ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste
-
fazla mesai falan yok bizim şirkette
lakin beleşe akşam yemeği verilmekte
toplantı odasında da plazma tv mis gibi
ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste
müdürün odasında deriden bi kanepe
gerçi biraz dar ama ederim artık idare
kahve makinası da olacaktı bi yerde
ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste
bu tarz benim
-
uzun zamandir izledigim en doyurucu program. iyi ki her gun cekiliyor, onu bile beklerken zorlaniyorum, bagimli oldum.
biliyorum zaten kendi basina cok yeterli ve keyifli; ama biraz daha eglenelim, bir alternatif olsun diye icki icme oyunu haline getirdim *.
istedigimiz icecegimizi hazirlayip ekran karsisina geciyoruz. asagidaki listedeki durumlar yasaninca da iciyoruz. shot da yapabilirsiniz, arzuya gore. program ilerledikce listeyi guncellemeyi dusunuyorum.
genel:
- kizlardan birisi aglayinca
- gizem veya nur icin 'sen cok guzel bir kizsin' denilince
- oyuncu, oynuyor musun, oynuyor muyum benzeri kaliplar kullanilinca
- 'nar cicegi' denilirse
- 'boyunu kesmis' denilirse
- seyirciler coskulaninca
- birileri baskasinin daha once giydigi seyi giyince veya pisti olunca
- siyah-pembe kombinasyon yapildigi zaman
nurella:
- 'sebastian' dedigi zaman
- masanin altindan nereden geldigi belli olmayan objeler cikarttigi zaman
- kuslar gundeme gelince
ivana:
- 'bunun aynisindan bende de var' dedigi zaman
- kendine bedava urun kapatinca
kemal:
- yerinden kalkip juri onundeki yarismaciya mudahale edince
- gozlerini kisarak hafif yan donup elini uzatip tarzsin onayi verirse
ugurkan:
- 'ben 60'larda ortaokuldayim' derse
ozlem:
- 'ya aslinda' dedigi zaman
program da uzun zaten kafalar iyice guzel olsun.
bilgisayar oyunu oynayanların hayatı kaçırmaları
-
zaten hayattan kaçmak için oyun oynuyorlar.
t: mantıksız bir tespit.
ibb'nin türgev ve ensar protokollerini feshetmesi
erdoğan'ın büyük oyunu
-
bu yazının uslubunun ve ongorulerinin ugur mumcu'ya benzetilmesi, ugur mumcu'ya hakarettir
2. çocukların ailenin en zeki insanları olması
-
(bkz: bilal)
böyle de çürütürüm
ferdi özbeğen
-
rakıya ilk başladığım zamanlarda, izmir'de pasaport'taki gemideki balık restoranlarına gitmiştik.. ferdi abi bizden çok önce gelmişti mekana, ve etrafindakileri eğlendiriyordu.. biz daha 20li yaşların başında tıfıl gençler olarak "aa ferdi özbegen mi bu" "yok o degildir" "yoo" derken, "evet yakışıklılar ferdi abinizim ben" diye muhabbetim ortasına dalmıştı ferdi abi.
biz o zamanlar rakıyı eğlencesine içerdik.. içine su katar, buza yer ayirirdik 2 parmak.
ama şimdi büyüdükçe, rakıyı beraber içtiğimiz insanlar bir bir gidince, neşet ertaş bırakınca en başta, rakı bardağı içinde görünmez bir kederle geliyor.. arkada biriktirdiğimiz seneler artınca, buz için ayrilan iki parmak yer, özlemle doluyor.. ferdi özbegen, neşet ertaş, karşı komşu orhan amca, anneannem, mehmet amca derken, gidim gidim suya ve buza yer azaliyor sirf özlemle beyazlaşıyor rakı..
ve radyoda ince bir saz çalmaya başlıyor.. efkarim birikti sığmaz içime, bir sitem etsem de azdir kadere..
ingiliz aksanını sevdiren insanlar
-
(bkz: david attenborough)
sözlükçülerin giyim kuşamları
-
vücudumu tamamen saran mavi badi ve tayt, kırmızı pelerin, kırmızı slip, sarı kemer.
not: slip taytın üstünde.
mete gazoz'un zehirli ok sorusuna verdiği cevap
-
bir arkadaşı mete gazoz'a soruyor.
işte o soru ve cevap
-zehirli bir ok'un olsa kime atmak isterdin?
-atmak isterdim birisine de. birisi diyelim. şeklinde verdiği cevaptır.
benim tahminim kardeşimiz o dönem kör kütük aşıktı ve o kıza atmak istiyordu oku ben öyle anladım. yoksa hepimizin aklına gelen kişi de olabilir mi acaba? kim olduğunu bilirsin sen.
1112211.com
-
belli ki bipolar bozukluğu olan bir garibin günlük olarak kullandığı web sitesi.
ben açıkçası site içerisinde gülünecek bir şey göremedim, aksine gözlerim doldu. mental disorder yaşayan bir kafanın içerisine girmek çok hüzünlü bir şeymiş. eşyalara, yerlere ve olaylara bakışı öylesine farklı ki. kafaya takılan değişik ayrıntılar ve paranoya içinde boğuluyor sanki.
insanın zihinsel engellerinin, fiziksel engellerinden hiçbir farkı yok, dolayısıyla, "lan deliye bak" tavrı ile, "lan bak adamın bacağı yok" tavrı arasında bir fark göremiyorum.
allah kendisine ve çevresindekilere sabır versin.
yastıkla adam öldürmenin saçmalığı
-
eğer solunum için sergilemeniz gereken akciğer performansı elektrik süpürgesininki kadar olmayacaksa, yani solunum yetmezliği vs.den muzdarip değilseniz , bahsettiğim konuya girebiliriz.
bunu kuzenle denedim, abimle denedim... birkaç şekilde.
dedim ki "bastırın lan yastığı. bastırın bastırabildiğiniz kadar."
herkeste bir tedirginlik oluyor tabii. görmüşler filmlerden, yastığı 10 saniye surata basınca adam titrreye titreye ölüyor.
dedim "iyi bastırın!"
"oğlum delirme. etme, tutma."
"bastırın, bunu kaldırabilecek kadar dayanıklı bir bünyem var. ver oya işlemeli anneanne yastığını suratıma"
bastırdılar. ulan bu yastık betondan değil. içinde pamuk var. burnun, suratın engebelerinin yarattığı antiklinal ve senklinal sayesinde hava alanları oluşuyor. 150 saat daha kalabilirim. isterseniz iki de kırlent alıp yanlardan sokun.
n'oldu? bir hurafeyi daha çökerttim.
*********
çok mu lüzumlu bir bilgi bu birader?
e bu kısmı üzerine düşünmeyi hak ediyor.
21. yüzyılda el yazısı ödev isteyen hoca
-
bana 20 küsür yaşımda beyaz a4 altına çizgili dosya kağıdı koydurtmuştur. öyle hoş bi nostaljiydi ki dayanamayıp yeşil arı mayalı silgi de aldım kırtasiyeden. güzel kokuyodu. yedim.