hesabın var mı? giriş yap

  • adamların devrinde, arabayı, evi geçtim artık telefon, laptop bile lüks sınıfına girdi, zenginlik göstergesi oldu. öyle hızlı bir şekilde fakirleşti halk.

    bunlara oy veren zır cahillere hakkımı helal etmiyorum!

  • kendi kimliğini içtiği sigara üzerinden şekillendiren,başkalarıyla aynı sigara markasını paylaşmanın orjinalliklerini zedeleyeceğine düşünen insanları sevindirmiştir.

  • karikatür gibi bir adamdan bahsedeceğim şimdi size, babamdan. ahlak değerleri yerlerde, çok kolay yalan söyleyebilir ve para için yapmayacağı hiçbir şey yok. ben ortaokula gidene kadar çocuklara harçlık verildiğinden falan hiç haberim yoktu. kış günü herkes evde şapka ve montla oturuyor zannediyordum. normali böyleymiş gibi hani. gözünüzde yeteri kadar canlandıysa hikayeye geçiyorum.

    iş çıkışı nasıl olduysa babamın canı kola içmek istemiş. büyük bir markete girmiş. eskiden kola kapaklarından hediye çıkıyordu şimdi de öyle mi bilmiyorum. aklına şahane bir fikir gelmiş. kolaları tek tek açıp kapaklarına bakmak.

    1, 2, 3……8,15,20…. derken güvenlik farketmiş. kavga dövüş açtığı bütün kolaları aldırmışlar.

    o gün babam bir kamyonet dolusu kolayla eve geldi. odanın birine dizdi kolaları kimseye de vermedi. bir sene boyunca şerbet gibi kola içti. bu konu hakkında konuşulmasını da yasakladı. çünkü yaptığından değil, ava giderken avlandığı için utandı.

    edit: bu kadar ilgi göreceğini hiç düşünmeden yazmıştım. çok fazla mesaj alıyorum bunun için bir anı daha yazma ihtiyacı doğdu :))

    babam bir gün 200 gr kıyma alırken kasapta etin çok pahalı olduğu kanaatine varıyor. “ineği kendim alsam bütün mahalleye kasabın yarısına bile satsam kar ederim” diye düşünüyor. çiftçilik yapan bir akrabamızdan o zamanın fiyatıyla 12 liraya inek alıyor. aldığı yerde kestiriyor.

    geriye etleri satma kısmı kalıyor. hatırladığım kadarıyla ilkokul öğretmenim bile ucuz et almak için evimize gelmişti. annem günlerce konu komşuya et satmaya çalıştı. evin her tarafı torba torba et doluydu.

    12 liralık inek babamın hesapladığı gibi kar getirmedi. 11 lira gibi bir fiyata bütün etleri sattı inek aldığı akrabayla da hayatı boyunca konuşmadı.

    çünkü hesaplarına göre kar etmeliydi, kar edemediği için kazıklandığını düşündü.

  • kişinin hayat kalitesini birden bire çok ciddi oranda yükselten şeydir. bundan sonra yapılacak her şey hayat kalitesini 1 tık 2 tık yükseltir. 1+1 evde yalnız yaşamak 10 tık yükseltir. istediğin zaman kafa dinlersin canın sıkılınca arkadaşların gelir takılırsın. anlatılmaz yaşanır. nefes aldığını hissedersin.
    karışan yok istediğini yap dolabında biran l koltukta televizyon açık sadece televizyon ışığında biranı yudumlamak sonra da uyuyakalmak bile bazen insana o kadar iyi geliyor ki, hayat bu diyorsun. kendi krallığın resmen. özgürlük bu hayatta en güzel şey.

  • alman hükümetini göreve davet ediyorum, iptal edin vatandaşlığını, yollayın gelsin buraya. yeter kızın çektiği.

  • 'ben hep 50 liralık dolduruyorum' diyen insanlara yönelik çok başarılı bir görsel bilgilendirme şöleni:

    ''ekonomi anlatıyorlar. ben size ekonomi anlatayım. 2002'de iktidara geldiğinde 50 lirayla bunu (30 litrelik yeşil bidon) dolduruyordun. 16 senenin sonunda bunu (8 litrelik kırmızı bidon) dolduruyorsun. al sana ekonomi.''

  • saldım çayıra mevlam kayıra tipi bağışıklık yani, ne yapalım doğal bağışıklık gelişsin diye covid olup ölelim mi? ölen 60 bine yakın kişiyi ne yapıcaz bu arada? ya sabır...

    edition: "saldım bayıra" idi "çayıra" olacakmış düzelttim. "caysizhayatbos" a teşekkür ederim.

    edit 2: ilk entryinin sahibi saygıdeğer (!) yazar, süper bir bilim aşığı olduğunu edit ile hakaret ederek kanıtlamış, kendisini nezaketi nedeniyle tebrik ediyorum.

  • bu adam niye her yerde biri bana açıklayabilir mi?
    2007 yılında ilk albümünü çıkarmış. 15 yıldır gündem olan tek bir şarkısı yok ama her yerde.
    menajeri kimse murat boz'dan daha fazla kazanmalı bence, zira bütün işlerini o denli ayarlıyor ki adam tüm "popüler" dalgaları yakalayıp orada kendini konumlandırabiliyor.

    "mesajını aldım,"dan ibb konserlerine geçmek büyük başarı. acun'dan sonra netflix'e de geçmiş. diziyi izlemedim, izlemeyi de düşünmüyorum ama bu adamdan kaçamıyorsunuz. her yerden bir şekilde karşınıza çıkıyor.

  • ilgilenmesi dahilinde ufku 10 katına çıkaran bir alandır. birkaç örnekle anlatayım;
    savaşlara olan etkileri:
    -domuzlar körfezi çıkartması:domuzlar körfezi, küba'nın güney kıyılarında denizin toprağa sokulduğu ücra bir nokta. burada sivrisinekler ve timsahların cirit attığı bataklıklardan başka birşey yok. abd ile fidel castro anlaşmazlığı yüzünden çıkan savaşta abd'nin coğrafya'yı dikkate almayarak hezimete uğramıştır. abd savaşa botlarla gider fakat mercan kayalıklarını dikkate almayarak başarısız olur. bunun üzerine abd domuzlar körfezinde çıkarma yapmaya başlar fakat paraşütle atılan ekipmanlar bataklığa düşünce sonuç büyük hezimet olur.

    -sovyet afganistan savaşı(1979-1989): yaklaşık 10 yıl süren bu savaşta afganistan'ın dağlık yapısı oldukça etkili olmuştur. rusya'nın hindikuş dağlarında yenilgiye uğrayıp çekilmesiyle sonuçlanmıştır. rusya hem ekonomik hem de abd'ye karşı prestij kaybına uğramıştır.

    -vietnam savaşı (1955-1975): vietnam'ın kuzey ve güney olarak ikiye ayrıldıktan sonra. abd güney, çin kuzey tarafını destekledi. yaklaşık 2 veya 3 milyona yakın insan ölmüştür. abd askeri, teknik açıdan üstün olsalar da coğrafyasını bilmedikleri bir yerde, alışkın olmadıkları gerilla taktikleri karşısında çok şansları olmuyordu. ayrıca ülkenin dağlık orta bölgelerinde bir kasaba olan buon ma thuot'nın ele geçirilişiyle savaşın kaderi değişmiş ve kuzey vietnam güçleri iyice güçlenmiş ve sonunda savaşı kazanmıştır.

    stalingrad savunması: ikinci dünya savaşının seyrini değiştiren savaştır. almanya'nın rusya'ya saldırması fakat almanya burda bir faktörü çok dikkate almamıştır. iklim, kızıl ordu direnerek ve iklimin soğuk olmasını kendi lehine çevirerek alman askerlerini yıprattı. sonuçta büyük bi hezimete uğrayan hitler savaşı kaybetti ve ikinci dünya savaşının kendi aleyhine sonuçlanmasına sebep oldu.

    - yavuz sultan selim'in mısır fethi de buraya konu olabilir. neredeyse % 90'ı çöl olan mısır'ı o çağda fethetmek gerçekten büyük bir dahilik gerektiriyordu. hava, iklim, karasal yapı açısından fethedilmesi çok zor olan mısır'ı fethetmesi yavuz'un askeri dehası ve ayrıca da savaşlarda coğrafya'ya ne kadar hazırlıklı olduğunu gösterir.

    -topraksızlar hareketi: brezilya'da başlayan, topraksız işçiler ve topraksız bırakılan köylüler için,barınma, okul, sağlık ve kredi gibi öğelerden oluşan bir tarım reformunu gerçekleştirmeye çalışan bir kitle hareketi. 1500'den fazla ölü ile sonuçlanmıştır. fakat sonuçta başarılı olmuş bir harekettir. küçük çiftçilerle kooperatifler kurarak ürünlerini işlediler ve büyük gıda pazarlamacılarına karşı köylü pazarları oluşturdular. bir başka deyişle, bütün yönleriyle yeni bir yaşam örgütlediler yani coğrafya'yı kendi lehine çevirdiler.

    yani bugün ruh halimizden, dinlediğimiz şarkıya, konuştuğumuz kelimelere, giydiğimiz elbiselere kadar her şeyde biraz coğrafya vardır. ibn-i haldun'un dediği gibi ''coğrafya kaderdir''.