hesabın var mı? giriş yap

  • yine türbanlı bacılar mağdurum da mağdurum edebiyatı yapıyor. çıkmış bir başka dövmeli ve açık giyinimli troll kız, lgbt'yi desteklerken niye başörtülüleri desteklemedin diye saçmalıyor. karşında hizbullah var senin yakında o dövmelerin ve açık giyimin yüzünden seni dört duvara kilitleyip sahiplendirmek isteyecekler bre akılsız satılık köpek.

  • evrime inanmayın arkadaşlar okuyun anlayın ve evrimi öğrenin.

    evrim uydurmasyon bir tanrı gibi inanılacak inanılmayacak bir şey değildir. dinamikleri de kuantum fiziği gibi aklımızın sınırlarını zorlamaz.

    okursanız evrimin nasıl ve neden gerçekleştiğini anlayabilirsiniz. inanmaya vs. gerek kalmaz. o zaman maymuna bakınca ne hissediyorsanız kediye köpeğe domatese bibere bakınca da onu hissedersiniz.

  • 1,85 - check (tam hem de)
    zeki - check (nobel beklemiyorsan tabii)
    espirili - check (bir cem yılmaz olamam elbette)
    yakışıklı - check (yani bir brad pitt değiliz tabii ama elimiz yüzümüz düzgün)
    kültürlü - check (seneye doktora bitiyor çok şükür)

    hepsi tamam. hatta fazlası var. 140 kiloyum ve evliyim.

  • bir su baskını sonrasında çadırda kalan bir felaketzede:

    - çadırlar su geçiriyor, üşüyoruz.. çoluk çocuk perişanız. nerde bu devlet, nerde bu millet, (karısına dönerek) nerde benim pijamalarım?

    not: daha sonra "nerde bu devlet, nerde bu millet" kısmı uzun süre show tv ana haber jeneriğinde kullanıldı.

    14 yıl sonra gelen edit: böyle bir şey hiç olmamış, zihnimin bir oyunuymuş. "nerde benim pijamalarım" kısmı levent kırca parodisinde varmış. ben de çok üzüldüm bunu öğrenince tabi ama n'apalım. historien'e teşekkürler.

  • birleşmiş milletlerin aldığı bütün kararlar, uluslararası hukukun bir parçası değildir.

    beyanname (declaration), konvansiyon/anlaşma (convention) ve onay (ratification) terimleri arasındaki farkları bilmek, hem işleyişi, hem de birleşmiş milletlerin neden etkili bir kurum olamadığını anlamaya yardımcı olabilir:

    birleşmiş milletlerin yayınladığı beyannamelerin hukuki anlamda herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. örneğin, insan hakları evrensel beyannamesi uluslararası hukukun bir parçası değildir. daha çok, norm oluşturucu bir işleve sahiptir.

    birleşmiş milletler konvansiyonları/anlaşmaları ise, tanımları gereği ülkelerin altına imza attıkları metinlerdir. ancak bu, bütün birleşmiş milletler üyelerinin komvansiyonlara imza atacakları anlamına gelmez. bir konvansiyon metni ortaya çıkar, isteyen devlet bunu imzalar, istemeyen imzalamaz. imzalayanlar, ilgili metnin bağlayıcılığını kabul etmiş olurlar. kimi zaman, bir ülke, herhangi bir konvansiyonu kendince nedenlerle "belli maddeleri istisna ederek" de imza edebilir. (türkiye'nin de imzaladığı bir birleşmiş milletler konvansiyonuna örnek: soykırım suçunu önleme ve cezalandırma konvansiyonu)

    bir ülkenin temsilcilerinin herhangi bir birleşmiş milletler konvansiyonunu imzalaması, ilgili konvansiyonun otomatikman o ülkenin hukukunun bir parçası olduğu anlamına gelmez. bunun için, ülkenin kendi içinde ek bir onay (ratification) aşaması da gerekebilir. örneğin, abd'nin temsilcilerinin imzaladıkları bir konvansiyon, ardından senato tarafından da onaylanmak durumundadır.

    ana tema:
    (bkz: siyaset bilimi/@derinsular)

  • yalnız ve insan gibi yaşayan erkek türü.

    iki yumurta kıran olmasa aç kalıp geberecek tiplerin ağzına sakız olur. lan sen daha kendi kendine hayatta kalamıyorsun ne ılığı?

  • bir ülke düşün; koca bir ülke. inşaat sektöründen ekmek yiyor. ülkenin hemen hemen tüm zenginleri müteahhit. yolda 19 yaşında hayvani jipe binen bir kız görüyorsun, babasının müteahhit olduğunu tahmin etmek seni ayrıcalıklı yapmıyor. koca koca sanayiciler sektörlerindeki mücadeleleri bırakıp inşaat işine giriyorlar. neden? kolay para. sonuç? az istihdam, çok ithalat, az ihracat. bankadan ev kredisi çeken insanlarla dolu her yer. bir de "bir sürü evim olsun, kiraya verir gül gibi yaşarım" demeye mahkum edilmiş bir ekonomi. kimse ev dışında yatırım yapmaya cesaret edemiyor. küçük esnafın rekabet gücünü bitiren avmler, zincir marketler bla bla. koca bir ülke banka patronlarına, müteahhitlere ve birkaç kodamana çalışıyor. diğerlerinin tek derdi ayın sonunu getirebilmek.

    işte size "dönya devi" bir ülkenin hikayesi.

  • iddia 1 - yadigar ejder, son dönemlerinde sefalet içinde yaşadı ve parkta donarak öldü.

    gerçek 1 - parkta donarak değil, bir lokantanın tuvaletinde düşerek hayatını kaybetmiştir. alkol kullanmadığı halde, arkadaşlarının limonatasına votka koyarak sarhoş etmesinin de bunda etkisi olduğu söylenir. onun dışında, fakirlik ve yokluk çektiği doğrudur ama yeşilçam'ın diğer figüran ekibinden çok da farklı değildir yaşamı. (ayrıca, ileri derecede şeker hastası olduğu, düşmesinin sebebinin şeker koması olduğu da bir iddiadır.)

    iddia 2 - kemal sunal'la tartıştıktan sonra yeşilçam'da iş verilmez kendisine.

    gerçek 2 - kemal sunal ile oynadığı son filmi tarzan rıfkı'dır, 1986 yılıdır. ondan sonra 8 tane filmde oynamıştır. ölmeden önce en son dalgacılar . filminde oynamış. yani bir şekilde kemal sunal filmlerinde oynatılmadığı doğru olabilir ama komple bir ambargo olayı yok.

    iddia 3 - güreş sahnesinden sonra, kemal sunal sıcak arabada beklerken, yadigar ejder ısınmak için arabaya girmek ister, arabaya alınmayınca, settekilerle tartışmıştır, bir daha kendisine film verilmemiştir.

    gerçek 3 - o sahne 1982 yapımı doktor civanım filmindedir. o filmden sonra içinde kemal sunal filmleri de olan bir çok filmde oynamıştır.

    bunun dışında mezar taşında, 1991 tarihinde öldüğü yazarken, 1992 'de ölmüştür. yine mezar taşında 1951 yılında doğduğu yazsa da, 1946 doğumlu olduğu söylenir. ailesi ile ilgili bilgi olmadığı için hakkında çok fazla yalan-yanlış bilgi dolaşmaktadır internet sitelerinde. genç yaşta ölmesi elbette üzüntü vericidir ama belli bir kesim tarafından ajitasyona varacak derecede istismar edilmektedir bu durum. unutulmasın ki, yeşilçam'da, en az yadigar ejder kadar trajik hayatlar yaşayan ve hayata veda eden bir çok sinema emekçisi vardır.