ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
havaalanında we need hotel sloganı atılması
-
şu rezalete bakar mısın ya? dünyaya ülkece rezil oluyoruz. sosyal medyada imamoğlu algısı yapmaya çalışmalarının sebebi bu işte.
covid-19'un mutasyona uğraması
-
bu virüse inanmayan pezevenkler. şu yaşanan kapanmalar, insanların işsiz kalması, ölümlerin artışı... hepsi sizin sorumluluğunuzdur. hepsine siz sebep oldunuz. olmaya da devam ediyorsunuz.
avustralya, g. kore, japonya, tayvan örneklerine bakın. insanlar önlemlerini toplu şekilde aldığında hiç bir sorun olmadan normal yaşantısına devam ediyor. ama o maske var ya maske. sanki ırzınıza geçiyorlar. sanki bir yerlerinize sokun diyorlar. namusunuzu ondan daha az korursunuz. sanki özellikle bir yerden bu hastalık yayılsın diye finans alıyorsunuz. bu kadar boş beyinler olamaz çünkü. sanki caddede fosur fosur sigara içmeden duramıyorsunuz. sanki o sıçtığımın sigarası ağzınıza girip mikrobunuzu milletin suratına suratına üflediğinizde size para veriyorlar. bu kadar mal millet başka yerde yoktur. okumuşundan okumamışına kadar.
türkiye'de sanatın gelişmeme nedenleri
-
birisinin söylediklerini küçümsemek için "caz yapma", "bırak edebiyatı" gibi deyimler türetmiş bir toplum için bence öyle paragraflarla anlatarak neden aramaya gerek yoktur.
yaran fıkralar
-
mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtiği adam sağır ve dilsizdi. çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman işaretle sordu:
"para nerede?"
sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"ne parası? benim paradan maradan haberim yok. neden bahsettiğinizi anlamıyorum."
tercüman tercüme etti:
- "neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadi:
- "şimdi sor bakalım, para nerede."
tercüman işaretle sordu:
- "para nerede?"
sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:
- "şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin oldugu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."
- "ne söyledi?" dedi baba.
tercüman yanıtladı:
- "dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş."
günde 10 paket sigara içmek
-
royal dutch shell ile british petroleum'un ciğerinize sondaj için rekabete gireceği hatta nato'nun bu uğurda evinize demokrasi bile getirebileceği olaydır.
edit:başlık başa.
adı buket olanların balık etli olması
-
etimolojik kökeni olan gerçeklik.
balık et - baluk et - baluket - buket.
yaran fıkralar
-
bir adam bir gün bir petshopa giriyo kendisine en yakın duran papağanı gösterek
-pardon bunun fiyatı nedir diyor
-10000$ efendim
-neden bu kadar pahalı peki
-efendim o 300 tane kelime biliyor
biraz uzaktaki papağanı işaret ederek
-peki bunun fiyatı nedir
-20000$ efendim
-peki bu neden pahalı
-o aynı kelimeleri hem ingilizce hem türkçe söylüyor
onun yanındaki papağanı göstererek
-bunun fiyatı nedir
-30000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor
adam biraz daha bakındıktan sonra dükkanın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor
-bunun fiyatı nedir
-100000$ efendim
-bunun özelliği nedir
-valla bu pek konuşmuyo ama ordaki 3 papağan buna "hocam" diyorlar
havaalanında her şeyin iki kat pahalı olması
-
bu durum jerry seinfeld tarafından şu şekilde betimlenmiştir:
"bence tüm o havaalanı, havayolları kavramı sadece bize 9 dolara ton balıklı sandviç satmak için yapılmış kocaman bir dolap. bence sağlanan o kar, tüm havayolları sektörünü ayakta tutuyor. yani bir düşünün. terminaller, uçaklar hepsi dikkat dağıtmak için, siz de böylece ton balıklı sandviçten yediğiniz kazığı anlamıyorsunuz."
volkan ve emre'nin emenike'yi kovması
biri bizi gözetliyor'dan akılda kalanlar
-
ülkenin melihçi misin, eraycı mısın şeklinde ikiye bölünmesi. şimdi şöyle bir geçmişe bakıyorum, yıl m.ö 40 civarı. batı-doğu hun diye bölünmüştü türkler. o günden sonra en büyük bölünmedir türk tarihindeki. belki bir batı hunlu, doğu hunlu'yu severdi ama, bir eraycı asla bir melihçi'yi sevmezdi. eğer bugünlerde bu kadar ayrıştırysak, aha sebebi bi iki elemandır. çok yaşlandım lan :/
çocuklara verilmek istenip de verilemeyen isimler
-
soyadı ''ak'' olan bir arkadaşımın çocuğu için tayyar ismini önermiştim.
tayyar ak olacaktı ne güzel, dalyar ak gibi.
nesini sevmediyse...
üniversiteyi kazan sana araba alacağım diyen baba
-
ulan bana üniversiteye zar zor girdiğim sene bir mp3 player aldılar diye 2 saate yakın krize girip ağlamıştım.
bu gerçekleşse komaya falan girerdim heralde..
iyi ki almamışlar..