hesabın var mı? giriş yap

  • holodomor, 1930'ların başlarında ukrayna'da milyonların ölümüne sebebiyet vermiş olan bir suni açlık dönemidir. ukraynacadaki "holod" ve "mor" sözcüklerinden türetilmiş olup açlıktan ölümü ifade eden bir sözcüktür.

    bolşeviklerin ukrayna üzerinde kontrol sahibi oluşu, rus devrimi'nin üzerinden fazla vakit geçmeden başlamıştır. ukrayna merkez konseyi ise devrimci değildir ve bolşevikler ukraynalılardan gereken desteği alamamıştır.

    brest litovsk barış antlaşması ukrayna ittifak devletleri'nden destek gördükten sonra imzalanabilmiş, ukrayna bu sayede rus bolşeviklerden kısa bir süreliğine kurtulabilmiştir. lâkin ukrayna'daki milliyetçi hareket ittifak devletleri'nin savaşı kaybetmesi ile beraber savunmasız kalacak ve bolşevikler sonunda yönetimi ele geçirmeyi başaracaktır.

    1921'e kadar uygulanan savaş komünizminin ekonomik çöküş ile sonuçlanması lenin'i yeni ekonomi politikası'nı ortaya koymaya itmiştir. (bunu sosyalizm entry'mde (bkz: sosyalizm/@highpriestess) sovyetler birliği'ni devlet kapitalizmi olarak tanımlarken de belirtmiştim.) böylece kapitalist devletlerde olduğu gibi kâr mefhumu artık sovyetler'de de olacaktır.

    ancak lenin'e göre ukrayna'nın ciddi bir kıtlık problemi yoktur. lenin moskova ve bazı diğer bölgelere gidecek olan tahıl kotasını giderek artırmayı tercih edecek, ukrayna'nın durumunu giderek daha da kötüleştirecektir.

    ukrayna'daki tepkiyi azaltmak için lenin, bir süre sonra tahıl sömürüsünü azaltmış olsa da, lenin'in ölümünden sonra stalin ukrayna üzerindeki baskıyı tekrar artıracaktır. 1927'de stalin, köylüleri tarım ürünlerini teslim etmeye zorlar. itaat etmeyenler sovyet otoritesinin düşmanı olarak damgalanacaktır.

    binlerce ukraynalı hapse atılır, özel mülkiyete ait tüm tarım arazilerine el koyulur, varlıklı köylüler (bkz: kulak) daha yoksul olan köylülerin sınıf düşmanları olarak etiketlenerek demonize edilir. ironik bir şekilde, "sınıf çatışması" gazıyla hayata geçirilen dekulakizasyon, sovyetler'in kendi sömürücü eylemlerini meşrulaştırma aracı olacaktır.

    köylü sınıfının zoraki kolektivizasyonuyla elde edilen gelirler halkı beslemeyecektir. ukraynalıların ürünlerinden elde edilen gelir, çoğunlukla ukrayna'yı ilgilendirmeyen harcamalara gidecektir ve stalin endüstriyel yatırımlarını da ordusunu da sömürü ile finanse edecektir.

    1933'ün bitimine doğru ukrayna'da açlıktan ölenler milyonları bulacaktır. bu dönemin "suni açlık dönemi" olarak anılmasının nedeni, açlığın ukrayna değil stalin kaynaklı, yaratılmış bir kıtlık sonucu ortaya çıkmış olmasıdır.

    holodomoru "soykırım" olarak tanımlayan, 1927 doğumlu bir adamın videosu:

    holodomor survivor tells his story

    eğer bir devletin kendi nüfuzunu güçlendirmek adına uyguladığı sömürgeleştirme eylemleri emperyalizm ise emperyalizmi tek bir ekonomik sistem ile ilişkilendirmenin yanlış olduğunu söylemekte bir beis olmayacaktır.

    * * *
    "belgeniz var mı?" diyenlere hatırlatmalı: rusya'nın kendisi bu olayları sovyetler'in üzerine atarak ve "soykırım" olarak tanımlamayarak kabul etmiştir:

    https://holodomormuseum.org.ua/…ocide-in-the-world/

    alın sizlere en hasından devlet duması beyanatı:

    "the regions of the ussr (the volga region, the central black earth region, the north caucasus, the urals, the crimea, part of western siberia), kazakhstan, ukraine, and belarus have suffered from the result of the famine caused by forced collectivization. about 7 million people were killed by hunger and illnesses associated with malnutrition in 1932-1933.

    this tragedy does not have and cannot have internationally established signs of genocide and should not be the subject of contemporary political speculation."

    meâli: zoraki kolektivizasyon malnütrisyona sebebiyet vererek 7 milyon insanı öldürmüştür. peki bu zoraki kolektivizasyonu o kadar sert uygulayan kimdir? stalin'dir. rusya'nın beyanatta inkâr ettikleri, "etnik" soykırımdır, "kasıt"tır. ama bugün rusya bile milyonlarca insanın yanlış politikalar nedeniyle öldüğünü resmi olarak kabul etmiştir, vaziyet buyken hâlâ ortamlarda holodomor için "yalan bunlar, mit bunlar. hep doğal nedenlerden oldu." diyebilmek ancak fanatizm ile mümkün olabilir.

    * * *
    ps: bu tür olayları irdelerken "bir holocaust değil." eşiğine gelmenin de pek sağlıklı bir mantık yürütme biçimi olmadığını ekleyelim. vahşet eşiği holocaust olana dünya tarihi ne güzel, pırıl pırıl.

  • bir artiztin huzunlu sonunu izletti bize az once. a a adana diye diye gitti. twitter hesabindan kendinden once yarisan yarismaciya ozurlu kontenjanindan katilmis heralde yazmis. bahsettigi yarismaci 30.000 lira kazandi kendisi ilk soruda elendi. boyle tipler ilk soruda elenince acaip bir huzur kapliyor icimi.

  • otelin lobisinde duran dayının (lobi dediysem de dezgah) odanıza gelip (oda dediysem de dört duvar) "çay demlediydim gel içek" diye sizi çağırması.

    çok fenaydı çok. sene 1995.
    (yaşandı, bitmedi)

  • başlık: camel fıkrası yazdım beyler toplanın

    camel 6 buçuk lira olduktan sonra iki arkadaş hep camel almaya başlamışlar bir yerde buluşup otururken paketleri karışır olmuş ondan sonra adam arkadaşına senin paketin de camel benimkide bundan sonra seninkinin adı mustafa camel olsun demiş.

  • insanın default hali olması gerekirken nasıl mantıksız falan addediliyor şaşırıp duruyorum. esas mantıksız olan dünyanın çoğunun binlerce yıldır bulutların üzerinde sihirli bir adamın var olduğuna inanması. enteresan adamlar vesselam neyse ki sayıları yavaş yavaş da olsa azalıyor.

  • nerdeyse her akşam kek yapan biri olarak söylüyorum:

    yumurta ve şekeri köpük gibi oluncaya kadar karıştırdiktan sonra sıvılari ekleyin ( süt ve sıvı yağ). unu eleyerek ilave edin, vanilin ve hamur kabartma tozu olmazsa olmaz, fırına verdikten sonra 30 dk boyunca ne oldu la bizim kekin durumu diye zirt pirt firinin kapagini açmayın. 40 dk sonunda pistigini anlamak icin, bıçakla bi saplama yapin, eger bıçak temiz cikarsa pismistir, yok hamur yapismissa eger, bi on dakka daha dursun sonra bi daha bicakla deneme yaparsin.

    haydin afiyet olsun.

  • alkol alınımının tavan olduğu, günahın envayi çeşidinin işlendiği güzel ülkemde bir tek birlik halinde dışlanmış günahtır. neden olduğunu anlamam. kimseye neden yemiyorsun demem de, diğer günahlar dert değil bir bu mu dert derim. adama bakıyorsun; alkol var, zina desen gırla, yalan söyler, ticarette harama el uzatır.... liste uzar gider. söz konusu domuz eti olduğunda bütün bu adamlar ağız birliği eder. günah! e diğerleri ne? bu kadarı bana iki yüzlülük gelir.
    büdüt:yanlış anlayanlara, i levye domuz eti!

  • olum senelerdir sürekli et kuyruğu, meyve sebze kuyruğu oluyor. askıda ekmek diye bir şey çıktı ama bu dayılar ecevit dönemindeki kuyruğu bir türlü unutmuyor. bunları o kuyrukta s.kmiş olmasınlar.