hesabın var mı? giriş yap

  • vay anasını. hala buraya gelip kalitesiz ayakkabı, giyim kuşam diyen var. kaliteli ayakkabılı şehir magandalari öpsün sizi.

    bir insanı kalitesiz yapan en önemli şey, kendine ve cevresindekilere saygısızlık yapmasidir.

  • bu entrye yolu düşenlerle paylaşma arzusunda olduğum ilginç bir hakikat de pek çok dilde "mutluluk" sözcüğünün şans, baht, talih ve hatta kader gibi sözcüklerle ya birebir aynı olması, ya da etimolojisinde bu izleri barındırmasıdır.

    hint avrupa dilleri'nde bu pek bir nettir: misal almanca’da glück bugün hem mutluluk, hem de şans anlamındadır. keza italyan, ispanyol ve portekizliler’in mutluluk yerine kullandığı kelimeler (sırasıyla felicita, felicidad, felicidade olacak) hep latince “felix” gibi köklerden uzanırlar bizlere, ki talih, baht anlamları da aynı kökün içindedir. fransızca mutluluk demek olan bonheur’ü ise modern dile rahatlıkla “iyi talih” şeklinde çevirebiliriz. ingilizce’ye gelince, happiness kelimesinin middle english’teki “hap” kelimesinden evrildiğini anlatır bize sözlükler ve perhaps, haphazard, to happen gibi kelimelerde de kendini belli ettiği üzere, “hap” başa gelen şey, şans anlamındadır. son olarak sevgili türkçe’ye dönersek görürüz ki, “mutluluk” kelimesi sonradan üretilmiş köksüz, acayip bir kelime olduğu için, şansla, talihle, kader kısmetle bir alakası yoktur, fakat en azından (farsça asıllı) bahtiyar kelimesi açık açık baht’tan türememiş midir?

    bu saydığım ve bir de aşina olmadığım daha kimbilir kaç dildeki mutluluk-talih bağlantısı mutluluğun insan arzu ve iradesinin çok dışında, ancak fortuna’nın döngülerinde, bahtın rüzgarlarında, kaderin cilvelerinde bir yerlerde denk gelinebilecek bir mefhum olarak algılandığı çağların ürünü olsa gerektir. mutluluğun, ilahi lütuflarla değil de bireysel tasarrufla ulaşılabilecek ve hatta ulaşılması gereken bir hak olduğu fikrinin yaygınlaşacağı aydınlanma çağı’na daha vardır.

    sözlerimi şu bilgi parçasıyla nihayetlendireyim ki, amerika ve avrupa’da yapılan araştırmalar kişinin hayatında başına gelenlerle öznel mutluluk düzeyi arasında öyle beklendiği kadar kuvvetli korelasyonlar bulamıyorlar. talih ve mutluluk öyle görünüyor ki atalarımızın varsaydığı kadar özdeş değiller, en azından asri zamanlarda, en azından batı alemlerinde...

  • kadın doğumcular tatillerine zamanında gidebilsin, ya da bencil annelerin bir tarafları patlamasın diye yapılan sezaryenle karşılaştırıldığında çok daha az komplikasyonu olan, doğal ve doğru seçimdir.

    normal doğum, doğum kanalından geçmekte olan bebeğin ciğerlerine gelecek baskı sayesinde, ciğerlerdeki amniyon sıvısını daha kolay çıkaracağı için ıslak akciğer tarzı belirli bazı sezaryen komplikasyonlarından bebeği korur, büyüme ve gelişme çağında olan bebeğin doğum esnasında anneden geçecek olan anestezikleri almasını (ki bunların bir kısmı solunumu bile baskılıyor) engeller.

    normal doğum anne ile bebek arasındaki ilk bağın oluşumunu (bkz: emzirme) hızlandırır, bebeğin can suyu olan kolostrum'a erişimini kolaylaştırır. bebeğin doğum kanalından birçok flora bakterisi almasını sağlayarak bir çok yararlı bakteri ile kolonizasyonu sağlar.

    sezaryenin zorunlu olduğu haller dışında normal doğum her zaman ilk tercih olmalıdır. keyfi nedenlerle sezaryen yapmak malpraktis kabul edilmelidir, keyfi nedenlerle sezaryen yapan doktor mal doktordur, keyfi nedenlerle sezaryen isteyen kadın bencildir ve anne olmanın kendisi için uygun olup olmadığını bir kere daha düşünmelidir. (bkz: sezaryenin zorunlu olduğu haller hariç)

  • benim.
    yıllarca kolejde çalıştım.öğrencilerle arkadaş gibi de oldum hep,çoğuyla hala görüşürüm zaten yaşlarımız çok yakın.bir yerlerde buluştuğumuzda öğrenci -öğretmen olduğumuz anlaşılmaz. yani sizin bahsettiğiniz o 'evde bekleyen,dershanede üç kuruş maaşla sürünen, idealist,arkadaş tipte' vs öğretmen de benim aynı zamanda. ayrıca belirtmek isterim ki alan sınavım sayesinde atanabildim. çünkü ben diğer alanlarda pek bir şey bilmiyorum.
    şimdi geldiğim okulda ise can güvenliği olmayan bir kadın öğretmenim. gözlerini korkutmak için ufak çapta fiziksel müdahalede bulunuyorum arada ,fazlasını yapmam, yapamam da zaten tehditler havalarda uçuşuyor ,evime tek başıma yürüyemiyorum,kadın olmanın utanılacak bir şey olduğu bir yerdeyim. ki büyük bir şehrin büyük bir ilçesindeyim. ama bu "büyük"lükler insanların kafalarındaki örümcek ağlarının yanında maalesef hiç kalıyor.
    korku içindeyim,ayaklarım geri geri gidiyor. sınıfta" bana bugün napıcaklar acaba ?" düşüncesiyle dakikaları saatmiş gibi yaşıyorum.bu sadece bir kısmı tabii.
    biliyorum sizin için hayaller "ölü ozanlar derneği, her çocuk özeldir,koro"filmleri tadında.hayatlar için (bkz: ben)

    bir yıldan fazla süre sonra edit: bütün yıl boyunca emek verdim o öğrencilerime. dövdüm de sövdüm de ... ama sevgilerini kazanmayı başardım en sonunda. artık beni benimsemişler, sahiplenmişlerdi.sonra koruyup kollamaya başladılar. doğumgünümde 1'er lira toplayıp pasta alıp bana sürpriz yaptılar. hediyeler aldılar,utanıp veremeyip başka arkadaşlarıyla yolladılar. sene sonu geldiğinda artık evladım olmuşlardı çoktan.şimdi başka bir ile ggeldim,çocuklarımı özler oldum. nereden nereye işte. verdiğim tüm emekleri hatta daha fazlasını hak etmişler bilememişim.

  • bakanlık tarafından bedelsiz nakil vasıtası ithali olarak adlandırılan ve kısaca bedelsiz ithalat olarak bilinen hak edişler doğrultusunda yurtdışından türkiye'ye aile ünitesi adına bir adet motorsuz ve motorlu taşıt * getirmek mümkündür.

    bedelsiz ithalat yoluyla getirilen şahsi mahiyette eşyanın kapsamına motorlu ve motorsuz özel nakil vasıtalarının yanı sıra kullanılmış ev eşyası, işyeri nakli suretiyle getirilen sermaye malları, teknik malzemeler ile büro ve dükkan malzemeleri de girmektedir. fakat kamuoyunda en çok bedelsiz motorlu taşıt ithalatı merak konusu olmaktadır.

    bedelsiz ithalat yoluyla aile ünitesi tarafından ithal edilen araçlardan, aracın motor silindir hacmine göre değişen oranda ötv, aracın cif değeri (navlun ve sigorta bedeli dahil olmak üzere aracın gümrük kıymeti); ötv ve cif değerinin toplamının %18'i oranında kdv, aracın türkiye'de serbest dolaşıma girişi sırasında yetkili gümrük idarelerince tahsil edilir. yetkili gümrük idareleri istanbul, ankara, izmir ve gebze'de bulunmaktadır.

    bir aracın motor silindir hacmine göre ötv'si belli yüzdelik dilimlere göre hesaplanır. buna göre motor silindir hacmi 1600 cm3'e kadar olan araçlardan alınan ötv oranı %45, 1601-2000 cm3 arası için %130, 2001 cm3 ve üzeri için %220 oranındadır.

    yurtdışından getirilecek aracın vergiye esas kıymetinin tespitinde aracın model yılı doğrultusunda bir amortisman indirimi yapılmaktadır. 1 yaşındaki bir aracın amortisman * oranı %20 iken, 6. yıla kadarki her yıl için bu orana %10 ilave edilir. 7 yaşından itibaren araç %80 yıpranmış olup daha yaşlı bir aracın fob kıymeti bakımından bu orandan daha fazla yıpranmadığı varsayılır.

    buna göre, sıfır bir aracın vergiye esas fob kıymeti %100 varsayılırken, 1 yaşındaki bir aracın vergiye esas fob kıymeti %80'e inmektedir. aynı aracın vergiye esas fob değeri 2 yaşında %70, 3 yaşında %60, 4 yaşında %50, 5 yaşında %40, 6 yaşında %30, 7 yaş ve daha yukarısı için %20'dir.

    diğer taraftan, yurtdışından getirilecek aracın, trafiğe tescil tarihi itibarıyla 3 yaşından büyük olmaması gerekmektedir. 2010 model bir aracın üzerinize 2012'de tescil edilmiş olması halinde 2022 yılında türkiye'ye bedelsiz ithal edilmesi mümkündür. fakat 2017 model bir aracın 2021 yılında tescil edilmesi halinde 2023 yılında türkiye'ye kesin olarak getirilmesi mümkün değildir.

    diyelim ki hollanda'da yaşayan bir gurbetçi ya da sürekli göreve atanmış bir kamu görevlisisiniz. vergi vs. ödemeleri dahil fatura bedeli 30.000 € değerinde 1.5 cm3 motor silindir hacimli sıfır bir volkswagen golf satın alıp 3 yıl kullandınız. şimdi ise türkiye'ye kesin dönüş yapmak ve aracınızı da beraberinde getirmek istiyorsunuz.

    yetkili türk gümrüğünde bu aracın fob değeri * 18.000 € olacaktır (zira bu rakam 2022/3 sayılı genelge nedeniyle değişkenlik gösterebiliyor). bunun rakam üzerine %45 oranında ötv eklenir ve 8.100 € ötv borcunuz çıkar. aracın bedeli 26.100 € olur ki bu bileşik rakam üzerinden %18 kdv ödemeniz de gerekiyor ki o da 4.698 € olacaktır. bu durumda aracın size maliyeti 30.798 € olacaktır. burada ruhsat ve plaka masrafları devede kulak kalacağı için göz ardı edilebilir.

    eğer bu arabanın satın aldığınız dönemde türkiye'deki satış fiyatı € bazında 30.000 € civarında ise, yurtdışından araba getirmenizin pek bir anlamı olmayacaktır. ama mesela 45.000 € civarı idiyse, o halde bedelsiz araba ithalatı sizin için mantıklı bir hareket olacaktır. ülkeler arasındaki hayat pahalılıklarını kıyaslayan bazı sitelerde volkswagen golf 1.4 90 kw trendline veya benzeri sıfır bir aracın tüm dünyadaki fiyatları incelendiğinde, almanya'da 25.000 € olan bir arabanın türkiye'de aynı tarihte yaklaşık 35.000 €'ya satıldığını görüyoruz. bu durumda aile ünitesinin kullanımı için yurtdışından araç getirmenin nispeten maddi avantajı olacaktır.