hesabın var mı? giriş yap

  • friend zone'a atılmak istemiyorsanız;

    1) dokunmatik olun.
    eline, koluna, omzuna, bacağına dokunun karşınızdaki kişinin. sapık bir şekilde değil elbette. konuşurken, yürürken vs... rahatsızlık vermeden yani ama kendinizi de belli ederek. sizin kendisine dokunmak istediğinizin farkında olmalı. bu ufak temaslardan rahatsız oluyorsa boşuna vakit kaybetmeyin. ısrarcı da olmayın. uzaklaşın.

    2) gözünüzde büyütmeyin, büyüttüğünüzü hissettirmeyin.
    hani "olsa da olur olmasa da olur" dediğiniz tipler var ya, 2/10'luk, 3/10'luk tipler, onlardan biriymiş gibi davranın. "gideri var" diyorsunuz diye düşünsün kendisi için. ideali zaten öyle düşünüyor olmanız da, çok abartıyorsanız eğer, bunu ona çaktırmayın demek istiyorum. çünkü elde etme, tanışma aşamasındaki "abartı" sonra çok kötü şekillerde patlıyor. zaten de sahte bir abartı o. "tam bana göre" diyerek ne kendinizi kandırın, ne de karşı tarafın bir tarafını kaldırın.

    3) iyi çocuk/iyi kız olmayın.
    derdini dinleyen, halini hatırını soran, üzerine titreyen, her aradığında ulaşabildiği, "canııımm, çok tatlı" diye bahsedilecek kişi olmayın. sizi kaybetmek istemeyeceği kadar "iyi" olursanız, dehşet çekici de gelmediyseniz eğer, arkadaşı olarak kalmanız daha işine gelebilir. çünkü bir partnerlik durumunda işlerin boka sarıp birbirinizden nefret eder hale gelmeniz olası. bunu istemeyeceği kadar "iyi" olmayın. zaten ne gerek var "elin kızına/oğluna" melek rolü yapmanıza? partneriniz olduğunda titrersiniz üzerine, karakterinizde varsa o da.

  • bir çalışanımız vardı, sürekli avans isterdi ve bir gün işe gelmedi. telefonlarına dahi bakmadı. eşim evine gitti, merak etti. annesi yaka silkmiş durumdaymış kendisinden. kumar bağımlılığı varmış çocuğun. sanal kumar oynuyormuş. cebinde yol parası dahi bırakmamış, annesinden istemiş, o da kabul etmemiş vermeyi ve tartışmışlar.
    neyse eşim düzelir umuduyla sahip çıktı çocuğa. çocuk da "allah razı olsun abi, senin gibi kimse böyle yaklaşmadı bana vs.. ne sözler söyledi."

    ama huylu huyundan vazgeçmedi. yine borcun içine soktu kendini, birden pat diye bıraktı işi ama tam da en zor bir dönemde. hiçbir açıklama dahi yapmadı. sonraki günler aradı, kalan maaşını istedi. hiiç umurunda dahi değil.

    annesi ile yine kavga etmişler, kadın artık polisi aramış, uzaklaştırma kararı çıkmış hakkında.

    böylelerinin ailelerine sabır diliyorum. bazen aile ödül olur insana bazen de sınav.

  • mızrak özellikle atlı birliklere karşı oldukça işe yarayışlı. atlılar kılıçlı ise mızrak oldukça işlevsel oluyor. bu durumlarda mızraklı atlılar devreye girebilir tabiki. azıcık age of oynayın lan.

  • nilayeren; cinsiyet: kadın; yaş: 24; il: ankara
    sevgilimin her öpüşmemizden sonra terlemesi, gözlüklerini çıkarıp dakikalarca onları silmesi, evdeysek üstüne iki bardak su içmesi normal midir?

    meali: sevgilim daha öpünce hararet yapıyo, vercem patlayacak ondan korkuyorum.

  • öncelikle tavuk suyuna çorba tadında bir entry giremeyeceğim için bu başlığın takipçilerinden özür dilerim.

    efendim, maalesef 10 aylık kızımı iki gün önce havale geçirdiği için hastaneye kaldırdık. ateşten kasılmış, dudakları morarmış kızımın başında damar yolu açmaya çalışan, oksijen veren, soğuk kompres yapan insanlar falan... manzara tarif edilemez, allah kimsenin başına vermesin. neyse... iki gün hastanede yattıktan sonra bir kaç saat önce eve geldik. kızım şimdi yan odada annesinin kucağında mışıl mışıl uyuyor... herşey yolunda... dahası ateşini her kontrol ettiğimde ateşinin 36,5 derece ve buna yakın bir değer gördüğümde sevinçten ateş ölçeri kıçıma sokasım geliyor. o derece. ben ömrümde mutluluk nedir hiç tatmamışım meğerse be...

    evet, gülümsetmek kelimesinin hafif kaçtığının farkındayım. belki yanlış başlığa yazmışımdır. aramaya inandım ama benzer bir şey bulamadım. "öyle bir sevinmek ki sevinçten ateş ölçeri kıçına sokmak" diye bir başlığa da sözlüğün ihtiyacı olmadığını düşündüm. sevincime verin, idare edin.

  • bildiğiniz gibi 12 farklı insan , 6 defa ay'a iniş yaptı. apollo projesi kapsamında bu insanlar her indiklerinde ay'a bayrak diktiler.

    ay yolculuklarında dikilen altı bayrağın hepsi şu anda bembeyaz olmuş durumda; çünkü kullanılan 5.90 dolarlık naylon, 50 yıldır yüksek radyasyon altında 14 günlük +100 derece ve -150 derece sıcaklık çevriminde rengini kaybetmiş durumda.

    peki bayraklar duruyor mu?

    buzz aldrin bayrakların roketlerin kalkış gücünden dolayı sağa sola saçıldığını söylemiş.

    ancak nasa, 2009'da ay'ın yörüngesine yerleştirdiği gözlem uydusu lro'yu apollo 12-14 ve 17 bölgelerine odakladı; bırakılan izleri ve bayrağı fotoğrafladı.

    tık 1
    tık 2
    tık 3

    ayrıca tüm bunlara ek olarak da burada da ay'ın yüzeyine iniş yapılan tarihlerin ve misyonların listesi. görülebilir

    özellikle 2013 yıllında ay'da yürüyen çinli robot yuto rover dikkat çekici. çin, 2021'den sonra ay'a insan gönderen ikinci devlet olabilir ve dolayısıyla ay yüzeyinde çin bayrağının dalgalanışını da görebiliriz.

    ayrıca araştırırsanız ay yüzeyinde, dalgalanmasa bile, şu anda bir arjantin futbol kulubünün de bayrağının olduğunu öğrenebilirsiniz.

    (bkz: independiente)