ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şahan gökbakar'ın ince ve oğan'ı aşağılaması
-
muharrem ince'yi muharrem ince'den daha fazla kimse asagilayamaz.
adam 1%'lik oyuyla, 50%'den fazla oy alacak ittifaka cekilin ve beni destekleyin dedi.
gezi parkı'na o tarihi eseri inşa edeceğiz
-
adam o kadar cahil ki, neyin tarihi eser olabileceğini bile bilmiyor. dışını süsleyerek yapılan inşaatların tarihi olabileceğini düşünüyor.
geçmiş uygarlıklardan günümüze ulaşmış kalıntı ve eserlere verilen bir ad tarihi eser. yaptığın binanın dışına işlediğin motifler değil yani. ayrıca bir eserin tarihi olabilmesi için, döneminin kültürünü, yaşantısını, inanışını ve dokusunu yansıtması gerekiyor.
neyi yansıtacak, çocuk tecavüzlerini mi işçi ölümlerini mi? kültür ve sanat demiyorum bile. inanış desen akp müslümanlığı.
(bkz: bir kap su)
game of thrones
-
--- s05e09 spoiler ---
passolig olsaydı nah olurdu bu saldırı.
--- s05e09 spoiler ---
aklıma gelmişken edit: passolige kafam girsin...
tarihin en mutsuz nesli
-
biziz.
mutsuzuz olm. hep bi arayıştayız, hep bi yarışta.
amaçsızız. bizi peşinden sürükleyecek bi ideoloji yada hedef yok.
tatminsiziz. herşeyi denedik, herşeyi tükettik.
yalnızız. etrafımız kalabalıkken de yalnızız. yalnız hissetmedigimiz tek yer kardeşlerimizle uyuduğumuz odada "susadım" diye uyandığımızda bi bardak suyu koşarak getiren o melekle yaşadığımız zamanlardı.
kandırıldık. hepimize yalan söylediler. hepimize süperstar olacaksın dediler. şimdi ekşide yazıyoruz.
ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. ne savaşı gördük ne büyük buhranı.
fotoğrafı bile içinde olmak için, oradaydım demek için çekiyoruz. yazık oldu bize be... iyi çocuklardık aslında. ziyan olduk.
zorunlu edit:
debe olsun diye yazmadım ama iki yüz küsür defa favlanınca dikkati mi çekti ve diğer entryleri de okudum. fight clup eleştirisi getirenlere; bu sözlükte fight clup taki o sahneyi kimsenin bilmediğini, öylece yutturabileceğimi düşünmeniz enteresan. buna arak yada çakma değil gönderme denir. işin ekstra hazin yanı bildiğimiz en sistem muhalifi eleştirinin de yine bir pop kültür ürünü olan hollywood yapımı bir film olması.
kandırıldık. hepimize umut vaadeden delikanlı dediler, şimdi ekşi de yazıyoruz.
ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. büyük buhran... hani şu gazap üzümleri'ndeki dönem... yaşamadık.
çarıklarımızı da yemedik.
mutsuzuz.
amaçsızız.
tatminsiziz.
yalnızız.
ve dün gece bütün bunların etkisiyle, format falan da takmadan, dilime geldiği gibi yazdım.
canım sıkıldı şimdi... şu farklı renkte bağcıkları olan converse’lerimi giyeyim de kulağımda kulaklık, aklımda derin düşünceler, hiç dikkat çekmeden, çekmek de istemeden istiklal’de biraz yürüyeyim.
sözlükçülerin en eften püften başarıları
-
pizza hut'ın sınırsız pizza promosyonunda kenarlar dahil 24 parça pizza yemek.
2. veya 3. pizza'dan sonra pizzaları yavaş getiren garsona, "bilader biz buraya doymaya değil, ölmeye geldik" demek.
gülşen'in lolipop klibi
-
şarkı "kötü" değil, "uğraşılmış kötü" resmen.
bilmeden yapamazsın bu kadar kötü şarkıyı, uğraşman lazım.
joker
-
içerisindeki metaforlarla izlerken yürekleri dımbıl dımbıl etmiş film
--- spoiler ---
merdiven
izlerken normalleşme seyri olarak tasavvur ettik. karakter tam normalleşiyor, düzeliyor dediğimiz yerlerde bu merdiveni tırmanıyordu. sondan bir önceki merdiven planında perspektif öyle güzel vurgulanmıştı ki merdivenin çıkmakta değil, inmekte olduğu izlenimine düştük. sizin "normalleşme" güzergahınız benim için bir çöküş, demekti bu. son merdiven sahnesinde de güle oynaya, peşinde polislerle indi esas abimiz. katettiği yolu bir çırpıda heba etmişti. ancak mutluydu ve olmak istediği şekildeydi. bu merdiven özetle bir hayat metaforuydu.
ışık
annesini öldürdükten sonra yüzüne pencereden vuran ışık. karakterin iyilikten arınması. ışık getirenleşme evresi(lucifer). akıl hastanesi koridoru sahnesinde ise ışık içinde boğulma. en yüksek mertebe. tasavvuftakinin tam tersi bir şekilde, şeytanla bir olma. erme.
maske
"v for vandetta"dan aşina olduğumuz bir gösterge. bir sembol etrafında liderleşme ve organize olma durumu. maskenin savaş boyası gibi kullanımı. korku için kalkan ve cesaret için tetikleyicilik. ayrıca (bkz: la casa de papel)
polis arabasından çıkış
spiderman göndermesi. isa'nın doğumu imgesi. -yukarıda da değinildiği gibi- doğumdaki gibi bebek çıkarma ritüeli. ama bu bebeğin annesi polis aracı. yani düzeni oluşturan kurumların en büyük kötülükleri doğurmaya gebe oluşu. anarşizm.
öpüşme sahnesi
--- spoiler ---
edit, imladır
1800 sandıkta muhalefetin görevlisinin olmaması
-
benim gibi üşengeç, siyasetle işi olmayan biri bile sandıkta görev aldıysa bir zahmet bulaşın artık şu işe. normal şartlarda oy vermeye bile gitmeye üşenen ben, sabahın 5'inde kalkıp sandığımın başına gideceğim. rica ediyorum ömrünüzden 1 güncük ayırın da şu rezilliklerden kurtulalım artık.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
history of jazz, history of music, history of theatre gibi seçmeli derslere aşina rocker bünye history of rock isimli dersi görünce kayıtlarda, büyük bir hevesle ekler hemen.
dersin jeoloji mühendisliğinde verilmesinden de kıllanmaz hiç, olabilir tabii, kampüs geniş. ama ne zaman ki hoca kayanın tarihini anlatmaya başlar, işte orada başlar bir dönem sürecek hikaye: çakıl, kayatuzu, çimento filan...
karadeniz
-
istanbul boğazı üzerinden marmara denizine, oradan da çanakkale boğazı yoluyla ege ve akdenize bağlı bir iç denizdir. kuzeyinde azak denizi bulunur ve bu denizden kerç boğazı ile ayrılır. son süper kıta pangeada bulunan tetis denizinin, aral ve hazar gölüyle beraber bugünkü kalıntısını oluşturur.
azak denizi dahil (36.875 km²) toplam 461.000 km² alan kaplar (hazar denizi 371.000 km²). ortalama derinliği -1300 metre olup, en derin yeri inebolunun 30-40 km açıklarında -2258 metredir. sinop ile yalta arası en dar yeri 250 km, doğu-batı uzantısında ise en geniş yeri 1200 km kadardır. ülkemizin bulunduğu güney kıyılarında kıta sahanlığı genişliği azdır. kuzey kıyılarında kıta sahanlığı yer şekillerinden dolayı daha geniştir. özellikle azak denizi ve denizin kuzeybatı uzantısı tamamen sığdır.
tuna, don gibi birçok nehrin dökülmesi ve yağış oranının fazla olması sebebiyle tuzluluk oranı yüzeyde ortalama %o 18-19 dolayındadır. azak denizinde bu %o 10'a kadar düşer. derinlerde ise ortalama %o 21-22 seviyesindedir. yüzey suyu ve derinlik suyu arasında yoğunluk farkının tuzluluk farkından dolayı az olması ise bu iki su kütlesi arasında döngü oluşmasını engellemiştir. bu sebeple derinlik suları oksijensiz kalır ve kükürtlü hidrojen gazı oluşur. bu da -150 200 metreden sonra canlı yaşamını bazı bakteriler dışında oldukça kısıtlar. bu sürece karadenizin mediterranizasyonu ya da akdenizleşmesi denir.
sakarlık
-
az önce pencere ile sırtımı kanatmayı başarabilmem sanırım tam olarak bu durumun özeti. üstün başarı gerektiren durumların adını sakarlık koymuşlar.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
tarih : ocak 2005
mekan: eskisehir tramvay, nam-ı diğer estram
tramvay aniden yavaşladı. her daim kalabalık olan araçta bulunan insanlar bu yavaşlama sonrası istemsiz adımlar attılar. derken birileri bişeyler dedi gel görelim ne dedi:
-(birisi) tramvay birine çarpıyodu son anda durdu *
-(bir kız) evet evet ama olsun tramvayın her ay 4 kişi öldürme hakkı varmış *
akabinde dayanamadım koptum gülmeye başladım. çevremdeki insanlar da gülüştüler. ama onların gülme sebebi az önce kızın söyledikleri değilmiş. onları güldüren kızın konuşması sonrası oturan yaşlıca bir bayanın şu sözleriymiş:
- iyi olur valla zamanla şu kalabalıktan da kurtuluruz. (tramvay ayda 4 kişiden zamanla eskişehiri yutar diye düşünüyor hanfendi) *