hesabın var mı? giriş yap

  • gozluksuz araba kullanamamak
    insanları taniyamamak
    tabela okuyamamak
    yıldızları ufo gibi görmek
    güneş gözlüğünü normal gözlüğün üzerine takmak

    gibi etkileri vardır. tahtayı, tvyi gorememeyi saymıyorum bile.

    ayrıca o mavi led ışıklı tabelayı icat edenin ben taa amk. gözlükle bile okuyamıyorum

    edit: imla. uyaran yazarlara teşekkürler gozluksuz yazmıştim.

  • 1989 yılında roadrunner records'dan çıkmış; annihilator'un debut albümü... albümdeki tüm elektro, ritm, klasik ve bass gitarları jeff waters çalmıştır; ayrıca bu şahıs* albümün produktörlüğünü de yapmıştır... sonradan gruba alınan elemanlar çalınan enstrumanlara ufak eklemeler yapmışlar... crystal ann gibi mükemmel bir akustikle açılan albümün tamamı aynı kaliteye sahiptir... alison hell parçasında da klasik müzik eğitimi almış bir bayan eşlik ediyordu sanırım parçaya... sonradan jeff water bu albümdeki kadroyu toplayarak criteria for a black widow albümünü yaptı ama ortaya çıkan sonuç bu albümle kıyaslanamaz tabii ki...

  • çin'den binlerce sağ ayakkabı teki ithal edip gümrükte bırakmak. sonra gümrükteki açık arttırmaya katılıp bunları cüzi fiyattan satın almak. daha sonra aynı işlemi sol ayakkabı tekleri için uygulamak. akabinde yurt içinde ayakkabıları birleştirmek. gümrük vergisinden çok büyük oranda yırtmak. yıllar boyunca duyduğum en afilli üçkağıtçılıktır bu.

  • birkaç günlüğüne gittiğim ailemin evinde, yatağımda huzurlu bir şekilde uyurken, birden çalan cep telefonumla uyandım.

    arayan babanem. gecenin o saati olduğuna göre ilk önce kötüleşti mi, bir rahatsızlığı mı var diye düşünüyor insan tabi. meraklandım haliyle. ama neyse ki sabredemedi, arama sebebini açıkladı bir solukta: "iclal aydın!!" dedi nefes nefese, "iclal aydın'la tuna kiremitçi boşanmış!!!!"

    ağzımdan öyle bir şaşırma nidası, öyle bir "aaaaaaa aaaa!!!" çıkmış ki, ilk önce zaten uykusu hafif olan annem uyandı. yanıma geldi merakla, "nolmuş nolmuş diye?"

    ilk önce cevap veremedim. eeee dile kolay! neden sonra kendime geldim de, "anne, anneciğim.." diye başladım konuşmaya... sonrasında ağzımdan kelimeler dökülüverdi zaten: "iclal aydın'la tuna kiremitçi boşanmış!!!!"

    annem ilk önce inanmadı. sonra betülay teyzeleri aradı, onlar da ayaktalarmış, yeni öğrenmişler. hatta fikret amca donuyla sokağa çıkıp koşturmaya başlamış.

    babam ise daha serinkanlılıkla karşıladı bir muazzam haberi. ancak haberi ilk verdiğimdeki donuk ifadesi hala gözümden gitmez. "vay babamın şarap çanağı..." diye dile getirdi sonra usulce şaşkınlığını "vay be!"

    kardeşimin yaşı henüz biraz küçük olduğu için yeterince idrak edememişti belki haberin önemini. lakin o da teker teker arkadaşlarını aramaya başlamış, bu anını onlarla paylaşmak istemişti belli ki. gözleri kocaman açılmış, hayret ve şaşkınlık içinde ulaşabildiği kadar insana ulaşmaya çalışıyordu.

    sonra ne mi yaptık? pencereleri açıp haykıralım mı diye düşündük ilk önce, ama hastaları, yaşlıları aklımıza getirdik sonra. bu saate böyle bir haber almayı herkesin bünyesi kaldıramazdı kuşkusuz.

    yapılacak birşey yoktu, yatıp ertesi gün olacakları beklemek kalıyordu bize artık.

    tabi uyku tutarsa artık...

  • okul çıkışı ilkokul kapısının önündeki yaya geçidinde bile durmak istemeyen sürücülerle dolu bir ülkede şarttır.

  • o kitabı erdoğan'ın yazdığını düşünen var mı?

    danışmanı olarak tuttuğu ayak takımın bir araya gelip ''mevcut enkazı nasıl kaldırırız'' çalışmasının ürünlerinden biri bu kitap.

    erdoğan'ın bu kitabı açıp okuduğuna bile inanmıyorum. kimse bana prompter olmadan konuşamayan bir adama kitap yazdı dedirtemez.