hesabın var mı? giriş yap

  • sevgili kısmını bilmem, ama sayamadığınız bir kalabalığa dalmak zorundaysanız ve muhafazakar bir civarda gerçekleşecekse hadise, kesinlikle "siz allahıma ve peygamberime küfredemessiniz ulan" diyerek girin olaya bu arada surekli bagırmak suretiyle adamların allaha küfrettiğini vurgulayın.
    1. adamlar afallayıp ne diyor lan bu modundayken, bir kısmı sizi sakinleştirmeye çalışır
    2. çevredeki insanlar sizin yanınızda yer alır.
    3. polis girerse devreye sorun yaşamazsınız.
    dayak yemekten kurtulur hatta mümkünse iki üçtane de rahatlıkla patlatırsınız.
    ha ben laik bir adamım din istismarı neyime derseniz, allah laikinizi versin ne diyeyim..
    unutma surekli bagırıyorsun...

  • yevgeny petrov 1930'lu yıllarda popüler bir sovyet yazardı. ve kendisinin eğlenceli kişiliğinin yanında çok nadir bir hobisi vardı. isimler uydururarak başka ülkelere mektuplar gönderir ve yabancı ülke pullarıyla süslenmiş "muhatap bulunamadı" iade mektubunu beklerdi.

    nisan 1939'da yeni zelanda'ya, kendi uydurduğu merrill ogin weisley adına bir mektup gönderdi. mektubu ingilizce olarak yazdı:

    "sevgili merrill. lütfen pete amca'nın vefatı nedeniyle en içten taziyelerimi kabul edin. uzun zamandır yazmadığım için beni bağışlayın. umarım ingrid iyidir. kızını benim için öp. muhtemelen zaten çok büyümüştür. evgeny'niz"

    iki aydan fazla bir süre geçti, yeni zelanda posta idaresinden iadeyle ilgili bir mektup gelmedi. mektubunun kaybolduğuna inanan yevgeny petrov artık o mektubu unutmaya başladı. ama ağustos ayında bir cevap mektubu geldi.

    "sevgili evgeny. başsağlığı için teşekkürler. pete amca'nın gülünç ölümü bizi altı ay boyunca tedirgin etti. umarım mektuptaki gecikmeyi affedersiniz. ingrid ve ben, bizimle birlikte olduğun o iki günü sık sık hatırlıyoruz. gloria çok büyük ve sonbaharda 2. sınıfa gidecek. ona rusya'dan getirdiğin ayıyı hala saklıyor"

    mektupla beraber bir de fotoğraf geldi.

    yevgeny petrov daha önce yeni zelanda'ya gitmemişti ve gelen cevaptan sonra şok oldu. sonrasında neşeli hali gitti, içine kapandı ve sağlığını kaybederek hastanede yattı. gizemi çözmek için yeni zelanda'ya tekrar mektup yazdı ama cevap alacak kadar çok yaşamadı. ikinci dünya savaşı başlamıştı ve savaş muhabiri olarak görev aldı. kuşatma altındaki sivastopol'dan dönerken uçak kazasında hayatını kaybetti.

    yazdığı ikinci mektuba yeni zelanda'dan cevap geldi. önceki kadar tuhaftı:

    "sen bizimleyken, gölde yüzmeye gittiğinde korktum. su çok soğuktu. ama kaderinizin boğularak değil, bir uçak kazasında ölmek olduğunu söylemiştiniz. lütfen dikkatli olun ve mümkün olduğunca az uçun"

    ek olarak; olayın bir şaka ya da kurgu olduğu tam olarak bilinmiyor. benzer bir konu kevin spacey'in oynadığı 17 dakikalık bir kısa filme uyarlanmıştı

    https://youtu.be/x2gysn-y6pk?si=_ijjqobig46vku6n

  • bu maç için gençlik ve spor bakanı ile birlikte hakan çelik özel jet ile izlanda'ya gidiyorlarmış. vaktim vardı araştırdım.

    koyduğu fotoğraf;
    https://twitter.com/…lik/status/1138216681036242946

    koyduğu fotoğrafta sadece ve sadece milli takıma destek için gidildiği yazılmış. ayrıca sn. bakan da twitter hesabından "millilerimizin yanında olmak için gidiyoruz" demiş.
    https://twitter.com/…glu/status/1138028261680865281

    fotoğraftaki uçak sanırım tc-cbk kodlu uçak. bu uçak bir gulfstream g550 .
    https://cdn.planespotters.net/…45267_b32eddd16f.jpg

    küçük bir araştırma ile bu uçağın bu uçuş için sadece ve sadece yakıt masrafını araştıralım. bakın uçağın sabit giderleri, havalimanı vergileri, ekip maaşları, uçakta yedikleri içtikleri vs falan değil. sadece ve sadece yakıt masrafı. misalen aşağıdaki sitede verilmiş bilgiye göre konuşalım.
    https://www.sherpareport.com/…t/costs-own-g550.html

    sitedeki bilgiye göre bu uçak saatte 358 galon civarında yakıt tüketiyor ve bir galon yakıt 5 usd. ankara-reykjavik uçuş süresi 5.5 saat alalım. tek yön 10 bin usd bir yakıt masrafı ortaya çıkıyor. bakın daha hiç bir şey dahil değil.

    şimdi girin thy'nin sitesinden istanbul - reykjavik uçuşların fiyatlarına bakın. bu arada istanbul'dan izlanda'ya direk uçuş yok, ancak 1 aktarma ile gidilebiliyor. skyscanner'dan baktığınızda bağlantılı uçuşla 8-8.5 saatlik bir toplam süre çıkıyor. thy sitesinden söyleme sebebim fiyatların anlaşılması. hadi paşalar business uçsunlar. tek yön kişi başı bin-bin yüz dolar'a gidilebiliyor.

    yani iki kişi business class git gel toplam masrafı 5 bin dolar iken, uçağın sadece ve sadece yakıt masrafı 20 bin dolar. ayrıca business class uçuş bedeline bütün masraf dahil iken, şuan belirttiğimiz sadece yakıt masrafı. belirttiğim sitede baktığınızda başka hangi masrafların doğduğunu ve masrafın neredeyse iki katı olduğunu göreceksiniz. ayrıca bu sitede paylaşılan tutarlar 1 sene öncesinin rakamları, güncel bilgilere bakmadım.

    şimdi sorularım şunlar;

    1- sn. bakan ve hakan çelik bu maçı sadece izlemeye mi gitmektedir?
    2- sn. bakanın bu maçı izlemesi elzem midir? milli takıma verecekleri destek nasıl bir destektir yani bir konuşma mı yapacak, ne yapacak yani?
    3- sn. bakanımızın bu maçı izlemekten başka burada yapacağı görüşme varsa bunlar telekonferans vs. yöntemleri ile halledilemez mi?
    4- uçakta başkaları da mevcut mudur ve gitmeleri gerekiyor mu?

    bakın devletin özel uçağı olmasına karşı değilim. özel uçakla uçulmasına da karşı değilim. hatta izlanda özelinde hiç değilim aktarmalı uçuluyor diye. misal çok üst düzey bir toplantı yapılacaktır. ya da atıyorum nato toplantısı vardır. bu uçak 16 kişilik galiba, örn gidecek devlet görevlisi sayısı diyelim 10'dur. ya da misal oradan başka bir ülkeye geçilecektir. yani sonuçta kişi başı tarifeli uçaktan daha ucuza gelecektir. bunu anlarım. ama maç izlemeye özel uçakla gitmeyi anlamıyorum. o gördüğünüz fotoğraf aslında hakan çelik'in halkın vergileri ile selfiesi.

    bakan buraya özel uçakla gidiş masrafını bir spor okuluna harcasa, 10 iyi sporcunun eğitimine harcasa daha iyi olmaz mı? bakan orda diye iki gol fazla mı atacaklar futbolcular anlamadım ki. bakan maç izleyecek diye neden halkın vergisinden belki de 250 bin tl'ye yakın bir masraf yapılıyor? 110 asgari ücretlinin bir aylık geliri bu rakam.

    ilave: thy business class bilet bedelleri de vergi dahil rakamlar. devlet vergi vermediğine göre bin- bin yüz dolar dediğim kısım heralde 600 usd’ye falan gelir.

    maç sonu editi: evet hep beraber bakan takımı desteklesin diye 250.000tl civarında para verdik ve bi güzel yenilip geliyorlar. bakanın totem tutmadı ya da hakan çelik’te bi sıkıntı var.

  • dönemin askerlik kanununu incelemekte yarar var. rahmetli babam da askerliğini yedek subay olarak yapmıştı, ama meslek lisesi mezunuydu. ayrıca iddia edilen üniversite mezunu olmadığı değil, 4 yıllık üniversite mezunu olmadığıdır. o yıllarda 3 yıllık üniversite mezununun yedek subay olabilmesi mümkün olabilir.

    ikna edici olmayan açıklamadır.

  • 21 eylül 1986 ankaragücü beşiktaş maçında top hakeme çarpıp gol olmuş ve beşiktaş mağlup olmuştu ve o sezon beşiktaş 1 puan farkla şampiyonluğu kaçırmıştı. yani o gol olmasa şampiyondu. maçın hakemi ahmet akçay o maçtan sonra yaşadığı bir anıyı anlattı az önce bir programda.
    süleyman seba, maçtan sonra ahmet akçay'ı arıyor ve "hocam biz seni biliyoruz. bu senin ve bizim yaşadığımız bir talihsizlik oldu. bu aralar canını sıkarlar, bir kaç gün gazete falan okuma. kendini de üzme" diyor.
    hani şu "beşiktaşlı duruşu diyip duruyorsunuz. nedir lan bu duruş?" diye soranlar var ya. onlara bir örnek olsun isterim.

    edit: yıllar sonra videosunu buldum. buyrunuz efendim. https://youtu.be/bvyzaieabxm

  • arabın yağı fazla bulması olayıdır. ha burdan erdoğan ve adamlarına sesleniyorum bunu dedim diye sakın beni öldürmesinler ha.

  • operasyon beş gün önce yapıldı, ama nedense hulusi akar herkes uykudayken, gecenin bu vaktinde kameralar karşısına geçti. ben bu işin içinde büyük skandallar olduğunu düşünüyorum.

    erdoğan çarşamba günü ulusa sesleniş konuşması yapacağını duyurmuş, büyük bir müjde vereceğini söylemişti. kimileri o müjdenin rehine kurtarma operasyonu olacağını iddia ediyordu. aklımda deli sorular.

  • irlanda verimli topraklara sahip bir ulkeydi. ama tahil, yag, sigir ve domuz eti, pamuk ve keten gibi unurnlerden sadece arazi lordlari kazanc elde ediyordu. irlandalilar, karinlarini, verimsiz topraga sahip kucucuk arazilerde yetistirilen patateslerle doyuruyorlardi. 1845'te insanlik tarihinin en verimli uretimi gerceklesmisti. ancak amerika'dan ulkeye sizan bir salgin mikrobu, bir hafta icinde arazideki patatesleri curuterek camur haline donusturdu. sonbahar sona erip de insanlar bogurtlen, cilek, ahududu gibi yabani meyveleri ve kokleri bitirip, son 1-2 tavuk, koyun, domuz, hatta kedi ve kopekleri de kesip yedikten sonra buyuk aclik basladi. 1 milyon insan acliktan yasamini yitirdi. geri kalan 1 milyon ise, cozumu amerika, kanada ya da avustralya'ya goc etmekte buldu. kitlik 3 yil surdu; irlanda genis bolgeler halinde bosaldi ve geriye terk edilmis evlerin yikintilari kaldi.

  • bakan olan görgüsüz birisi şoförüne sorar:
    'şoför söyle bakalım eşekle şoför arasında ne fark vardır? '
    şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde;
    'bilemedim bakanım' diyor.
    bakan cevap olarak:
    'eşeğe çüş diyince, şoföre ise dur diyince durur' demiş.
    bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş ama karşıdaki bakan olduğu için bir şey söyleyememiş.
    belirli bir süre sonra bu defa şoför bakana:
    bir soru sorabilir miyim bakanım' der. bakan da:
    'sor bakalım' der.
    şoför sorar: 'eşekle bakan arasında ne fark vardır?'
    bakan bir süre sonra:
    'bulamadım şoför söyle bakalım' diyor.
    bunun üzerine şoför de:
    ' vallahi bakanım ben de bulamadım... '

  • malumun ilanı.

    avrupa 200-300 bin mülteciyi almamak için kıçını yırtarken, 78 milyonluk bir islami geri kalmış topluma kapısını açar mı?

    arkadaşlar siz salak mısınız? hollanda'da erkek erkeğe evleniyor da nikahı belediye başkanı kıyıyor, türkiye'de ise başı açık gezene mahalleli "yollu" diyor arkasından. bir tarafta yüksek bir medeniyet seviyesi, öbür tarafta 1400 yıl öncesinin arap bedevi kültürü var; bu ikisi nasıl aynı birlik içinde yer alabilir?