hesabın var mı? giriş yap

  • "hazır ucuz yollu alabiliyorken en iyisini alalım" mantığıdır. bu mantıkta göze batan birkaç ahlâksızlık mevcut:

    1. diyanet işleri başkanı olarak kendi kurum dergine "müslümanlar lüks batağına saplanmıştır" derken gidip en lüks aracı neden alıyorsun?
    2. aracın sadece içi lüks değil, aynı zamanda motoru da 5 litre benzinli bir motor. başta güttüğün mantığın aynısı burada da mevcut: "nasıl olsa cebimden benzin parası çıkmıyor". bu durumu etik buluyor musun?
    3. vatandaş neden senin 322 bin tl'ye aldığın aracı 1 milyon tl'ye alıyor? kendi kendine hiç bunu sorguluyor musun?

  • atlas jetin ceo'su operasyon sırasında basın mensuplarından rica ederek uçaktaki insanlarla cep telefonlarıyla konuşmamaları için uyarı yapmışlardı. az önce cnn turk te izlediğim ve yerlere yattığım bir telefon görüşmesi oldu.

    m: uçaktaki yolcu
    s: cnn spikeri

    s: mahmut bey uçakta kaç kişisiniz efendim?
    m: 10 kişi kaldık operasyon devam ediyor.

    s: neden uçağı kaçırmışlar efendim?
    m: amerikaya bir tepki için kaçırmışlar.

    konuşmalar böyle devam etmektedir, kopmamı sağlayan konuşmalar başlıyor..

    m: şimdi kapatmak istiyorum ailemle görüşeceğim.
    s: mahmut bey aileniz sizi cnn türk ekranlarından izliyordur, onları ararsınız ama tüm türkiye orada neler oluyor merak ediyor.

    m: burda birşey yok hepimiz oturduk sigara içiyoruz. ailemi aramak istiyorum.
    s: mahmut bey rejiden gelen bir habere göre aileniz sizi izliyormuş merak etmeyin. başka bir yolcuya telefonu uzatabilirmisiniz?

    bu arada operasyon hala devam etmektedir.

    m: yolcuların hepsi aileleri ile konuşuyor, ben de konuşmak istiyorum.
    s: mahmut bey o zaman bir hostese verin efendim onlarla görüşelim.

    m: hostesler uçağı kaçıranların yanındalar veremem. kapatıyorum efendim ailemi arayacağım...!!!

    s: mahmut bey, mahmut bey....

    (bkz: koyun can derdinde kasap et derdinde)

  • trt spor spikerleri :

    x- almanya'nın sunumundan hiçbir şey anlamadım.
    y- ben de hiçbir şey anlamadım.
    z- ben de anlamadım.

    geri zekalısınız çünkü.

  • her ne kadar gelin gerçekten kezban olsa ve damat gerilmekte haklı olsa da verdiği tepki bildiğin hödüklüktür. durun gençler daha cicim ayı başlamadan bu ne tahammülsüzlük?
    bir de sevgisizlikleri çok belli oluyor yazık gerçekten.

  • bende olduğunu düşündüğüm etki.

    bir ara deli olduğuma da inandırdıydım kendimi ama sonra "deli olduğumu düşündüğüme göre deli değilim! heheh" deyip yırttıydım. iyi de "bir delinin ne düşündüğünü anlayabilirmiş gibi yapan akıllıların uydurduğu bu fikir, bir deliyi deli olmadığına ikna edebilir mi?" o konu bir yana dursun hazır "bir pygmalion asla bir pygmalion olduğunu bilmez" diye bir lafta yok bence bende bu durum var iddiasını ortaya atabilirim.

    konuşmaya başladığımdan beri "bu çocuk çok zeki! acayip" diyolar benim için. ilk çocuk olduğumdan ebeveynlerin görmemişliği sonucu oluşmuş bir durum bu. bir laf ediyorsun "oha! büyümüşte küçülmüş!" "yok artık" falan oluyorlar. anlatılıyor falan bu tüm sülaleye, çevreye. bu gazla yetişince zeki olmak bir yükümlülük oluyor insanın sırtında. sonra bir bakmışsın küçük çaplı bir "nasrettin hoca" olmuşsun. tüm arkadaş çevren-akrabalar-hatta okulda hocalar falan senin fıkralarını anlatıyorlar birbirlerine. üstelik bir çoğu gerçek bile değil. ya da sen hatırlamıyorsun. biri çıkıyor "ya geçen sen şey dedin ya ne güldüydük arkadaş" diyor. durup "sen kimsin abi?"(dayılanma değil gerçekten adamı hatırlamıyorum) diyorsun.

    zeki miyim? ıq testlerine, edebiyat-matematik yarışmalarına falan göre öyle. zeka bu mu? belki. tübitak bilmem ne ödülüm var ama liseyi falan boşver 1 yıl önce üniversitede benimle aynı sınıfta okuyan sınıf arkadaşlarımın yarısının ismini-yüzünü hatırlayamıyorum. ama asıl şaşırtıcı olan ilkokul 3 te ödev yapmayı bırakmış bir daha eve iş getirmemiş bir öğrenci olarak üniversiteyi (ftr) kazanmama kimsenin şaşırmaması. bir kere bile bana ders çalış denmedi. bizimkilere göre "o zaten yapar" çocuktum hep. yazdıkça hatırlıyorum ilkokulda bana bozulmuş tv'yi tamir ettirmişti bunlar. gizli bir tarikata falan mı üyeler nedir?

    birinci ağızdan "var böyle bir etki" diyorum ve bence bendeki tüm garipliklerin sebebi olabilir. ondan sonra "3 ay ortadan kaybolmak ne demek?" diyorlar. "her yağmur yağdığında sokağa çıkıp ıslanmak garip" "okulu saçma bulup son sene bırakmak manyaklık" diyolar.... beni siz delirttiniz kardeş.

    "siz siz olun insanlardan bir şeyler beklemeyin bırakın onlar size verebildikleri kadarını versinler."

    psikanalitik edit; al işte aynı baskıdan ötürü entryi özlü sözle bitirdim. bi de kendi lafımı tırnak içine alarak bakın ne ağır laf etmişim havası yaratmışım. ciddi bir baskı var üstümde.

  • aslında bilmeseniz çok da şey kaybetmeyeceğinizdir çünkü galaksimizin adı galaksidir.

    galaksi eski yunanca'da sütlü demek (galakt, glakt gibi kelimelerle laktoz, laktik asit gibi terimlerin nereden geldiğini görebiliriz)

    romalılar galaxias kyklos (süt çemberi) şeklinde almıştır. latincesi de via lactea yani süt yoludur. aynı sebepten ingilizce'de de milky way (sütlü yol) denir.

    peki türkler neden samanyolu demiştir? çünkü farsçada 'kahkaşan' saman kubbesi demek olduğu için. çoğu asya ve afrika ülkesi saman çemberi, saman yolu der. en eski kaynak bir ermeni miti olan saman hırsızının samanları çalarken gökyüzüne saçtığı inancıdır.

    kuzey ülkelerinin bazılarında 'kış yolu' denir. uzak asya'da 'gümüş dere' denir vs.

    dolayısıyla 'bizim' türklerin galaksi adıyla norveç galaksisinin adı aynı değildir. galaksimiz derkenki 'biz' insanlık olarak galaksimizin adı anlamında sorulmadığı için doğru soru: "bizde galaksiye ne isim verilmiştir?" olmalıdır. diğer türlü computer'ımızın adı nedir gibi bir soruya bilgisayar cevabı vermek gibi oluyor.

    neyse, bana niye denk gelmiyor bu sokak röportajları ağzının payını vermek istiyorum herkesin.