hesabın var mı? giriş yap

  • 2006’da bizimkileri de böyle dövmüşlerdi. arap, türk fark etmiyor yani kazaklar için. boş yere içinize su serpilmesin.

    edit: 2004 değil 2006’da olmuş. düzelten arkadaşlara teşekkürler.

  • abdülkerim: aynı şeyleri söylüyoruz. niye birbirimize bağırıyoruz ki???

    sdfsdlkhfkjsdfhks

  • hayatta 4-4-2 yerine 1-2-1 taktiğini uygulamaya çalışmaktır.

    1 kişi çıkılır tatile, her şey yolunda giderse 2 kişi tatil yapılır ve eve yine 1 kişi dönülür.
    görüldüğü üzere orta sahayı kalabalık tutmak bu taktikte de çok önemlidir.

  • "bazısı şunu der, bazısı bunu der oysa evrim ispat edilememiştir"
    çok bilgilendirici bir yazı,
    tanrıyı göster dersen " o görünmez ama her yerde" der ve sıyrılır, işte mevzu onun için bu kadar

  • ben fenerliyim bu saatten sonra takımımı değiştirmem, ama çocuğum olursa beşiktaşlı olması için elimden geleni yapacağım, geziparkı direnişinizi de anlatacağım.

    teşekkürler çarşı!

    tanım: çok güzel bir taraftar grubu.

  • 93m ile mecidiyeköy'den zeytinburnu tarafına ilerliyorum. sağımda, pencere kenarında bir kız oturuyor. önümde en son durakta binmiş bir kız oturuyor. onun yanında da bir erkek ama belli fırlama biraz. bu kişiler, bir birlerine tamamen yabancı.

    e5'te seyir halindeyken sağ tarafımızda, çok alakasız bir yerde, havai fişekler patlamaya başlıyor, tabii herkes dönüp izlemeye başlıyor. o arada ön çaprazımdaki fırlama, yanındaki kıza dönüyor birden ve "bak sen yanıma oturdun diye havai fişek gösterisi yaptırıyorum" dedi, herkes gülmeye başlıyor ve ben o arada havai fişeklere doğru sağa dönüyorum, tabii doğrultu olarak yanımdaki kıza bakıyorum da zannedilebilir. o anda kız benim ondan tarafa baktığımı görünce bana dönüp "o kadar zaman oldu, yanımda oturuyorsun, hiç havai fişek patlatmadın" dedi. bu arada hal-i hazırda gülmekte olanlar yerlere düşmeye başladılar. ben ne diyeceğimi bilemez halde, kem küm ettim biraz. insana böyle de yüklenilmez ki!

  • milyon dolarlar verip aldığınız world class kalecinizin sabit bir bölgede oynamaktan dolayı mutsuz olması.

  • trap-city ya da hacker'ların google'la dalga geçmesinden başka bir şey değildir.

    jeodezi alanında çalışan bir harita mühendisiyim. aslında geomatik mühendisiyim ama diplomamda harita mühendisi yazıyor. neyse, konumuz o değil.

    port-aux-français'in vikipedi sayfasında, orada vaktiyle bir fok katliamı üzerine işler yapan bir fabrika olduğunu, açıldıktan 3 yıl sonra kapandığını, fabrikanın parçalarının réunion'a gittiğini okuyabilirsiniz.

    şimdi, orada yalnızca birkaç lab. kalmış durumda. bunlardan bir tanesi de jeofizik lab.

    yer bilimlerinin bu disiplini ile ilgilenen birçok tanıdığım, genelde benim gibi özgür yazılım kullanıcısı/geliştiricisi. bu nedenle, ilgili yeri bir de openstreetmap'te inceledim. neticede, orada yaşayan bilim insanları, kendi yaptıkları yayınlara harita eklemek isteseler, openstreetmap'ten en güncel haritayı alabilir. özellikle de işleri jeofizikse.

    bakın openstreetmap'te harita nasıl gözüküyor:

    http://www.openstreetmap.org/…18/-49.34994/70.22009

    yani orada google maps'te geçen adlar yok.

    peki o adlar nasıl göründü? aklıma gelen 2 olasılığı yazayım.

    olasılık 1) google, tele atlas gibi yazılım ve veri tekelleri, kendi harita verisi çalınırsa kontrol edebilmek için, gerçekte olmayan sokaklar uydurur. birisi kopyalarsa, oradan yakalatıp tazminat alabilmek için. bokunu çıkarıp, kolombiya'da gerçekten olmayan bir şehir bile koymuşlar hatta. aşağıdaki bağlantıda bir sürü örneğini görebilirsiniz.

    http://wiki.openstreetmap.org/…opyright_easter_eggs

    buradaki sahte sokak adları da, google'ın böylesi bir hareketi olabilir.

    olasılık 2) vaktiyle erovizyon bakı'da düzenlenince, ermenistan (azerbaycan'la savaş durumunda olduğu için) katılamamıştı. ancak ermeni hacker'lar, bunu protesto için google maps'e "şu sokağın adı yanlış girilmiş, doğrusu budur." diye bir sürü istekte bulundular. bu sayede, erovizyon'un düzenleneceği yerin çevresindeki birçok caddenin adı "taşnak caddesi", "ermeni soykırımını tanıyın bulvarı" gibi adlara sahip oldu. google düzeltene dek, birçok yabancı, bindiği takside "karabağ ermenistan'dır caddesi"ni sorup dayak yemişti.

    işte buradaki sokak adlarının nedeni de bu olabilir.

    oradaki jeofizik lab.'a da bir mail atıp soracağım işin doğrusunu.

  • 1990'lı yıllar henüz 8 yıllık eğitim bile yok...

    ablam ve ben aynı liseye gidiyoruz. ben ortaokula yeni başlamışım, ablam da lise sonda. ailemin durumuysa kötü... yemek ucuz olduğu halde bir günde en fazla bir yemek parası verebiliyorlar.

    ben o parayla gidip yemeği alıp bir güzel yiyorum. sonra "doymadım" diyerek tekrar yemek istiyorum. getirip gizlice masada oturan ablama veriyorum. tabii bazen yemek artmıyor veya ana yemek bitiyor, makarna pilavla idare ediyor ablam.

    bir gün hiç unutmuyorum, yemeği almış, ablama teslim etmiş, yemekhaneden çıkmak üzereyken yemekhaneciyle göz göze geldim...

    insan çıktı adam, kafasını hemen çevirdi. ama yine de artık her gün yaşadığım ızdırap iki katına çıktı. önüne gelip "ben doymadım" dediğimde biliyor, hiç yüzüme bakmıyor. dolduruyor...

    hatırlaması bile can sıkıcı...

  • camus tamam da, sartre çekilmez. hep ayak bacak yapar o ibne. camus delikanlıdır hacı, bulaşık bırakmaz en azından.