hesabın var mı? giriş yap

  • kuşlar haricinde büyük büyük dedelerine yani dinazorlara görsel olarak en yakın akraba olan timsahlar, günümüzün canlı fosilleridir. işte bundan dolayı bir bilim insanı ekibi, pseudosuchia adı verilen soyu tükenmiş akrabaları da dahil olmak üzere timsah aile ağacının haritasını çıkarmış.

    bu haritaya göre timsahlar, kuşlar, dinozorlar ve pterosaurlarla aynı evrimsel mirasın halkasıdır. buna rağmen günümüzde yalnızca 24 timsah türüne karşılık 11.000 gibi yaşayan kuş türü bulunmaktadır.

    timsahlar, arkozorlar veya yönetici sürüngenler olarak adlandırılan, çoğunlukla soyu tükenmiş bir soyun yaşayan tek üyeleridir. bundan dolayı kuşlar ve timsahlar bu soy çakışmasından dolayı yakın bir akrabalık içerirler. işte bu akrabalık yaklaşık 251 milyon ila 200 milyon yıl öncesine, yani erken triyas'a kadar uzanır.

    pseudosuchia adı verilen bir grup yaklaşık 201,4 milyon yıl önce triyas-jura yok oluşu sırasında veya öncesinde tükenmiş ve bununla birlikte, timsahlar olarak adlandırılan bir gruba evrimleşerek diğer kuzenlerinden ayrılmışlardır.görsel

    bir çok canlının ortaya çıkmasında ki gibi timsahlarda bu ayrışmalar ve evrimin tetiklenmesiyle bu güne kadar geldi. bu zamana ulaşmak çetrefilli bir yoldan geçmekteydi; gök taşları gibi yok oluşlar , iklim değişikliği ve diğer türlerle oluşturduğu rekabet sonucu günümüz timsahlarının ve soyu tükenmiş akrabalarının çeşitliliğini şekillendirdiği hayatı bize göstermiş oldu.

    bunu gören bilim insanları bu gün bile bir milyon bitki ve hayvan türünün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, türlerin neden yok olduğunun ardındaki temel faktörleri anlamada kullanmaktadır.

    onun için yaşayan fosil olan timsahlar ve onların soyu tükenmiş akrabaları geçmişe ayna tutmamızda ve bizi devamlı şaşırtma devam ediyorlar.

    kaynak:1,2

  • çok babacan adamdır... çok uzun yıllar önce bir gün, sabahtan başladık arkadaşlarla içmeye. akşam da taksim'e çıktık. adını hatırlayamadığım bir barda gece acayip uyku bastı beni ve "tuvalete gidip kestireyim" dedim kendime. evet sözlük yazarları, gerçekten sabahtan içmeye başlamıştık çünkü. neyse efendim... küçücük bir tuvalet. üstü açık ama... cabrio yani. ben kendimce en temiz köşesinde tuvaletin sadece beş dakika için gözlerimi kapatmaya niyetlenerek amele oturuşu dediğimiz pozisyonu aldım ve kapattım gözlerimi. ne kadar zaman sonra bilmiyorum, başımdan aşağı dökülen bir kova suyla uyandım. kafayı bir kaldırdım... selçuk yöntem. tuvalet cabrio olduğu için bir sandalye üzerine çıkmış ve bir kova suyu dökmüş üzerime; zira dışarda inanılmaz bir tuvalet kuyruğu oluşmuş ve ben tüm kapı çalmalarına, tüm seslenmelerine rağmen uyanmamışım. neyse, o kafayla hızla yerimden kalkıp kapıyı açtım. karşımda selçuk yöntem... kendi babamın da adı selçuk ve bunu belirterek sarıldım kendisine. rezalet resmen!!! sağolsun o da sarıldı. sonra barda oturduk, kahve ısmarladı falan... ben sürekli selçuk baba dedim kendisine. ne anlattıysam dinledi... ne anlattığıma dair de en ufak bir fikrim yok. yani şimdi yıllar sonra düşünüyorum da, bugün tuvalette sızıp kalan genç bir adama kahve ısmarlayıp dertlerini de dinlersem, sayesindedir. güzel adamlarla karşılaşmak gerek hayatta... güzel adamdır vesselam!

  • nasıl başkanlık sistemi? güzel mi parti devleti olmak?

    meşajımı aldın mı köydeki ahmet dayı?

    nasıl millet bahçeleri? çaylar sıcak, kekler taze mi?

    nerde yetmez ama evetçiler? nerde çalıyor ama çalışıyor tayfası?

    ödüyor muyuz geçmediğimiz köprülerin? uçmadığımız havaalanlarının parasını?

    hazır mıyız son bölüme?