ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bilişim merkezi olmak yerine kargo merkezi olmak
-
ah ahhh, kafa basmıyor işte. basmıyor, hakaret için söylemiyorum vallahi basmıyor.
bak şimdi güzel kardeşim, sen kalktın 3 kıtanın arasına böyle bir merkez inşaa ettin ve cazibe merkezi haline getirdin. çin'de üretilen mal buraya geldi ve dağıtılmaya başladı. çin'deki üretici buranın faydasını ve karına olumlu etkisini gördü. sence bir sonraki hamlesi ne olur? karını arttırabilmek için montaj ya da üretimini de buraya yakın bir coğrafyaya kaydırmak. peki sonraki ne olur dersin? yine karını arttırmak için bu tesislerdeki üretimi arttırmak için arge çalışmaları yapmak ve hatta arge tesisleri kurmak yine bu coğrafya ya da yakınlarında.
bu böyle gider, eğitim ve öğretim tesisleri kurarak kalifiye işgücü elde etme vs. şeklinde.
vizyon diyoruz ya, işte vizyon böyle bir şey. sen mevcut coğrafyanı cazibe merkezi haline getir, gerisi gelir zaten. bak hong kong'a, bak dubai'ye, gelişimleri hep benzer şekildedir...
ekleme: başka bir arkadaş singapur örneğini vermiş, o da çok doğru bir örnektir, buraya da eklemeden geçmeyeyim dedim.
debedit:
(bkz: oy ve ötesi)
çok uzun zaman sonra gelen edit: başlık başa kalmış...
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
arkadaşınızla vedalaştıktan sonra aynı yolda bir süre yan yana yürümeye devam etmek.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
tam umudu kesmişken mesaj attıktan 9 saat sonra cevap vermesi ve tatlı tatlı neler yaptığımı sorması.
hem umut verip hem vermiyor gibi olması daha da acayip.
mutlu edit; şu an sevgiliyiz hehe
mutsuz edit; 14. günde ayrıldık mnakoyim.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
üniversitemizin itiraf sayfasında paylaşılmış bir güncelleme:
" eski sevgilimin evinde beni aldattığı
kızın tişörtünü bulmuştum bana
"kızım ben seni aldatmıyorum ki onu
aldatıyorum bak senin ondan haberin
var onun senden yok ki" demişti"
namazla boyun ağrılarından kurtuldum
-
kızcağız döne döne boyun fıtığı olmuş, aynı dinde bi kaç ay kalınca ağrı sızı kalmadı bak. doğru bir beyanat.
batılılar inanın bizi sevmiyorlar
-
efendim susturamıyoruz, sürekli konuşuyor. en güzeli de bu fikirleri savunmak zorunda olanlar var. beter olun, yalakalar sizi.
jackie chan
-
yıllar önce "sinema" dergisinde okuduğuma göre türkiye'deki bir basın toplantısında kendisine filmlerinde neden dublör kullanmadığı sorulmuş o da şu yanıtı vermiş: "üçüncü kattan atlayabilirsem atlarım, atlayamazsam ikinci kattan atlarım".
friedrich nietzsche
-
"cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgur bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumda seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacagını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"
ugg
-
herkesin küfrettiği ayakkabı. fakat herkesin de ayağında...
akp gibi bir şey sanırım.
yatakta kendi kendine düşünürken lafın lafı açması
-
kendinizle ilgili "sabaha kadar vır vır konuşur uyutmaz şimdi pezevenk" diye düşünmenize sebep olan şizofrenik durum.
milka'nın türkiye pazarında tutmamasının nedeni
-
ürünlerin türkiye’de çıkanı ile yurtdışındaki çıkanı arasında fark olmasından kaynaklanabilecek durum. gıda dedektifi instagram hesabında bahsi geçmişti bu konunun bir kaç kez. ingiltere’de bol sütlü, bol vitaminli, az şekerli ürünün türkiye’de piyasaya sürülen versiyonu az sütlü, vitamini azalmış ve glikoz şekeri ve diğer sakat içerikleri dayadıkları ürün oluyor.