hesabın var mı? giriş yap

  • trafikte sürekli basıma gelen olaydır.
    başlarda gercekten özgüvenim olmadıgı icin kusurluyumdur benim hatamdır diye düsünüp hemen sag seride dogru kayıp insanları rahatsız etmeden gitmeye calısırdım.
    böyle böyle yüregim agzımda araba kullanmaya basladım ve bu durum acayip canımı sıkmaya baslamıstı. kafaya taktım bu mevzuyu
    sonra bir gün canım yine sıkkın bindim arabaya yürü kızım dedim bugun kesinlikle biriyle kavga ediceksin hadi bakalım. neyse bastık gidiyoruz basladı haydutun biri korna calmaya camdan elimi uzattım hayırdır isareti yaptım bi yanıt alınca hemen yanıma dogru sürdü aynı hizada gidiyoruz. hafif de gülüyo gevsek hosuna gitti heralde. ben göz kırparak hayırdır diyorum o da göz kırparak gülüyo neyse kırmızıda durduk boş boş gülmeye devam ediyo.
    velhasıl orda anladım bunun da yine bu erkeklerin can sıkma merakıyla ilgili oldugunu ve hicbir hatam olmadan kusursuzca araba kullandıgımı.
    yapmayın etmeyin kardesler kimsenin karısına kızına korna calıp da cesaretini kırmayın bırakın biz de sol seritte özgürce akıp gidebilelim..

  • instagram hikayesinde şu şekilde görülmektedir:

    “türkiye apaçık bir parti devletine dönüşmüştür, şu an nazi almanyası’ndan farkı yoktur. bu hükümet meşruiyetini tamamen yitirmiştir. satılan geleceğimizin, toprağımızın, emeklerimizin, mutluluğumuzun hesabını hakkını sormayan, şu saatten sonra ses çıkarmayan herkese yazıklar olsun! biliyorum keyfiniz bozulmasın istiyorsunuz ama artık çüş.”

    t: bir rapçiye ait açıklamalar

  • insanin ilerde karsilasacagi durumlari idare edebilmek icin gereken hamlelerin kaynaklarini duzenleyip hayata gecirebilme yolunda kendi kapasitesine olan inancıdır. bir işi başarmanın temelinde inancın olduğunu söyler. hedefe ulaşmak için gerekli kişisel aktiviteleri etkileyen en önemli faktörlerden biridir, kimi araştırmacılara göre en önemlisidir. öz yeterliliğin öncelleri ise hayali tecrübe, geçmiş deneyim, psikolojik canlandırma ve ikna kavramlarıdır.

    albert bandura 1983 yılında yaptığı sosyal öğrenme teorisi araştırmasında bulmuştur bu kavramı. daha sonra pek çok araştırmacı öz yeterlilik üzerinde çalışmıştır. günümüzde de halen üzerinde çok çalışılan bir kavramdır.

  • dünya tarihinin bilinen en eski şarkısı: hurri ilahisi!

    hem sözleri hem de müzik notaları ile dünya tarihinin bilinen en eski şarkısı, hurri ilahisi no 6’dır. mö 1400 civarında yazıldığı tahmin edilen eser, 1950'lerin başında geç tunç çağı'nda önemli bir kültür ve ticaret merkezi olan antik ugarit kentindeki (günümüz suriye) bir tablette keşfedilmiştir.

    hurri ilahisi, mö 2. binyılda kuzey mezopotamya bölgesinde konuşulan eski bir dil olan hurri dilinin, kil tablet üzerine çivi yazısıyla işlenmesinden oluşmuştur. şarkının büyük olasılıkla bir tür lir veya arp gibi telli bir enstrümanla çalınması gerektiği düşünülmektedir. yapılan kapsamlı paleografik çalışmalar sonucunda, şarkı sözlerinin bereketle, meyve bahçeleriyle ve ayla ilişkilendirilen, ay tanrısının eşi ve güneş tanrısının annesi olan mezopotamya tanrıçası nikkal'i övdüğü, ayrıca nikkal'in güzelliğini, zarafetini ve ilahi niteliklerini anlatarak onu kutsamalarını ve korumalarını istediği söylenmektedir.

    bu keşif, antik yakın doğu'nun müzik kültürü, dini ritüelleri ve kültürel kimliği hakkında bilgiler sunarak binlerce yıl önceki medeniyetlerin gelenek ve göreneklerini yansıtmıştır.

    şarkıyı dinlemek isteyenler için kaynak

  • bu geceki efsane begüm ayarından aklımda iki cümle kalmış, topluma hizmet amacıyla paylaşıyorum:

    1. öyle 3-5 tane kamyon arkası yazısı ezberlemekle delikanlı olunmuyor.
    2. süper kahraman logosunun içine kendi baş harfini koymakla da süper kahraman olunmuyor.

  • herhangi bir akp'linin değil, chp genel sekreteri akif hamzaçebi'nin yumurtlaması.

    meral akşener endüstri 4.0'dan bahsetsin, google'dan danışman getirtsin. chp de seçmenin %2'si buradan ekmek yiyor kafasıyla taksici mafyasını yalayadursun. 2019'da ikinci sırayı alacağınıza çok eminsiniz, aynen devam.

    link

    olur ya chp'den biri okur editi: derdimiz* istanbul belediye seçimleri için taktik yapmanız değil, tek cümleyle prensip ve politika yoksunu olduğunuzu göstermeniz. teknoloji, ulaşım, sanayi, sosyal yaşam ve tüketici haklarına dair bize anlatabileceğiniz* bir politikanız olsa, bu cümle kurulmazdı zaten. hayırlı taktikler.

    yiğidi öldür hakkını ver editi:
    "sadece istanbul’da değil tüm türkiye’de insanlarımızın konforlu taksilerde, emniyetli bir şekilde, internet üzerinden çağrı yaparak, gerektiğinde kredi kartı ile de ödeme yaparak seyahat etme hakkı vardır. bu sistemi taksiciler esnaf odası bünyesinde kuracağız."

    link

    bir esnaf odasının rekabet edebilmesi için teknolojik sistem kurmak devletin ya da bir partinin işi değildir. yine de ilk cümlesi bile adama burhan kuzu muamelesi yapmamak için yeterli.

    akif hamzaçebi'nin cevabı editi:
    "tekrar ifade ediyorum: şehir içinde taksi ile yapılacak ulaşımın konforlu, emniyetli araçlarla internet üzerinden çağrının da olduğu, gerektiğinde kredi kartı ödemeli bir sistemle olmasını öneriyorum. bunu illa da yabancı bir şirket mi yapmalı. biz neden yapmıyoruz."

    link

    nedenlerini sayayım akif bey:
    - özet: yatırımcı parasını ülkeden çekmiş, yetenek yurtdışına kaçmış, devletin nereye ne para harcadığı belli değil, çareyi taksici esnaf odasında arıyorsunuz. bu yüzden biz yapamıyoruz, bu gidişle de yapamayacağız.
    - keşke bahsettiğiniz türkler gültepe seçim merkezi'nizde ya da taksici odası'nda olsaydı. ama maalesef çoğu yurtdışında, bir kısmı da uber ofislerindeler, taksicilerle bir olup kovacağız dediğiniz teknolojiyi geliştiriyorlar. akın akın da kaçmaya devam ediyorlar.
    - türkiye'de taksici tekel, uber de bunu tüm dünyada takır takır kıran bir şirket. yabancı şirketi ülkeden kovup, yaptıklarının kopyasını milletin vergisiyle yapıp, bi de esnaf odası'nın eline vererek bu problemi çözeriz diyorsunuz. diğer konularda da bu mantığı takip edin, ülkenin adının yavaşça kuzey kore'ye dönüştüğünü göreceksiniz.
    - mesela bitaksi vardı, onla da bi dünya yolcuya kolayca ulaştılar, komisyona gelince ağladılar, en son müşteri arayıp yakın yol olduğunu farkedince iptallere başlayıp, o sistemi de işlevsiz hale getirdiler. bunları yapan adamlara bugün sistem yazıp ellerine verme sözü verdiniz.
    - buyrun bugün geçen bir haber daha. hükümet 15 yılda 752 milyar lira teşvik vermiş, nereye gittiğine nasıl döndüğüne cevap verebilen yok. soruyu 4 ay önce soran alarko ceo'su, meclise getiren chp vekili. aynı gün, uber'i kovacağız diyerek çağdışı taksici rantını korumaya soyundunuz. akp yerine chp olsa bu para türkiye'den bir uber çıkarmaya mı harcanırdı, yoksa başka türlü rantlara mı dönüşürdü? ben cevabı bilmiyorum, umarım siz biliyorsunuzdur.
    - özel yatırımcıyı teşvik etmek de yetmez, insanların aklından "ben bu işe bu yatırımı, yeteneği, emeği gömerim de, yarın bunu da kovacağız demezler mi?" sorusunu silmediğiniz sürece, taksicilere sistem kurup ellerine vermekten başka bir şey yapılamaz. o güveni de kurultay sonrası ilk iş olarak sanayi, gençlik ve akademiyi motive edip harekete geçirmek varken, taksicilere gidip oy dilenerek inşa edemezsiniz.

    15 yıldır her gün umudunu biraz daha kaybeden seçmenlerinizi ve gençliğinizi arıyorsanız, biz buradayız. taksici esnaf odası'nda değil.

  • 188 sayfalık bir paulo coelho romanı. dünyada 80 milyondan fazla okuyucuya ulaşmış. ve oldukca akıcı bir kitap. yeni kitap okumaya başlayacak olanlar için oldukca ideal. sıkılmadan okunulacak, hayatla ilgili bize güzel öğretiler verebilecek harika bir başyapıt. paulo coelho'yu dünya çapında üne kavuşturan bu kitabı tüm kitapseverler okumalı. herkes kendi kişisel menkibesini yaşar. kimisi ise onu yaşamaktan kaçınır.

    kitabın bazı önemli yerlerini şu şekilde derledim.

    not: can yayınları tavsiye edilir.

    "geleceği nasıl seziyorum? şimdinin işaretleri sayesinde. gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileştirebilirsin. ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır."

    "mutluluğun gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan."

    "bir düşün gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar: başarısızlığa uğrama korkusu."

    “biliyorum: her şey boş, bomboş, bomboş! senin de söylediğin gibi, tanrım. ama bazen bir ihtiyar kral da kendisiyle gururlanmak gereksinimi duyabilir.”

    "neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
    - çünkü onu susturmayı hiç bir zaman başaramazsın."

    "insan sevdiği için sever. aşkın hiçbir gerekçesi yoktur."

    "çünkü kalbiniz her neredeyse, hazinenizi bulacağınız yer orasıdır"

    "geçmiş ve gelecek yoktur, yalnızca sonsuz bir şimdi vardır."

    ''kitaplar, dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır. ama insanlarla konuşurken öylesine tuhaf şeyler söylerler ki..''

    ''henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirme arzusunu yitirirsin.''

    "bir şeyi gerçekten istersen"demişti yaşlı adam ona,"onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren iş birliği yapar."

    "yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle. düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez."

    "insan sevince," diye düşündü, "nesneler daha çok anlam kazanıyor."

    "peki dünyanın en büyük yalanı ne?" diye sordu delikanlı, şaşkınlık içinde. "ne mi? hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. dünyanın en büyük yalanı budur."

    "ister hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin aynı el tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider."

    "kim ve ne olursa olsun, yeryüzünde her zaman her insan, dünya tarihinde başrolü oynar. ve doğal olarak o bilmez bunu."

    "öyle zamanlar vardır ki insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez."

    "kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir."

    ”insanın geride bırakmış olduklarını düşünmemesi olanaksızdır.”

    "yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır."

    "dünyanın ruhu insanların mutluluğu ile beslenir. ya da mutsuzluklarıyla, arzuyla, kıskançlıkla... her şey bir ve tek şeydir. ve bir şey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar."

    "düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum. çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak. sen koyunlarını ve piramitler'i hayal ediyorsun. sen benim gibi değilsin, çünkü sen düşlerini gerçekleştirmek istiyorsun. oysa benim istediğim mekke'yi düşlemek sadece. çölü geçişimi, kutsal taş haceri esved'in bulunduğu meydana varışımı, ona el sürmeden önce çevresinde yedi kez dönüşümü binlerce defa hayal ettim. yanımda kimlerin olacağını, önümde kimin olacağını, konuşacağımız şeyleri, birlikte edeceğimiz duaları bile hayal ettim. ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bu yüzden hayal kurmakla yetiniyorum."

    "çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman."

    "ihanet senin beklemediğin bir darbedir. ama sen yüreğini tanıyacak olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indiremeyecektir kesinlikle sana."