hesabın var mı? giriş yap

  • ulan bir memleketin "hacker"ı bile vizyonsuz olur mu arkadaş.

    elin gavuru ülkenin istihbarat servislerini, devletin stratejik kurumlarını altüst eder, ne kadar bilgi, belge varsa ortaya döker, bizimki de gider iett'yi hekler.

    bu ekber kesin knight serverlarında aga party pls diye geziyordur ha.

  • depremden sonra malatya'dan çıkmaya karar verdik. ya mersin'e, ya da konya'ya gidebilirdik çünkü tanıdıklarımız oradaydı.ama hem kayseri hem gaziantep yolu kapalıydı. hayatımda hiç gelmediğim sivas'ın yolu açıktı sadece. başka alternatif yok diye de saat 14:00 gibi yola çıktık ve buraya gelmeye karar verdik.

    kangal'a kadar tüm benzin istasyonları kapalıydı. kangal'da bir dinlenme tesisinde yemek yiyelim dedik. suyumuz da hiç yoktu. nerdeyse 1 koli su aldık , yemek yedik.
    bize ekstra ekmek verdiler yolda lazım olur diye .ben bir tane de sigara aldım . adam 1000 tl dese okeyim yani. adam bana hocam 100 tl ver yeter dedi. ilk başta şaka sandım. neler yediğimizi içtiğimizi söyledim suları gösterdim. abi siz depremden kaçıyorsunuz para bile almamam lazım dedi. valla sarılıp ağlayacaktım.

    yollar tipi ve kar nedeniyle kapalı olduğu için de iki gündür de ismini vermek istemediğim lüks bir otelde nerdeyse klasmanına göre bedava denilecek fiyata kalıyoruz ailemle.
    tüm ekstraları da ikram yaptılar bize.
    haberlerde dinlenme tesislerinin ve bazı fırsatçılarım yaptıklarını görünce halimize şükrediyorum. gerçekten de yiğidin harman olduğu yermiş sivas. bu yaşadığım travmayı atlatmama çok yardımcı oldunuz halk olarak . buraya ayrıca tekrar geleceğim…

    edit: entry debe'ye girmiş farketmedim bile. bu günlerde kimin yanımızda olup kimin olmadığını bilinsin diye edit yapıyorum. entry ilk halinde reklam vs olmasın diye bundan bahsetmemiştim.

    kaldığım otel: ramada by wyndham sivas
    dinlenme tesisi konumu:petrol ofisi

  • bir kere inkara gerek yok. bir dönem hepimizi annemiz banyo yaptırıyordu. zaten inkar edene gülünür. neyse. günlerden pazardır. (bkz: pazar gunu ailecek banyo yapma gelenegi) banyo sırası için kardeşlerle yapılan kavgadan sora sıra bize gelmiştir. anne meşgul bir kuaför gibi banyoda sıradaki müşterisini beklemektedir. önceki banyo seansının pisliklerini temizlemektedir. banyoya girilir ve soyunulur. tek başına banyo yapmaya geçiş sürecinde pek acı veren bir soyunmadır bu. yavaş yavaş davranılır. ama annenin daha işi var. çamaşırıdır, ütüsüdür. onun vakit kaybına tahammülü yok. ağırdan alan çocuğun soyunmasını hızlandırır ve tabureye oturtur. banyo taburesine oturmadan önce sıcak su dökmekten bihaberdir bu gaddar anneler. küçük bir titreme olur. iyice kamburlaşılır.

    bu sırada anne suyu ayarlamaktadır. ve nedense bu su hep kaynama noktasına yakın olur. ilk kafadan dökülen su kamburlaşan bedeni sarsar. dimdik olunur. "sıcaaaaaak" diye bağırılır ama anne o suyun sıcak olmadığını düşünmektedir. ikinci sudan sonra da "sıcaaak" inlemeleri devam ederse biraz soğuk su ilave eder anne suya.

    sonra sabun faslı. sanki kafayı değil de kirli donu çitiler gibi sabunlar anne kafayı. bir oraya bir öbür tarafa gider kafa. sonra gözlerin kapanması talimatı gelir ve tekrardan su dökme işine geçilir.

    sabunlanma işi de bitince işin en acı verici kısmına gelinmiştir. kese. sanırsın işkembe temizliyor anne. elinin altındaki incecik çocuk kolları değil de cansız bir nesne. hele o boğaz altının keselenmesi yok mu? gıdıklandığına mı yanarsın, acıdığına mı?

    kese de bitince sıra lifle vücudu sabunlamaya gelir. anne deminki yaptığı güreşten yorulduğu için sabunladığı lifi elimize verip kendi kendimize sabunlanmamızı isteyebilir.

    tüm bu işlemlerden sonra kafadan aşağıya son bir iki su dökülür ve o kaçınılmaz hareket gelir. aynen sac yikayan berberin saclari siyirttirma hareketi gibi bir hareket. ama hareket suratadır. anne, elini kafanın üstünden çeneye doğru bastıra bastıra sürter. burun ağrır, surat ekşir.

  • 13 ekim 2020 editi:

    "çaylaklık süreci bir olgunlaşma süreci değil, yazarlık çaylak olarak bekledikçe hak edilen bir şey değil. çaylaklık durumu, yazarların oluşturduğu ortalama moderasyon yüklerinin moderasyonel kapasitemizi aşması nedeniyle uzayabiliyor çünkü yazar alımlarını bu sebeple yavaşlatabiliyor hatta durdurabiliyoruz. kimi zaman da günde binden fazla kişiyi alabiliyoruz. moderasyonel kapasitemiz arttıkça alımı hızlandırıyor, kalabalıklaştıkça da alımları yavaşlatıyoruz. durum bundan ibaret."

    (bkz: #114029926)

    ve:

    "henüz yazarlığı onaylanmamış çaylakların yazar olması laneti bitenlerin otomatik çaylaklıktan çıkarılmasına dair yapılan bir değişiklikteki hatadan kaynaklanmıştır. her ne kadar ekşi sözlük'te herkesin yıllarca beklemeden, onaylama gibi aşamalardan geçmeden yazmasını istesek de içerik kalitesini belli bir seviye üzerinde koruyacak değişiklikleri yapana kadar onay sistemiyle ilerlememiz gerekecek. anlayışınıza teşekkürler."

    (bkz: #42345484)

    sakin bir dille, gerçekten haklıymış gibi güzel güzel açıklamak sıvamayı başarıya ulaştırmıyor. çaylak arkadaş s.'ye uyarı için teşekkürler.

    7 ekim editi: tberk adlı yazar aşağıdaki eklentiyi sunduğu için uçuruldu. kendi entry'mizi silmek isterken bile keyfî yönetimden zarar görüyoruz.

    https://chrome.google.com/…femlkoibogenkdijibpdjnpi

    (bkz: ekşi sözlük entry silici)

    6 ekim editi: yazdığım entry'ye sansür uygulandığı, entry'nin tarayıcıdan girişte gizlendiği söyleniyor.

    ön edit: boykotun nedeni (bkz: kanzuk'un eşini torpille yazar yapması)

    (bkz: yolun açık olsun paşam)

    an itibarıyla başlattığım boykot.

    londonphile kendisinden özür dilenerek sözlüğe geri alınana ve alexandraarzat tekrar çaylak yapılana kadar sözlüğe yeni bir şey yazmıyorum.

    torpil yetmemiş, bir de keyfî yönetim devreye sokulmuş. benden şimdilik bu kadar.

    edit: sözlüğe hiç yazılmaması değil de sadece bu konu ile ilgili başlıklara yazılması şeklinde bir boykot önerenler var. o da olumlu. ama ben bu mide bulandırıcı durum karşısında hiçbir başlığa yazmamayı tercih ediyorum.

    3. edit: çok sayıda mesaj geliyor, hepsine cevap yazamadığım için özür dilerim.

    entry silme fikrine çok sıcak bakmıyorum çünkü yazdıklarımız aynı zamanda bizim kişisel hafızamız.

    adblock (reklam engelleyici) kullanabilirsiniz. belki bilmeyenler vardır diye androidde chrome için şunları bırakıyorum:

    https://play.google.com/…spaceship.netprotect&hl=tr
    https://play.google.com/…freeadblockerbrowser&hl=tr

    ayrıca chrome yerine deebrowser kullanıyorum, öneririm. reklam engelleme özelliği var.

    yazar arkadaşlar ublock origin, adguard ile nano adblocker'ın çok iyi olduğunu söyledi.

    ayarlar kısmından entrilerinizin ekşi şeyler ve pena'da kullanılmasını engelleyebilirsiniz.

    selam bebeksi sözlüğe uygulama üzerinden değil de tarayıcı ile girmenin daha iyi olacağını söyledi.

    eleştirel beyanlarda bulunan `@s2min3u`'ın uçurulduğu söylendi. konu ile ilgili bilgim yok.

    son edit: başka yazarların da uçurulduğu bilgisi geldi.

    genel bir iki şey söylemek istiyorum:

    arkadaşlar, bazılarınızın söylediği gibi sözlüğe gereğinden fazla anlam yüklemiyoruz. adalet duygusunun yer ve zamana göre değişen bir yapısı yok. ülke yönetimi ve küçük bir çocuk oyununda karşılaşılan haksızlık aynı duyguları uyandırır.

    "benim şirketim benim kararım" düşüncesine sahip olabilirler. bu, onların tercihi. yazarlar olarak bizim (en azından bazılarımız) aksi yönde düşüncelerimiz var. kişisel olarak, keyfî yönetime tahammül edemiyorum. keyfî yönetimi umursamayanları da saygıyla karşılıyorum, bu da özgür bir tercih.

    bugünkü son keyfî debe lisesinden sonra dünkü kararımı değiştirdim. entry'lerimi silmeye başlayacağım. bunun için özel yapılmış entry silici botlar varmış. ama ben ara ara sözlüğe girip öyle sileceğim, malum, dakikada 1 entry silmeye izin veriliyor.

    benim açtığım başlıkta ilk sıraya kendi entry'sini koymuş kanzuk :) kimden izin aldın?

  • 3 doz oldum aşı, aşı çıkmadan önce çok ağır covid geçirdim, öleceğimi düşündüm evde karantinadayken,10 kilometre,yi 46 dakikada koşuyorum, yaş 43, yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum.görsel

  • bir diktatörün iktidarını koruyabilmesi için kendi devletleri tarafından öldürülmeleri planlanan askerlerdir. kim bilir aileleri nasıl bir şok geçiriyordur şu anda. hükümet kendi elleriyle, vatanını korumak için hizmet ettiğini düşünen gencecik insanları öldürüp, sonra da "vatan sağ olsun" gibi tarihin en riyakar cümlelerinden birini kuracaktı.