hesabın var mı? giriş yap

  • anlamsız argümanlarla izah edilmeye çalışılan parapsikolojik fantastik vaka, "ne kadar para alıyo o biliyon mu" denmiş, adamın sadece real madrid kariyerinde kazandığı para 7 sülalesi ve kendini çalışmadan zengin zengin yaşatır. yani sivas'tan aldığı para onun için çerez.
    bence teknik direktörlük kariyeri başlangıcı için en uygun ve kendisine iş verecek olası en yüksek kaliteli lig olarak burasını ve sivası buldu. fenerbahçe döneminden bildiği bi ülke, taşra falan gibi şeyleri bilmeyen kasmayan cool ve mütevazi bir adam herhalde. yani param var ama, hayatımın kalanını mal gibi boş boş geçirmeyeyim deyip bildiği bi işle ilgili bir kariyere başlamış, baya yüksek bir karakter. resmen olaylara farklı bakıyorum artık.

  • çok enteresan, sanki başörtüyü takmayınca benimsediği düşünceleri de bir kenarda bırakacakmış gibi düşünülüyor herhalde.

    başörtülü bir hakime başörtüsü takmadan da ayrımcılık yapacaksa eğer yapar, başörtüsü takmayınca tarafsız başörtüsü takınca yanlı olmayacak birdenbire. insanların kıyafetlerini engelleyerek zihinlerini değiştiremezsiniz bunu hala anlamadınız mı?

    eğer bir korkunuz varsa yargının kişiselleştirilmesinin önüne nasıl geçilir, gittikçe çarpıklaşan adalet sistemi nasıl rayına oturur, kanunlar dindar, deist, ateist, zengin, fakir ayrımı olmadan nasıl herkesi birey olarak değerlendirip eşit ele alır bunlara kafa yorun. lütfen başörtüsüyle uğraşıp akp’nin ekmeğine yağ sürmeyin, başörtülü arkadaşlara tek çıkış kapıları akp imiş gibi hissettirmeyin.

  • çok ağır şekilde kerizlenen takım. sean marks bu kerizleri dolandırdı ve bu kerizler kendilerine neyin çarptığını anlayana kadar çok geç kalmış olacaklar.

    bunun bu kadar kötü bir hamle olmasının sebeplerine gelirsek

    1- phoenix suns aşırı fazla draft hakkını feda etti. 35 yaşında kronik sakat (son 2 sezondur iç yan bağlarından 2 ay kaçırıyor, aşilini koparmış olmasına değinmiyorum) bir durant'i almak için ellerindeki en iyi savunmacı ve en istikrarlı oyuncu olan mikal bridges'ı, üzerine 4 tane 1.tur draft hakkıyla 1 tane değişim hakkı verdiler. durant'in şu kontratı ve şu sağlık durumuyla ederi en fazla 2 tane 1.turdu. sırf uğruna vergi ödemek istemedikleri için pakete koydukları cam johnson'ı ve eylülden beri ayrılmak isteyen jae crowder'ı saymadım. phoenix brooklyn'in harden takasındaki hasar kontrolünü yaptı ve bu kadar aciz durumdaki takımı ihya etti.

    2- suns derinliğini kaybetti. suns'ın son dönemde iyi bir takım olma sebebi 9 kişilik sağlam rotasyonuydu, bu rotasyon artık yok. zaten bu rotasyon kaybolup sakat üstüne sakat verdikleri için nal toplamaya başladılar. bu takımı josh okogie, duane washington jr, landry shamet falan idare edemez. bu takımı idare eden ellerindeki kanat bolluğuydu ama artık bu yok. yapmaları gereken sadece crowder yerine kanat rotasyonunu güçlendiren bir hamle yapıp shamet'i yollamaktı. ana 4 kişilik ekip iyi ama bu takımın 5.oyuncusu landry shamet ya da dario saric olacaksa bu takım çok üzülür. hele cam johnson ve mikal bridges gibi iki iyi şutör ve savunmacının ilk 5'teki yerini (cam crowder kenara çekilene kadar 6.adamdı, onun ikamesi zaten kalmadı) josh okogie alacaksa bu takım üzülmeye hazır olsun.

    brooklyn açısındansa kyrie irving'in peşine bu hamlenin gelmesi muhteşem oldu. brooklyn inanılmaz bir yapılanma hamle başardı, üstelik bunu 7 tane 1.tur hakları yokken ve nba'in mental olarak en dengesiz iki yıldızına sahipken başardılar. şu anda ellerindeki kadro şu

    pg: ben simmons-spencer dinwiddie-patty mills
    sg: cam thomas-seth curry-joe harris
    sf: mikal bridges-dorian finney smith
    pf: cam johnson-royce o'neale
    c: nic claxton-day'ron sharpe

    inanılmaz geniş bir rotasyon, mikal bridges-cam johnson-cam thomas üzerine kurularak ben simmons'ı da işler kılabilecek inanılmaz geniş bir kanat rotasyonu ve en önemlisi amacı olan bir ekip oldular. bu ekip bu sayede houston'a giden picklerin değerini düşürürken kendi de başarıya ilerleyebilecek bir ekip, mikal bridges ve cam thomas başrole ilk defa geçecek ve ben simmons'ın arayıp da bulamayacağı kadro yapısını kurdular. daha 6.adam olarak değerini herkesin bildiği spencer dinwddie ve ilk 5'e yazmadığımız ama her takımda ilk 5'in istenmeyen işlerini yapan o'neale ve finney smith'e değinmedik. hatta kadro o kadar geniş ki bu yazı yazıldığında jae crowder hala brooklyn nets oyuncusuydu ve kendisine takas aranıyordu.

    özetle suns şimdilik göz boyayacak ama durant 36, paul 39 olduğunda bu takımın canı çok yanacak. eğer thomas kyrie takasından sonra gösterdiği ışığı sürdürür, mikal de suns'ta herkes sakatken attığı adımın bir fazlasını atarsa brooklyn nets küllerinden doğar, suns ve yeni sahibine de ders olur bu.

  • sanırım bu yıllar 90'ların sonları ile 2000'lerin ortaları arasında yaklaşık 10 yıl devam eden bir dönemdi. sonra herkes kendi evine bilgisayar almaya başlayınca o güzel dönem de artık mazide kalmış oldu.

    o zamanlar şimdiki gibi kafeler sinek avlamazdı. misal biz oturacak masa bulabilmek için öğlen 12'den önce kafeye ulaşmaya çalışırdık. öğleden sonraları ise kafeler o kadar kalabalık olurdu ki kafe sahibinin tuttuğu sıra kağıdına ismimizi yazdırırdık. sırada bekleme süresi bazen 2 saati bile bulurdu. kafelerin bazıları atariler, normal oyun bilgisayarları ve sadece internet kullanımlık bilgisayarlar olarak bölümlere ayrılırdı.

    yine bu dönemin başlarında kulaklık diye bir icat pek yaygın olmadığı için internet kafelerin içinde son ses açık bilgisayar ortamı mevcuttu. fareler, klavyeler desen kirden kabuk bağlardı tabiri caizse. hele o toplu mekanik fareler... az sinir etmemişti bizi.

    "32 kişilik dust kuruldu, isteyen girsinnn", "pusmak yok", "ekran yapma aq", "rest çek", "impulse'yi aç" gibi efsane counter-strike replikleri inletirdi salonları. 4-5 kişi ile yapılan age of empires ii the conquerors multiplayer'ların ise tadından yenmezdi. tat demişken; o klavyenin yanına serilen gazete parçasının üzerinde yenilen simit ise internet kafe atmosferinin en hoş ayrıntılarından biriydi.

    the settlers'lar, heroes might and magic iii'ler, delta force'lar, red alert'lar midtown madness'lar, cm serileri, fifa 99-2000'ler, vs. en kral oyunlarıydı buraların.

    son olarak leş gibi sidik kokan tuvaletleri de unutmayalım.

    demem odur ki ben bile en az 3-4 yıldır bu yerlere hiç uğramadım. çocukluğumuzun eğlence merkezi olan buraları bu şekilde görmek biraz üzüyor beni. çoğu kafe de zaten playstation salonlarına çeviriyor kafeleri.

    neyse başkan bağırıyor: "17 bittiiii." kalkmam lazım...

  • çocukluğunda zorbalık yaşayan, boktan ailelere sahip olan ve iyi eğitim imkanı da sunulmayan (veya hiç olmazsa kendi kendine bu fırsatı yarat(a)mayan) bireyler er geç tanık olduğu dehşet manzaralarını içinde bulunduğu topluma geri yaşatır.

    bu açıdan bakarsak sert hatta gaddarca olacak ama diyebiliriz ki "yarın ananı bacını bıçaklayacak mülteci çocuklar için fazla endişeleniyorsun". maalesef ki onlara berrak zihinlerini geri kazandırmak imkansıza yakın. haşere gibi üreyip senin değerlerine kafa tutacaklar, olacak olan bu.

    bunun dışında "savaş nasıl bir vahşettir aklım almıyor" kısmına katılıyorum. sadece diyorum ki "orada kaybettikleri savaşı burada tetikleyecekler"

    buna razıysan ok, gitmesinler. ama umalım ki günün birinde bize sıkmasınlar.

  • kadınların artık kocasının soyadı yerine babasının soyadını kullanabilmesini sağlayan gelişme.

    kudurmalar üzerine edit: isteyen elbette ki istediği soyadını kullansın, hatta çocuk annesinin veya babasının soyadı ve kütüğü arasında seçim de yapabilsin. bunlar olağan şeyler. benim asıl sinirimi bozan şey şu konuyu bile "toksik erkeklik, eril hakimiyet" gibi sikko terimlere sığdırma çabanız. böyle beyni üç gram etmeyen feminist zırvası terimler görünce kendimi tutamıyorum sadece.

    edit 2: halen özel mesaj atıp "daha çocuklar annelerinin soyadını alacak siz de kuduracaksınız" gibi şeyler yazıp tahrik etmeye çalışanlar var. tekrar ve tekrar kanaat getirdim ki feminizm bir nefret suçudur, akıl hastalığıdır, bağnazlıktır, yobazlıktır.

  • - şimdiye kadar kaç adet beylik fethettiniz devletlum?
    - tahmini ve takribi olarak 32,7 adettir, 32,5 olmasu da ihtimaller dahilindedür.
    - ondalıksız rakkam veremez misünüz haşmetlüm?
    - küsuratlı rakkam tedarik eyleyeyim de işkembe-i kübradan salladığım malum olmasın zevata.

  • tamamen din ve türklük üzerinedir. bir de şöyle bir durum var. bunlar çanakkale zaferini 23 nisan sanıyorlar galiba. zira çanakkale zaferi 18 mart tarihinde kutlandı. hadi ülkeyi geri bıraktınız siz de geriden geliyorsunuz. ne de olsa gericisiniz.