hesabın var mı? giriş yap

  • 3 yasinda menenjit geçirip kör olmus, sonra 7 yasinda kendiliginden görmeye baslamistir tekrar. ama hayati boyunca talihsizlikler, acilar pesini birakmamistir. küçük kizini yine menenjite kurban vermistir. ve cenazesini kaldiracak parasi bile yoktur o zamanlar.
    hayatim adli otobiyografisinde geçen çok içli bir hikayedir bu: sabah saatin dördünde öyle ümitsizce para ararken, kendisi gibi fakir arkadaslarinin yardimlari da yetmezken ve cenaze masraflari için gerekli 10 frankin eksikligini hissederken bir adam laf atar arkasindan, "benimle birazcik eglenmek için ne istersin?" diye. "10 frank" der o da. küçük bir otele giderler. yabanci 10 frank'i pesin verir hatta. ve yapamayacagini anlar o zaman edith. aglamaya baslar adamin karsisinda; ve hikayesini, çocugunu kaybettigini, topraga verecek parasi bile olmadigini anlatir. ve adam parayi alarak gitmesine izin verir...
    söyle yazar piaf (ki fransizca serçe demektir piaf): "iste, bugüne kadar darda kalanlara en ufak bir karsilik bile beklemeden yardim etmemin asil nedeni bu adamdir. peki, bu adam bana bir fahise gibi davranmis olsaydi... belki de bugün birçok insanin vücudunu, birçogunun da ruhunu son anda kurtaran biri olmayacaktim. bugün dahi, bana başkalarina yardim etme duygusunu saglayan bu insana minnettarim".
    bilmiyorum, hislenirim ben...

  • kaptan june olarak da bilinen ingiliz çevreci june haimoff'un dalyan'da geçen hikayesi

    1922 yılında ingiltere'de dünyaya gelen june haimoff'un çocukluğu, babasının işlerinden mütevellit afrika'nın ve orta doğu'nun egzotik bölgelerinde geçer. zengin bir ailenin mensubu olan june ilerleyen yıllarda, daha doğrusu ikinci evliliğinin akabinde küçük bir tekne ile ege denizi'ne açılmaya karar verir ve bir süre yunanistan'da yaşar. zaman içerisinde akdeniz'deki seyahatleri esnasında köyceğiz'i ve dalyan'ı keşfeden june, iztuzu plajı'na hayran kalır. kendi tabiriyle iztuzu, ömründe gördüğü en güzel sahildir.

    iztuzu'da geçirdiği zaman zarfı içerisinde bölgedeki insanlardan aldığı bilgiler doğrultusunda caretta carettaların yumurtlama döneminde bu sahile geldiğini öğrenir ve geceleri elektriğin olmadığı bu karanlık ortamda kaplumbağaları yumurtlama mevsimlerinde gözetlemeye karar verir. gözlemleri esnasında carettalardan çok etkilenen june, araştırmalarını derinleştirmeye karar verir. carettalar üzerine yaptığı çalışmalar arttıkça june ile bu sevimli hayvanlar arasında duygusal bir bağ hasıl olur. 1986 yılına gelindiğinde june, iztuzu'ya yerleşmeye karar verir ve sahildeki bir barakada yaşamaya başlar. turgut özal'ın başbakanlığı döneminde bölgeye hotel yapılması gündeme gelince bizzat başbakana ulaşarak projenin iptal edilmesini sağlar.

    iztuzu bölgesinin doğal halinin korunarak, caretta carettaların varlıklarını sürdürebilmeleri için kaplumbağa vakfı'nı kuran june haimoff, çalışmalarından ötürü ingiltere kraliçesi 2. elizabeth tarafından britanya onur listesi ile onurlandırılır.

    2022 yılında koronavirüse yakalanan june haimoff kaldırıldığı hastanedeki tedavisinin ardından dalyan'daki evinde 23 nisan 2022'de organ yetmezliğinden yaşamını yitirir. vefatının akabinde çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı tarafından bölgedeki kaya mezarların karşı kıyısına kaptan june anıtı dikilir. anıt, kara yaşamını sembolize eden dikey ve deniz yaşamını sembolize eden yatay formlardan oluşmaktadır. anıtın üst kısmında ise haimoff'un kabartma portresi yer alır. eserin alt kısmında caretta carettaların yumurtadan çıkmaları ve denize ulaşma serüvenlerinin tasvir edildiği minik kaplumbağa rölyefleri bulunur. denize ulaşabilen yavrular pozitif, ulaşamayanlar ise negatif formlar halinde sembolize edilmektedir.
    anıtın ön kısmında denize doğru yürüyüşünü temsil eden 3 boyutlu caretta caretta heykeli, arka yüzeyinde ise haimoff'un hayat hikayesi yer alır.

  • "allah, der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım... ve ekler , o'nsuz yaşayamam deme, seni o'nsuz da yaşatırım... ve mevsimler geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur.. aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya işte.. olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.. düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.. en garibi de budur ya, öldüm der durur, yine de yaşarsın."

    mevlana

  • para için arap da olurlar, herhangi bir şey de olurlar.

    sorsan ''en millüyetçü bizüz haa haçan daa'' diye garip şiveleriyle cevap verirler. para için ruhlarını satan sözde milliyetçiler.

  • 1993-94 eğitim öğretim döneminde ilkokula başlamıştım babam hergün 500 lira verirdi. simit ise 1000 liraydı. hacı abi diye bir adam vardı simit satardı ilk teneffüs okulumuz çok küçük kantini olmayan bir okul olduğu için sadece simit alabilirdik. hacı abi ilk zamanlar bana yarım simit verirdi. sonraları ise vermemiş, geri kalan yarısını satamıyorum kimse senden başka yarım simit almıyor demişti. bende bana göre fazla harçlık alan arkadaşlarımla ortak simit alır arkadaşa aldığım simitten yarısını verirdim. benim sayemde bir buçuk simit yiyen çok arkadaşım oldu. ikinci dönem 500 lira tedavülden kalkınca çok sevinmiştim. çünkü babam artık bana 1000 lira veriyordu. ama simit 2500 lira olmuştu. enflasyonu daha 7 yaşında tatmışım. şimdi ne zaman simitçi görsem fazla fazla alır etrafımdaki çocuklara veririm. belki ceplerinde sadece yarım simit parası vardır diye.

    edit; imla.

  • kapiya hayran kalmami saglayan imtihandir. asil ilginc olan o kadar darbeye ragmen evin sahibi tarafindan sorunsuz olarak acilmasidir. celik kapi firmasinin musteri temsilcisi gelen musterilerine bu goruntuleri izletse ve bakin bizim kapilarimiz boyledir dese almadan cikmazlar diye dusunuyorum.

  • baris manco'nun bu efsane sarkisi, 1970'lerde tum muzisyenlerin basinda demokles kilici gorevi goren trt denetleme kuruluna gonderildi, ama sozlerinin cok mustehcen oldugu gerekcesiyle reddedildi. ama inat eden baris, bu defa enstrumantal versiyonun yolladi kurula. bu defa da, "gitar cok mustehcen caliniyor" gerekcesiyle reddedildi. tam trt isi bir karar dogrusu..