hesabın var mı? giriş yap

  • 13 yaşında olup 28 kişi tarafından tecavüze uğramak ve güvendiği devlet erbaplarının ona "kendi isteğiyle yaptı" demeleri. işte bu yara kapanmaz.
    (bkz: n. ç.)

    edit: başlık başa.

  • gün geçmiyor ki ekşi sözlük fakirliğimizi yüzümüze yüzümüze vurmasın.

    lan ben markayı şimdi duydum, millet ev düzerken bu olsun diyormuş.

    merak edip websitesini inceledim, “technology with style” sloganları var. italyan tasarımı olunca pahalı sanırım, fiyat listesi bile yok.

    edit:
    merak edenler için amme hizmeti
    dg narenciye sıkacağı 6.750 tl
    dg su ısıtıcı kettle 6.750 tl
    dg ekmek kızartma makinesi 8.750 tl
    hamur karıştırma makinesi 9.250 tl
    düşünün daha küçük ev aletleri bunlar.

    x dg retro mavi buzdolabı 89.950 tl

    fakir kardeşlerim için ek bilgi:
    dg = dolce&gabbana

  • kuzenim, 14 yaşındaki oğlunun facebook mesajlarına bakmaktadır. "yin yang, gel gel beraber okuyalım çok komik" çağrısıyla birlikte bu eşsiz günaha katılıyorum. yazışmalar muazzam.

    ilk mesajla birlikte her şey hızla gelişiyor..

    erkek: beni eklemişsin? tanışıyor muyuz?
    kız: ben sizin okuldan bilmem ne sınıfından bilmem kim. ben seni tanıyorum ama demek ki sen beni tanımıyorsun.

    araya birkaç kısa geyik serpiştirildikten sonra:

    erkek: çıkalım mı?
    kız: düşünmem lazım..
    1-2 dakika sonra kız: düşünüyorum...
    1-2 dakika sonra kız: tamam kabul ediyorum.
    erkek: oleyy. çok sevindim :)))

    5 dakika sonra erkek: aşkım?
    kız: aşkımmmm.

    yarım saat sonra erkek: o senin fotoğrafının altına yazıp duran lavuk kim?
    kız: salağın teki ya boşver. peşimde koşup duruyo. yüz vermiyorum. önemli biri değil, kafana takma.
    erkek: benim için önemli ama!..
    kız: ya boşver, yakında vazgeçer zaten.
    erkek: neyse ben onu hallederim en kısa zamanda..

  • son 10 günün (toplam vefat / toplam vaka) oranları;
    4 nisan - 501/23934 = 0.021
    5 nisan - 574/27069 = 0.021
    6 nisan - 649/30217 = 0.021
    7 nisan - 725/34109 = 0.021
    8 nisan - 812/38226 = 0.021
    9 nisan - 908/42282 = 0.021
    10 nisan - 1006/47029 = 0.021
    11 nisan - 1101/52167 = 0.021
    12 nisan - 1198/56956 = 0.021
    13 nisan - 1296/61049 = 0.021

    binde bir bile sapma yok. acaba diğer ülkelerde de aynı mı? diyerek baktım; bu rakamlar son 9-10 günde, almanya'da (0,020-0,050) arası yani yüzde 3 ve ispanya'da (0,140-0,200) arası yani yüzde 6 değişiyor.. bizde bırak yüzde 1'i, binde 1 oynamıyor.. italya'da daha vahimdir de neyse...

    açıklanan bu rakamlara inananlara saygı duyarım, sonuçta elimizdeki tek veriler bunlar ama ben bu rakamların gerçeği yansıttığına inanmıyorum. üzücü.

  • çok güzel bir şey...

    uzun zamandır kendi tercihimle asosyal bir yaşam sürüyorum. dünyanın düzenine karşı umudumu kaybeder gibi olmuştum, insan içine karışmayı bıraktım. baktım ki ben dışarı çıkıp dünyaya karışmak istemiyorum, o zaman dünya benim evime gelsin diye düşünerek gezginleri ağırlamak üzere bu siteye kaydoldum.

    ilk misafirimi ağırlıyorum. iskoç bir gezgin. geçtiğimiz yıllarda bir süre iskoçya'da yaşadığım için konuşacak pek çok ortak nokta bulduk. dün sultanahmet'i falan gezdirdim, bugün de haritayı eline tutuşturup tek başına yolladım, yarın da gidiyor zaten...

    bir sürü şey öğrendim, inanılmaz seyahat anıları dinledim. her insan yeni bir dünya derler ya, misafirimin bana kattığı şey de "later is now" mottosu oldu. bir de çekilişten kazandığım kahve makinasını nasıl çalıştıracağımı öğretti. hediye olarak getirdiği glenfiddich whisky ise bonus.

    tabii bir de couchsurfing'i sarmış olan -şahsi fikrimce- hıyarlar var. çiftleşmek için dating site gibi kullanmaya çalışıyorlar. geçenlerde biri şöyle yazmış:

    "avrupa yakasında oturuyorum, cumartesi anadolu yakasına geçeceğim, önce bir yemek yeriz, sonra bir kulübe gideriz, saat geç olacağı için gece sende kalırım ;) ertesi gün öğleden sonra kahvaltının ardından eve dönerim. telefon numaram: ..."

    bu özgüven nereden geliyor cidden bilmiyorum. bildiğim tek şey misafirimin de dediği gibi insanların çoğu aslında iyi, dünya düşündüğümüzden daha yaşanılası bir yer ve seyyahlar da çoğunlukla pozitif insanlar. masaya koyacağınız bir sıcak kap çorba ve vereceğiniz bir oda ile dünyanın öbür ucundan gelen bir insanı hayatınızda misafir ediyorsunuz ve onun da hayatına misafir oluyorsunuz.

    dünya büyük ve görülecek çok şeyin olduğu bir sahne... bölüm sonu canavarlarına rağmen bu oyunun sonunda iyiler kazanacak.

  • maaşını söylediği anda mide bulandırmaktan öteye gitmeyecek tiptir.
    vizyonsuz bir fakir olarak kimsenin aldığı maaşla ilgilenmiyorum, para para diye ölen insanlardan da uzak duruyorum.
    ülkenin yarısı mühendis zaten aq, boy da genetik bir durum. 25 yaş ise güzel bir yaş. kıymetini bilsin.

    edit: bir sözlük yazarı; "15 k maaş alıyorum, sen de dahil sözlükteki bütün kadınları düşürürüm." yazmış, on dakikadır gülüyorum. düştüm ama koltuktan. bir insanın tek meziyeti kazandığı para olmamalı. utanç vericisiniz.

  • hoşgörüsü bol köydür.

    2 sene önce ramazan ayında köydeki matematiksel iktisat kampına katılmıştım.
    oruç tutanlara kimse ters bir bakış dahi atmıyordu.
    hatta muhabbetin uzadığı gecelerde, sahura kalkan arkadaşlarla güzel de bir ortamımız oluyordu.

    yani, anlamıyorsanız, bok atmayın ya.
    ali nesin ağzıyla söyledi zaten;
    "çapsız ülkelerde çaplı insanları sevmezler. herkes çapsız olsun ki, çapsızlıkları fark edilmesin"

    abuk subuk yorumlarla çapsızlığınızı ortaya çıkarmayın.
    şu güzel ortamı bozmayın.

  • sadece ankara'ya özgü olan ve herhangi bir yerde yazılı olmayan kurallardır:

    1- klasik trafik kurallarına uymak esasen yaşlılar ve ahmaklar için geçerlidir. yaşlı olup olmamanın yaşla bir ilgisi yoktur, kendinizi genç hissedip hissetmemekle ilgilidir.
    2- trafik kurallarına uymak tüm aptal vatandaşların görevidir.
    3- bir kavşakta trafik ışıklarının kırmızı yanıyor olması o kavşaktan kontrollü bir şekilde durmadan geçebileceğiniz anlamına gelir. turuncuysa hızınızı hiç azaltmadan geçebilirsiniz, ışık yeşilse bu gazı sonuna kadar kökleyin manasını taşır.
    4-yol üstünde bir yerde durmak istediğinizde sağa sinyal vermenize veya dörtlüleri yakmanıza görek yoktur. zira sinyali öyle olur olmadık yerlerde zırt pırt çalıştırırsanız akünüz bitebilir. ayrıca sağ kolumuz da gereksiz yere yorulabilir. durmak istediğinizde yapmanız gereken şey varış noktasında frene asılmaktır. fren mesafesini koruması gereken arkanızdaki pezevenktir.
    5-karşı şeritte bulunan araca kendinizi göstermek kaydıyla istediğiniz yerden istediğiniz zamanda, hatta yolun tam ortasından u dönüşü yapabilirseniz. eğer kapalı kasa kamyonet veya iş makinası kullanıyorsanız kendinizi göstermek gibi bir zorunluluğunuz dahi yoktur.
    6- ankara yollarında ekseriyetle şerit bulunmaz. olmayan şeridin ihlali de söz konusu olmayacağından dilediğiniz sıklıkta ve serilikte şerit değiştirebilirsiniz. şerit değiştirirken sinyal verip vermemeniz ihtiyari bir konudur. yani skinizin keyfine kalmış. esasen sadece ihtiyarlar şerit değiştirirken sinyal verirler.
    7-kavşaklarda döneceğiniz tarafa doğru yaklaşmanın pratikte bir anlamı yoktur. sağa dönecekseniz en sol şeride, sola dönecekseniz en sağ şeride yaklaşıp ani bir hareket yakpmak ve herkesten çabuk davranmak suretiyle istediğiniz yöne dönebilirsiniz. diğer sürücüler bu durumu anlayışla karşılamak mecburiyetindedir. korna çalan olursa size selam veriyordur, siz de çalınan korna süresinden daha uzun bir süreyle kornaya basarak bu selamı hakettiği biçimde yanıtlayabilirsiniz. eğer selamına el kol hareketi yaparak vücut dilini eklemek isteyen sürücülerle karşılaşırsanız bu hareketleri benzer jest ve mimiklerle yanıtlamanız önerilir.
    8-herhangi bir yerde park etmeniz gerektiğinde eğer boş park alanı yoksa, park yeri aramak için keriz gibi dolaşmak yerine arabanızın görünür bir yerine kartvizitinizi veya telefon numaranızı bırakmak suretiyle en yakın park etmiş aracın yanına veya arkasına aracınızı öylece bırakabilirsiniz. bu noktadan sonra sizi arayıp bulmak önünü kapattığınız araç sahibinin görevidir. dörtlüleri yakarak hemen dönecekmişsiniz gibi yanlış bir intiba yaratmayın. eğer araç sahibinin acelesi vardıysa o park etseydi böyle. bu arada eğer sivil polisseniz araca kart bırakmanıza da gerek yoktur, çünkü çevredeki herkes sizi tanımak ve aracın size ait olduğunu bilmek zorundadır. bilmeyen de er ya da geç kim olduğunuzu öğrenecektir.
    9- eğer hatlı bir minibüsünüz varsa tüm trafik kurallarından muafsınız.
    10- ankara'da yol çalışması yapılacağı zaman elbette ki trafiğin yoğun olmadığı zamanlar seçilebilir ve vatandaşın mağdur olması önlenebilirdi. bu da bir seçimdir. fakat böyle yapılırsa vatandaşın belediyenin çalışmaları konusunda bilgi sahibi olması mümkün olamazdı. bu yüzden yol çalışmalarının ankara'da yapılması için en ideal zaman sabah insanların işe gittikleri veya akşam işten dönüş anlarındaki trafiğin en yoğun olduğu zamanlardır. böylece belediyenin yol çalışması yaptığına tüm vatandaşlar şahit olur.
    11-metro elbette ki çağdaş bir ulaşım aracıdır ve ankara trafiğini azaltmak için sayısız faydaları vardır. belediye de bu konuya gereken önemi vermekte ve bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir (yaklaşık 15 yıldır). ankara belediyesi metro yapımı konusunda diğer belediyelere de örnek olan yap-işlet-devret modelini benimsemiştir. diğer bir deyişle belediyemiz metro ha yapıldı ha yapılacak diyerek halkı işletmekte ve sorunu çözmeden bir sonraki belediyeye devretmektedir.
    12-nasıl ki yol çalışması için en uygun vakit trafiğin yoğun olduğu vakitlerse, yolun ortasındaki refüjlerde bulunan yeşillikleri sulamak için en uygun saat de akşam üzeri havanın en soğuk olduğu ve yolda buzlanma ihtimalinin en yüksek olduğu zamanlardır. belediye bu yöntemle otomotiv tamircilerini ve yedek parçacılarını da kalkındırmayı hedeflemektedir.