hesabın var mı? giriş yap

  • eğer kapı zili durmadan çalıyorsa bilin ki o kardeşinizdir, yerinizden kalkmayın başkası bakar
    eğer kapı zili bir kere çalıyor sonra kapının açılmasını bekliyorsa o bababınızdır, bekletmeyin gidin kapıyı açın
    eğer kapı kapanma sesi duyduysanız ve ardından sessizlik olduysa o annenizdir, merak etmeyin o sizi bulur.

  • 2023 edit: 2016'da bu entry'i girildiğinden beri hiçbir çözümü olmamıştır bu olayın. o dönemler lisedeydim ve bunun bir hata, düşüncesizlik olduğunu düşünüyordum ama 7 yıl boyunca böylesine bir olayın çözülmemiş olması akp belediyelerinin kedileri azaltmaya yönelik bir politikası olduğunu düşünüyorum. şu anda konya'da yaşamıyorum ve bir ilişiğim yok, eğer bu konuyu tekrar belediyelere taşımak isteyenler varsa iletişime geçilebilecek kişilerin nick'lerini buraya yazabilirim:

    kapaklarının tasarımından dolayı genellikle açık bırakılması ve boyutu yüzünden, kedilerin ölmesine sebep olan çöp kutuları.

    öncelikle: içerisinde kalan bir kedinin fotoğrafı konteynerin dışarıdan görüntüsü konteynerin derinliği hakkında fikir sahibi olabilirsiniz

    fikir olarak güzel olabilir, ama ortada büyük bir problem var. bu çöp kutularının kapakları genelde açık bırakılıyor. hatta gördüğüm bazı yerlerde kapaklar direkt sökülmüş. ve konteynerin derinliği dolayısıyla -resimde de görüldüğü üzere- bırakın buraya düşen bir kedinin, insanın bile yardım almadan çıkabilmesi imkansız. konteynerin temizliği de haftada bir defa olduğu için, giren kedi oradan çıkamayıp ölecektir.

    şu an konya'daki havayı bilenler bilir. dışarıda diz boyu kar var, o hayvanların halini düşünmemiz ve bir şeyler yapmamız gerekiyor. o konteynerlerin içerisinde ölen her hayvanın vebalini üzerimde hissediyorum. farkındalık yaratmamız gerekiyor.

    basit bir kapanma mekanizması ile bu sorun çözülebilir. ve bu sorunu çözebilirsek eğer, bu yapabileceklerimizin sadece bir göstergesi olur. birlik olmamız gerekiyor ve desteğinize ihtiyaç var. bu başlığı gündemde tutmak ,şu kampanya'ya imza atmak ve bimer'e bireysel şikayette bulunmak yapabileceklerimizden birisi.

  • 2011-2016 yılları arasında sağlık bakanlığı için yapılan kapsamlı
    (bkz: ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması) raporunu halka açıkladığı için "infial yaratma amacı" taşımakla suçlanan bizzat raporun hazırlayıcılarından bilim insanı bülent şık için istenen (5-12 yıl) cezadır.

    http://m.t24.com.tr/…aya-12-yil-hapis-istemi,788055

    edit: merak eden arkadaşlar için araştırma projesinin kapsamı ve bülent hoca'nın o zaman yazdığı açıklayıcı yazı bi seneye yakın zaman önce yazdığım (üstte bkz.verdiğim) "ergene-dilovası bölgesi kanser araştırması başlığında var.

    edit 2: bazı arkadaşlar araştırmanın sadece bülent şık'a ait olduğu yanılgısına düşmüş. bu bi "bakın ben ne buldum" değil. bizzat sağlık bakanlığı’na bağlı türkiye halk sağlığı kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüş ve derinlemesine araştırması yıllar almış bi proje. bülent şık, bu derece emek verilmiş, halk sağlığını yakından ilgilendiren ve üstelik sonuçlanmış bi araştırma raporunun sümen altı edilişine isyan ederek açık edicisi.

  • bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.

    dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.

    yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.

  • 2004 yılındakilerden biri geldi aklıma.
    istatistik, ekonomi ve hayvani ingilizce terimler içeren çılgın bir sınav sonrası görüşmeye çağırmışlar. çok sonradan öğreniyorum ki o güne kadar o sınavda bana en yakın sonuç benim %30 altımda. benim bundan haberim yok tabi..

    iş yerinde arkadaşım da var, görüşme akabinde yemeğe çıkacağız beni bekliyor. kudurmuş adam beklerken.
    "hiç kimseyle yarım saatten fazla görüşmediler" deyince çüş dedim, 2 saat net sürdü benimkisi!
    konuştuğumuz şeyleri paylaşıyorum, aynı süreçten geçmiş arkadaşım yüzüme bakıyor aval aval.

    "oldu bu iş" diyor, "merak etme".

    bir hafta sonra haber geliyor. ben stres mülakatına girmişmişim meğer. hiç streslenmemişmişim, hiç hata yapmamışmışım!
    ahahahaha..
    gözüm bile seyirmemişmiş, bir gram terlememişim.

    iş zaten deli gibi stresli bir iş. olumlu bir cevap geldi sanıyorsun de mi sözlükçü?

    yok.
    yeterince istekli olsaymışım terlermişim, vay vay vay..

    dip not: alanında dünyada tek olan bu eşşekler battı krizle beraber

    son not: direkten dönmüşler, ben bir beddua daha patlayım :p