsun..

    " etkinliğimi elimden nasıl alırsın, sinema nasıl lüks olur " u sorgulayacağına " evde izliyorum " diyor. aferin amk. tam akp'nin istediği tip.

  • bu sorunun tek cevabı var, o da sirius black. tartışması bile kabul edilemez.

    bazıları bu soruya remus lupin, severus snape ya da fred weasley cevabını verir ama hayır, gerçekten bahtsız olan kişi sirius'tu. remus hayatının çoğunu acı içinde geçirdi ama ailesi tarafından seviliyordu ve hayatının son döneminde mutluluğu buldu. evli ve çocuklu bir kahraman olarak öldü. hele severus snape hiç değil. evet, ailesi onun tercihi değildi. evet, lily onu seçmedi ama kendisi bir ölüm yiyendi ve hak ettiği azkaban'ı boylamak yerine dumbledore'un desteğiyle yırtarak özgür bir şekilde yaşadı. hayatının son iki yılında çok istediği karanlık sanatlara karşı savunma öğretmeni ve hogwarts müdürü oldu. öldüğünde de harry, onun bir kahraman olarak anılması için her şeyi yaptı. fred weasley ise sevgi dolu bir ailede doğdu ve hep sevgiyle büyüdü. ölümü hem hp evreni hem fanlar için bir yıkımdı ve hep sevgilye hatırlanacak.

    oysa onların aksine sirius gerçekten de gün yüzü görmedi. ilk talihsizliği karanlık büyü düşkünü, kuralcı, sert ve baskıcı bir ailenin parçası olarak dünyaya gelmesiydi. ailesinin fikirlerini hiçbir zaman paylaşmadı. her zaman onlarla çatışma halindeydi. sevilmeyen çocuktu. sürekli kardeşiyle kıyaslandı ve istenmeyen evlat ilan edildi. öyle ki kendi annesi aile ağacındaki portresini bizzat elleriyle uçurdu. daha on beş yaşında ailesinden kaçmak zorunda kaldı.

    hogwarts'tan mezun olduktan sonra arkadaşlarıyla mutlu olabilirdi belki ama james çok erken evlenerek odak noktasına ailesini koydu. en yakın arkadaşıyla arasına lily ve harry girdi. üstelik daima savaş içerisindeydiler ve çok kısa sürede zümrüdüanka yoldaşlığı'nın birçok üyesini kaybettiler. sevdiği insanların, arkadaşlarının ölümünü izledi.

    üstelik bu arkadaş dediği kişilerden biri ona ihanet ederek 12 yıl azkaban'da yatmasına neden oldu. tek amacı arkadaşlarına yardım etmekti ve sonucu hapishanede bitti. masum bir adam olarak 12 yılını hapishanede geçirdi. bu da yetmezmiş gibi kendini en yakın arkadaşının ölümünden sorumlu tuttu. zira kılkuyruk'un sır tutucu olması fikrini o ortaya atmıştı. amacı ise "ne de olsa en yakın arkadaşı olduğum için herkes benim sır tutucu olduğumu düşünür ve benim peşimden gelir. beni sıkıştırıp büyüyle söyletseler bile sır tutucu olmadığım için arkadaşlarımı tehlikeye atmam" fikriydi. yani sirius, sırf arkadaşları yaşasın diye kendi hayatını hiçe saydı. karşılığı da hapis ve vicdan azabı oldu. evet, snape de vicdan azabı çekti ama bu vicdan azabını dışarıda, özgür bir adam olarak çekti. 12 yıl hapis yatmadı.

    sirius'un hapishaneden kaçması bile "ben masumum, burada olmamam gerekir" düşüncesiyle değil, vaftiz oğlunun tehlikede olduğu fikriyle oldu. kendini değil, harry'yi düşünerek azkaban'dan kaçıp kılkuyruk'un peşine düştü.

    tam harry ile yeni bir hayat kurup mutlu olacakken kılkuyruk kaçmayı başardı ve sirius kaçak hayatı yaşamaya başladı.

    kaçak hayatı da pek parlak gitmedi. zümrüdüanka yoldaşlığı'nda herkes aktif olarak çalışırken ona "gereksiz adam" muamelesi yaptılar. sevdiklerine yardım etmek isterken payına kenarda oturmak düştü.

    talihsizliği burada da bitmedi. harry'yle kolay iletişim kurmak için hediye ettiği ayna kenara atıldı. harry, sirius'un hayatını kurtarabilecek o nesnenin ne olduğunu ancak o öldükten sonra öğrendi.

    ölümü de çok büyük şanssızlıktı. vaftiz oğlu olacak harry, sirius'un ona verdiği aynayı kullansaydı tuzağa düşmeyecekti. sirius da onu kurtarmak için canından olmayacaktı.

    bitti mi sanıyorsunuz? bitmedi. hayatını doğruluk ve iyilik için adamış, her türlü bencillikten uzak, diğer karakterler gibi "kendi tercihiyle" asla kötü yola sapmamış, sevdiği insanlara yardım etmek için hapsi, kaçak hayatı ve ölümü bile göze almış, en sonunda da hayatını harcamış bu kişi büyücü dünyasında bir "kahraman" olarak değil, "kaçak bir ölüm yiyen" olarak anılıyor. şimdi söyleyin bana, var mı daha şanssızı? iyiliğinden, cesaretinden ve doğruluğundan asla taviz vermeyen biri olarak sirius'un bahtına mutluluktan uzak bir hayat ve kaçak bir ölüm yiyen olarak anılmak düştü.