hesabın var mı? giriş yap

  • kovulma değildir ama çok çirkin bir andır. adama teşekkür eder gönderirsin, reklam veya tanıtım girer sonra da o yokken haberini okursun. adab-ı muaşeretten bîhaber, doğru iletişim kurmayı beceremeyen iki kadın gördüm ben orada...

  • al abicim. al al şu ağrıya overrated diyenleri...

    ucunda kanca bulunan bi sopayı geçir yumurtalıklarına. geçir ve çek çekiştir var gücünle. bak bakalım bi daha "yeaaa ne var 10 dakika ağrır geçer, niye bu kadar abartiyosunuz yaaaaaa " diyebiliyolar mı?

    yahu kazara top sürtse, 3 takla 5 burgu ata ata taç çizgisine gidip şeyini uluorta çıkarıp zeval gelmiş mi gelmemiş mi diye işeyerek test eden sensin... kıymetli çünkü.

    sonra kalkmış benim her ay döllenmeyen yumurtamın "artık bu bedende işim yok hacı. döllenmedim de... ee hadi bana müsade" diyip, yine benim rahmimi yırtarmışcasına kendini dışarı atması olayına acısını hiç çekmediğin, bilmediğin halde yorum yapan da sensin...

    ulan bi kere de bişeyi bilmeyin be...

  • dünyada 15 deyince tabii etkili oluyor. hakkari üniversitesi almanca öğretmenliği tüm dünyada sadece 20 kişiyi alıyor.

  • evdeki kadın ve çocukların mutlu ve korkusuz olması. her an kavga çıkacak huzursuzluğunu yaşayan bilir. huzurlu ev birçoğumuz için lükstür.

    ekleme: gelen mesajlardan anladım ki, bundan muzdarip çok arkadaşımız varmış maalesef. ben doğduğum ailede böyle şeyler olduysa da kurduğum ailede çok mutlu ve huzurluyum artık.

  • --- spoiler ---

    marvel cinematic universe'ün altıncı dizisi olan moon knight'ın sonuna geldik. belki de şu ana kadar ki en başarılı mcu dizisi ile karşı karşıyayız. soluksuz geçen bir altı haftaydı. daha önce mcu'da görmediğimiz ve ilk kez dizi ile tanıdığımız bir karakter olmasının da bu heyecana büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.

    marvel studios, temmuz 2019'da comic-con'da wandavision, the falcon and the winter soldier, loki, what ıf ve hawkeye dizilerini duyurmuştu. ardından d23 etkinliğinde moon knight, ms. marvel ve she-hulk dizileri duyuruldu. ilk 5 dizi marvel studios için dizi işlerine de giriş anlamını taşıyordu. dizilerde de çok başarılı oldu. yine de dikkatli bakıldığı zaman ufak tefek pacing pürüzlerini görmek mümkündü. (salgının olumsuz etkilerinin de olduğunu unutmamak lazım.) wandavision'un 10 bölüm olması gerekiyordu. the falcon and the winter soldier da salgın ile alakalı hikaye akışının diziden çıkması gerekti. loki'nin belki bir bölüm az olması daha iyi olurdu. what ıf'in bir bölümü yayınlanamadı. hawkeye'ın kurgusu özellikle ikinci yarısında problemliydi.

    moon knight'a gelindiğinde ise pacing anlamında çok büyük aşama kaydedilmiş. önceki dizilerin pürüz olarak bahsettiğim eksi yönlerine sahip değil. üstelik kendi içerisinde 6 bölüm olmasına rağmen finale kadar klasik origin hikayesi olan kısım, ındiana jones/mummy tarzında olan bir kısım, akıl hastanesindeki kısım ve sinema filmi gibi düşünürsek third act dövüşü gibi bölümlere ayırmak mümkün. bunlar son derece başarılı bir kurgu ile bir araya getirilmiş. ilk 5 diziden sonrasını dizilerin sonraki aşaması olarak görürsek, ms. marvel ve she-hulk'tan da aynı başarıyı bekliyorum.

    dizinin geneline geçmeden önce oscar ısaac'e ayrıca değinmemiz gerekiyor. ilk açıklandığı zaman çizgi romanlardan karaktere aşina olanlarımız az çok neden ısaac gibi gerçek anlamda oyunculuğu çok güçlü birinin seçildiğini tahmin etmiştik. ama oscar ısaac'in bu derece bir oyunculuk sergileyeceğini şahsen tahmin etmemiştim. moon knight'ın çizgi romanlarda bildiğimiz üç kişiliği olan marc spector, steven grant ve jack lockley kaynaktan farklı olarak oscar ısaac'ten en iyi performansı alacak şekilde revize edilmiş. ısaac her bir karakteri oynarken sesini farklı kullanmak ya da duruşunu değiştirmenin ötesinde yüzünün farklı kaslarını kullanarak resmen bambaşka insanlara dönüşmüş. onun bu performansının dizinin en büyük artılarından biri olduğunu net şekilde söyleyebiliriz.

    oscar ısaac'in karşısına da elbette ethan hawke gibi bir oyuncu cast edildi. marvel bu dizilerde özellikle karşılıklı çok zaman geçirecek karakterler için çok başarılı oyuncu tercihleri yapıyor. elizabeth olsen - kathryn hahn, tom hiddleston - owen wilson, jeremy renner - hailee steinfeld gibi. moon knight dizisinde de oscar ısaac ve ethan hawke harika bir kimya yakalamışlar. ikilinin performansı diziyi bir üst level'a taşımayı başarmış.

    moon knight bir uyarlama olarak bakıldığı zaman çizgi romanlarından yer yer farklı ama yer yerde çok yakın olan bir uyarlama. karakter yaratıldığı günden beri bir çok yazar ve çizer tarafından farklı şekillerde boy gösterdi. dizi bir çok dönemden öğeler almış ve bunu mcu'ya uyacak şekilde birleştirmiş. hawkeye dizisi için net şekilde matt fraction döneminden esinlenilmiş diyebiliyorduk. moon knight en fazla jeff lemire dönemine göz kırpıyor olsa da çizgi romanlarına aşina olanların rahatlıkla görebileceği gibi karakterin çoğu döneminden öğeler ile hikayesini oluşturmuş. ki ben bunun çok başarılı şekilde yapıldığını düşünüyorum.

    khonshu başta olmak üzere antik mısır tanrıları tahminimin çok üzerinde dizide yer aldı. bu dizi duyurulduğunda beklemediğim bir şeydi. yalnız tercih edilen anlatıyı düşünürsek en doğru seçenek olduğunu söyleyebiliriz. zira çizgi romanlarda khonshu'dan bağımsız olarak moon knight'ı anlatabileceğin süre çok çok daha uzun. acaba khonshu gerçek mi değil mi sorgusu bu tip kurgulanan bir dizide işlemeyebilirdi. khonshu ve ennead'in direktman var olduğunu bilmek marc spector'ın derdini anlamamızda da bize çok yardımcı olmuş.

    dizi görsel olarak son derece tatmin ediciydi. sinematografisi, yönetmenliği, görsel efektleri başarılıydı. özellikle moon knight'ın kostüm tasarımı mcu'nun en iyi işlerinden biri olmuş. kostüme mumya estetiği kazandırmak harika bir tercih. mr. knight kostümü ise ayrı güzel. mr. knight çizgi romanlarda aslında ayrı bir kişilik. dizide marc spector kıyafet giydiği zaman bildiğimiz moon knight kostümünü giyiyor. steven grant ise mr. knight kostümünü giyiyor. dizi için iyi bir fikir olmuş. jack lockley'nin de bambaşka bir kıyafet giyeceğini tahmin etmem mümkün.

    marc spector'ın karısı olarak izlediğimiz layla el-faouly her ne kadar dizi için yaratılmış bir karakter olsa da çizgi romanlardaki bazı önemli öğeler kullanılarak oluşturulmuş. karakterin babası aslında scarlet scarab karakterinden uyarlama. son bölümde gördüğümüz haline de o yüzden rahatlıkla scarlet scarab diyebiliriz.

    karakterin origin hikayesi anlatılırken bushman ismi geçti. bushman, moon knight'ın en büyük villain'ı. origin hikayesindeki bağları çizgi romandaki ile aynı tutulmuş. önümüzdeki maceralarda karakteri görme ihtimalimiz çok yüksek. diğer taraftan moon knight hikayelerinin bir diğer önemli karakteri jean-paul duchamp (frenchie) ise dizi de bir kez telefon rehberinde göründü. o da ilerde görmeyi umduğum karakterlerden biri. çizgi romanlarda moon knight'ın asıl love interest'i olarak okuduğumuz marlene alraune dizide yok. onun bazı özellikleri layla ile birleştirilmiş. moon knight'ın vigilante tarafı dizide hiç gösterilmedi. eğer hikayenin devamında o yola girilirse bushman ve frenchie gibi karakterlerinde gözükmeye başlayacağını düşünüyorum.

    genel mcu açısından bakarsak dizi şu ana kadar ki yapımlar içerisinde evrenin belki de en dışındaki yapımı. ufak tefek göndermeleri kaldırsalar neredeyse mcu içerisinde bile diyemeyecektik. şu an için moon knight mini dizi olarak yerini koruyor. ama önümüzdeki günlerde ikinci sezon onayı gelebilir. karakter bir şekilde devam edecek. ama şu an için bunun ikinci sezon mu ? solo sinema filmi mi ? ekip filmi ya da dizisi mi ? olacağını bilemiyoruz. eğer ikinci sezon onayı gelmezse en uygun yer midnight sons tipi bir ekip filmi. orada blade, doctor strange, ghost rider gibi karakterler ile bir arada olabilir.

    --- spoiler ---

  • zenci kelimesi arapça’daki zancî kelimesinden türeyegelmiş ve cağnım türkçeme yerleşmiştir. arabî lügattaki manası “kara derili, siyah, afrikalı” anlamına geliyorken türkçede de aynı manaya gelmekle birlikte yanına bazı unsurlar eklenmiştir: zanzibarlı (zencibarlı) adam gibi. tabii kelimenin içinde bir takım fars esintileri de mevzubahis, tamamiyle arabî demek yanlış olur. farsî’nin zangî kelimesi de aynı şekilde “paslı (ülke olarak), kara derili, siyah) anlamına geliyor.

    her neyse bizim ilgi alanımız zenci ve zencibarlı adam kelimesi çünkü osmanlı devleti’nde haremağaları (çoğunluk öyleydi) olan siyah hadımağalar afrika’dan çalınır, (zanzibar)zencibar’da hadımedilir, araplar tarafından payitahta/istanbul’a getirilir satılırmış. dolayısıyla, her şeye bir lakap takmaya bayılan canım memleketimin canım insanları da her defasında “zencibar’dan mı?” diyecek değil ya, arabın “zancî” kelimesini almış, biraz da türkçedeki büyük ünlü uyumuna uydurmuş, zenci deyivermiştir. her iki anlamda da bu kelime kişinin ırkını, tenini, efendime söyleyeyim cinsini belirtmemekte aksine nereli olduğunu söylemektedir. yani afrikalı yahut zencibarlı gibi. şimdi, tutturmuşlar, zenci demek nigga demek, ırkçılık. siyahî demek daha büyük ırkçılık, adamın direk rengine atıf yapıyorsun, üstelik bunu yaparken de siyahımsı, böylemsi anlamına çalan ek “şapkalı i”yi yapıştırıyorsun. bazen gerçekten bayılıyorum bizim sosyeteye. (bkz: zenci) kelimesi babalar gibi ırkçılık olmazken, adam tutuyor siyahî diyor, kendi kendine element uyduruyor. farkına varmadan iyi niyetle ırkçılık yapıyor ya da gereksiz yere ten rengine dem vuruyor.
    (bkz: vasatlık her yerde)

    zenciyi kullanınız, hiç çekinmeyiniz, hiçbir şekilde ırkçılık barındırmaz içinde. en azından adama siyahımsı, siyamsıtrak demekten daha hoştur ve iyidir.

  • bir hatanın bedelini koca şirketin ödemesi durumu.

    90 yıllık şirket ama başındaki adam nerde ne söylemesi gerektiğini bilmiyor. siyaset dediğin bugün var yarın yok. ama bu halk hep var. müşteri senin velinimetin. ticaret yapan bir insan 3 günlük siyasi kaygılar yüzünden müşteriyi karşısına alır mı lan? pazarda limon satan çocuk yapmaz bunu.

    al bak koç'a, aydın doğan'a, sabancı'ya. onlarca iktidar geldi geçti. bir gün olsun bu ailelerin halkın yarısına sırtını dönüp iktidara yavşadıklarını gördün mü? hayır. bazen olurlar hafiften bir destek, bazen olurlar köstek. ama hiçbir zaman net bir tavır almazlar. iktidarla halkın farklı kesimleri arasında hep denge kurarlar. sürekli ortaya konuşurlar.

    mesela doğan medya grubu, bazen bakarsın yandaşlıkta a haber'i geçerler, bazen bakarsın yürek yemişler gibi iktidarın üstüne giderler. ama hiçbir zaman tam anlamıyla taraf olmazlar. elbette ki siyasi fikirleri vardır. ama bunu aşikar etmezler. sesleri solukları pek çıkmaz ama her zaman pastadan paylarını alırlar.

    bugün iktidara tamamen tarafgir olan yeni nesil zenginler, iktidarı canhıraş bir şekilde savunup muhalif kesim için terör estiriyor. çünkü iktidar gittiğinde, binbir türlü dalavere ile tutunup beslendikleri kaynağın ellerinden kayacağını biliyorlar.

    siz, kaptığı iki ihaleyle zengin olmuş sonradan görme bir şirket misiniz? ta 1927'de, genç cumhuriyetin daha 3. yılında binbir ümitle kurulmuş bir şirketsiniz. ama sizin yaşarcık, gaza gelmiş olacak ki koca şirketin mazisini unutup halkın yarısını karşısına aldı. çok amatörce. iktidar yandaşlarının kendisine sahip çıkacağını, pınar ürünü almak için kuyruğa gireceklerini falan düşündü herhalde. oğlum bunlar, onca tantanaya rağmen reyizlerinin filmine bile gitmeyip filmin gişede çakılmasına sebep olan insanlar. bu hayatta hiçbir bedel ödemeden, hiçbir emek vermeden riyakarlıkla, kurnazlıkla, torpille, hileyle hayata tutunup bunu yaşam tarzı haline getiren insanlar. dün dost dediğine düşman, düşman dediğine dost diyen insanlar. senin neyine sahip çıkacaklar. bunlara güvenilir mi lan?

    kalırsın işte böyle muhasebecinle baş başa. hadi yürü git.

  • sanırım 13-14 senedir kullandığım browser, chrome vb yokken firefox bizi internet explorer gibi bi kamyon tekeri browserdan kurtarmıştır, o browser kıtlığında firefox sayesinde insan gibi internet'te gezmeyi başardık.

    şimdi chrome gelince herkes firefox'u sattı, vefasız ipneler, hala süper ötesi browserdir, ipneliğin luzumu yok şimdi gidip yükleyin kullanın.