hesabın var mı? giriş yap

  • ozan'ı çıldırtmaya çalışan sözde muhabir içerir.

    şu adamın -her ne kadar üstsüz de olsa- yakasını bırakın artık, allah aşkına! orada ben olsam özel hayata zerre saygısı olmayan 'işimi yapıyorumcu' kofti paparazziye sualtı kameramanlığı dersi verirdim, üstelik ücretsiz.

  • insanlara olayın ciddiyetini hissettirmektir.

    2008 krizinde, o dönem çalıştığım şirket (ki kendisi türkiye'nin enn taşşaklı holdinglerinden birinin lokomotif şirketidir, bunu patron şirketi olmadığını özellikle belirtmek için yazıyorum) hızla düşen hammadde fiyatları sebebiyle on milyonlarca dolar zarara uğramıştı. hatta sonrasında ciddi bir küçülmeye de gitmek zorunda kaldı.

    bu kriz şirketi vurmaya başladığında alınan tedbirlerden ilki ne oldu biliyor musunuz? idari binanın ortasındaki çay standında bulunan meyve / bitki çaylarını kaldırmak ve sadece (sallama) siyah çayları bırakmak... şaka gibiydi.

    bir kaç gün sonra fabrikanın müdürüne direkt "allahaşkına kaç kuruş kârınız olacak?" diye sordum... o da bana "ne kârı? amaç kâr değil, çalışanların işlerin yolunda gitmediğini hissetmelerini, gerçekten anlamalarını sağlamak" dedi.

    efendim bu pandemi konusunda da işler yolunda gitmiyor. sebebi hükümetin parayı öncelikli tutan boktan politikaları biliyorum.. ama diğer bir sebebi de insanların umursamazlığı. işte bu 9-5 yasağı da umursamazlığı sorgulatıyor, insanların kendilerine biraz çeki düzen vermesini sağlıyor, "iş ciddi yav" dedirtiyor.

    bu sayede de 1 ay içerisinde yarı yarıya azaltılabiliyor vaka sayısı.

  • iv. henry'nin place des vosges'i yaptirmasi ve aristokratlarin buraya yerlesmesiyle deger kazanmaya baslamis. binalarin bircogu ronesans doneminden kalmis. 2 km lik ve yaklasik 1.5 saat suren bir gezi programi yapilabilir. yuruyuse baslama noktasi 2 numarali sari metro hattinin st paul istasyonu. rue des nonnains d'hyeres'den guneye inip solda rue de hotel de ville ile rue du figuier kosesinde marais'in en eski malikanesi olan hotel de sens'i goreceksiniz. malikanelere hotel diyorlar. bu bina 1475'de insa edilmis. rue st paul'den kuzeye giderken solda eglise st paul bulunmakta. 1641 yilinda reform karsitlari zamaninda tamamlanmis. biraz daha kuzeyde rue malher'i gectikten sonra rue pavee uzerinde sagda hotel lamoignon bulunur. 1585 ile 1612 yillari arasinda ii. henry'nin kizi duses diane de france icin insa edilmis. daha kuzeyde rue de thorigny uzerinde solda hotel aubert de fontenay bulunur. burasi ayni zamanda musee picasso olarak bilinir. buradan geriye donup rue du parc royal uzerinde solda sirasiyla uc tane daha malikane bulunur. hotel de croisille, hotel de vigny ve pembe tuglali hotel duret de chevry. 1620 yilinda insa edilen bu uc bina su anda arsiv ve kutuphane olarak kullaniliyor. guneyde rue des francs bourgeois takip edilerek place des vosges'e ulasilir. buranin guney kosesinde 6 numarali bina olan hotel de rohan guemenee 19. yuzyilin ilk yarisinda victor hugo'nun yasadigi binadir ve gunumuzde maison de victor hugo olarak bilinir. place des vosges'in diger kapisindan cikip rue st antoine'e gelince 62 numarada hotel de sully var. bu malikane 1624 yilinda yapilmis. 250 metre ileride baslangic noktasi olan st paul metro istasyonuna ulasilabilir.

  • sen büyük evsahibi, rulo yapmalik dergi editoru, terlik fabrikatoru saim bey. sen mi büyüksün? hayır ben büyüğüm, ben, yaşar usta. sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun. larvalarima, yumurtalarima hiç birşey yapamayacaksın. zehirleyemeceksin, ezemeyeceksin, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimize feromonlarla bağlıyız. biz bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? dokunma artık kolonime. dokunma yavrularima. eğer onların antenine zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile yememis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden ucar sen uyurken agzina girerim. girerim ve gotunden cikana kadar da dönüp arkama bakmam bile.

  • neden erkek atacak ki illa?

    yeri gelir atar. atmaz demiyorum ama adamın ağzına sıçıyosunuz sonra.

    neden insanlar ilgilerini saklıyor zaten bunu da anlamış değilim?

    herkes açık açık konuşsa bunların hiç biri olmayacak.

    hoşlanan hoşlandığını söylesin. ilgi duymayanda boşuna oyalamasın.

    edit: hoşlanılan erkeğin diye okumuşum ama buna da uydu yazdıklarım.

    özet olarak: ağzımıza sıçıyosunuz sonra.

  • nette hiç bir yerde karikatürleri olmayan sadece scan edilmiş halde bulabileceğiniz muhteşem karikatüristlerden biri.

    adam la kadın yatakta yatmaktadırlar
    adam eliyle pipisini tutarken

    adam : naciye bak kahvaltını yatağına getirdim
    kadın: istemem sen ye hayvan herif
    adam : aa valla olmaz, bari sıcak bişeyler iç.

    o sırada cocuk kapıdan bakar
    "ne pis bi aşkın meyvesiyim lan ben"