ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
bugün problemlerimi çözme politikamı belirleyen bir sözü vardı;
-oğlum, bağırırsan duyarlar. konuşursan dinlerler.
02 melih 03 tarık 10 esra 11 eray 14 hülya
-
40 yaparlar.
emrah serbes
-
şu an yaptığı şeyi takdir edelim öncelikle. ama ya kaza anında alkollüyse? şu an gecikmiş olarak bu suçu itiraf etmesi neye yarayacak? alması gereken cezadan daha azıyla geçiştirilecek.
tekrar söylüyorum, itirafı kesinlikle takdiri hak ediyor ama soru işaretlerini kaldırmaya yetmiyor.
edit: tek şeytanın avukatlığını yapan ben değilmişim neyseki. herkesin aklına aynı sorular gelmiş.
edit2: diğer detayları öğrenince ortada takdirlik bir durum da gözükmüyor. cezası neyse çeksin. yazıklar olsun kendisine.
tinder
-
zikirmatik gibi kullandığım uygulama. hatta arkadaşlarla sohbet ederken tesbih çeker gibi seri hamlelerim de olmuyor değil.
komodo ejderi
-
dünyanin her bir yanina özgün yüzlerce ejder çesidi varmis gibi bunu ayirmislar. ejder deseler karstiracagiz sanki. "ejder mi, ne ejderi? adana ejderi mi komodo ejderi mi?"
san sebastian cheesecake
-
dini bir şey gibi geliyor hep bu bana.
böyle vatikan’da kardinaller toplanmış, birbirlerinin ağzına çatalla uzatıyorlar, ilahi söylüyorlarmış falan gibi.
araba kullanmaya yeni başlayanlara tavsiyeler
-
benim arabanın yanından çok geçmeyin, hiç çareniz yoksa mecburen geçiyorsanız dikkatli olun gözünüzü seveyim. daha borcu yeni bitti namussuzun.
mhp'nin istilaya sessiz kalması
-
adı milliyetçi hareket partisi olan, en önemli kuruluş ilkesi milliyetçilik olan parti'nin, ülkemizin araplar tarafından istila etmesine sessiz kalması hatta mültecilerden yana taraf olması durumudur. hayırdır milliyetçi hareket partisi ummetci hareket partisi oldu da haberimiz mi yok?
5 yıldızlı fenerbahçe logosu
-
otel olarak turizm bakanlığına başvursunlar.. onlar 5 yıldıza müsaade ediyor...
kafayı yediler 5 yıldız diye... otel misiniz olm siz?
madencilere verilen 1993'te üretilen gaz maskeleri
-
soma'da bulunmuş bir cinayet delili.
madencilerin kullandığı ve üzerinde çince bir şeyler yazan gaz maskelerinin üretim tarihi 1993 ve son kullanım tarihi üretim tarihinden 3 yıl sonrası.
az önce cnntürk haber yaptı izledik. kanımız dondu.
taner yıldız ve faruk çelik bir saniye oturmayın arkadaşım orada.
allah'ın gazabı çok büyüktür.
9gag'deki ülkelere göre kadınların fotoğrafları
-
ulan kiminin odası dağınık, kimininkinde etnik esintiler var, kimisi mayoyla poz vermiş vs. herkeste ilgi çekici, şahsına münhasır bir şeyler var kısacası. bizimki odasında tek başına halk oyunu oynayacak sanki. bu kadar kasıntı olacak ne vardı?
debe editi: (bkz: bayan değil kadın)
çocuklar için ayaktan çıkmayan çorap üretilmesi
-
vay arkadaş! girişimcilikte bir çağ açar!
benim 1 yaşını 20 gün geçmiş bir kız çocuğum var. her gün çoraplarını 1378 kere giydiriyorum. peşine dolanıyorum çocuğun. tuttuğu yerde çekip çıkarıyor çorabını. aynı durumu yine bizim evlerde birçok çocukta da görmüşlüğüm var. artık genetik midir nedir bilmiyorum ama böyle bir gerçeklik var ki bu çocuk denilenler, çoraplarını çıkarmaya bayılıyorlar. e biz ebeveynler de ne yapalım çocuk hasta olmasın diye peşi sıra takip edip o çorabı giydiriyoruz hâliyle. hatta benim kız beni görünce artık doğrudan doğruya çorabının olduğu yeri gösteriyor. çözdü meseleyi. ya da bunu bir oyun belledi. hiç bilemedim.
diyeceğim o ki ey girişimciler! ey sermaye sahipleri! ey üretim araçlarını elinde bulunduranlar! ey iş gücü olanlar! çocuklar için, özellikle de benim çocuğum için ne yapın edin de bir ayaktan çıkmayan çorap üretin! ebeveyn yardım etsin de çıksın!
hoş bu entry bir sinir patlaması anında yazılmıştır. yoksa çorapları çıkarmak da elbette bu mini mini yavrular için kimi motor becerilerin ve bilişsel becerilerin gelişmesine ve ilerlemesine yardım ediyordur. varsın çıkarsınlar be! ben on saniyede bir çorap giydirmeye de razıyım evet evet...
ağzını yediğimin çocuğuna bak ya! yine çıkarmış ve "bababababa" diye bana sesleniyor! dur dur geliyorum minik kelebeğim!!! pehhe...
ercan saatçi
-
kendini hiç bozmadı yazarlığa başladığından beri. en az ilk günkü gibi berbat yazıyor.