hesabın var mı? giriş yap

  • biz yazmaya bıktık ama kimse aramaya inanmadı. sonra kızıyorsunuz.

    çok basit arkadaşlar. başlıkta ara kısmına "handsome" yazılacak o kadar.

    (bkz: #25039096)
    (bkz: #26060465)
    (bkz: #44026215)
    (bkz: #52094335)
    (bkz: #53569824)

    bir değil iki değil tam beş kavanoz bal, sadece bir kavanoz bal fiyatına. sourtimes bal dünyası iyi günler diler.

  • müşteri gelir,
    m:merhaba
    o:merhaba buyrun hosgeldiniz
    m:selami akgün
    o:aleykümselâm
    m:!!!
    m: adımı söylüyorum.

    tüm şube -başlığa atfen söylüyorum- yarıldı. herkes masanın altında, ben de gülmek istiyorum ama yemiyor tabi adam kızgın bir boğa gibiydi
    hayır gelip adını neden söylüyorsun. adın madem bu kadar ofsayt söyleme kardeşim. sonra da sinirlenmenin ne alemi var..
    bu olayı test edebilirsiniz, birine selami akgün diye seslenin.

  • "nasa'nın argeye ayırdığı para kadar biz de diyanete ayırıyoruz, o kadar research ediyoruz ki yeni bir din bulmamız an meselesi"

  • beni bi odaya kapatip ucan araba yapmadan buradan cikis yok desinler, ertesi gun ucan arabayla cikarim o odadan. diger taraftan gogus dekoltesine bakmadan bir gun gecir sana 10 milyon euro desinler aglaya aglaya kaybederim o parayi cunku bakarim.

    hatta soyle soylim de iyice fikir sahibi olun hakkimda! bogazli kazak giymis dekoltesiz kadinin goguslerine bile bakiyorum bazen ki belki sutyen giymemistir de kuru uzumleri az da olsa farkederim diye. zaaflari olan bir adamim ben.

  • yaşadığın ilk orta yaş sendromu denebilir. ne yaptın yirmilerinde? ne kazandın, kimlerin kalbine girdin, kimleri hayatına dahil ettin? kimler gitti, sen kimleri terk ettin? daha neler yapabilirsin, ne kadar enerjin kaldı ki?

    herkes yaşayacağını yaşamış, o anıların kırıntılarını ararken kaybolmuş gibi. rastgele çarpışıyoruz.

    benim açımdan bir aydınlanma yılı oldu 27. oturdum tüm eski sevdiklerimin mesajlarını okudum. ilk ayrıldığımda hep hata onlarda demiştim ama eksiklerimi gördüm, onlar bir yanlışsa ben beş yanlıştım. ilk defa özeleştiri yaptım 27 yaşında. bir yanlıştı, diğeri şöyleydi, o böyleydi derken onlarca sene geçmiş. bir seneyi geçen bir ilişkim olmamış. dedim ki abi benim hayatımda bir seneyi geçen arkadaşım bile adam akıllı yok. neden tüm hayatımı her şeyin gelip geçici olduğu gerçeği üzerine kurmuşum ki? korkunç bir olay bu ürkütücü bir gerçek. bir sene yahu bir senecik. on iki ay. yok. on iki ay şahsıma dayanabilen biri yok.

    sonra düşündüm şu anki sevgilimi. hayatımda bana bu kadar emek veren birini bulmuşken. ne eksiğim varsa tamamlayacağım dedim. neyim eksikse. sevgi saygı sadakat ev motor bilmemne tamamlayacağım her neye mal olacaksa. onun etrafında kuracağım hayatımı.

    27 yaşında ilk defa özeleştiri yaptım. ilk defa yalnız kalma ve kaybetme korkusunu düşündüm. ilk defa böyle ölmekten korktum. ilk defa her şeye çok geç kalmış hissettim. üzüldüm ben 27 yaşımda. ilk defa baya keyfim kaçtı. ilk defa hep böyle genç, yakışıklı ve enerjik kalamayacağımı hissettim. ilk defa yetersiz hissettim kendimi. o yüzden 27 yaş leş gibi bir yaştır.

    bunu okuyan kişi, eğer 27'den gençse, lütfen yukarıdaki sorgulama ve özeleştiriyi 27'sine gelmeden yapsın. bir an önce bitirsin ki yoluna daha sağlıklı gidebilsin. nerede yanlış yaptığınızı düşünün hep. böylece mutluluğa giden yol daha da kolay olur size. ne kadar geç o kadar zor. bak 27'de bile alt üst oluyor insan, hoşlandığı kız bir senelik ilişkisini anlatınca. ve sebin hayatında bir sene sabit kalan tek şey kedin olunca.