hesabın var mı? giriş yap

  • e ben şimdi öleyim amk. eşim 27 ben 37 yaşındayım ne oldu ki şimdi.

    kötü birşey yapıyorsam söyleyin boşayalım hatunu. ama çocuğum var ona ne diyeceğim? siz onu da bilirsiniz artık.

  • ortalıktan yok olmak, ortalıkta görünmemek gibi şimdiki dile ait anlatımı verebilen deyimin kökeni
    sır, arb. gizli şey demektir. aynalar sırlanır (aslında bu sır karşısındakini yansıtır, görüntüyü arka tarafa gizler ,arka tarafa geçirmez ) . farsaçada ayine ;ayna , adhinak ise bakanak demektir , farsçada ahen, demir anlamına gelmekteyken arb. ayn (göz) ile de ilgilidir aynanın etimolojisi *.
    sırlamak: kapamak, örtmek, ses ve hava akımından uzak bir yere gizlemek anlamlarını taşımaktadır. (örn. kapıyı sırla, sırret, ) diğer bir anlam olarak ise gömülmek, ölünün gömülmesi anlamını üstlenir. ( örn. recaizade'yi sırladık, sırroldu )

    burada aynaya geri dönelim , ayna senden geleni sana, benden geleni bana veriyor. bunu yapan ise kaplı olduğu sır. aynı manayı arayalım; sırrolursak ondan geleni ona , senden geleni sana geri yansıtırım, benim artık gerimi göremezsin çünkü ben bilmediğin diyardayım. gerçekten de gelen her türlü sesi,soluğu, ağlamayı, yalvarışı ,yakarışı , dünyanın bütün gamını, sevincini, hüznünü, ışığını olabildiğince yansıtırım, çünkü benim tenim, benim etim şimdi size sırroldu, belki de biraz zırh oldu.düşünsenize cevap vermeye çalıştığımı, benim ardımı görmenizi sağlayacak bir sırrlanma hatasını...

    kadem basmak, adım atmak, gitmek, anlamını taşır. arb. kadem ön, öncelik, adım, ayak ,önden gitme, önce olma, önceleme manalarını karşılamakla beraber kıdemden köken almaktadır .kıdem'in bir anlamı da daha eski olmaktır.
    böylece sırra adım atmak,sırra bir öncü olma durumu meydana gelir ki sırlanmış bir ayna gibi,bakan göremez bakan göremez , sır perdesi kalkınca ak kıyılardan öte herşey gümüş rengine dönüşür. herşeyi görebilir hale gelirsin.
    “ ağlamayın demeyeceğim; çünkü bütün gözyaşları kötü değildir.” * * *

  • kesinlikle insanlarla iletişime geçmektir.mesela;
    otobüs şoförüne günaydın deyin, o da size geldi yine tipine soktumunun bakışı atsın süper oluyore.

  • (bkz: yürek hoplatan başlıklar)

    11 yaşındaydım, televizyonu kapatıp ansiklopedileri açtım. bir daha televizyonla ilişkim olmadı. ansiklopedileri de her zaman delice sevdim. bir süre sonra hayatımıza bilgisayarlar girdi ve matbu ansiklopediler "yetersiz" kaldı elbette. ama ben hala google'a sorarken bir tuhaf olurum, uzun süre arayamam bulmaya çalıştığım şeyi, pes ederim kısa sürede. bilgi kirliliğinden bunalırım. bilmek istemediğim şeylere maruz bırakılmaktan rahatsız olurum. mesela bu yeni nesiller bilgi kirliliği deyince boş boş bakarlar. neden? çünkü ansiklopedi karıştırmamışlar! uzun uğraşlarla derlenip, süzüle süzüle kağıda dökülen bilgiyle tanışmamışlar.*

    velhasılıkelam, çok güzeldir. çocuk olmak ve torson kadar büyük ansiklopedileri karıştırmak. içlerinde kaybolmak... yürek hoplamasının sebebi de yalnız değilmişim hissidir.

  • onbinlerce maç izledim brezilya liginden kore ligine kadar önüme gelen maçları izlerim, evinde oynayan ve 2 penaltı alan, 1/0 önde olan ve rakipte 10 kişi kalmış takımdan 4 gol yiyen bir takım daha hayatımda görmedim. böyle bir hezimet görmedim hayatımda.

  • ayşen gruda kendisine bir röportajda yöneltilen "artık kadın komedi oyuncusu çıkmamasını neye bağlıyorsunuz?" * sorusuna beren saatin çok iyi bir komedi oyuncusu olduğu cevabını vermiş. hatırladıkça gülüyorum, hakikaten büyük komedyen ayşen gruda. (bkz: swh)

  • yıl: 1996
    yer: kayseri fen lisesi

    mabeyihumayun ve oda arkaşları o gün farkli bir sesle uyanır.normalde “ kalkın yavru kuşlaaar!” diye bağıran nöbetçi hoca, “ bu ne laaan, manda boku mu laaan!” diye bağırmaktadır.derken daha önce uyanmış olan angeleyes kahkahalarla odaya girer:

    - nooluyo lan dışarıda?
    - hahahahaaa
    - ne var lan nooluyo?
    - bok var! hahaha.vallaa git bak istersen..

    bunun üzerine mabeynihumayun yataktan kalkıp koridora çıkar.ortalık ana baba günüdür.koridorun tam ortasında ise bir yığılma vardır.o tarafa gidenler “ öğhh, iğrenç” gibilerinden söylenerek ortamdan uzaklaşmaktadır.mabeyn kalabalığın ortasına geldiğinde yerde kocaman bir bok kütlesiyle karşılaşır.sabah sersemliğiyle beraber herkes gibi söylenip hemen uzaklaşır,odaya döner.

    halen mayışık bir halde olduğu için tekrar yatmayı düşünür.normalde nöbetçi hoca milleti sabah etüdü için uyandırmıştır ve kahvaltıya yaklaşık 1 saat vardır.herşeyi göze alıp yatmaya karar verir ( sabah etüdüne gitmeyenin haftasonu izni iptal ediliyordu)

    - ali olum ben yatıyom, beni kahvaltıya uyandır
    - oh beyim yatsın biz kaldıralım.neyse yat sen ben gelir uyandırırım seni.
    - :)

    mabeyn uykuya tekrar daldıktan sonra birinin dürtmesiyle uyanır, karşısındaki milleti etüde aldıktan sonra son kontroller için yurda dönen nöbetçi hocadır:

    - nooldu olum niye yatıyon hala?
    - ee kem küm..
    - nooldu olum hastamısın?
    - e evet hocam
    - hmm.karnın mı ağrıyo?
    - evet hocam ( asıl sıçtığım an budur.yazı bitiminde bu parantez içini tekrar okuyun)
    - tamam yat sen.
    - :)

    kahvaltıdan ve ilk iki dersten sonra biyoloji yazılısı için gelen anonsla herkes koşmaya başlar: “ 2c ve 2d sınıfları sınav salonuna gidiniz..”
    herkes yer tutmak için salona koşarken (bkz: pole position/@mabeynihumayun) mabeyn bi ses duyar, ses müdüre aittir:

    - mabeyn efendi gel bakalım buraya
    - hocam sınavımız var
    - sınavdan sonra odama gel

    mabeyn, muhafazakar olan müdürün kendisini bir gün önce kız arkadaşıyla gördüğü için okulda böyle şeyler yapmaması konusunda uyaracağını düşünmektedir.

    sınav sonunda millet derse giderken mabeyn müdürün odasına gider:

    - hocam beni çağırmıştınız
    - gel senle bahçede konuşalım

    (kısa bi hal hatır sorma işinden sonra)
    - söyle bakalım neden pisledin koridora?
    - !”^”$^”$???
    - tamam olabilir yetişememişsindir, ama niye temizlemedin?

    sabah koridordaki görüntü, nöbetçi hocayla yaptığımız diyalog gözümün önünden film şeridi gibi geçti.ihalenin bana kaldığını anlamıştım..
    o şaşkınlık ve sinirle müdüre ne cevap verdiğimi tam olarak hatırlamıyorum.ama müdür benim yapmadığım konusunda ikna olmuştu ve kendisine de müdür yardımcısının benim ismimi verdiğini söyledi.soluğu müdür yardımcısının yanında aldım:

    - hocam benim adımı nasıl verirsiniz müdür beye?
    - dur oğlum sakin ol
    - hocam kolay mı adam harcamak o kadar?
    - dur oğlum.bana ahmet bey (nöbetçi hoca) senin yaptığını söyledi

    soluğu bu kez nöbetçi hocanın yanında aldım:

    - hocam nasıl olur benim adımı verirsiniz?
    - heeheeee
    - hocam gülmeyin nolur
    - olum sen söylemedin mi bana karnım ağrıyo diye, başka da yatan yoktu ben sen olabilirsin dedim.sen yaptın demedim.
    - mnskym…

    derken bir anons daha: “ tüm lise 2 erkek öğrencileri erkek yurdunda toplanınız..”
    yaklaşık 70 kişi temizlenmiş olan bokun olduğu yerde toplandık.müdür yardımcısı geldi ve güzel bi nutuk attı.

    - çocuklar, olabilir yetişememişsinizdir.ama neden temizlemediniz?
    - şimdi çıkmasın zaten kim yaptıysa yalnızken beni görsün.
    arkalardan çatlak bi ses: hocam herkesten numune alın, labaratuarda bulalım kim yapmış..

    öğrenciler arasında fiskos başlamıştı bile.herkes sabaha karşı birilerinin apar topar odalara kaçtığını anlatıyordu..ama hiç kimse isim telaffuz etmiyordu.

    aradan yıllar geçti, faili halen meçhul.ama yeni jenerasyon kendisine bir kahraman seçmiş bile..

    pilav günleri için okula gittiğimiz zaman okulun öğrencileri yanımıza gelir:

    - abi mabeyn abi kim?
    - benim
    - abi valla helal olsun, süper bi protesto…