hesabın var mı? giriş yap

  • sadece sağ ayağı ile 500 golü olan bir mitolojik karakter. bu sayı brezilyalı ronaldo, thierry henry, andriy shevchenko gibi efsane forvetlerin tüm kariyerinde attığından daha fazla. sol ayağı ve kafasıyla ayrı ayrı üçer haneli gol sayılarına ulaştığını hatırlatmaya gerek olmasa da kariyerinin dörtte üçünde kanatta oynadığını eklemek gerekiyor. tarihin gördüğü en komple gol makinesi. gelen ortanın üstünden geçme şansı yok, sol ayağına gelen topu sağına çekmesine gerek yok. set oyunu oynadığınızda tilki gibi konumlanabilir, kontra aradığınızda 36 yaşında bile hala ölümcül olabilir. ceza sahası dışından 100'den fazla golü vardır, yarısına yakını serbest vuruştur. otuz beş metrenin uzağından attığı çokça golü vardır. yüz elliden fazla penaltı kullanmasına rağmen %85'e yakın gole çevirme oranı vardır. o fizikteki başka hiçbir futbolcunun atmadığı kadar fazla slalom gol atmıştır. avrupa şampiyonası, şampiyonlar ligi, premier lig, serie a ve la ligada gol kralı olmuştur. ilk ikisinde ayrıca tüm zamanların lideridir. galiba futbola gol denilen şey bu adam atsın diye girmiş. sonsuz saygıyı hak ediyor.

  • afgan'ın nişanlısı bile övebilecek tek şey olarak alman pasaportunu layık görüyor bizim ülkenin yarısı da bu alt ırkı din kardeşimiz diye 10 senedir besliyor, karılarının kızlarının taciz edilmesine gıkını çıkarmıyor. ben gawat olmayan eski türkiye'yi özledim.

  • gecenin kör bir vakti vefatını öğrendiğim babam, evin küçük bir odasında soğuk beton üzerinde yatıyor. beyaz bir örtüye sarınmış, kefen değil. dudağının kenarında bir tebessüm var, hala aklımda... her daim çatılmış kaşları ve kesmeye kıyamadığı sakalları yok. yanakları kırmızı. sanki her an olduğu yerden kalkıp "öğlene ne yiyeceğiz" diyecekmiş gibi, uyuyor gibi, şekerleme yapıyor gibi yüzüne bakınca. ama kımıldamıyor, konuşmuyor, susuyor.

    odanın kapısından bakıyorum. o yerde yatıyor ben onu izliyorum. hala bir rüyanın içindeyim gibi hissediyorum. biri beni dürtüp uyandırsın istiyorum. orda bekliyorum. çatılmış kaşları gevşemiş, dudağının kenarındaki tebessüm büyüyor gibi baktıkça.

    birileri omzuma dokunup dostça gelip geçiyor. kapıya dayanıyorum hala, bir yere dayanmam lazım, yıkılırım yoksa...

    hastalandığımız zamanlarda "durun ben sizi bir terletirim bişeyciğiniz kalmaz" diyen babam, buz gibi yatıyor. yanına sığışmak istiyorum. usulca yaklaşıyorum. elimi tereddütlü. korku değil bu, onun öldüğü gerçeği ile yüzleşmek. hani filmlerde görürüz ya öyle işte, dokunmakla, dokunmamak arasında kalıyorum. gözlerimi kapatıp elimi yüzünde gezdiriyorum. hala sıcak... bembeyaz, pırıl pırıl parlayan saçlarına dokunuyorum. bir ölüye dokunmak gibi değil bu. ölü gibi değil, ölmüş gibi değil. gözlerimi açıp saçlarını düzeltiyorum, kaşlarını. o kesmeye kıyamadığı sakallarından arta kalanları seviyorum. belki yaşarken sevemediğim kadar çok seviyorum babamı. o yatıyor, ben ağlıyorum. usulca çekiyorum elimi, elimde onun sıcaklığı, içimde ölümünün soğukluğu... ılık ılık ağlıyorum...

  • dikkat uzun entry! bu entryde genel olarak bulut morfolojisini ele alacağım. daha sonra yine bulutlar üzerine, bu sefer daha teknik detaylara girerek nasıl oluştukları, hareket ettikleri ve haklarında diğer daha bir çok detayı açıklayacağım bir entry daha gireceğim. bu entrynin konusu farklı görüntüye sahip bulutlar ve aralarındaki temel farklılıklardır.

    bu entryde hakkında merak edebileceğiniz bir çok şeyi açıklamaya çalışacağım, izlemesi çok keyifli olan aerosol kümeleri. ilk olarak aerosolden başlayacağım. aerosol bir gazın içerisinde çözünmüş katı veya sıvı parçacıklardan oluşan bir süspansiyondur. bir süspansiyon ise genelde gözle görülebilen heterojen karışımlara verilen genel bir isim. dünyadaki temiz su kaynağının başlıca kaynağı bulutlardır ayrıca, bulutlar olmasaydı ne içmeye temiz su bulmak, ne de tarım yapabilmek mümkün olmazdı.

    bulut, gezegenimsi bir cismin atmosferinde oluşan ve genelde gözle görülebilen aerosol süspansiyonlarına verilen genel bir isimdir. güneş sistemimizdeki gezegenlerden pluton-charon ve merkür hariç hemen hemen bütün gezegenlerde bulut bulmak mümkün. bulut denilince akla ilk su gelse de bu bir kaide değildir, dünyamızda en yaygın bulutlar sudan oluştuğu için böyle düşünsek de diğer gezegenlerde işler değişebiliyor. mesela satürn'ün uydusu titan'da metan gazı bulutları bulunur. keza jupiter'e baktığımızda da yüzeyinden ziyade atmosferindeki bulutları görürüz, bu bulutlar hidrojen, helyum, amonyak, sülfür ve metandan oluşurlar. venüs'e de baktığımızda yoğun bulutlardan yüzeyini göremeyiz mesela. satürn, neptün, uranüs ve mars'ın hepsinde bulutlar bulunur. mesela mars yüzeyinden bulutlar.

    bu güzel yapıların dünyamıza özgü bir yapı olmadığını da söylediğimize göre, artık dünyadaki bulutlara dönebiliriz.

    bulutlar bulundukları yükseklik, oluşum şekilleri ve kompoziyonları, bunların yanısıra çevrelerindeki coğrafyadan nasıl etkilendiklerine göre bir çok farklı şekilde sınıflandırılırlar. bu sınıflandırmalardaki isimlerin hepsi latincedir. başlamadan en genel 3 irtifa sınıflandırmasından bahsetmekte fayda var. alçak bulutlar 2.000 metrenin altında, orta bulutlar 2.000 ile 7.000 metre arasında, yüksek bulutlarsa 7.000 metrenin üstünde bulunan bulutlardır. bulut türleri yüksekliklerine bağlı olarak farklı ön veya son eklerle isimlendirilirler.

    ilk olarak stratus tipi bulutlar var. bu bulutlar genelde alçakta olurlar, 2000 metrenin altında bulunurlar. nadiren bir şekle sahip olurlar, genelde puslu bir görüntüye sahiptirler, tıpkı bir battaniye gibi gökyüzünü kaplarlar. su buharından oluşurlar. stratus bulutları yer seviyesinde oldukları zaman bu duruma sis adını veririz. stratus bulutlar gökyüzünü kapladıkları zaman güneşi seçemezsiniz, hatta bulutlarla kaplı bir havada bulutlara dair hemen hemen hiç bir detayı ayırt edemiyorsanız çok yüksek ihtimalle stratus bulutlarla karşı karşıyasınızdır. stratus tipi bulutlar genelde yağmura sebep olmazlar.

    stratus'un kelime olarak kökeni latince katman anlamına gelen strato kelimesine dayanmaktadır. her ne kadar 2000 metre ve altında oluşsa da bu bulutlar, bazı durumlarda epey yüksek irtifalara ulaşabilirler. az önce bahsettiğim ön ekler de burada devreye giriyor. bir bulut tipi orta katmanda yer alıyorsa isminin başına alto-, yüksek katmanlarda yer alıyorsa isminin başına -cirro eki gelir. eğer birden fazla katmanı kapsayabilen bir bulut türüyle karşı karşıyaysak nimbo- ön eki kullanılır.

    altostratus, 2 bin metrenin üstünde 6 bin metrenin altında olur genellikle. çiseleme dediğimiz ince ve hafif yağmurdan sorumlu olan bulut tipi budur. altostratus'u stratus'tan ayırmanın en basit yollarından birisi güneştir. eğer güneşi yuvarlak bir nesne olarak gözünüzle seçebiliyorsanız altostratusla karşı karşıyasınızdır.

    cirrostratus ise 5.500 metreden 13.000 metreye kadar bulunabilir. çok incedirler ve su buharından ziyade buz kristallerinden oluşurlar. bu bulutlar da yağmur dökmezler, ama yaklaşmakta olan bir sıcak hava dalgasına işaret ederler ve 6-24 saat arası bir süre içerisinde yağmur yağabileceğini gösterirler. cirrostratus'un 2 yaygın türü vardır. cirrostratus fibratus çizgi çizgi bir görüntüye sahiptir, bu görüntüsü sayesinde ayırt edilirler. cirrostratus nebulosus ise yine klasik stratus bulutları gibi ayırt edilebilecek bir şekle sahip değildir, puslu bir görüntüleri vardır. cirrostratusların genel bir özelliği ise su buharı yerine buz kristallerinden oluştuklarından ışığı daha fazla kırarlar ve güneş veya ay gibi bir ışık kağnağından gelen ışığı halo ismi verilen rengarenk bir çembere dönüştürebilirler.

    cirrostratus fibrous ve güneş. cirrostratus nebulosus ve güneş

    diğer tiplere geçmeden stratus'un son iki türüne gelelim. nimbostratus bulutlar 3 bin metrenin altında bulunan stratuslardır. normal bir stratus 2 bin metrenin üzerinde bulunmazken nimbostratuslar 3 bin metrenin altında dikey olarak yüzlerce metreyi kapsayabilirler. nimbostratus bulutlar yağışa sebep olabilirler, ama türkçe karşılığını bulamadığım, virga ismi verilen bir tür yağışa sebep olabilirler ancak. virga yağışlarını gözünüzle görebilirsiniz, ama altında durup ıslanmamanız dahi mümkündür. çünkü bu yağış türü genelde yere ulaşamadan dağılır.

    ve son stratus tipi için, polar stratospheric clouds. bunlar mümkün olabilecek en havalı bulut tipidir. çünkü rengarenk olurlar. deniz seviyesinden 15 ile 25 kilometre arası yüksekliklerde bulunurlar. bu bulutlar normal şartlarda görünmezler genelde ve çok zor oluşurlar. -80 santigrad dereceden daha düşük sıcaklıklara ihtiyaç duyarlar ve neredeyse hiç yoğun değillerdir. ama kış aylarında güneş ufkun 1 ila 6 derece aşağısındayken yansıttıkları ışık sayesinde görülebilirler ancak. hayatınız boyunca muhtemelen hiç görmemişsinizdir, çünkü türkiye'de oluşamazlar. kutuplara yakın bölgelerde atmosferin incelmeye başladığı enlemlerde yerel kış aylarında oluşabilirler ancak. göründükleri zaman dilimine civil twilight denilir, güneşin ufkun altına battıktan sonra bile hala etrafın aydınlık olduğu zamandır bu.

    bir diğer bulut tipine geçelim, cirrus bulutları. saç gibi dağınık bir görüntüye sahiptirler. yükseklik olarak en yüksek bulut tipidir genelde. 5 kilometrenin üstündeki herhangi bir irtifada oluşabilirler, ancak daha alçakta bulunamazlar.

    kasırgalar genellikle cirrus tipi bulutlardan oluşurlar. yüksek oldukları için yere ulaşabilecek bir yağışa sebep olamazlar, ama genellikle yağmurun geldiğine işaret ederler. yine yükseklikleri sebebiyle su buharı yerine buz kristallerinden oluşurlar ve halolar oluşturabilirler. ama halolardan daha ilginç bir fenomene daha yol açar bu bulutlar. sun dog ismi verilen bu optik fenomen, gökyüzünden birden fazla güneş görmenize sebep olabilir. hem de havada hiç bulut dahi göremezken. https://i.redd.it/j3gffucay3601.jpg

    cirrus tipi bulutlar ince uzun ve kavisti görüntüleriyle rahatlıkla tespit edilebilirler. cirrusları oluşturan ince uzun filamentler cirrostratus fibratus'ların oluşumuna da yol açabilirler. jet hava akıntılarıyla hareket ederler. yeterince yükselen cirruslar polar stratosferik bulutların oluşumuna da yol açabilirler. bunun yanısıra daha da yüksekte bulunabilen noctilucent bulutlar da cirrus tipi bulutlardan oluşurlar. noctilucent bulutlar gece parlamalarıyla bilinirler. astronomik twilight'ta gözlemlenebilirler sadece. bunları da hiç görmemiş olabilirsiniz, çünkü türkiye'den görülemezler. sadece 50-70 kuzey veya güney enlemlerinde, yaz aylarından görülebilirler. astronomik twilight ise güneş'in ışığının gökyüzünü aydınlattığı son anlara verilen isimdir. noctilucent bulutlar bilinen en yüksek bulut tipidir ve 75 ile 85 kilometre arası irtifalarda oluşurlar. gündüz güneş ışığı altında görülemezler çünkü hiç yoğun değillerdir ve çok sönük dururlar. ancak güneş battıktan sonra ufkun altından bu bulutları aydınlatabilir ve görünür kılabilir. çok nadir gözlemlenen bir bulut tipidir.

    ve son olarak cumulus türü bulutlar var. muhtemelen bulut denilince hepinizin ilk aklına gelen pamuk gibi bir görüntüye sahip olan bulutlar bunlardır. cumulus'u sona bırakmamın sebebi bir çok farklı sınıfı ve tipi olduğu için. en yaygın bulut türüdür. isim kökeni latince yığıntı anlamına gelen cumulo kelimesine dayanır. hava parçalı bulutluysa eğer bol bol cumulus gözlemleyebilirsiniz. standart cumuluslar genelde 2000 metrenin altında oluşurlar, ama benim tabirimle standart olmayan cumulus tipleri bir çok irfitada bulunabilirler. cumulus tipi bulutlar genelde yağmura sebep olmazlar, ama yağmura sebep olan bulutlar cumuluslardan oluşurlar.

    sıcaklık ve neme bağlı olarak belirli bir irtifanın altında oluşamazlar. bu yüzden genel görüntüleri sanki görünmez bir yüzeyin üzerinde duruyorlarmış gibi olur, bu yüzden bu bulutların altları düz olur genelde. 2000 metrenin altındaki cumulusların bir diğer genel ismiyse stratocumulustur. 2000-6000 metre aralığındaki cumuluslara altocumulus, 5-12 kilometre arası irtifalardaki cumuluslarsa cirrocumulus bulutları oluştururlar. bu üç cumulus tipi havadaki konveksiyon akıntılarından etkilenirler. yükseldikçe küçülürler, yani stratocumulus altocumulus'tan, altocumulus ise cirrocumulus'tan daha büyük olur. altocumulus bulutları kalın çizgilerden oluşan dalgalı bir görüntüye sahiptirler.

    cirrocumuluslar ise tıpkı altocumulus gibi yine dalga dalga olabilirler, ama genelde daha dağınık kümeleşmelerden oluşurlar. bir dalga düzeninde dizilebilir bu kümeler, ama dalga hatları altocumulus kadar belirgin değildir genelde.

    bir de altocumulusların sabit duranları vardır. bunlara lenticular veya altocumulus lenticularis denilir. 12 bin metreye kadar oluşabilirler. bu bulutlar yuvarlak oluşlarıyla rahatlıkla ayırt edilebilirler ve genelde yer şekillerinden etkilenerek oluşurlar. sabit duruyorlar derken, yerlerinden pek kıpırdamazlar. oluştukları yerde dağılırlar yani, pek yer değiştirmezler. genelde dağların üstünde oluşurlar.

    bu cumulus tiplerinin yanısıra farklı irtifaları kaplayabilen ve konveksiyon akımlarından çok daha fazla etkilenen bir tür daha vardır. cumulonimbus bulutları. yüksek oluşlarıyla ayırt edilebilirler, yağmur bulutlarının büyük çoğunluğu bu sınıftadır. örs şeklinde olabilirler. yıldırım, şimşek, sağanak yağmur ve hortumları oluşturan bulut tipi cumulonimbustur.

    bunların yanısıra konveksiyon akımlarından etkilenmeyen cumulus tipleri vardır bir de. cumulus mediocris 500 metreden 3 bin metreye kadar oluşabilirler. genelde biraz yükseltiye sahiptirler. cumulus humilis ise genelde yine aynı yüksekliklerde oluşurken yer şekillerine bağlı olarak 6 bin metreye kadar oluşabilirler. dikey olarak gelişmezler yatay bulutlardır genelde. glider pilotlarının en sevdiği bulut tipidir aynı zamanda, çünkü altlarında bulunan ve yükselen sıcak hava dalgaları motorsuz havaaraçları için iyi bir yükselme sağlar. havayolu pilotlarıysa bu bulutları pek sevmezler çünkü aynı yükselen sıcak hava dalgaları türbülansa da yol açar.

    görseldeki kısa yatay bulutlar cumulus humilis, yüksek olanlarıysa cumulus mediocris'tir. bir de cumulus congestus vardır ki, bu bulutlar da yine 6 bin metreye kadar bulunabilirler ve cumulus mediocris ile cumulonimbus arasındaki bir geçiş evresidir. bir patlamadan sonra yükselen dumana benzerler.

    bunların dışında farklı bulut tipleri de vardır ama en genel bulut tipleri bunlardır diyebiliriz. başka bulut tiplerine, bu sınıflandırmaların neye dayandığına ve daha bir çok teknik detaya bir başka entryde değineceğim. şimdilik bu entrynin yeterince uzun olduğunu düşünüyorum ve burada noktalıyorum. buraya kadar okuduysanız ilginize teşekkür eder, bulutları izlerken keyifli vakitler geçirmenizi dilerim.

  • türkiyenin sınır kapısı sanmış omuz atarak girmeye çalışıyor, ulan sem amca yer mi?

    abd'de bırak birinin evini zorlamayı bahçesine bile giremezsin bazı eyaletlerde yol çizgisinden çıkmayacaksın, her ülke yol geçen hanı değil bizimkiler gibi.

  • geçen akşam avea prime'a geçmeye çalıştım. zaten faturalı avea müşterisi olduğum için 69 tl'lik paket seçmem gerekiyormuş. sonra baktım avea'da daha düşük internet kotası ile 59 tl'lik bir paket var. ona geçmeye çalıştım, olmadı.

    sonra internette avea, turkcell, vs. uğraşırken donanımhaber forumuna denk geldim. çok basit bir taktik öneriyordu. ara avea'yı, faturasız hatta geçmek istiyorum, de; gör sonucunu, diyordu.

    aradım ertesi sabah. mevcut paketim pahalı geliyor, yetmiyor, faturasız yap beni dedim. anında %50 indirim teklif ettiler. aylardır meğer boşuna ödüyormuşum o parayı. sonra ben yetmiyor bu internet vs. dedim. tak iki katına çıkarttı interneti. çok para dedim, tak %15 indirim yaptı yıl sonuna kadar.

    durduk yere daha ucuza, daha çok internet kotasıyla ve avea prime avantajıyla paket değişikliği yaptım.

    tüm sebebi de bu ölücü arkadaşlardır. ne diyim, çok yaşasınlar!

  • "bu hükümet olmasaydı akademisyen olamazdım" şeklinde bir beyanda bulunmuş şahıs.

    en azından gerçekten bilimden anlayan, bilime önem veren ve kurumlarını buna göre düzenlemiş bir toplumda akademisyen olamayacağının farkında olması güzel bir şey.

  • başlık karakter sınırına takıldığı için tam anlatamadım ama sayın fahrettin koca twitterda az önce demiş ki;

    "almanya'da, beyin ölümü gerçekleştiği söylenerek hastaneden evine gönderilen, fakat göz işaretleriyle iletişim kurabilen vatandaşımız osman bey, az önce uçakla ankara’ya getirildi. 59 yaşındaki hastaya, cumhurbaşkanımızın olaydan haberdar olmasıyla “evi”, yani ülkesi sahip çıktı!"

    ilgili twite burdan ulaşabilirsiniz.

    ben türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak yıllarca almanyada veya avrupada huzur içinde yaşadıktan sonra en ufak bir sağlık sorununda ülkeye getirilip şov yapılmasını kabullenemiyorum. kaldı ki twitte epey tutarsızlık var. göz işaretleriyle iletişim kurabilen birinin beyin ölümü gerçekleşmesi de mümkün değil diye biliyorum. ülke kaynaklarını bu tarz şeylere harcamaktansa keşke ülkemizdeki sağlık sistemini iyileştirerici adımlar atılsa, aylar sonraya bile randevu alamayan insanlar tanıyorum.

  • 70 lerde ne karnesi lan.

    o karne mevzusu 1940 ların ikinci dünya savaşı atmosferinde ülkeye ithalat engellenir de burada ne yer ne içeriz ne zaman biteceği de belli değil diye yapılan bir şeydi.

    bir de aklı sira gezi mezi esprisi yapmış.

    neyse gülün geçin.

  • pen ödülü kurucularından marry lee settle film hakkında şöyle demiştir: "hayatımın en mutlu üç yılını aralarında geçirdiğim insanlarla kıyasla arabistanlı lawrence ve geceyarısı ekspresi'nde gördüğüm türkler çizgi film karikatürü gibiydiler."

    pauline kael: "hikaye hemen hemen herhangi bir ülkede geçiyor olabilirdi, ancak eğer billy hayes azami menfaat gütmek için hapse girmeyi planlıyorduysa bunu bir türk hapishanesinden daha iyi nerede yapabilirdi? kim türkleri savunmak isteyecekti? (columbia pictures'ın nasıl temsil edildikleriyle ilgili kaygılanmasını gerektirecek kadar bile yeterli bir film piyasaları yok)"

    world film directors yorumcularından biri: "geceyarısı ekspresi'nden daha vahşi bir milletten nefret ettirme filmi hatırlayamıyorum. ufku daraltan, izleyicilerinin en adi korkularını ve önyargılarını ve kinlerini onaylayıcı bir film."

    david denby: "doğrudan anti-türklükle alakalı, ve mahkumların haklarını veya hapishane şartlarını eleştirmekle hiçbir alakası olmayan, filmdeki bütün türklerin -gerek gardiyan gerek mahkum olsun- "ezik" ve "domuz" olarak lanse edildiği, ve hiçbir istisnaya yer bırakmayacak şekilde bütün türklerin dejenere, aptal ayılar olarak sunulduğu bir film."

    tanınmış ispanyol film dergisi fotogramas: "yapılmış en varsayımcı ırkçılık eylemlerinden biridir, hem de üstüne bir de ilericilik etiketiyle pazarlanıyor."
    kaynak

    filmin gerçek hayattan konu aldığı billy hayes bile bir röportajda filmin türkleri lanse etme biçimini eleştirmiş ve haksız bulduğunu söylemiştir. ayrıca film için özür dilemeye türkiye'ye gelmiştir. "türkler bu filmi hak etmiyorlar" demiştir. kaynak

    ana karakterin gerçek hayattaki versionu bile filmi haksız bulurken ekşisözlük cengaverleri nesnellik ve haklı eleştiri adı altında bu ırkçılığı aklamayı becerebiliyorlar. neyse artık yabancı eleştirileri de yazdım, batı filtrenizden geçtiğine göre bu fikri de onaylayabilirsiniz.

    düzeltme: uzun yorumlu eklemeyi silme ve yazım hatalarının düzeltimi.