hesabın var mı? giriş yap

  • hiç de medeni değil bence. oraya çarpışmaya gidiyoruz biz. adı üstünde çarpışan araba. bunlar gondolda da kürek çekerler aq. efendilik arayan atlı karıncaya gitsin.

  • sırma saçlı kel şov peşinde dolanmayıp görevini yapıyor olsa haber daha buraya düşmeden emniyete alınacak kişinin çağrısıdır. ülkenin dingo'nun ahırına döndüğünü kanıtlar.

    ayrıca hep söylerim bu kargo şirketlerinin veritabanları kişiler için güvenlik açığıdır. çalışanlar zaten bilinçsiz. birinin yayınlamasına gerek yok isteyince söylecek hale gelmişler.
    [entry'nin bundan sonraki kısmı mesajla gelen haklı talepler üzerine silinmiştir.]

    özetle bu veritabanı işine bir çare bulunması lazım. adres kodu tanımlayıp sadece dağıtıma çıkan elemana mı verirler adresi, barkod sistemine mi geçerler bilmem.

    her şubede 5 kişi çalıştığını ve her firmadan kargo aldığınızı düşünün:
    yurtiçi kargo 900 şube, aras kargo 900 şube, 800 şube, 800 şube toplamda 17.000 kişi size kargo gönderilen adresleri, telefon numaralarınızı görebiliyor demektir...

    yurtiçi kargo'nun şu açıklaması yalandır. sık sık kargo gönderenler ne dediğimi biliyorlar. sadece alıcı ismi sorup "falanca adres mi?" diye teyit ettiklerine şahit olmuşsunuzdur...

  • nick bulmam lazim adlı troll'ün muharrem ince'nin miting başlıklarını ilk açan yazar olması durumudur.

    kendisi de bir troll olarak çoğu kişinin engelli listesinde olduğunu bildiği için, miting başlıklarını kendisi açarak sözlük ortamında muharrem ince'nin mitinglerine daha az entry girilmesini amaçlamaktadır.

    nick bulmam lazim adlı tipin başlıklarını engellerseniz muharrem ince'nin mitinginin başlığını da görmemiş oluyorsunuz.

    iyi düşünülmüş bir maaşlı yazar fikri ancak yemezler.

    (bkz: kekimi ye beni yeme)

    edit: nick bulmam lazim'ın engelini kaldırmak için buraya gidebilirsiniz. bunu belirtmemi isteyen eksi was here adlı susera teşekkürler.

  • ben kız arkadaşlarıma bile diyorum. siz nerede yaşıyorsunuz bilmem ama bu memlekette eve gidememe ihtimali o kadar da düşük değil, hatta hiç değil.

    sarhoş bir sürücüye denk gelebilir, bindiği dolmuşta kaçırılabilir, yoldan geçen birinin tacizine uğrayabilir, kafasına saksı düşebilir, duvar yıkılabilir, tinerciler tarafından bıçaklanabilir, polis tarafından alıkoyulabilir, geçen bir araba çarpıp kaçabilir. hatta aklıma şimdi gelmeyen bir sürü ihtimal yüzünden evine ulaşamayabilir.

    bunu yapan insan düşüncelidir, eve gittiğinden emin olmak istiyordur o kadar.

  • gün gelir hepsini elinin tersiyle itip; "gidelim deniz kenarında bir yer alalım üzümümüzü kendimiz yetiştirip şarap yapalım" diyen kadınla evlenirsin.

    not: iyi ki varsın!

  • --- spoiler ---

    floki'nin gemideyken helga'ya "yolumu kaybettim, içim bomboş." tarzı yaptığı konuşmayı ben ragnar'ın ölümünü hissetmesine bağladım. floki ragnar'a hastalıklı bir bağla bağlıydı malum. bu konuşmanın akabinde, onca kaosun arasında ezanı duyması ve camiyi bulması da tipik floki deliliği. yalnız cemaate siper olması ve ilk defa karşılaştığı dine karşı hoşgörülü yaklaşımı gerçekten floki'nin büyük bir değişim geçirdiğini gösteriyor. kendisi bildiğiniz üzere paganların şakirtiydi.

    lagertha'nın ragnar'la karşılaştığı sahnede gözünden dökülen o yaş, başına gelenlere rağmen ragnar'ı sevmekten hiç vazgeçmemiş olduğunun kanıtıydı. üzdün bizi de hatunların efendisi.

    ragnar'ın tek tek çocuklarına göründüğü sahnelerdeki tepkilerden de anlayacağımız üzere, ragnar'a en benzeyen oğlu ıvar. aksini tartışmaya bile gerek yok. olm toparlanın da cidden alın şu intikamı. koskaca yiğit ragnar soğukta yılanlarla yatıyor.

    he bir de ragnar'ın sesinin duyulduğu sahnede ciğerimden bir yanık kokusu gelmedi değil. bence travis fimmel tamamen çıkmayacak diziden. artık ara ara flashback olarak mı görürüz, yoksa ıvar'a akıl hocalığı yaparken mi bilemiyorum. ama görelim bence.

    son olarak; o yamuk ağızlı bilirkişinin ukalalığına gıcık oluyorum. kimseye net cevap vermemeler, imalarda bulunmalar, durup dururken kahkaha atmalar gerçekten sinir bozucu. tamam kahin dedik sabrettik ama ben viking olsam buna bir şey sormaktansa kaderimi sessiz sakin beklemeyi tercih ederim. kendisi epey artiz.

    --- spoiler ---

  • haşin erkeklerimizin düştüğü komik durum.

    1,5 ayda 8-10 kez şahit oldum bu olaya. hepsi de kız arkadaşına sinirlenmişti.

    niye duvara, dolaba vs yumruk atıyorsun? git yüzüne su çarp, 10'a kadar say ne biliyim bir sakinleş. orada artistlik yapacaksın diye değer mi?

    hayır yaptın bir artistlik koşarak acile gelmek ne demek? asıyordun, kesiyordun demin.

    hadi kendin geliyorsun bari kız arkadaşını getirme. ona niye gösteriyorsun bu durumunu? yaptın bir eşeklik getirdin ağlama bari.

    aman da benim minnoşumun eli uf mu olmuş?

    not: çaktırmayın birazdan sağı solu yumruklayıp acile düşmeye başlarlar.

    edit: etik mi? hasta adı verdiğimi hatırlamıyorum.

    doktorum veya hemşireyim; erkeğim veya kadınım bunlar neyi değiştirir ki? sen yine aynı sen boş ver çok takılma böyle şeylere.

    gelen mesajlar üzerine edit: yaklaşık bir 10 kişi özelden kendi hikayesini anlatıp bana kezban dedi. anlaştılar mı? arkadaşlar mı anlamadım.

    sanırım insanların beni kezban olarak nitelendirmesindeki anahtar cümlem bu: "aman da benim minnoşumun eli uf mu olmuş?"
    ama bu cümlede cinsiyet belirten bir şey yok bence. "minnoş" kelimesini sadece kadınlar kullanacak diye bir şey yok. ben yolda hafif sekerek yürüyen bir kedi yavrusu görünce de kan alınan bir bebek ağladığında da aynı tepkiyi veriyorum. bunda bir tuhaflık göremiyorum.

    edit 2: arkadaşlar bu şekilde acile gelen insanları "röntgen çalışmıyor" diye geri yollamıyoruz. hepsi diğer hastalar nasıl tedavi oluyorsa sıradan rutin işlemlerle tedavilerini olup gidiyorlar. ne kadar denk örnekler tartışılır ama bu şişeyle de gelse böyle oluyor, kolunda jilet iziyle de gelse böyle oluyor.

    mecburi edit: ulan bu başlık altında kız sanıp asılmak ne demek!

    herkes rahatlasın erkeğim.