hesabın var mı? giriş yap

  • bu sene çarşıda karşımıza çıkan bilmem kaçıncı olay bu. olay aralarında daha önce husumet bulunan arnavutlarla urfalılar arasında çıkıyor, silahlar patlıyor. 1 polis, 1 turist, 1 çocuk ve 4 kişi de yararlanıyor. çarşının hemen girişinde kuzenimin döviz bürosu var haftada bir uğrarım yanına. kapalıçarşı öyle bir yer halini almış ki rezil durumda. kimse kusura bakmasın ama urfalı zaza gruplar terör estiriyorlar çarşıda. adamların hepsi silahlı, turist geldi bir şeye baktı, almadı mı dövüyorlar sövüyorlar gönderiyorlar. adamların hepsi istanbul'un göbeğinde turizmin merkezinde adidas nike vs. imitasyon çakma ürün satıyorlar hiçbirinin ne maliye kaydı var ne belediye ruhsatı, ne vergi levhası... tüm devlet kurumları göz yumuyor. adamlar geçen hafta fatih belediyesinin zabıtalarını dövdü, bu hafta polis vurdu lan daha ne olsun yetkililerin harekete geçmesi için????? kuzenim defalarca fatih belediyesi'ne, ibb'ye şikayet etti bu adamları hiçbir kurum gram ilgi göstermiyor hepsi birbirine atıyor topu. ileride daha kötü haberler gelecektir emin olun.

    olay esnasında bir italyan kız geldi yanıma taksi arıyor yol neden kapalı havalimanına gideceğim taksi nerden bulabilirim diye sordu gel de anlat kıza şimdi bacım oradan geçme orada bir turist bir de polis vuruldu diye. bu ortamda gel de turizm konuş. sayın yetkililer bu turizm işi pr videolarla, dronle ayasofya çekmekle olmuyor. hiçbir şikayeti dikkate almadan konuları geçiştiriyorsunuz.

  • çocukluğumdan aklımda kalan garip fotoğraflardan biri.
    yaşım 12-13. karşı apartmanda - ama nası karşı bak, tam bizim evin hizasında. bizim evin ayna görüntüsü gibi düşün- birlikte yaşayan fantastik bir çift oturuyor. şimdi bundan 11 sene öncesine git. bak bakalım orda birlikte yaşayan çift denen şeyden kaç tane var. çevrede yarattığı yankıyı düşün. erkek olanın adını jose mariano koymuştum. (o zamanlar yayınlanan salak dizilerden birinin jönüydü ehehea) o yüzden bundan sonra kendisinden jose mariano diye bahsedeceğim.

    şimdi bunlar çevredekilerden oldukça farklı bir çiftti. zira evli olmadıkları için, evde bir aşk havası süzülür dururdu. o yaz, açık balkon kapısından, onların hayatına dahil olmuştum. hatta sitece olmuştuk ahahaha. ama bunlardan onların haberi yoktu sanırım. çünkü öyle davranıyolardı. akşam olurdu, jose kapıdan koskoca bir çiçekle eve girer, karşı evde bir fransız güncel dizi filmi mutluluğu yaşanırdı. abla mütemadiyen jose'nin kucağındaydı. kucağa atlandıktan sonra, evde mutfaktan antreye, antreden yatak odasına doğru ışık geçişini takip etmek zor olmazdı. aynı zamanda tasarrufsever de bir çiftti bunlar.

    gene gecelerden bir gece, abla mutfakta yemek yapmaya başladı. yere kadar olan jaluzi sayesinde görünmediklerini zannediyolardı fakat biz hepsini görüyor, god bless their love diyerek ellerimizi birleştirip tanrıya yakarıyorduk. abla tezgahta bişeyler doğrarken (oha detaya gel) jose mutfağa girdi ve yemek yapan o kadına arkadan sarıldı. 1-2 sallandılar. sonra ne mi oldu? mutfaktan antreye, antreden yatak odasına bir ışık geçişi. yemekten haber alınamadı.

    bu saadet bir kaç yıl böyle sürdü. hatta üst komşunun oğlunun dediğine ve bizim de şahit olduğumuza göre (hohoahah kaçmaazz) o evde çok daha çılgın hikayeler yaşandı. diğer başka ablalar gibi. sonra, aniden evlendiler. eve bi mutsuzluk çökmüştü. çocukları oldu. aşk bitmişti. ne yemek yapan ablaya arkadan sarılma kalmıştı, ne çiçek, ne ot, ne kucağa alma ne de ışık geçişleri.

    hayatımda ilk kez bi aşkın ölümüne, bir ikilinin macerasever genç bi çiftten "amca ve teyze"ye geçişine şahit olmuştum. ilişkilere bakışımı etkileyecekti bu.

  • pek guzel hijyenik filan yapilmali tamam ama
    lakin bole her bir tarafi killi bir insansaniz cok komik oluyor kardesim
    yani bole yumak gibisiniz her tarafiniz kil sonra orta bir yerde boyle cillop gibi bir bolge yama gibi post yirtilmis gibi ne bilim kaptan magaraadaminin etek trasi oldugunu hayal edin (et bi) oyle bir sey iste hic estetik durmuyor acikcasi

  • gece gece beni mutlu eden, sırıta sırıta izlediğim, bostanci-taksim dolmuşunda bütün yol boyunca düşünüp kendi kendime gülmemi sağlayan, çok tatlı film. biletleri alırken sorun çıktı, gidecek kişi ararken sorun çıktı, sonra 2 biletin birini giderken evde unuttum; filme girerken yine sorun çıktı, yolda vapuru kaçırdım ama hepsine değdi. iyi ki gitmişim dediğim film.