hesabın var mı? giriş yap

  • bu lafı bir akp'liden duysam aklıma hemen "demek hanımın üzerine yapacak tüm malları" düşüncesi gelir.

  • öğrencidir. 5 kuruşun bile hesabını yapar, babasının parasını yediğinin farkındadır, alın terine saygısı vardır. yata yata kıç büyütenlerin de bunu anlayamayacağının farkındadır.

  • sürekli yaşadığım, ve ağzıma sıçan bir psikoloji.
    ben yemekleri ufak poşetlere döküp bağlıyorum. ardından büyük poşete atıyorum hepsini, bir ihtimal işte. biri karıştırır da yemek isterse, el verdiğince temiz bir şeyler yesin diye.
    insanları çöpten yemek yemeye muhtaç eden, bana da bunu düşünme mecburiyeti veren sistemin de düzenin de allah belasını versin. iki yakaları bir araya gelmeyecektir. ne orada, ne burada.

    debedit: neden çöpe atıyorsun buzluğa koy diyen yazarlara vermek istediğim bir cevap var.
    babaannemin buzdolabını kullanıyorum lan ben, baya küçük onun buzluğu, adam akıllı bir şey sığdıramıyorum. o sebepten yani.
    bu cevabı beğenmeyen yazarlar için ise alternatif bir cevabım var. çok zenginim ve pirensesler gibiydim ben baba evinde, yemeği ısıtmak siz fakirlerin işi sşlfkşasdfk.

    isteyen istediği cevabı kullanabilir. ayrıca tebrik eden ve güzel mesajlarıyla beni mutlu eden tüm herkese teşekkür ederim. elinizden geleni yapmak zor değil, fazlasını isteyen ya da bekleyen yok. sadece yapabiliyorsanız yapın, emin olun haberiniz bile olmadan birilerinin güzel dileklerini alacaksınız ;)

  • geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla oturduk kadınlardan bahsediyoruz. zaten biz çirkin erkekler kadınlardan bahsederiz, kadınlar da yakışıklı erkeklerden bahsederler. yakışıklı erkekler de arabalardan bahsederler. arabaların genelde beş vitesi olur, vitesler arasındaki oran aracın son hızını etkiler. oran-orantı üniversite sınavında çok sorulan ve annemin de anladığı ve en çok sevdiği matematik konularından biridir. zaten annem sadece anladığı matematik konularını sever, anlamadıklarını reddeder. zamanında teyzemle birlikte okula giderlerken, teyzem modern matematik okutulan deneme lisesi'ne gitmiş. deneme lisesi, ankara'nın emek semtinde yer alan bir okuldur. işte o çirkin arkadaşımla emek gibi değil de emek'e yakın bir semtte oturduk kadınlardan konuştuk.

    dedik ki aga bizim kadınları ilk görüşte etkileme şansımız, evrenin bir köşesindeki paralel evren'de bir serdar ortaç daha olma olasılığı kadar. dolayısıyla bizim yapacağımız tek şey, mütemadiyen ve biteviye konuşmak. dedi ki sonra benim çirkin arkadaşım, yüzüne bile bakamıyorum, yere bak konuşurken, dedim, abi biz kadınları ilk görüşte etkileyemediğimiz için karşılaşabileceğimiz yerlerde zaman geçirmekten de hoşlanmıyoruz. yani bara, diskoya falan gitmiyoruz. dolayısıyla evde oturup, bir kadının bizi görmeden de bizi sevebileceğini düşündüğümüz bir şekil yaratıyoruz. ama, dedi sonra büyük bir sinirle, sinirlenince daha da çirkin oluyordu, nedense kadınlar burada da bize şans vermiyorlar. peki ne yapacağız? bizi görünce çirkin diye bakmıyorlar, konuşunca dinlemiyorlar, o zaman hiç şansımız yok. bir süre sessiz kalıp topraktan yansıyan çirkinliklerimize baktık.

    modern matematik eskiden sadece belli başlı okullarda okutulurdu. şimdi her yerde. ama eskiden belli başlı da olsa hiç okutulmasaydı, şimdi modern matematiği bilmiyor olacaktık. erkekler de modern matematik gibidir. sınavda çıkmaz diyip çalışmamazlık edilmez. erkeğin de bir emeği, bir özsaygısı vardır. evet görülmez bakılınca, ama anlamak istediğinde tüm matematik emrine amadedir, dedi bu çirkin arkadaşım, nasıl da duygulu. susturmadım. sanki sadece onların vücudunun bir değeri var, sanki sadece onların ruhu temiz, sanki sadece onların duyguları önemli. ben de ruhumu korumak istiyorum aga, benim de kirlenmesini istemediğim bir özsaygım var. ben de bir çöp çuvalı değilim ki. onların ruhu, onların duyguları ne kadar değerliyse, benim ruhum da o kadar değerli. sonra biraz dinlenip yere çöktü. en azından kendimi anlatabilecek kadar güzel doğabilseydim, dedi, böyle olunca iki kat yoruluyor insan. çirkin olmak büyük bir meslek.

    geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla birkaç kıza âşık olup unuttuk. biz o yola bu sefer hiç girmedik. sonra oturup bizi tanımayan, bizi tanımaktan erinen ne kadar kadın varsa, hepsine bir şarkı söyledik. içimizden geldi, içimizde tuttuk.

  • toplumsal baskıdan payını almış bir arkadaştır.

    bunlar birey olamazlar; çünkü birey olursa kendi kararlarını vermek zorunda kalır ve ne yapacağını şaşırır. ailesinin, karısının, akrabalarının ona söylediği şey "bak artık evlendin, koca adam oldun. biraz ağırbaşlı ol. bekar arkadaşın seni evinden uzaklaştırır. onlarla görüşmesen daha iyi olur." tarzı şeylerdir. o da bunlara kulak verip doğrusunun bu olduğuna kendini iknâ ederek yaşantısına devam eder.

    bir de bunlar çoğalırlar. sosyalleşmeleri de yine kendi aralarındadır. bekar olan genç akrabaya da baskı yaparlar şaka yollu "hadi artık senin de yaşın geliyor, yok mu birileri?" gibi sorularla genci daha da bunaltırlar. yani, mahvolmuş yaşamlarının girdabına başkalarını da çekmek isterler. böyle insanlarla arkadaşlık yapmak ve bir süre sonra o kişinin birey olmadığını görmek her ne kadar üzücü olsa da herkes kendi hayatını nasıl yaşayacağı tercihinde özgürdür.

    bunca zaman yardım istemesine ve yıllarca anlatmanıza rağmen sizi dinlemeyip baskıcı düşünceye teslim olmasıyla daha iyi tanıyabiliyorsunuz insanları. bir şey kaybetmediniz merak etmeyin.

  • ruam atlarda kronik, katır ve eşekte akut seyreden bir hastalıktır. zoonozdur. solunum sistemi, iç organlar ve deride irinli nodül, ülser ve tek taraflı burun akıntısına sebep olur. irinli nodüller deride oluşur ve akıntı yaparlar. irinli nodül oluşumu ilerledikçe ülser meydana gelir.

    akut formun inkubasyon süresi yaklaşık 1 haftadır. kronik formun inkubasyon süresi ise çok daha uzundur.

    etkeni burkholderia mallei'dir. gram (-), aerobik, sarı renkte s tipi koloni oluşturan bir bakteridir. bu bakteri soğuk, nemli, karanlık ortamlarda birkaç ay canlı kalır.

    ahır dışında yaşayan at stres altında ve vücut direnci düşük olduğu için çok rahat hastalanır. yağışlı dönemlerde etkenin dayanıklılık özelliği arttığı için hastalık yine ortaya çıkar.

    infeksiyon kaynağı infekte atta oluşan deri ve burun akıntısıdır. bu akıntılar sulara, yemlere, meraya, tımar malzemelerine bulaşır.

    insana deri ve solunum, etçil hayvanlara sindirim, atlara ve eşeklere solunum, sindirim ve deri yoluyla bulaşır. solunum yoluyla bulaşma ahırda yaşayan hayvanlarda damlacık yoluyla öksürük sırasında bulaşır. deri yoluyla bulaşması için deride zedelenme olmalıdır. tımarda kullanılan alet derideki nodüllerden dolayı kontamine olmuşsa ve derisi tahribata uğramış hayvanda kullanılırsa bulaşma olur. insanda solunum yoluyla bulaşma hayvanlarla iç içe yaşamakla olur. etçil hayvanlarda sindirim yoluyla bulaşma ise arazide hasta bir hayvanın yenmiş olması veya kaçak kesilen etler bu etkene sahipse ve yenirse olur.

    burun ruamı: burun akıntısı, öksürük ve çene altı lenf yumrularında şişme ile dikkat çeker.
    akciğer ruamı: öksürük en önemli belirti. burun kanaması, kanlı burun akıntısı ve solunum güçlüğü görülür.
    deri ruamı: deride apseler ve nodüller görülür.

    ruam hastalığında laboratuar tanı önemlidir. hayvan deneyi, serolojik tanı ve allerjik tanı yapılır.
    hayvan deneyi: erkek kobaylara periton içi inokulasyon uygulanır. 2 hafta içinde orşit görülmesi beklenir. buna strauss reaksiyonu denir.
    serolojik tanı: komplement fiksasyon ve aglutinasyon testi yapılır. sonuç 1/500 - 1/1000 arası çıkarsa şüphelidir. >1/1000 ise pozitiftir.
    allerjik tanı: mallein testi yapılır. deri içine 0,2 ml mallein uygulanır. hassasiyet, kızarıklık, ödem ve deride kalınlaşma görülür. kalınlaşma en önemli belirtidir. derideki kalınlaşma 0-3 mm arasında ise negatif, 3-5 mm arasında ise şüpheli, 5 mm'den büyükse pozitiftir.

    ruam savaş yönetmeliğine göre ruam'ın sağaltımı yasaktır. bildirimi zorunlu ve tazminatlı bir hastalıktır. tazminat şöyle verilir:
    açık belirtilerde hayvanın o anki değerinin 2/4'ü oranında, mallein testi pozitif çıkmışsa hayvanın o anki değerinin 3/4'ü oranında tazminat verilir.

  • ilgili video yu izledim.

    ellerine sağlık polizei.

    gönder gelsinler daha fazlasını , ırmağın akışını hissetsinler.

  • batı uygarlığı 5 milyar km öteden gelen pluto fotoğraflarını incelerken türklerin gündemi allah yazılı pide ve mucizevi atatürk silüetiydi.

  • tamamen içgüdüsel bir davranıştır. oğlumdan biliyorum. ilk defa kremalı bisküvi yediğinde bunu yaptı. hayretler içinde kaldik. biz öğretmedik. nerden biliyor lan bunu.
    kendisine sorduk. neden öyle yiyorsun diye, yarım yamalak konuşması ile cevapladı velet.
    - e öyle yenir ki bu.