hesabın var mı? giriş yap

  • duygularıma tercüman olan bir durum tespiti. kaşağı'yı okuduğumdan beri hala mutlu olmam gereken anlarda kötü bir şey olacakmış zannediyorum ve mutlu olamıyorum.

    şu an hala okutuyorlarsa çocuklara geçmiş olsun.

  • nokia zil sesini borçlu olduğumuz bestecidir.

    gran vals

    ispanyol müziğinde piyanoda albéniz kim ise gitarda tárrega odur. ikisinin arkadaş olduğunu belirterek hikayeye başlayalım.

    tárrega'nın ailesi ona küçük yaşlarda gitar eğitimi aldırmıştır. tárrega, henüz 17 yaşındayken gitarını ispanya'nın en iyi gitar üreticisi olan antonio de torres'den satın alacaktır. torres ile yollarının kesişmesinin sebebi ise dolaylı olarak tárrega'nın ailesinin çocukluk döneminde castellón'a taşınması ile bağlantılıdır, zira tárrega burada ispanyol müzik tarihine damgasını vuran başka bir müzisyen ile tanışma fırsatını yakalayacaktır: julián arcas. tárrega burada arcas'ın öğrencisi olacaktır ve arcas'ın da gitarını yapan torres olduğundan tárrega, ispanya'nın en kaliteli gitarlarına erken yaşta ulaşma şansını elde edecektir.

    müziğe istidadı olan tárrega'nın takdir edilmesi gereken bir yönü, onun maddi imkanları çok kısıtlı bir aileden gelirken yeteneğini kanıtlayarak bursla konservatuara girebilmiş olmasıdır. profesyonel anlamda ilk eğitimini aldığı okul günümüzde real conservatorio superior de música de madrid olarak geçer. çok geçmeden ünlenen tárrega, turnelere başlar ve öğretmenliğe soyunur.

    ispanya önemli bir tarihsel olay yaşamıştır: la gloriosa. ispanya kraliçesi kötü yönetimi nedeniyle muhalefetin hedefi olmuştur ve kendisine karşı ayaklanmalar başlamıştır. alcolea muharebesi'nde kraliçeye bağlı güçlerin kaybetmesiyle kraliçe ii. isabel vatanını terkederek paris'e yerleşmek zorunda kalmıştır.

    tárrega'nın şöhreti, paris'teki ii. isabel'e kadar ulaşır. isabel onu saray müzisyeni olması için çağırır ve tárrega mesleğini bir süreliğine paris'te icra eder.

    francisco tarrega - isabel

    tárrega'nın yolu, sonraki dönemlerde londra'ya da düşmüştür. lakin unutmamak gerekir ki bestecimiz bir ispanyoldur. sıcak hava sever, güneş sever. londra'nın kapalı havası tárrega'yı depresyona sürükler. ingiltere'nin karamsar ambiyansını avantaja çeviren tárrega, meşhur lágrima'yı böyle besteleyecektir. (lágrima, latince "lacrima"dan gelir ve "gözyaşı" anlamındadır.)

    francisco tarrega - lagrima

    57 yaşında dünyaya gözlerini kapayan besteci, ispanyol müzik tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak tarihe geçecektir.

    bazı eserleri:
    tango maria
    adelita
    capricho árabe

  • bu serzeniş sonrasında şunu okuyacağız yorum olarak muhtemelen: "canım tedavi artık çok kolay. deneyebilirsiniz". buradaki "canım"ı anladınız siz. akıl verme canım'ı. yani "ben doğurdum çok güzel. senden daha üstün ve bilgiliyim. allah herkese versin"
    iğrençsiniz. rezilsiniz. topunuzun canı cehenneme.

  • kurala uymayan gencin sınava alınmamasıdır. bu tip zamanlı işlerde 1 dk ile 20 dk veya 1 saat arasında fark yok. arkadaş buluşmasına gitmiyor sınava gidiyorsunuz, istersen bağdat'tan gel oraya zamanında varacak saatte ulaşmakla mükellefsin.

  • şu muameleden sorumlu olan subayından uzman çavuşuna kadar olan o bölükteki komutanlardır bence. disiplini kolayca tesis etmek için devreciliğe müsade ederler , bir nevi sorumlu olduğu bölükte kendi işleri de hafifler.
    o sırada nöbetçi komutan ya azar'da takılıyordur ya okey oynuyordur. diğer alt devre de masasına çay getiriyordur.
    vatani görev diye gittiğin yerde ; gerçek hayatta selam vermeyeceğin böyle karaktersiz , cahil cühela tipler üst devrelerin olur . şaşmaz.

  • dayak atan öğretmen meslekten atılmalı, sınıfa geri kaçan öğretmen bir yıl ücretsiz izne gönderilmeli, çocuğu kurtaran öğretmen de üstün başarı belgesi ve bir maaş ikramiye ile ödüllendirilmeli. adalet doğrudan ve hızla sağlanmalı ki herkes yaptığının ödül ve cezaya tabi olduğunu öğrenmeli ancak o zaman bundan sonra böyle olaylar yaşanması engellenebilir.

  • cem yılmaz'ın başka bi' filminden,

    +ağacın meyvasına bak he, kangal kangal sucuk
    -e uzaydayız ağbi, hiçbi' şeye şaşırmadın da buna mı şaşırdın?

    alıntısıyla üzerinde fazla durulmaması gerektiği anlaşılan mantık hatası. hiçbi şeye şaşırmadın da buna mı şaşırdın? adamlar kolayı icat ediyolar la filmde.

  • öğretmen: oğlum sen okuldan sonra çalışıyormuşsun, kolay gelsin, bir sıkıntın olursa haberim olsun. ne iş yapıyorsun?

    çalışan öğrenci: inşaatta çalışıyorum hocam.

    yanındaki öğrenci: iyi mala vurur hocam.

    öğretmen: belli oluyor doymamışsın.