hesabın var mı? giriş yap

  • liposuction, deri yüzeyinin altından cerrahi müdahale ile yağ dokusunun vakumla alınmasıdır. vücudun herhangi bir bölgesindeki yağ miktarını azaltmakta kullanılır. zayıflamaya yönelik bir müdahale değildir. bölgesel olarak dolgunluk azaltmada kullanılan bir yöntemdir. vücudun çok fazla bölgesinden ve çok fazla miktarda yağ alınırsa şiddetli travma, deri yaralanması, deride torbalanma gibi sonuçlar oluşabilir.bu işlem genellikle 1-2 saat sürer, bölgenin büyüklüğüne ve emilecek olan yağın miktarına göre değişir. buna göre de anestezi yöntemi belirlenir. işlem yapılacak alan ve emilecek yağ miktarı çok fazla değil ise lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) yapılır. eğer alan büyük ve yağ miktarı fazla ise genel anestezi yapılır.işleme, deride ufak bir kesi yapılarak başlanır. bu kesiden deri altına bir ucu vakum makinasına bağlı olan 'kanül' adı verilen küçük tüpler sokulur. yağ tabakası içinde ilerlenir ve yağ vakumlanmaya başlanır. liposuction sırasında yağ ile birlikte vücut sıvısı da kaybedilecektir. bu sıvının kişiyi şoka sokmayacak miktarda olması gerekmektedir. ameliyat sonrasında müdahale uygulanan bölgeye elastik çorap giydirilip kanama ve ödem oluşması önlenir. yağ vakumlanan bölgeler şiş ve kanamalı gözükecektir ve geçici bir süre o bölgede duyu kaybı olacaktır. iyileşme yavaş ilerlemektedir. 2-4 hafta ağır işlerden kaçınılmalıdır. 1-2 ay içinde şişlikler ve renk bozuklukları normale dönmeye başlar. bu süre 6 ayı da bulabilir.

  • şu haberi okuyup okuyup ağlayasım var:
    http://dunya.milliyet.com.tr/…y/1884441/default.htm
    asgari ücret 4000 frank (9400 tl) olsun mu diye referanduma gitmişler.
    (@yapici uyardı 4000 frank ağustos 2021 itibariyle 37200 tl olmuş. türkiye'de brüt asgari ücret 3577tl imiş. onda biri)
    insanların asgari ücret deyince aklına 9400 tl gelmesine ağlayasım var.
    böyle bir kararın halka sorulmasına ağlayasım var.
    koca bir ülkenin %90'dan fazlasının hali hazırda bu maaşı ve fazlasını alıyor olmasına ağlayasım var.
    halkın bu ücreti yüksek bulduğu için, böyle olursa iş adamları gelmez gibi rasyonel bir gerekçeyle reddetmesine ağlayasım var.
    bütün bunların üzerine ülkemize ve özellikle soma'ya bakıp, "borcum var 1500 tl için yine madene inerim" diyen işçi kardeşlerime bakıp ağlayasım var.
    not: daha ağlamadıysanız bir de şunu deneyin:
    isviçre doğrudan demokrasi ile yönetiliyormuş, yılda 4 kez referandum yapılıyormuş, asgari ücretten alınacak uçağa, pedofililere verilmesi gereken cezaya kadar birçok konu halka soruluyormuş.
    not 2: bokunu cikartma uyardı. beğenmedikleri milletvekillerini referandumla azledebiliyorlarmış. gözyaşları pınar olsun.
    edit: @yapici uyarısı ile kur güncellemesi eklendi

  • devlet kendi insanına turist kadar değer vermezse, turist neden versin? diye sordurtan durum.
    ya adamın kafası baya iyidi, ya da o da durumun farkında olduğu için, bana nasılsa bir şey olmaz diye şansını denedi.

  • atasözü olmamakla birlikte motorcuların en sıklıkla ettiği laf: kaskınız takılı farlarınız açık olsun

  • sürücüsü az sonra ifşa olabilecek aracın plakasıdır. iz üzerindeyim...

    1026571669 sahibinde'de mayıs 18'de açtığı ilan. bu olay sonrası silmiş. maalesef google cache'de görünmüyor. biraz daha bakınıyorum ne çıkar diye.

    edit: aracın şasi numarasına kadar var görsellerde.

    araç:
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    rapor:
    görsel
    görsel
    görsel

    görsel

    edit 2: https://otorapor.com/arac/rapor sitesinden plaka ve şasi numarası üzerinden araç için alınan 4 rapora erişilebiliyor ancak ödeme talep ediliyor. bu raporda kişinin tüm bilgileri ortaya çıkacaktır. görsel

    edit 3: rapor detayları aşağıda. rapor şubat 2022 tarihli. aracın şuanki sahibi alıcı hanesindeki olabilir.
    görsel

    edit 4: linke tıklayıp plakayı girince raporu görüntüleyebiliyorsunuz. test detaylarına bakınca arabanın anasını ağlattığı da görülüyor.

    edit 5: sahibinden ilanında "beylikdüzü / barış mh." bilgisi verilmiş.

    edit 6: (silindi)

    kapanış notu: arabada asılı olan ve torpido üstünde paketinde duran kokularda da beşiktaş'taki bir fotoğraf stüdyosunun adı yazıyor. ya orada çalışıyor ya da düğün fotoğraflarını onlar çekmiş.* firma ile alakasını net olarak bilmediğim için açık açık yazmadım. meraklısı bakabilir tabii. ticaret sicil gazetesi vs. bir bakmışsınız şirkete ortak çıkmış, adı soyadı her şeyi elinizde.*

    edit 7: görsel
    edit 8: edit 6 ne olur ne olmaz denerek silindi. ilanda fotoğrafın önünde çekildiği binayı bulmuştum.

  • balkonda usul usul sigara içerken üst kattaki komşu ailenin (anne, baba, kız) konuşmalarına şahit oluş:
    k: ya anne gitmeyin istemiyorum ya...!!!
    a: kızım manyak mısın altı üstü 3 gün nolcak?
    b: evet neden bu kadar sinir yaptın ki kızım?
    k: ya ben korkuyorum alla allaaaa..??
    b: daha neler.. kızım kaç yaşındasın sen neden korkuyosun?
    a: üstelik komşular var???
    k: ne komşuları ya? özlem ablalar* tatilde, karşı komşu 1 aydır yok, alttaki it zaten ayık gezmiyo...!!!
    ben: ana ben!?!?!?!

    kız it dedi ya la...?

  • hasankeyf yeni yüzüyle misafirlerini mi bekliyor!!??
    ya insan şu haberi yaparken biraz utanır be!
    ne yüzsüz, ne arsız, ne ar damarı çatlamış insanlarsınız...
    güzelim hasankeyfi yok ettiniz bir de yeni yüzü mü diyorsunuz?
    şeytansınız şeytan!

  • başlık: oruç tutmayacaklar icin önemli bi duyuru

    @1 allahım niyet ettim senin rızan icin bugünkü ramazan orucumu tutmaya!!

    hadi gecmiş olsun okuduysanız artık niyetlisiniz iftara kadar bişe yiyip icmeyin cok büyük günahı varrr

  • rollo may bunu farklı perspektiflere dayandırarak temellendirir. bunlar:
    -cesaret
    -karşılaşma
    -bilinçdışı süreçlerdir.

    altta rollo may'in açıklamalarından yola çıkarak konuyu yorumlamaya çalışacağım.

    ...cesaret
    ilk perspektif cesarettir ve düşünülenin aksine psikotik süreçler içerebilir. çünkü psikotik süreçler yaşayan kişilerin cesareti çok yüksektir ve düzene karşı durabilirler. may cesareti fiziksel, moral ve toplumsal olarak 3'e ayırır. yalnız hastalığın buna neden olduğunu reddeder. hatta şöyle söyler: "bu psikolojik süreci iyileştirsek, yaratıcılıkları son mu bulacaktı?"

    cesaretle geldiğimiz nokta başkaldırıdır. örneğin prometheus, insanların ateşsiz kaldığını görerek tanrılardan ateşi çalıp insanlara hediye ederek bir medeniyeti başlattı ama zeus bunu sevmedi ve bir ölümsüz olan prometheus'un ciğerlerini kartallara yem etti. ölümsüz olan promethues her gün iyileşerek aynı acıyı yaşamak zorunda kalıyordu... bu hikayede de bir başkaldırış görüyoruz. ironik şekilde ölümlü olmayı karar verdikten sonra bu işkenceden kurtuldu.

    duygusuzluğu da ayırt etmek gerekir. şöyle der rollo may: kişinin dünyanın baskısı altında içe dönmek zorunda kalmasıdır ve bundan kaçınmak gerektiğini anlatır. çünkü insan dış dünyayla mücadele edemezse yaratamaz. korkaklaşır ve vazgeçer.

    kişiler tutkuyla tükenmişlik duygusuna kadar "cesaret" etmelidir. hatta büyük sanatçılar her gün bir keşfin yorgunluğu ile vazgeçer fakat ertesi gün yeniden başlamaya karar verir.

    ...bazı psikologların görüşleri
    alfred adler'in psikanalitik teorisi insanın eksik doğduğunu iddia eder, bunu tamamlamak için kendini geliştirdiğini ve yaratmak zorunda olduğunu belirtir. otto rank ise 2 korkudan bahseder, yaşam ve ölüm korkusu. yaşam korkusu; kendini tek hissetmemek için birine bağlanmaktır, orjinalliğin yok olmasıdır ve bu bağlılık kendini gerçekleştirmeyi ve yaratıcılığı yok eder, bir süreden sonra o kişiye dönüşür. ölüm korkusu ise özerkliğin yitirilmesi ve yok oluşu içerir. bu da bağlanmanın tersidir, kişi o kişiden kaçmaya çalışır. bu yüzden varoluşçulukta ölüm metaforları önemli bir yerdedir. yaratıcılık için gereklidir.

    yaratıcılıkta dogmatizme yer yoktur, bir şeyden sonsuz seviyede emin olan yıkıcılığa daha yakındır. yaratıcılık cesareti ve inancı gerektirse de kişi her zaman şüphe de duymalıdır. işte bu da cesaretin paradoksudur.

    ...buradan varoluşçu felsfeye ulaşırız.
    bir şeyin sonunda ölüm yoksa yaratıcılığın olmayacağını da belirtir. çünkü yaratmak ölüme başkaldırmaktır. eğer ölüm yoksa yaratmak anlamsızlaşabilir. örneğin adem ve havva; yehova'nın baştan çıkartmasıyla yaratıcıya ve kurallara karşı çıkarak elmayı yemeye cesaret etmiştir. bu merak onların cenetten kovulmasına neden olmuştur ve adem ve havva devamlı yaratmıştır. sonuçta yehova'nun kötü olduğu sorgulanabilir. yaptığı kötü görünse de insanlığın evrimine neden olmuştur. tarihte ilk başkaldıranın ve öldürülenin sokrates olduğunu görüyoruz, yine isa; inançlara karşı başkaldıran kişiydi ve çarmıha gerildi... örnekler çoğaltılabilir. işte rollo may'e göre psikanalizin temel görevi bilinci arttırarak iyi veya kötü elmadan yemeyi sağlamaktır.

    ...karşılaşmanın önemi:
    karşılaşma olmazsa yaratıcılık eksik kalır. örneğin ressamlar güzel bir sahnede yutulur, emilirler, ardından eserlerini üretilirler, eğer bu yapılmazsa ve sadece anın verdiği güzel duygularla kişi kendini kısıtlarsa yaratıcılık yarım kalır ve buna "kaçak yaratıcılık" denir. çoğumuz için "heves" diyebiliriz. o anla haz duymak yaratıcılık için yeterli değildir. karşılaşma anında kişi yoğun bir farkındalık haline girer. bir şey bulduğunu fark eder. bu aynı bir bilim adamının çözüm bulması ya da sanatçını eserini fark etmesidir. örneğin wolfgang köhler de bunu "içgüdüsel öğrenme" olarak açıklar. bulmaya çalıştığını şeyi devamlı düşündüğünüzde gelişme olmuyormuş gibi görünse de bir yerde çözüm zihninizde belirir. işte bu karşılaşmadır. bu aşamaların hepsinin emek ve inatla cesaret içerdiği unutulmamalıdır.

    ...şüphe duymak, bilindışı ve jung
    aslında buradaki farkındalık bilinçdışında gizlidir. kişinin amacı bu şimşeği çaktırmaktır ama bilinçdışı jung'a göre bilinçle hep kavga eder. bilinç, bilinçdışının sapkınlıklarını kontrol ederken, bilinçdışı da bilincin sıradanlıktan kurtulmasını sağlar, renklendirir. bu yüzden sadece bilinçle ve dogmatikleştikçe bir şeyi yaratamayız, yazıda bahsettiğimiz gibi şüphe de gereklidir, bilinçdışı burada devreye girer ve bizi sarsar, rahatsız eder!

    ...yoğun çalışma ve rahatlama
    picasso "her yaratma edimi, ilk önce bir yıkma edimidir" demiştir.
    yaratıcı kişi buna izin verendir. dogmatik düşünceden uzaklaşmanın yanında bir ihtiyaç da rahatlamadır. yoğun bilinçli çalışmadan sonra örneğin uykudan uyanış, dalış veya sıradan otonom bir iş yaparken gerginliğin azalmasıyla ortaya aniden çıkabilir. sonunda kavrayış ve rahatlama gerçekleşir. bilinçdışındaki bilince taşınır. tarihe baktığımızda her yaratıcılık ve keşif, dönemin insanlarını sarsmış, hatta keşfi yapanın ölümüne mal olmuştur.

    burada yine otto rank'in bağlanma korkusuna geliyoruz, kişi bunları başarmak için bağımsız ve tek olmalıdır, kaygıyı hissetmelidir. kitle araçları bizi zaman zaman uyumlu hale getirerek yaratıcılığımızı yok eder. rollo may buna "uyumculuğa kapılmak" diyor. modern çağı da eleştirir rollo may. yeteneğin olduğunu fakat insanların uyumculuk yüzünden rahat bir yaşama yöneldiğini belirtir.

    ...yoğunluk ve vecd
    yoğunluğu vecd olarak da tanımlayabiliriz. yani duyguların taşması diyebiliriz. yaratıcı edim esnasında kişiler vecd duyar ve bir bilinç yoğunlaşması yaşar. rollo'a göre vecd, esnasında kişi entelektüel, iradi ve duygulanımsal işevlerinin hepsi aynı anda işlevseldir. ancak vecd halinde bir nesneyi net olarak görebiliriz.

    ...yaratıcılık bir gerileme süreci değildir.
    işte tam bu karşılaşmada duyulan vecd'in varlığından ötürü yaratıcılığın bir regresyon yani gerileme ile kendinde olanı çıkartma olduğunu reddeder rollo. klasik freudçu bakış açısını doğru bulmaz. güçlü bir tutkuyla cesaretle bilinçli bir çalışma olmadan rahatlama esnasında yaratım edimi görülmez. yani sadece gerileyerek, rahatlayarak, geçmişe giderek, balık tutar gibi bir şey gerçekleştirdiğimize inanmaz. etkisi vardır fakat yaratıcılık aynı zamanda ilericiliği, yani karşılaşmayı da içerir.

    bunu da yaratıcı edimin 2 kutuplu olmasıyla destekler. bir kutupta bilinçli kişinin kendisi vardır. diğer kutup kişinin kendi dünyasıdır fakat nesnelliği ve etkileşimi içerir. yani kişi çevresinden aldıklarını içinde kurgular, bu yüzden sanatçıların eserleri dönemlerini yansıtır. örneğin picasso'nun ilk eserleri yunan figürleri çizerken, faşist rejimin gelmesiyle bombalanmalarıyla çizdiği yüzler tanınmaz hale gelmiştir, metalleşmiştir. yani sanatçı çevresinden etkilenmiş, bununla "karşılaşmıştır," bunun vecdini duymuştur. her şey geçmişten çıkartılsaydı eserlerde o dönemin etkilerini görmezdik. demek ki tutkuyla bilinçli çalışma sonrası karşılaşma ile bilinçdışındaki dışarı çıkartabiliriz. aksi halde yaratıcılık gerçekleşmez.

    ...özetle
    özetle; kişi ilgilendiği nesne ile ilhamla "karşılaşma" yaşaması halinde öncelikli olarak "cesaretli" olmalı ve o konu hakkında yalnız kalarak tutkuyla bilinçli düşünmeye kendini zorlmalıdır fakat asla dogmatik bir yöne sapmamalıdır aksi halde "bilinçaltı" farkındalıkları yüzeye çıkamaz. en sonunda rahatlama haliyle birlikte kişi vecd duyarak yaratımı gerçekleştirir.

    ileri okumalar:
    rollo may - yaratma cesareti, metis yayınları

    debe edit.