hesabın var mı? giriş yap

  • 16. yıl dönümünü kutladığımız leziz olay. tüm sözlükçüleri, buzdolabı kapağını 1 dakika açık tutmak suretiyle saygı duruşuna davet ediyorum.

  • anne bir hışımla odaya girer;

    evde böcek olduğunu ve tepsileri odada bırakmamamı ister.
    o sırada bilgisayarda pause da bekleyen bergman filmindeki adama bakıp nuri amcan mı bu çok yaşlanmış der ve odadan çıkar.

    not : film - 1907 tarihinde geçmektedir adamın üzerinde frak vardır ve yanında da kırmızı kadife elbiseli bir kadınla görülmektedir. esas işin garibi nuri amca tesisat işi yapmaktadır. ve sanırım hayatı boyunca frak giymeyecektir.

  • - 2.5 kilo ağırlığındaki eroinin kaç kişiyi zehirleyebileceğini biliyor musunuz?
    - tahminen 250 bin kişiyi zehirleyebilir.
    - siz eroin kullanıyor musunuz?
    - yok efendim ben kullanmıyorum.

  • başlık: babam oturmuş ciddi ciddi

    entry: çocuklar duymasini izleyip gülüyo amk

    entry 2: hahahhahahahahah

    ... devamında ise sayfalarca @2'ye övgüler.

  • mafia ii'de, arabayı denize karşı çekip, o manzaraya karşı, radiodaki 1940'lı yılların parçalarıyla ve martı sesleriyle beraber alkol almışlığım vardı evde.

  • batının satışına rağmen vatanını rus köpeklerine yedirmeyen bir lider olarak tarihteki yerini almıştır. gerisi fasa fiso. 40 gün önce bir hiçken, şimdi kahraman oldu. putin de 40 gün önce kendini dünya lideri diye pazarlıyordu, 40 günde kepaze oldu.

  • gençler hatırlamaz. cem yılmaz doksanlarda levent kırca'ya isim vermeden sürekli bir konuda dokundurmaya çalışırdı. "bazıları güldürürken düşündürmeye çalıştı hep bu ülkede" diye girerdi lafa... "ben mi? ne düşündürücem lan ben dümdüz kırar geçiririm alayınızı" derdi. hatta yanlış hatırlamıyorsam doğru düzgün güldüremedikten sonra düşündürsen ne olur gibi şeyler de söylerdi. vardır eski şovlarında. açın bakın.

    başka konular da vardı aralarında gerçi. pek yakında filminin intihal olduğu iddiası üzerine de bi davaları oldu sanırım. ayrıca gezi sürecinde cem yılmaz'ın bazı tweetleri'ni silmesi üzerine levent kırca'nın tepkileri de haberlere konu olmuştu.

    bu olaylardaki haklıyı haksızı bilmem. ama yıldızları pek barışmadı senelerce bu iki komedyenin. benim anlatmak istediğim ise başka bi konu.

    insan yaşlanırken bazı şeyleri eskisi gibi yapamaz. bu doğanın kanunu... ben cem yılmaz'ı, bazı konularda çok büyük konuştuğu için her zaman biraz endişeyle izlerdim. "güldürürken düşündürmek ne lan ehehehe" diyen hallerinden, o isim vermeden eleştirdiği adamların yaşlarına geleceğini de bilirdim. rahatsız olurdum o cüretkarlıktan.

    nitekim o günler geldi. hatta cem yılmaz şu an levent kırca'nın prime döneminden daha bile genç bir yaşta. ona rağmen "ne düşündürücem lan kırar geçiririm dümdüz" hallerinden çok uzakta. kaldı ki son gösterilerinde bir şeyler düşündürme derdi de olan bi adam izlenimi veriyor açık açık...

    demek ki hayat seni öyle bir yere eviriyor ki eleştirdiğin şeyin ta kendisi haline gelebiliyorsun.

    şimdi gelelim asıl meseleye. levent kırca hayatı boyunca kime ne söyleyecekse çatır çatır karşısına çıkıp lafını ağzının içine gömmüştür. sonrasında "ben onu kastetmedim, siz anlamamışsınız" diyeceği hiçbir polemiği yoktur.

    bugünkü paylaşımında cem yılmaz'ın açık açık birine bir şey anlatmadığı ortada. ancak bir şeylerle dalga geçmiş olabileceği hissine kapılabiliyoruz.

    ama işin kötüsü, hissettiğimiz şeyde levent kırca'nın; en avam skecinde bile böyle bir basitlik kullanmayacağını biliyoruz.

    yani ne bir alenen diyeceğini deme duruşu var mesajının, ne de amaçlanan mesajda bir asalet...

    cem yılmaz iyi bir komedyen midir? bir zamanlar öyleydi. büyük bir sanatçı mıdır? bu sebeplerden dolayı benim nazarımda hiçbir zaman olmamıştır.

  • bu fırsatı kaçırmasaydım hayatım değişirdi psikolojisi

    sevgili dostlar,

    hayatımız boyunca karşımıza çıkan fırsatlar oluyor; bazılarını yakalıyoruz, bazılarını kaçırıyoruz. peki, neden bazen bir fırsatı kaçırdığımızda "ah, keşke! hayatım değişirdi" diye düşünüyoruz? bu düşüncenin psikolojik sebeplerini merak ediyorsanız ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak psikolojik sebeplerini ufaktan yazdım. buyurun okumaya devam edin.

    1) bilişsel yanılgılar: geriye dönük oyunlar

    bir fırsatı kaçırdığınızda, "eğer şu anı kaçırmasaydım, her şey çok daha farklı olurdu" diye düşünüyorsan bilişsel yanılgılara kapılmış olabilirsin. geriye dönük yanılgı, yani "hindsight bias," bizi olayların sonuçlarını önceden tahmin edebileceğimizi düşündürür. bu, kaçırdığımız fırsatın bize ne kadar çok şey kaybettirdiğini abartmamıza yol açar. buna göre geçmişte kalmış olaylara bakarsın ve kendince tahminlerde bulunursun ve bu tahminler abartılı olur. örneğin "ınternetten çiğ köfte satmak fikri aklıma geldiği zaman bir site açsaydım şimdi zengindim" türü düşünceler buna örnektir. kendince bir senaryo kuruyorsun ve bu senaryoda kesin başarılı oluyorsun.

    2) kontrol ihtiyacı: hayatımın direksiyonu benim elimde

    kontrol etmeyi seviyoruz, değil mi? bir fırsatı kaçırmak, bu düşünceye göre kontrolü kaybettiğimiz anlamına gelir. bu durum, bizi o fırsatın hayatımızı kökten değiştirebileceğine inanmaya itebilir. örneğin sabah uyandığında akşam uyuyana kadar başına gelen tüm olayları bir şekilde kontrol edebileceğine inanırsan yaşamda başına gelen her istenmeyen olayda önce kendini suçlarsın. ancak dostum kontrol bir ilüzyondur yaşamda kontrol sahibi olduğumuz olayların oranı son derece az aslında. burada hep iki yanlış düşünce vardır. ya tüm olayları kontrol etmeliyim diye delirenler ya da zaten hiç bir şey benim kontrolüm altında değil diyerek kendini akıntıya bırakanlar. olman gereken durum bu ikisinin ortasıdır. örneğin kafeye gittin ve buluşman gereken arkadaş bir saat gecikeceğini söyledi. burada sen kontrolün altında olmayan gecikmeye sinirlenmek yerine o bir saati kulaklığı takıp "aydın serdar kuru you tube kanalından" iki tane video dinlemeye ayırsan çok daha akıllıca davranmış olursun.

    3) pişmanlık teorisi: keşke'lerin gücü

    pişmanlık, kaçırılan fırsatlarla ilgili güçlü bir duygudur. "keşke şöyle yapsaydım, böyle olsaydı" diye düşündüğümüzde, alternatif bir gelecekte daha iyi olabileceğimizi hayal ederiz. bu da bizi, kaçırdığımız fırsatları abartmaya itebilir. bu keşke ve pişmanlık içeren tüm sözler gene senin hayal gücünle alakalı dostum. örneğin "üniversite sınavında keşke daha fazla puan alsaydım hukuk okuyup başarılı bir avukat olabilirdim" bir cümle tamamen mantık hatasıdır. örneğin daha fazla puan alsan hukuk fakültesi kazanacağın kesin değil, hadi kazandın orada iyi bir eğitim alıp başarıyla bitireceğin kesin değil, okuldan sonra mesleğini yapıp yapamayacağın belli değil ve en sonunda başarılı bir avukat olacağın da tamamen senin hayalin. şimdi keşkeyle başlayan cümlelerini bir de böyle düşün dostum.

    4) sosyal karşılaştırma: komşunun bahçesi daha yeşil görünür

    başkalarının hayatlarına baktığımızda, kendi kaçırdığımız fırsatları daha fazla önemsemeye başlayabiliriz. "falanca kişi şu fırsatı yakaladı ve hayatı değişti, benim de olabilirdi" diye düşünmeye başlarız. örneğin "bizim salak ayla zengin kocayı kaptı şimdi paraya para demiyor dolar diyor" şeklinde dövünmeler olabilir ama bu gene senin kendi kurduğun senaryodur. ayla o paranın karşılığında tüm hayatı ve kişiliğini de satmış ve günde iki öğün dayak da yiyor olabilir. yani etrafındaki insanların dışarıdan çok mutlu görünen hayatları hiç de öyle olmayabilir.

    5) anlam arayışı: hayatımın amacı ne?

    son olarak, hepimiz yaşamımızın bir anlamı olduğuna inanmak isteriz. bir fırsatı kaçırmak, bize hayatımızın bir yönü olduğunu ve bu yönün değişebileceğini gösterir. bu, kaçırdığımız fırsatların önemini abartmamıza neden olabilir. bunu daha iyi anlaman için şunu düşün sen kendince bir amaç ve anlam belirledin mesela haber spikeri olmak istiyorsun. ama bunun yerine muhasebeci oldun. kendinde müthiş bir haber spikeri potansiyeli görüyorsun ama aslında o potansiyel sen de yok. şu an yaptığın mesleği iyi yapmak yerine ne o mesleği iyi yapıyorsun ne de haber spikeri olabilmek için becerilerini arttırmaya çalışıyorsun. sadece "ah be o televizyonlarda ben olacaktım şimdi" diyerek dövünmekle uğraşıyorsun. bazen navigasyonda sokak gözükür ama gerçek dünyada o sokak trafiğe kapanmış olabilir. navigasyona veya sokağa söveceğine gözünü açıp başka bir rota belirlemen lazımdır.

    kısacası dostlar unutmamanız gereken şey, hayatta her zaman yeni fırsatlar olduğudur. yani, bir fırsatı kaçırsan bile, hayat devam ediyor ve her zaman yeni kapılar açılıyor. bu kapılar yok diyorsan önce gözündeki kapkara gözlükleri çıkarmanı tavsiye ederim.

    tabi fırsatları kaçırmamak için en önemli mesele kendini onlara hazırlamaktır. bunun içinde gereken kendini sürekli geliştirmektir.

    bu konuda kendini geliştirebileceğin ve zihinsel olarak daha güçlü olmanı sağlayacak videoların bulunduğu kanalımı da buraya paylaşıyorum. bence bir gir bak ama gene de sen bilirsin.

    https://www.youtube.com/aydinserdarkuru

    sevgilerimle